Arşiv Anasayfa Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Sayfalar: 123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: February 09, 2016, 08:27:14 PM
OMG  Hönk.! haber için teşekkürler  HopHopKop. HopHopKop. HopHopKop. HopHopKop. HopHopKop. HopHopKop.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: February 10, 2016, 09:54:56 AM


Yağmurla Gelen Mutluluk - Amber L. Johnson

Lilly on-oniki yaşlarında kendisinden bir kaç ay küçük Colton'a bakıcılık yapmaya başlar ve bazı talihsiz olaylar sonunda Colton'ın annesi tarafından bakıcılık görevinden alınır. Yıllar geçse de içinde ki tarifsiz boşluğu bir türlü dolduramaz, ta ki bir gün Colton'a yeniden rastlayıncaya kadar. Colton'ın "özel" bir çocuk olduğunu hep hissetmiş olsa da onun gerçekten "özel" biri olduğunu anlamasıyla ve kendisini ona tamamen kaptırmasıyla hayatındaki boşlukların hepsi dolacak ve her anında Colton olmaya başlayacaktır. Colton'ın olaylara bakış açısı, özellikle "diş fırçası" takıntısı her şey çok güzel anlatılmış. Spoiler vermeden çok yazamadığımdan kısa kesiyorum  Gülmek :)

Kısa güzel ve duygusal kitap okumak isteyenler, bu kitap tam sizlik Zuhahaha Lilly ve  Colton'ın bu tatlı hikayesi içinizi ısıtacak. Elinize aldığınız gibi bitireceksiniz. Bazı yerlerde gülümseyecek, bazı yerlerde içiniz acıyacak ama bitirdiğinizde iyi ki okumuşum diyeceksiniz. Gülmek :)


“Sen benim güzel Lilly’msin. Dünyamdaki her şeyi doğru yapan sensin.”

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: February 10, 2016, 10:44:25 AM

Son zamanlarda çıkan yerli yazar kitaplarından tamamen farklı bir tarz.Kitapta cinsellik yok.Aldatılan ama kendini ezdirmeyen bir kadın,iyi gelin,kötü

kaynana,kızına sahip çıkan bir aile,karısını aldatınca hayatı dağılan bir adam gibi karakterlerimiz var.Ortalarına kadar güzeldi aslında.Ama sonlara doğru biraz

fazla karıştı ve uzadı konu.Yine de Türk filmi tadında kitapları sevenler için okunabilir bir kitaptı.



Rahat okunan,akıcı,keyifli bir tarihi aşk romanı.Alex ve iki kız arkadaşı evlilikten,kızların koca avına çıktığı Londra balolarından ve kadın erkek

eşitsizliğinden yakınsalar da aşka inanan kızlar aslında.Sanırım bir seri ve bu ilk kitaptı diye düşünüyorum.Burada Alex'in hiç ummadığı bir adamla aşkla

tanışmasını anlatıyor.Diğer kitaplarda da Ella ve Vivi'yi okuruz herhalde.Tavsiye edebileceğim bir kitap.



Kısa ve çerezlik kitaplardan.Cinsellik de bolca var ama ben sevdim kitabı.Eski erkek arkadaşı tarafından sürekli aşağılandığı için erkekler ve

cinsellik konusunda kendine güveni olmayan bir kadın Grace.Trick'le aralarında bir etkileşim olmasına rağmen ikisi de arkadaşlıktan fazlasına cesaret

edemiyor.Konu ikilinin bir şekilde yakınlaşmalarıyla devam ediyor.Kitap size çok bir şey katmasa da iyi vakit geçirtebiliyor.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: February 11, 2016, 01:01:11 AM


Hareketli bir tarihi aşk romanı bitmiş bulunmakta. Ve ben çok beğendim. 1800'lü yılların polisiye romanı gibiydi. Olay kurgusu ise sayfaları merakla çevirmenize neden oluyor.

