Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: June 16, 2015, 01:09:18 PM

Lanetli Sevgili serisinin ilk kitabı.Bu kitaptan anladığım kadarıyla seri daha çok genç yetişkinlere hitap ediyor.Kitabı okurken çok sıkılmasam da,pek

beğenmedim.Demir Periler serisini sevenler beğenecektir,çünkü tarzı çok benziyor.Perileri görme yeteneği olan kızımız Aishlyn,büyük annesi tarafından bu

özelliğinden kimseye bahsetmemesi konusunda sürekli uyarılıyor.Özellikle de perilerin bunu farketmemesi için çok çabalıyor.Fakat bir gün etrafındaki perilerle

ilgili her şey değişmeye başlıyor.Annesi tarafından lanetlenmiş yaz kralı Keenan'ın güçleri gittikçe zayıflıyor.Kraliçesini bulması ve onunla eşleşmesi

lazım.Yoksa annesi Kış Kraliçesi tüm dünyayı kışa çevirecek ve yaz perilerinin de hepsi ölecek.Keenan'ın aradığı yaz kraliçesinin Aishlyn olduğu ortaya

çıkıyor ama Aishlynn bunların hiçbirini istemiyor.O normal bir hayat ve hoşlandığı çocuk Seth ile normal bir ilişki istiyor.Sonu biraz aceleye gelse de tatlıya

bağlanmış en azından.Sinir bozucu bir şekilde bitmedi.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Ckmksm Date: June 17, 2015, 01:58:41 PM


Labirent:Ölümcül Kaçış - James Dashner (Labirent Serisi #1)
Puanım:10/8!


Bu seriye filmini izledikten sonra  başlamak istemiyordum açıkçası.Filmi beğenmiştim ama filmlerini izledikten sonra kitapları okumam ben genelde.Ve filmi de ilk çıktığı zaman izlemiştim.Kitapları bu yüzden ertelemiştim.Geçen gün kitaplarıma bakarken bana serinin ilk kitabi adeta  "beni oku"  diyordu ve dayanamadım,başladım okumaya.
Filmi hatırladığım kadarıyla kitapta anlatılan yerleri gayet iyi yansıtmıştı.Labirent ve Kayran tam da yazarın anlattığı gibiydi.Ve Dylan O'Brien'i de gayet Thomas olarak canlandırabilirdim.Bence cuk oturmuş.
Kitap bence cok akıcıydı.Normalde distopyaları ne kadar sevsem de bazı yerleri sıkıcı olur ve araya zaman koymak isterim.Bir müddet elimden bırakırım.Ama bu kitap sıkıldığım yerlerin olmasına rağmen elimden bırakmak istemememe sebep oldu.Kısacası ben bu dünyayı çok sevdim.Ve meraktayım.
Filmi izlediğim,olacakları bildiğim halde yine de şaşırdım.Filmde nerelerde şaşırdıysam,heyecanlandıysam kitap da aynı etkiyi yarattı kesinlikle.
Kitabın dezavantajlarından mıdır bilmem ama karakterler sığ kaldı sanki.Ama şöyle bir düşününce hafıza kayıplarından olma olasılığı da yüksek bu sığlığın. O yüzden pek takılmadım ve üstünde durmayacağım.
Serinin ikinci kitabının da filmi çıkıyormuş Eylül'de sanırsam.Fragmanını izledim ve çok merak ettim.Zaten Dylan'ı çok severim.Onun oyunculuğundan şüphem yok.İkinci filme kadar seriyi bitirmiş olmak istiyorum.Kısacası film için beklemedeyim.
Thomas ve arkadaşlarının başına gelenleri okumaktan zevk alıyorum.Kesinlikle devam edeceğim seriye.Bence sizde okuyun.Tabiki tavsiyeeee..☺️

***
Minho, "Birinin cesaret verici konuşma yapması gerekmiyor mu?" diye sorunca Thomas düşüncelerinden uyandı.
"Sen yap," diye karşılık verdi Newt.
Minho başıyla onayladı ve kalabalığa döndü. "Dikkatli olun," dedi ciddi bir tonda. "Ölmeyin."

***
"Eğer onlar bu şekilde çıkabiliyorsa," diye Minho'nun açıklamasını devam ettirdi Thomas, "biz de çıkabiliriz." Bir anda heyecanlanmıştı.Minho güldü. "Yine ölmek istiyorsun. Izdırap Verenler'le takılmak ister misin? Birlikte sandviç falan yersiniz."
***
"Sence ailem var mı? Gerçek bir aile yani."
Thomas üzüntüsünü bastırmak için kahkaha attı. "Tabii ki, çıkıntı. Kadın erkek ilişkilerini açıklamama gerek yok herhalde."

