Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: October 03, 2014, 10:03:57 PM
Bella Andre - Uzun Yağmurlardan Sonra
Üst üste bu tarz kitaplar okuyup da karşılaştırdığım için mi bilmiyorum yazarın anlatım tarzı biraz yüzeysel geldi bana.
Ne bileyim duyguları hissedemedim.Konu güzeldi aslında,böyle sırayla kardeşlerin aşklarının anlatıldığı serileri seviyorum.İlk olarak Sullivan ailesinin fotoğrafçı oğlu Chase'den başlamış yazar.Umarım seri ilerledikçe ısınırım.
Bu arada bende hepinizin bayramını kutlarım.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: dishy Date: October 03, 2014, 11:35:59 PM
Ben wallflowers serisini okuyorum 4.kitaptayım çok eğlenceli ama size de öneririm. Bu arada iyi bayramlaaaar
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: çıtçıt Date: October 04, 2014, 12:00:42 AM
Gabriel'in Cennetibir seriyi daha bitirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum. çeviri herkesin de söylediği gibi berbatti. ama en azından herkesin hayatını da anlatmıştı. keşke bir on yıl sonrasını da anlatsaydi doktorayı bitirdigini görseydik. Julia ve Gabriel'in sevgileri güzeldi de lakin okumadiysaniz kesin okuyun diye onerecegim bir seri değil. seni tanisam da olurdu tanimasam da Gabriel, başka Gabriel'lerde görüşmek üzere
bu arada şimdiden hepinize iyi bayramlar sevgili arkadaşlarım
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Mila. Date: October 04, 2014, 08:20:57 AM
İyi bayramlar!
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: :kim: Date: October 04, 2014, 10:12:56 AM
@kim
o istek bende hep var canım yaa
her seferinde Epsilon'a lanet ediyorum
evet imzalarımı ben de seviyorum çünkü Eve ve Roarke'ı seviyorum
benimde imzalarını her gördüğümde oluşuyor
bazen yeni kitap sanıp heyecanlanıyorum da sonra hatırlıyorum
epsilon neye göre çıkarıyorsa anlamadım zaten
HERKESE İYİ BAYRAMLAR
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: çıtçıt Date: October 04, 2014, 10:30:17 AM
@kim
bilmiyorum ki sanırım kafasına göre yapıyor çünkü neredeyse 1yıldan fazla oldu yeni kitap çıkmayalı. önceden de durdurmuşlardı sonra yılda bir tane çıkardı da ...
işte şimdi yok.
yeni kitap olursa haber ederim zaten. ben eskiyi yad ediyorum hep
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: :kim: Date: October 04, 2014, 01:21:50 PM
@kim
bilmiyorum ki sanırım kafasına göre yapıyor çünkü neredeyse 1yıldan fazla oldu yeni kitap çıkmayalı. önceden de durdurmuşlardı sonra yılda bir tane çıkardı da ...
işte şimdi yok.
yeni kitap olursa haber ederim zaten. ben eskiyi yad ediyorum hep
evet bir ara durmuştu sonra altı ayda bir falan çıkarıyordu ne güzel yine duraklama dönemine girdiler
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: orppersephone Date: October 04, 2014, 11:14:27 PM
Orjinal Adı : The Death Cure
Edisyon Adı : Labirent: Son İsyan
Yazar : James Dashner
Sayfa Sayısı : 384
Goodreads Puanı :5/3,81
Puanım :5/4Öncelikle söylemek isterimki yazar çok ayıp etti. Kitabı öyle bir yazmış ki sanırsınız bunun arkasından yeni bir tane daha gelecek. Yani bir seri bu şekilde kapatılabilir mi??
Ayrıca anlıyorum George R. R. Martin ile en çok kim kimi öldürecek oyununa girmişsin, yapma Martin seni her türlü geçer. Sonra olan biz okurlarına olur.
Her şey, her şeyyyy.. O kadar hızlı aktı ki bir an hikayenin ucunu kaçıracağımı düşündüm.