Liliana; kimyager, babasının izinden gitmiş, dik başlı ve sıra dışı birisi. Ama olayların ilerlemesiyle resmen rol değişikliğine gidilmiş gibiydi. Dedektifliğe soyunmuş ve gayette başarılı olmuştu.
Liliana, babasının ölümü ile ilgili bir ipucu buluyor ve bu ipucu da Somerton Park'ı gösteriyor. Peki orada kim var? Tabi ki Geoffrey adında saygı değer yakışıklı kontumuz. Ona aşık olmamalı çünkü düşmanının kim olduğunu henüz çözebilmiş değil. Ama işler hiçte umduğu gibi gitmiyor. Çünkü Geoffrey tahmin ettiği gibi çıkmıyor. Her ne kadar sert gibi görünse de bu ilk sayfalar da son buldu ve gereksiz uzak durmaya çalışma işlerine de girmedi. Sıra dışı bir karakter miydi? Hayır. Ama ben nedensizce kendisini sevdim.
Kitabın sevdiğim bir yanı, iki tarafta çok katı değillerdi. Yani, bir sayfa da Lilianna Geoffrey'in peşindeyken diğer sayfa da tam tersiydi. Ve karakterlerin ikisinin de bakış açısı kitapta var. Sevdiğim diğer bir yanı ise yazarın diliydi. Akıcı ve hiç sıkılmadan okuduğum bir kitaptı. Ve yazarın diğer kitabı Tatlı İntikam'ı da yakın bir zaman da okumayı planlıyorum. Bence çoğu kitaptan farklıydı. Alışıla gelmiş; aşık olmaktan korkuyorum teması üzerine yazılmamış veya vahşi, acımasız bir kont ve onu düzeltmeye çalışan masum kız konularından uzakta olması onu bu kısır döngünün dışında bırakmış. Ve 'dedektif olarak gittiği evin sahibine aşık olur ve mutlu son' gibi dar bir konuya da sahip değildi. Bu açıdan tavsiye edebileceğim bir kitap. Ben beğendim. Umarım sizde beğenirsiniz...

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: S.e.s Date: February 11, 2016, 05:23:11 PM
Pucca / Küçük Aptalın Büyük Dünyası
Pucca Günlük

Babam eline aldığında kitabı argo sözlerden dolayı bırak onu,o sana göre değil dediğim kitap.Benim gibi saklayanlar var mı bilmiyorum  Hehehehe Öldüm Gülmekten. Kitabın size birşeyler katmasını beklemeyin.Argo cümleleri,küfürleri bir yana bırakırsak sanat sanat içindir anlayışından çok uzakta olan bir kitap.Karakter analizleri,ilişki analizleri yerinde.Kendini rahatlatmak için yazışmış gibi görünüyor.Üsulup net,açık.Lafı dolandırma yok Gülmek :) Belki kendinize olan sıradan şeyleri bu kitapta bulabilirsiniz  Öptüm.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: February 16, 2016, 01:42:03 AM


Merve - Berfin Ortak Yapım Gururla Sunar  Öldüm Gülmekten.
Yoruma geçmeden önce beni blog açmam için heveslendiren Canımcım Merve'ye (sanane_61) içten bir teşekkürü borç bilirim  Utandım.

Bir serinin daha sonuna geldik. Distopya türünde beğendiğim sayılı seriler arasında olan Kurucunun Kızı , Devrimin Kızı ile son buldu. Söze şunu söyleyerek başlıyorum, ilk kitap beni daha çok etkilemişti. Çünkü bu kitap daha büyük bir sonu hak ediyordu. Evet anlamlı bir sondu ama gerçekleşen olaylar kesinlikle Devrim sözcüğüne yakışır cinsten değildi. Kitabın adı bile sizi bir beklenti içine sokuyor. Olayların büyüklüğü, gerçekleşecek olan şeyleri düşündükçe çok heyecanlanmıştım. AMA çokta bir karşılık bulamadım. Nedense bu aralar evren bana mesaj yolluyor, beklenti içine çok girme diye. Sözünü ettiğim şeyler sadece olayların hareketliliği ile alakalı. Diğer mevzulara gelecek olursak, Ivy ve Bishop kadar birbirini böyle anlayabilen ve fedakarlık yapan çifte rastlamak çok zor.