***
Minho iç geçirdi. "Pekala. Aptal kızın çıkmasına izin ver."
"Ben aptal değilim!" diye bağırdı Teresa içeriden. "Ve söylediğiniz her şeyi duyuyorum, sersemler!"
Newt'in gözleri büyüdü. "Çok tatlı bir kız seçmişsin, Tommy."

***
Üç gündür senden nefret ettim. Kendini bir görmeliydin. Tenin, damarların...
Nefret mi ettin?
Onun için bu kadar endişelenmesi hoşuna gitmişti.
Teresa duraksadı. Bu benim, eğer ölseydin seni öldürürdüm deme şeklim.
Thomas göğsüne sıcaklık yayıldığını hissetti. Teşekkürler... sanırım.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: gök yüzü Date: June 17, 2015, 04:58:03 PM


Jennifer Royce -  Gözlerinin Esareti

Keira ona bu zamana kadar kötü davranan babasının takdirini kazanmak için onun teklifini kabul eder.  Ünlü savaşçı Kayran'ı  öldürecektir. Ancak işler istediği gibi gitmez ve Kayran tarafından yakalanır.  Olaylar da böylece başlar.

Öncelikle kitabı pek beğenemedim. Bazı detaylar çok gözüme battı. Mesela kitabın başları ve karakterler Judith Mcnaught'un Düşler Krallığı kitabına benziyordu. Zaten yazarın adından da Düşler Krallığı'ndan etkilendiği belli.  Kızın babası ve üvey ailesi tarafından sevilmemesi ama onların takdiri için ugrasmasi,  babanın ve Kayran'ın  düşman olmasi, kızın Kayran tarafından esir tutulması ve yaşanan gelişmeler iki kitap arasında benzer buldugum noktalardı.

Takıldığım diğer nokta ise kitaptaki hiç gerçekçi olmayan olaylar. Tamam kitapta bir kurgu var ama o kurgunun da gerçekçi olmasi lazim ki ben de kitabı hissederek okuyabileyim.  Mesela bir bölümde Kayran kalesinden ayrılmıştı ama ordusu ve Keira kaledeydi. Kaleye bir saldırı oldu. Sözde Kayran'ın  ordusu çok güçlü,  çok yetenekli ama saldırı esnasında hiçbir şey yapamiyorlar, onları Keira kurtarıyor.  Yazar Keira'yı  yüceltmek istemiş ama koskoca ordunun birsey yapamayip savaştan anlamayan bir kızın onları kurtarması komik geldi bana.

Bu hataları görmezden gelirsem idare eder bir kitaptı. Puanim 5/10. 


Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: June 18, 2015, 10:56:23 AM

Kısa ama akıcı,duygusal,güzel bir hikayeydi.Bazı yazarların 500 sayfada anlatamadığı şeyi 270 sayfada gayet güzel bir şekilde anlatmış.Allyssa'nın

acilen bir işe ihtiyacı var ve kitap onun bir bardaki iş görüşmesi ile başlıyor.Tam işe alındığı sırada,abisinin en yakın arkadaşı,kendisinin de çocukluk aşkı olan

Marco'yla karşılaşıyor.Yıllarca üçü birlikte yaşamışlar,çocuklukları birlikte geçmiş ama Marco, Alyssa'nın yıllar önce arkasında bıraktığı adam değil.Orduda gizli

bir görev esnasında ağır yaralanmış ve vücudunda bazı hasarlar kalmış.Psikolojik sorunları da var.Allyssa'da, Marco'ya göre çok değişmiş,artık bir çocuk

değil,çekici bir kadın olarak karşısına çıkmıştır.İkisi de görür görmez birbirlerinden çok etkilenirler ama Marco,kendinde ona yaklaşma gücünü bulamaz.Kitap

tahmin edeceğiniz şekilde ilerleyip,mutlu sonla da noktalanıyor.Ben çok beğendim ve tavsiye ederim.   Göz Kırp.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: June 18, 2015, 11:04:34 AM
Börülüşüm ne ara okudun kitabı yaaaa Gülmek :)
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: June 18, 2015, 03:25:10 PM
: Bendis  June 18, 2015, 11:04:34 AM
Börülüşüm ne ara okudun kitabı yaaaa Gülmek :)

Gece elime geçer geçmez başladım,sahura kadar bitti canım.   Utanıyorum.   Gülmek :)
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: June 18, 2015, 11:48:02 PM