Thomas mesela.. Geçmiş geçmişte kalmış mottasında tutturuş gidiyor tüm kitap boyunca. Ama yani ben bir okuyucu olarak bu duruma çok sinirlendim. Üzgünüm sevgili Thomas ama seni sen yapan geçmişin, geçmişte yaşadıkların, ve onlardan alabildiğin derslerdir. Bu şekilde geleceğini sağlam zeminlere inşa edebilirsin. Bu nedenle kitapla ilgili kafamda tonlarca soru kaldı. Pek tatmin olamadım.
Brenda'yı affedebilirken, Teresa'ya kök söktürmesi ise.. Tamam Teresa fanı falan değilim ki iki kitapta çoğunlukla sinir olmuşumdur. Ama yine de kıza o şekilde davranması hiç hoş değildi.
Sonunda yıkıldım. Dedim ne yani çözüm bu mu? Peki ya geri kalanlar ne halt yiyecek??
Newt.. Teresa.. Bunlar hak etmediler..
4 puanı vermemin en büyük nedeni diğer iki kitaplar.. Ve Gally'nin yola gelebilmesi. Zira çatık kaşlı İngiliz oğlanı seviyorum
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Orjinal Adı : Naked
Edisyon Adı : Çırılçıplak
Yazar : Raine Miller
Sayfa Sayısı : 218
Goodreads Puanı :5/4,05
Puanım :5/2Bu kitapta noldu, ne bitti şimdi biri bana açıklayabilir mi??
Belli kız geçmişte sağlam bir travmaya yol açacak şeyler yaşamış, güven problemi var. Ama sergiden çıkar çıkmaz hiç tanımadığı bir herifin, hem de resmini satın alan herifin eve bırakma teklifini kabul ediyor. Sonra yok şöyle benim için iyi değil, yok böyle benim için iyi değil derken adamla yine görüşüyor. Hem de enn yakın yoldan!
Zaten başına neler geldiğini söylemiyor yazar, sürekli bir göndermede bulunuyor sadece.
Madem bu kitapta belirtmeyecektin göndermelerde bulunup neden okurun gözüne gözüne sokup sıkıntı yaratıyorsun ki??
Ethan.. Belli "his"settiklerini saklamayan biri. Ki bunu da nedense inandırıcı bulamadım, çünkü o da kendince bir şeyler saklıyor sürekli.
Yine çift tavşan misali hallerde sürekli. Yani anladık moda bu. Romanların olmazsa olmazı haline geldiler. Tamam, eyvallah ama okuyucunun kafasını kurcalayanları çözebilecekte bir şeyler ver be kadın!
Bir de kitaba 16 lira verdik iyi mi.. Bu parayı sadece kitabın ayracına vermişim gibi hissediyorum nedense..
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: CarolineF Date: October 05, 2014, 09:31:08 PM
En Karanlık Fısıltı-Gena Showalter Serinin son kitabını okumamın üstünden aylar,yıllar,onlarca kitap geçmiş,o sebeple
'En Karanlık Fısıltı'ya başlayınca bi bocalama yaşadım hangi karakter hangi iblisi taşıyordu, kimlerin geçmişinde ne acılar yatıyordu... bi an hatırlayamadım ama sonra sonra Gena sağolsun hepsini kısa yoldan hatırlatıyor bize ve bu problemimiz ortadan kalkıyor.
Sabin'i diğer karakterler gibi ilk kitaplardan hatırlıyoruz kendisi Budapeşte'de yaşamayan diğer Efendilerin lideri konumunda. Hatta ilk geldiği zamanlarda Lucien'la liderlik vasıfları sebebiyle ufak sürtüşmeler yaşamışlardı. Tabi Lucien benim gözümde tek lider olduğundan Sabin'i bu kadar sevmeyi beklemiyordum, okudukça gözlerimden kalp çıktı resmen o derece sevdim bu bebişi de ve artık onun liderliğini de kabullendim
Efendiler bıraktığımız yerden yani Pandora'nın kutusunun yerini gösterecek eşyaların 3.sünü aramaya devam ediyorlar bu sırada ise kadınları tutsak edip hamile bırakmaya çalışan avcılara rastlıyorlar. Sabin diğer kadınlardan ayrı duran kızıl saçlı güzeller güzeli Gwen'i gördüğünde gözlerini ondan alamıyor kızı kurtarmasıyla birlikte
'O benim!' naraları ataraktan Budapeştedeki kaleye götürmeye karar veriyor.