Her şeyden sonra hala benimleydi.


Öyle ufak şeylerden bahsetmiyorum. Şöyle söyleyeyim, fedakarlık tanımını da aşan şeylerdi.

"Birçok açıdan değişmiş olsan da, özünde hala aynı kızsın Ivy. Konuşmayı reddettiğinde bile her şeyi gözleriyle, ifadesiyle anlatan kız. Kendisine neye mal olursa olsun, bu kızın beni sevecek kadar cesur olduğunu biliyorum."


Kitap, Ivy'nin çitin arkasında nasıl hayatta kalmaya çalıştığı ile başlıyor. Ki bir sahne var nasıl kusmadı merak konusu. Çok aç bir Ivy ile karşı karşıya kalmadığım için şanslıyım. Yerde otururken kayanın üstünde gördüğü kertenkeleyi öyle bir seferde ağzına atıveriyor... Zaten okuduğumda sahne
direk gözümde canlandı çünkü betimlemeler bende hayranlık seviyesine ulaştı. Yazarın anlattığı yerler Ivy ile beraber oradaymışım hissini yarattı. Olayların içine girmekle ilgi sözlerim tam olarak bununla alakalı. O yeri hayal etme, yazarın hayalindeki dünyayı sana yansıtması gerçekten harika bir şey. Ve işin emek kısmı bana göre burada. İşte bu kitapta onların arasına girdi. Çitin arka tarafı Bishop ve Ivy kadar ilgimi çekmeyi başardı. Ivy tek başına ne kadar dayanabilecek diye düşünürken karşısına Ash ve Caleb çıkıyor. Gelmeselerdi ne olurdu diye düşününce hayatını kurtardılar demekte yerinde olur. Ah tabi onlar gelmeden önce bir misafirle de karşılaşıyor. Tahmin edin kim? İp ucu, Bishop çitin arkasındakilere yemek verirken yanındaki kızı öldüren bir pislik. Ondan kurtulma çabası da takdire şayandı. Caleb ve Ash ile beraber kamplarına gidip yeni hayatına alışmaya çalışırken bir ay sonra BOM! Ne mi oluyor? Burada kötü kadın kahkahamı atarak ne olduğunu söylemeyeceğim. Sonrası ise benim yakındığım kısımlar...

'Hiçbir şey olmasa bile, acıya mola vermek hoştu.'

Devrimi kim yaptı sorusuna cevap yok bende. Merve bize güzel yorumuyla açıklama yapar. Buradan sonrası onda Gülmek :) Bu puan Ivy ve Bishop için 4/5.

Kısık sesle, "Neden beni sevdiğini anlamıyorum," dedim. "Onu kırdım. Defalarca."
Ash'in yüzü yumuşadı, bakışları sıcaktı. "Ama sevgi budur zaten, değil mi? Sırf biri seni hayal kırıklığına uğrattı diye onu sevmeyi bırakamazsın."


Umursamazın Köşesi'nden;