Seriyi tamamlayan hoş bir kitap olmuş bence.Bu kitapta Stephen ve Javier'ın ilişkilerinin nasıl başladığı ve neden ayrıldıkları da anlatılmış.Olaylardan

sonra,Stephen ve Bianca'nın birlikte uyuduğu ve James'in de ayrı kalamadığından kapının önünde oturup uyukladığı bölüm çok romantikti.Stephen ve

Bianca'nın neden o kadar birbirlerine düşkün olduklarını da biraz daha anlayabiliyoruz bu kitapta.Stephen'ın babası da pisliğin tekiymiş.Bir de kitabın

sonunda evli,çocuklu,mutlu bölümü hoş bir final olmuş.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: June 19, 2015, 01:39:04 PM


Eylül ayı sanırım en çok bu kitaptan sonra anlamlı oldu. Çünkü en önemli olaylar o ay da oldu. Diğer ayların da anlamlarını, isimlerini nereden aldıklarını o sayfalarda görmek çok hoştu.
Esasa gelirsek, kitabı beğendiğimi söyleyeyim ama yine şu gereksiz uzunluktan yana dertliyim. Tanem’ in hastane süreci çok fazla uzatılmış ve sıkılmama neden oldu. Neyse ki sonradan uyandı da asıl olaylar başladı. Ve diğer bir nokta, birçok karakterin anlatılması dikkatimi dağıttı. Hangisine odaklanacağımı şaşırdım. Doruk ve Asya’ya mı Ahmet ve Sena’ya mı Burak ve Yağmur’a mı? Bilemedim. Bir de üstüne Ailenin büyük sırrı ve biri tarafında Taneme zarar vermek istenmesi eklenince iyice karmakarışık oldu her şey.  Ama yine de her karakter kendini sevdirdi. Yağız’ı şu cümleyle anlatabilirim size “Sevmeyi bilen, sevginin en güzel halini yaşatan bir gün gelecek sevdiğini de söyleyebilecekti. Sevdiğini söyleyemeyen, sevmesi güzel Abime.”  Bu sözler küçük kardeşine ait. Son sayfaları okurken Yağız’ı kafamda hangi cümlelerle anlatmam gerektiğini bilmiyordum Kalın Kafalı? Belki. Ama bu sözler cuk diye oturdu adama.
Tanem ise çekingen tavırlarıyla ve yağızın peşinden koşmasıyla sinirlerimin odak noktası oldu. Ama yavaş yavaş kendine gelmesi ve elinde ki gücü fark etmesiyle toparladı. Takıldığım bir yer var hafıza kaybı yaşamıyormuş gibiydi. Arada gördüğü geçmişe dair kesitler olmasaydı bu nasıl hafıza kaybı derdim.
Peki,  o nasıl bir sondu? Doruk sana etmediğim küfür kalmadı söylemeden geçemeyeceğim. Sırf bu yüzde hemen diğer kitaba geçmem gerekecek.
Son olarak yazarın özel anlarda kullandığı şiirsel anlatımı sayesinde duygusallaşıyorsunuz. Bazı kelimeler çok özenli ve duygu doluydu. Ama şu karışık ve herkesi anlatan tarzını maalesef benimseyemedim. Ve uzatmış olduğu süreçlerde bir ara yeter dedirtmedi değil. Yine de Tavsiye ederim. 


“Ben bir Eylül günü düşlerimi kaybettim. Şimdi de şairin dediği gibi, yüklemi olmayan bir aşkın öznesi oldum. Peki, aşk neydi? Düşlerimi, geçmişimi, kısaca beni, geleceğin karanlık suretine gömmüşken, onlardan vazgeçip yüzümü döndüğüm mü aşktı? Aşk isyan mıydı, yoksa Nazım Hikmet’in dizelerinde betimlediği gibi ‘Gelsene dedi bana, kalsana dedi bana, gülsene dedi bana, ölsene dedi bana. Geldim. Kaldım. Güldüm. Öldüm. ‘ diyen içtenliğin adı mıydı aşk? Yoksa mağrur bir hoşça kal mıydı aşk; yıl yorgunu bedenim bir ‘hoşça kal’a daha hazır mıydı? “

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Ckmksm Date: June 19, 2015, 06:24:16 PM


Labirent:Alev Deneyleri - James Dashner (Labirent Serisi #2)
Puanım:10/10!