Gwen ise mitolojik bir karakter olan
Harpy'lerden biri. Aslında ırkından dolayı kitaba biraz heycan getirdi ablalarıyla birlikte ama Gwen'i tam olarak sevdim diyemem. Sabin'e göre fazla çocuksu kaldı.
Bu kitapta 3. eşyayı bulamasalar da Avcıların uzun yıllardan beri kurdukları bir planı ve Gwen'in babasıyla ilgili bir sırrı keşfediyorlar. Tabiki Kronos onları rahat bırakmayıp bir görev daha veriyor bu arada. Ayrıca başta Paris olmak üzere,Gideon,Aeron ve Torin'in düşüncelerini de okuyoruz. Adamlar o kadar dertli ki alıp içime sokasım sevgi gösteresim geliyor yeminle. Ama içlerinden bir tanesi var ki o benim bebeğim...Tatata tabiki
Paris ! Onun kitabını okumayı dört gözle bekliyorum vallahi
Herkese iyi okumalar
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: kara melek Date: October 06, 2014, 11:56:44 AM
jennifer'ın hep seni bekledim kitabını yeni bitirdim güzel bir kitaptı ama... açıkçası birz hayal kırıklığı yaşadım
çünkü yazarın karakterlerini birbirine çok benzetiyorum kış güneşindeki saplantıdaki ve hep seni bekledimdeki karakterler çok benziyor... ama melez sözleşmelerini çoook beğendim
hazır yazıyorken,
arkadaşlar bana okurken gülebileceğim komik bir kitap önerir misiniz?
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: çıtçıt Date: October 06, 2014, 12:01:48 PM
jennifer'ın hep seni bekledim kitabını yeni bitirdim güzel bir kitaptı ama... açıkçası birz hayal kırıklığı yaşadım
çünkü yazarın karakterlerini birbirine çok benzetiyorum kış güneşindeki saplantıdaki ve hep seni bekledimdeki karakterler çok benziyor... ama melez sözleşmelerini çoook beğendim
hazır yazıyorken,
arkadaşlar bana okurken gülebileceğim komik bir kitap önerir misiniz?
hazır Jennifer demişken okumadıysan Lux serisini de önerebilirim.
onun dışında gülmek deyince aklıma gelen çok önemli bir isim var: Sophie Kinsella. tüm kitaplarını öneririm.
ayrıca polisiye seviyorsan imzamda yazdığım gibi Nora Roberts - Eve Dallas serisi var.
onun dışında chick lit tarzı kitaplar genelde komik oluyor lakin şimdi tam hatırlayamadım. hatırlayınca yazarım
iyi okumalar
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: kara melek Date: October 06, 2014, 12:13:06 PM
ilgin için teşekkürler tavsiyelerini mutlaka göz önünde bulunduracağım
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: :kim: Date: October 06, 2014, 05:43:10 PM
Yalnızlar Adası - Lisa Kleypas ( Friday Harbor Serisi 1 )
hmm nasıl desem...
güzel bir öğleden sonrası kitabı diyeyim
çünkü tahminen 1,5-2 gibi kitaba başladım ve bitti
doğrusu bittiğine şaşırdım
acaba tarama kazası oldu da kitabın devamı başka yere mi gitti diye düşündüm bir an ama sonra
seri olduğunu hatırladım
sanırım son 20-30 sayfadaki alelacele finalin sebebi buydu
diğer kitaba da konu lazım bu şimdilik bu kadar demiş gibi
yine de dediğim gibi öğleden sonra bir kaç saat geçirmek için güzel, akıcı bir kitap
ama diğer serileri kadar sevmedim sanki
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: orppersephone Date: October 06, 2014, 10:46:14 PM
Orjinal Adı : The Fiery Cross
Edisyon Adı : Ateşin Çağrısı Kısım 2
Yazar : Diana Gabaldon
Sayfa Sayısı: 736
Goodreads Puanı :5/4,25
Puanım :5/5Bir seri düşünün kitaplar ilerledikçe daha da güzelleşen..