Bu kitap efsaneydi bence.Ciddi söylüyorum,çok beğendim.O kadar çok soru var ki cevaplanacak,üçüncü kitap için biraz ara vermek soruları kafamda toparlamak istiyorum.
Kitabın ilk 250 sayfası diyeyim bir oturuşta bitirmeme neden oldu ki bu nadiren olur benim için.Öyle tek oturuşta bir kitap bitirme falan bana ters.Kitap ne kadar güzel olursa olsun.Her neyse,o 250 sayfa nasıl güzel nasıl güzel anlatamam.Bayıldım ben James Dashner üstadın kalemine.Ama o tahminen 250 sayfadan sonra işin içine Teresa gıcıklığı giriyor.Oradan sonra ara ara koptum.Yanlış anlamayın kitaba tam puan verdim.Çünkü kurgu süper ötesi.Ama işte gıcık yerlere gelemiyorum.Çok sık elimden bıraktım oralarda kitabı.Yine de sevmeme engel olamadı kitabı.
Birinci kitapta her şey bitmiş gibi gösterilmişti.Ama bu kitabın adından da anlaşılıyor ki daha deneyler bitmedi Kayranlılar için.İşte bu kitap tam olarak bu Deneyleri konu alıyor.Sonu da çok merak uyandırıcı.Diğer kitaba soluksuz geçmenizi sağlıyor.
Kitabı genel olarak çok sevdiğimi belirtmeye gerek yok sanırım.Zira her cümleden sonra 'bu kitap nasıl bişiydi yaaaaa??' gibisinden cümleler kurmamak için kendimi zor tuttum.
Yalnız...Kitapta bir şey hoşuma gitmedi.Onu belirtmek istiyorum.Bu da ufak da olsa spoilera giriyor.Kitabı okumayanlar, gözler kapansın lütfen.
***************SPOİLER***************
Teresa'nın yapmış olduğu daha doğrusu zorla yapmak zorunda bırakıldığı o ihanet olayından sonra Thomas'ın Teresa'dan o derece nefret etmesi beni çok düşündürdü.Tabii ki, o da bir insan.Ve Teresa'ya kızması normal.Ama sonuçta birbirinizi seviyorsunuz ve bir anda sevdiğin kişiden bu derece soğuman...Bilemiyorum,böyle bir durumla karşılaşmadığımız için anlamamam normal.Ama dediğim gibi sevdiğin kız/çocuk sana zor durumda olduğu için hatta senin hayatın için böyle şeyi yapıyorsa,ki bir nevi korumak için yapıyor sonuçta sen bu derece nefret etmemelisin ondan.Bu benim nacizane fikrim.Galiba takıldığım noktalardan en büyüğü buydu.Öbürlerini görmezden geleceğim.😁
************SPOİLER SONU*************
Velhasıl kelam,bu kitap bir harikaydı dostum.Alev deneyleri,alev alev yaktı.😂 Serinin üçüncü kitabı hakkında çok kötü yorumlar var ama moralimi yukarılarda tutacağım.Bakalım,göreceğiz nasılmış.Serinin ilk kitabı gibi bu da tavsiyeeeee. 😂😘

***
"Thomas bir an umutlandığını hissetti fakat hemen bu histen sıyrıldı. Bir daha umutlanmamaya yemin etmişti. Her şey bitene kadar hiçbir şekilde umutlanmayacaktı."
***
"İyi misiniz?" diye sordu Minho sonunda.
Thomas homurdanarak evet dedi ve Newt, "Cehennemde olduğumuza eminim. Buraya hep senin geleceğini düşünmüştüm Minho, benim değil." diye karşılık verdi."

***
"Thomas ne düşündüğünü biliyordu : Olanları asla unutmayacaklardı. Labirent 'te yaşadıkları , onları hayatlarının geri kalanında hep bir şekilde huzursuz edecekti. Hepsinin olmasa da çoğunun psikolojik sorunları olacaktı. Hatta belki kafayı yiyeceklerdi."
***
"Ya,tabi," dedi Minho. "Ve Tava'nın küçük bebekleri olacak,Winston o devasa sivilcesinden kurtulacak,Thomas da bir kez olsun gülecek."
Thomas,abartılı bir gülümsemeyle Minho'ya baktı."İşte mutlu oldun mu?"
"Dostum,çok çirkinsin,"diye karşılık verdi Minho.

***
"Etrafındaki kaos insanlığını yok edip onu bir hayvana çevirmişti. Tek istediği hayatta kalmak , o binaya ulaşmak , içeri girmekti. Yaşamak. Bir gün daha kazanmak."


Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: gök yüzü Date: June 20, 2015, 01:57:44 AM

Georgia Cates -  Acıtan Güzellik

Jack yıllardır romantik ilişkilerden uzak duran, kadınlarla kısa sürelerde kimliğini gizleyerek ilişki yaşayan zengin bir adam. Laurelyn' i bir barda tesadüfen görüp beğenir ve ona da aynı teklifi yapar. Laurelyn Avustralya' da kalacağı 3 ay boyunca kimliklerini gizleyerek bir ilişki yaşayacaklardır. Teklifin kabul edilmesiyle de ilişkileri başlamış olur.

Bu kitabı ne zamandır okumak istiyordum ama 2. kitabın çıkmasını beklemistim. Bekle bekle ancak şimdi okumak kısmet oldu. Ben kitabı beğendim. Bütün karakterleri çok sevdim. Özellikle Laurelyn ve Jack çok sempatikti, onların diyaloglarını okurken eğlendim. Jack' ın ailesini de sevdim, özellikle annesini  Göz Kırp.   Kadın Laurelyn'e çok güzel taktikler verdi  Hehehe
Laurelyn'in şarkıları da kitaba renk kattı  Gülmek :)

Sonlara doğru da kitap çok duygusallasti iyi ki 2. kitabı beklemişim yoksa dayanamazdim  Dövmek
Ben kitabı herkese tavsiye ederim. Puanim 8/10.


Georgia Cates -  Adanmış Güzellik

Seriye 2. kitapla kaldığım yerden devam ettim. Ilk 100 sayfayi görmezden geliyorum çünkü ikisi de sacmaladilar. Bu tarz şeyleri okumaktan nefret ediyorum  Sinirden Ölüyorum.   Neyse sonradan toparladı da ben de keyif almaya başladım.

Serideki en büyük değişim Jack' te oldu. Ilk kitapta evlilik ve çocuk istemeyen adam bu kitapta Laurelyn' le kaç çocuk sahibi olacağı üzerine planlar yapmaya başladı  Zuhahaha  Gerci ben bu halini daha çok sevdim koskoca Jack Henry resmen Laurelyn'e kul köle oldu  Hehehe

Onun dışında olumsuz yönlere gelirsem cinsellik çok vardı,  bu kadar olması gereksizdi. Bir de çok olay da olmadı, daha fazla olay bekliyordum. Onun dışında kitabı beğendim tavsiye ederim. Puanim 8/10.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: degnek Date: June 20, 2015, 03:18:31 PM

   
şehvetin kölesi yorumu Zuhahaha
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: June 20, 2015, 07:46:16 PM



'Kötü çocukların büyüsü neydi böyle? Birinin bir tedavi bulması gerekiyordu.'

Çok beğendiiiim. İlk kitaptan daha da güzeldi. Ve Mal beni hayal kırıklığına uğratmadığı için çok mutluyum  Hehehe
Tam beklediğim gibi bir karakterdi. Eğlenceli, çılgın, arada sinir bozucu ama çoğunlukla tatlı. Ve acayip enerjik.
Anne'de bence davranışlarıyla yakıştı Mal'in yanına. Geçmişi pek parlak değil ama yazar, kendine acıyan hüzünlü bir karakter olarak yansıtmamış Anne'i çokta iyi yapmış. Kitap boyunca hiç bir yanlış anlaşılma ya da büyük kavgalar olmadı ve buna rağmen hiç sıkıcı değildi. Ufakta bir sır vardı. Mal'in ilk başta bir türlü söyleyemediği şeyi öğrendiğimde üzüldüm. Ve okuyunca anlayacaksınız ki Mal sorunlarla nasıl baş edebileceğini bilmiyor. Anne de taam bu noktada yanında oluyor. Anlayacağınız sadece güldüğümüz bir roman da değildi. Araya bir kaç hüzünde katmış yazar. Böylelikle kitap basit olmaktan çıkmış bana göre.
Bu seri sevdirdi kendini. Dili akıcıydı. Diyaloglar ise kahkaha atmama yetecek kadar komikti. Ama içinde çok fazla duygusallık beklemeyin. Kitap boyunca seni seviyorum lafını duymak için kendimi yedim bitirdim amaa maalesef hiç de önemli bir şey söylenmiyormuş gibi son sayfalarda bir iki kere rastladığım bir kelime oldu. Buna rağmen ikisi arasındaki çekim o eksiği kapattı. Diğer kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.  Şeklimi Koyarım.