İlk kısım başlangıçtı, giriş kısmıydı.. Bu ise olaylara son gaz devam eden, sürekli atraksiyon içeren kısmıydı.
Hangi kısmını anlatayım ki sizlere..
Roger ve Bree'nin aralarındaki o şey ne ise onu aşmalarına ne kadar sevindiğimi anlatamam..
Claire. Tanrım! Bu kadın kadar güçlüsü yok. Neredeyse 700 kilodan fazla olan bir bufaloyu tek çizikte öldürmesi. Ama hak veriyorum o an içinde bulunduğu ruh hali iyi değildi Jamie sağolsun.
Jamie.. Önce kafasına tava ile vurmak istiyorum hala Laoghaire karısının adı geçtiği için. Ama işte bir tek kelime söylüyor veya kelimelere bile ihtiyacı yok aslında ya.. Neyse ondan sonra çözülüyorum ona karşı. Kızamıyorum ne kadar istesem de..
Jenny.. Jamie'yi bu eziyetten kurtardığın için -sonunda- teşekkürler
Brianna.. Vay canına bu kız kesinlikle tam babasının kızı! Bazen davranışlarına sinir olsam da onunda çağa ayak uydurmadaki başarı ve karakterindeki gelişimleri takdir ediyorum.
Roger.. Bir an korktum kaybedeceğimden seni dostum. Her ne kadar kendini bazı yönlerden beceriksiz hissetsen de ailede herkesin ihtiyacı var sana. Kendini toparlamana ne kadar sevindiğimi anlatamam.
Jemmyy.. Bu bıdık büyüdükçe kesin büyükbabasının kopyası olacak, hissediyorum
ve Ian.. Seni de çok özlemiştim, kavuşmamıza çok sevindim. Ama sırlarla döndün. Karına neler oldu mesela? Karına bir şey olsa da neden topluluktan ayrılmak zorunda hissettin kendini?
Ve korkuyorum elime Kar ve Kül'ü almaya.. Çünkü biliyorum kitapları hemen bitireceğim. Ama epsilon bizi bir sonraki kitap için kim bilir ne kadar bekletecek.! Tam bir işkence resmen
Bu seriyi okumayanlar, dediğim gibi çok şey kaybediyorsunuz.. Kesinlikle tavsiye ederim!
---
"Jamie sağ elimi avucuna aldı, parmaklarını parmaklarıma geçirdi, gümüş yüzüğüm alevlerin ışıltısiyla kırmızıya döndü. Yüzüne baktığımda gözlerinin sarf ettiği yemini gördüm. Aynı yemin benim gözlerimde de vardı. "Ölüm bizi ayırana dek."--
" Acı çekmediğim tek zamanın senin yatağında olduğum zamanlar olduğunu biliyor musun Sassenach? Sana sarıldığımda, senin kollarında yattığımda yaralarım iyileşiyor, sonra da unutulup gidiyorlar."
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Ckmksm Date: October 07, 2014, 02:32:45 AM
Kanbağı - Richelle Mead
Puanım:9/10!"Ah Adrian!" diyerek başlıyorum yorumuma.Ne kadar özlemişim şu Moroi'u.O ıstırap çekerken bende az çekmedim,adeta bütün olduk biz Adrian'ımla..
Vampir Akademisi'nin son kısmında bitirmişti beni Rose.Zaten tahmin ediyordum ama yerle bir etti Adrian'ımı.Tamam,sevmiyordu ama ümit vermeyecekti.Tabi bazı yerlerde kendine göre haklı ama hiç o konulara girmeyelim zira 6 kitaplık bir seri yorumuna başlayıp kafanızı şişiririm
Kitabımız Sidney Sage'in ağzından ele alınmış.Doğruyu söylemek gerekirse hiç başlamak istemiyordum bu seriye.Sidney nedense pek ilgimi çekememişti ama iyi ki de okumaya başlamışım diyorum.Yeniden Richelle Mead'ın kalemini okumak çok zevkli.