Ben bir kolunu Mal’in boynuna doladı, saçlarını dağıttı. “Gel, başka bir oyuncak bul kendine.”
Mal dudaklarını büzdü. “Ben çocuk değilim.”
“Ona ne dersin?” Ben zayıf, havalı bir sarışına işaret etti, kız da cevap olarak gülümseyip saçlarını düzeltti. “Bahse girerim seninle tanışmak onun hoşuna gider.”
“Vaaay, parlıyor.”
“Neden gidip ona ismini sormuyorsun ki?” diye öneride bulundu Ben. Mal’in sırtına bir şaplak attı.
“İsmini bilmem gerekiyor mu?”
“İşe yaradığını duymuştum.”
Mal “hıh”layarak, “Belki senin için,” dedi. “Ben sevişirken sadece kendi ismimi haykırırım.”
  Öldüm Gülmekten. Öldüm Gülmekten.


“O kadar iyisin yani, ha?”
Bir bakışla susturdu beni. “Hiçbir fikrin yok, Bayan Rollins.”
“Biliyor musun, egonun iğrenç mi, yoksa etkileyici mi olduğuna cidden karar veremiyorum.”



“Senden hoşlanıyorum,” dedi sadece.
“Beni doğru dürüst tanımıyorsun bile.”
“Evelyn’in ve Lauren’in arkadaşısın. Sohbet ettik. Üstüne atladım. Yerde beraber yuvarlandık. Epey bağlayıcı bir tecrübeydi.”
Gözlerimi kırpıştırdım.
“Daha da mı? Ciddi misin?”
  Hehehehe


“Biliyorum, biliyorum. Benim ihtişamıma kıyasla o hiçbir şey.” Parmakları parmaklarımı okşadı ve bakışları yumuşadı. “Ama sadece meraktan soruyorum, alnına ismimin dövmesini yaptırmak konusunda ne düşünürsün?”   Öldüm Gülmekten. Öldüm Gülmekten.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: chuck_me Date: June 21, 2015, 11:45:25 PM

   


Selvi Atıcı - Sen

Son dönem Türk yazar furyası hepsinin aynı oluşu sebebiyle boğmaya başlamıştı beni. Bu kitaba da o yüzden yaklaşamadım ama şu gördüğünüz ayraca aşık olup okudum! Yalan olmasın kapağının siyah oluşu falan da etkili oldu. Gülmek :) Kitapla ilgili tek sıkıntı: hiçbir kitabevinde ayracı yok arasında kitabın! Alacağım, alamıyorum bu yüzden! Millet n'apmış, kitabı açıp ayracı alıp kaçmış mı acaba?
Neyse kısa bir konu özetinin ardından yoruma geçeyim. Süheyla kardeşini banyoda intihar etmiş halde buluyor. Kardeşi gibi birinin böyle kolayca ölmeyeceğini düşündüğünden kendince bu ölümü soruşturmaya başlıyor ve belli ipuçlarının ardından İzmir'den kalkıp İstanbul'a gidiyor. Süheyla dövüş sanatları ustası, kimsenin lafına pabuç bırakmayan, akıllı, zeki bir kadın. Öyle aman aman bir güzelliği olmadığı da belirtiliyor kitapta. Süheyla daha sonra çalıştığı terzide Demir ile tanışıyor. Demir geçmişte akıl hastalıklarıyla, bağımlılıklarla boğuşmuş, sevgilisinin ölümüne şahit olmuş bir adam. Çok zengin bir ailenin 30'lu yaşlardaki oğlu ama abisi Dmeir'in eski huyları yüzünden Demir'i belli bir harçlıkla sınırlamış. Ama Demir kesinlikle kuzu gibi bir adam değil. Geçmişinde ne olursa olsun o pisliklerden kurtulmuş Süheyla'yı görünce ve sorununun ne olduğunu anlayınca ona yardım etmeye çalışıyor, birlikte İstanbul'un mimli barlarında takılıyorlar Zuhahaha Devamını kitapta okuyun, gizem de var, heyecan da, hüzün de, komedi de. Demir öyle güzel seviyor ki, insanın kitabın içine giresi geliyor. Mantıklı, aklı başında ama sözünü de dinletebilen bir adam. Tam kararında yani. Bir de kitap boyu Sü'ye "kadın" deyişi var ki, al sev adamı! Gülmek :) Karakterlerin ikisi de mükemmel değil, ikisi de yolda karşılabileceğiniz tipler denebilir ve bence kitabı güzel yapan da buydu. Yalınlardı. Aşık olmak için buzdolabının önün seçen bir adam bana daha samimi geliyor.  Herkes bir hazır cevap, bir komikti ya, bence bu kitap olmuştu. Gerçi burada biri söylemişti kızın iç sesi bile adama Demir Bey diyor, diye. Haklıymış bana da battı o durum.
Neyse sözün özü: okuyun! Zuhahaha

***
"Selam. Dilin mi tutuldu? Buna inanmak çok güç, maşallah pabuç kadar dilin var! Ama sana hak veriyorum. Karşımda dili tutulan ilk kadın sen değilsin."
"Tahmin ederim. Muhtemelen sizin yapım aşamanızda ebeveynlerinizin nerede hata yaptığını anlamaya çalışıyorlardır."