Kitabın başları biraz monotondu doğruya doğru.Ama sonu çok aksiyon yüklüydü.Romantik denecek yerler pek azdı ama olsun.Hele Adrian'ın Sidney'nin gözlerinin rengine dikkat edecek şekilde bakışmaları felan çok güzeldi.Bu yüzden ikinci kitabı iple çekiyorum.Düşünün halimi..
Kitabın konusundan bahsetmek gerekirse şöyle söyleyeyim; Moroi Sarayı'na bir suikast oluyor ve hedef tahttan Lisa'yı indirmek.Bunun için iki yol var:Lisa'yı öldürmek ya da Lisa'nın ailesinden geriye kalanları öldürmek.VA'yı okuyan bilir,kraliçe olmak için bir moroi'un en az bir aile bireyi yaşıyor olmak zorunda.Bu suikastta da Jill yani Lisa'nın kardeşi namlunun ucundaydı.Bu noktada sonra bu suilast olayına pek girmeyeceğim zira yanlışlıkla spoiler vermeyi istemem.Neyse,Jill doğal olarak bu olaydan sonra saraydan uzaklaştırılır ve Palm Springs denen çölün ortasında bir şehre yollanır.Tabi koruma da olmazsa olmaz.Bu yüzden yanına bir dampir(Eddie Castile), bir moroi (Adrian Ivashkov ) ve bir de Simyacı yollanır.Bu simyacı ilk başta Zoe yani Sidney'in kardeşi diye belirlenmiş ama Sidney sırf kardeşinin güvenliği için bahaneler bulur ve kendi gider.Ama Zoe yanlış anlar,ablasına kızar falan filan.Görüyorsunuz Sidney'in durumu hiç iç açıcı değil.Bunun üstüne babasından küçüklükten beri baskı görmüştür ve kendi tabiriyle 'Dünyada en nefret ettiği kişi' olan Keith gelir ve aynı görevde olduğunu açıklar.Sidney daha yola çıkmadan anlar çok zor geçeceğini ve öyle de olur ki Keith bir uğraşmadandurmadı beni bile sinir etti . Böyle de aksilikler devam ederrr gideeerr... Neyse okuyun da devamını öğrenin derim
Bu arada Sidney de gözüme girdi.Atlamışım güzelim kızcağazı. Yakışıyolarda birbirlerine değil mi Adrian'la? Bir an önce yakınlaşmalarını diler,yorumumu kısa tutar ve bayramınızı kutlarım
"Adrian," dedim beceriksizce."Ben..."
"Boşver," dedi."Birini böyle sevmenin,sonra o aşkın böyle yüzüne fırlatılmasının ne demek olduğunu bilemezsin..."
***
"Tanrım Sage. Gözlerin. Gözlerini nasıl olmuş da farketmemişim."
O rahatsız edici his yine içimde dolaşıyordu.
"Ne olmuş gözlerime?"
"Rengi," dedi "Işık vurduğunda... İnanılmaz. Erimiş altın gibi. Resmini yapabilirdim..." Elini uzatınca geri çekildim. "Güzeller.Çok güzeller."
***
"Öyle mi? Etrafında alevler çıkan bir motorsikletin üzerinde bir iskelet çizebilir misin?İskeletin başında da bir korsan şapkası olsun istiyorum.Ya da belki ninja iskelet bir papağan?Hayır bu çok fazla olur.Ama motorsikletteki iskelet yıldızlar atan bir ninjaya ateş etse çok süper olur.Ninja da alevlerin arasında olacak tabi."
"Bu duyduğum en saçma şey." dedi dövmeci.
"Kızlar öyle demeyecek." dedi Adrian.
(Bu bölüme koptum.Ne şeker şeysin sen öyle,ne şeker oyalıyorsun sen öyle dövmeciyi bakayım )