***

"Demir Bey?"
"Hmm?"
"Ne yaptığınızı sorabilir miyim?"
"Sana sarılıyorum."
"Orasını anlayabiliyorum. Neden sarılıyorsunuz?
"Sü, bu anın duygusal olması gerekiyordu. Filmlerde hep öyle olur!"

*****

"Doğruların seni yaralıyor olduğundan haberim yoktu."
"Her şeye verecek bir cevabın var, değil mi?"
"Elbette, kafatasımın içinde beyin taşıyorum."


*****

"Allah aşkına! Sana kim gereksiz yere bu kadar zeki olmanı öğütledi ki? Gizli kahramanlık diye bir şey var! Ve sen beni bu zevkten mahrum bırakacak kadar zalimsin!"


*****

"Yine gülümsüyorsun!"
"Evet, hayatımda yattığım en yumuşak yatak olduğunu düşünüyorum. Kimi erkeklerin baklava değil de, şekerpare stili göbek tercih etmeleri harika bir şey!"

*****

"Sen, kadın! Ne yemin bırakırsın, ne acı, ne tabu, ne kural... Tek kaşını kaldırdığında hepsini dağıtırsın! Vay halime!"

*****

Demir, yanındaki kadınla buzdolabının içine gerçek bir ciddiyetle bakarken içindeki hislerin sıcaklığıyla boğuşuyordu. Onunla buzdolabının önünde yıllarını geçirebilirdi. Sonuçta aç kalabilirlerdi. Sorun değildi.Kalbi görüntünün aklına getirdikleriyle giderek büyür ve ısınırken, yüz hatları gerginleşti. Bir insanın birine sırılsıklam aşık olduğunu buzdolabının önünde anlaması ne tuhaftı. Hapı yutmuştu! Hem de fena halde...

*****

"Beni sevdiğini biliyordum!"
"Nereden?"
"Bana karşı zayıf bir noktan var. Ve öperken beni kokluyorsun!"
"Ne? Farkında değilim!"
"Ben farkındayım. Ben de seni kokluyorum!"
"Bu çok... hayvansı gibi geliyor."
"Belki! Bence bu, sahiplenmeyle ilgili!Seni seviyorum ve bunun farkını ortaya koyuyorum. Seni kokluyorum. Sen benimsin, ben de seninim. Şurada felsefe ve ilim karışımı bir şeylere ışık tutuyorum ve sen kahkaha mı atıyorsun?"

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: June 22, 2015, 01:14:13 PM
Londra Caddesi ve Şeytan Tüyü.İki kitabı da bayılarak okudum.Özellikle Şeytan Tüyü kitabındaki bütün karakterler çok sevimliydi.Londra

Caddesi kitabında bir yandan ağlayıp,iki dakika sonra kahkaha atabiliyorsunuz.Şeytan Tüyü kitabı da genel olarak çok eğlenceli.Mutlaka okumalısınız.  Göz Kırp.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: yelizyeliz Date: June 22, 2015, 03:13:51 PM
: chuck_me  June 21, 2015, 11:45:25 PM

   


Selvi Atıcı - Sen

Son dönem Türk yazar furyası hepsinin aynı oluşu sebebiyle boğmaya başlamıştı beni. Bu kitaba da o yüzden yaklaşamadım ama şu gördüğünüz ayraca aşık olup okudum! Yalan olmasın kapağının siyah oluşu falan da etkili oldu. Gülmek :) Kitapla ilgili tek sıkıntı: hiçbir kitabevinde ayracı yok arasında kitabın! Alacağım, alamıyorum bu yüzden! Millet n'apmış, kitabı açıp ayracı alıp kaçmış mı acaba?
Neyse kısa bir konu özetinin ardından yoruma geçeyim. Süheyla kardeşini banyoda intihar etmiş halde buluyor. Kardeşi gibi birinin böyle kolayca ölmeyeceğini düşündüğünden kendince bu ölümü soruşturmaya başlıyor ve belli ipuçlarının ardından İzmir'den kalkıp İstanbul'a gidiyor. Süheyla dövüş sanatları ustası, kimsenin lafına pabuç bırakmayan, akıllı, zeki bir kadın. Öyle aman aman bir güzelliği olmadığı da belirtiliyor kitapta. Süheyla daha sonra çalıştığı terzide Demir ile tanışıyor. Demir geçmişte akıl hastalıklarıyla, bağımlılıklarla boğuşmuş, sevgilisinin ölümüne şahit olmuş bir adam. Çok zengin bir ailenin 30'lu yaşlardaki oğlu ama abisi Dmeir'in eski huyları yüzünden Demir'i belli bir harçlıkla sınırlamış. Ama Demir kesinlikle kuzu gibi bir adam değil. Geçmişinde ne olursa olsun o pisliklerden kurtulmuş Süheyla'yı görünce ve sorununun ne olduğunu anlayınca ona yardım etmeye çalışıyor, birlikte İstanbul'un mimli barlarında takılıyorlar Zuhahaha Devamını kitapta okuyun, gizem de var, heyecan da, hüzün de, komedi de. Demir öyle güzel seviyor ki, insanın kitabın içine giresi geliyor. Mantıklı, aklı başında ama sözünü de dinletebilen bir adam. Tam kararında yani. Bir de kitap boyu Sü'ye "kadın" deyişi var ki, al sev adamı! Gülmek :) Karakterlerin ikisi de mükemmel değil, ikisi de yolda karşılabileceğiniz tipler denebilir ve bence kitabı güzel yapan da buydu. Yalınlardı. Aşık olmak için buzdolabının önün seçen bir adam bana daha samimi geliyor.  Herkes bir hazır cevap, bir komikti ya, bence bu kitap olmuştu. Gerçi burada biri söylemişti kızın iç sesi bile adama Demir Bey diyor, diye. Haklıymış bana da battı o durum.
Neyse sözün özü: okuyun! Zuhahaha

***
"Selam. Dilin mi tutuldu? Buna inanmak çok güç, maşallah pabuç kadar dilin var! Ama sana hak veriyorum. Karşımda dili tutulan ilk kadın sen değilsin."
"Tahmin ederim. Muhtemelen sizin yapım aşamanızda ebeveynlerinizin nerede hata yaptığını anlamaya çalışıyorlardır."


***

"Demir Bey?"
"Hmm?"
"Ne yaptığınızı sorabilir miyim?"
"Sana sarılıyorum."
"Orasını anlayabiliyorum. Neden sarılıyorsunuz?
"Sü, bu anın duygusal olması gerekiyordu. Filmlerde hep öyle olur!"

*****

"Doğruların seni yaralıyor olduğundan haberim yoktu."
"Her şeye verecek bir cevabın var, değil mi?"
"Elbette, kafatasımın içinde beyin taşıyorum."


*****

"Allah aşkına! Sana kim gereksiz yere bu kadar zeki olmanı öğütledi ki? Gizli kahramanlık diye bir şey var! Ve sen beni bu zevkten mahrum bırakacak kadar zalimsin!"


*****

"Yine gülümsüyorsun!"
"Evet, hayatımda yattığım en yumuşak yatak olduğunu düşünüyorum. Kimi erkeklerin baklava değil de, şekerpare stili göbek tercih etmeleri harika bir şey!"

*****

"Sen, kadın! Ne yemin bırakırsın, ne acı, ne tabu, ne kural... Tek kaşını kaldırdığında hepsini dağıtırsın! Vay halime!"

*****

Demir, yanındaki kadınla buzdolabının içine gerçek bir ciddiyetle bakarken içindeki hislerin sıcaklığıyla boğuşuyordu. Onunla buzdolabının önünde yıllarını geçirebilirdi. Sonuçta aç kalabilirlerdi. Sorun değildi.Kalbi görüntünün aklına getirdikleriyle giderek büyür ve ısınırken, yüz hatları gerginleşti. Bir insanın birine sırılsıklam aşık olduğunu buzdolabının önünde anlaması ne tuhaftı. Hapı yutmuştu! Hem de fena halde...

*****

"Beni sevdiğini biliyordum!"
"Nereden?"
"Bana karşı zayıf bir noktan var. Ve öperken beni kokluyorsun!"
"Ne? Farkında değilim!"
"Ben farkındayım. Ben de seni kokluyorum!"
"Bu çok... hayvansı gibi geliyor."
"Belki! Bence bu, sahiplenmeyle ilgili!Seni seviyorum ve bunun farkını ortaya koyuyorum. Seni kokluyorum. Sen benimsin, ben de seninim. Şurada felsefe ve ilim karışımı bir şeylere ışık tutuyorum ve sen kahkaha mı atıyorsun?"



Bende bu romanı face de yayınlandığı kadar okuyabildim keşke yarıda kalmasıydı güzeldi bitirmek isterdim , yorum için teşekkürler

SiteMap - İmode - Wap2