Zevkli , sürprizlerle dolu bir serinin 2. kitabı olan Devrimin Kızı ilk kitabın bence üstüne daha da bir aksiyon ekleyerek finale ulaştı.ilk kitabı sonunda Ivy Westfall'un dışına atılmıştı. 2. kitap Ivy'nin gözlerini çitlerin dışında açmasıyla başlıyor. Ivy'ın en başlardaki hayatta kalma mücadelesini, suya ulaşma çabalarını, hayvan yemesini okurken bir an kendimi Açlık Oyunları kitabında sanmadım desem yalan olur ki bence bu seri de en az o seri kadar nefes kesiciydi.
Kısaca kitabı içeriğinden bahsedecek olursam, Ivy gözlerini açtığı andan itibaren hayatta kalmak için Bishop'ı yada geride bıraktıklarını düşünmeden, eski hayatı hiç olmamış gibi her şeye yeniden başlıyor. Tabi ki bilmediği doğa şartları ve beklenmedik sürprizler (Mark gibi) Ivyciğimizin yakasını bırakmıyor maalesef. Mark dolaylı yollardan da olsa Ivy'nin ailesi yerine koyabileceği arkadaşlarını bulmasına neden oluyor. Tabi ki hiç bir insan güvenmemesi gerektiğini en acı yollardan öğrenen Ivy sırlarının birçoğunu anlatmıyor Caleb ve Ashley'e. Fakat bu durum Bishop'ın Ivy'nn peşinden Wetsfall'dan ayrılıp Ivy'ı bulmak için yollara düşmesiyle; Caleb ve Mark'ın Bishop'ı yakalayıp kampa getirmesiyle sona eriyor. Ve böylelikle Bishop, Ivy, Caleb ve Ashley'in hayat mücadeleri başlamış oluyor. Her şey yolunda gidiyor derken Westfall'dan gelen haberler bütün durumları değiştiriyor ve bu durumlarla beraberinde tahmin edilemez süprizler gelişmeleri de beraberinde getiriyor. Ve kitap bu noktadan sonra sayları nasıl çevridiğinizi bilmeden finale ulaşıyor.
Seri kitaplarda benim en çok okuma hevesimi arttıran durum ilk kitabın daha da çok üstüne konularak ilerlenmesi ki bu durum bu seride var. Kitap gayet akıcı ve insana olayı bizzat ordaymışcasına yaşıyorsun hissi veriyor bence. Kitapta benim tek gıcık olduğum nokta hala daha Ivy'nin ablasına olan bu koruma ve kardeşlik duygusuydu. Ya tamam ablan ama ne kadar abla. Bu konu dışında seri kesinlikle kendini okutturuyor. Ek olarak Bishop gibi aşık bulunamaz yaaa bence. Yaptığı fedakarlıklar olsun, her şeye rağmen Ivy'e her zaman kollarını açması olsun onu bence mükemmel bir aşık yapıyor.
Caleb ve Ashley, yani yeni karakterlerimiz, kitaba daha da güzel bi dostluk bakış açısı getiriyor. Özellikle Caleb'ın yaşına göre fazla olgun olması, Ashley ve Ivy'e abilik yapması, koruyucu tavrı beni benden aldı desem yeridir. Kesinlikle yeni karakterleri ve eskiden sevdiğiniz bir kaç karakteri okuyarak keyifli bir macera okumuş oluyoruz.
Yalandan uzatmaları sevmiyorsanız, aksiyon arıyorsanız bu kitap tam size göre bence. Okumadıysanız bence bir an önce Bishop ve Ivy'nin alışılmadık aşk hikayesine başlayın. 4/5


"Bishop'ın beni aramızdaki uzaklığın üzerinden duyabileceği bir yol olmasını dileyerek, Güvende kal, diye düşündüm. Güçlü ol. Mutlu ol."

Caleb: Yürüyüşe gidiiyorum.
Ash'in bakışını yakalayınca gülümsemesini durdurmaya çalışarak başımı eğdim. Bana Caleb'ın bir kızla yalnız olmak istediğinde 'yürüyüşe' gittiğini söylemişti.
Ash : Bu haftaki kim?
Caleb: Seni hiç ilgilendirmez
! Hehehehe

Ivy: Beni neden önemsiyorsun?
Caleb: Çünkü Ash seni şimdiden seviyor. Ben de Ash'i seviyorum. Çünkü onu gülümsetiyorsun. Çünkü burada sıkı çalıştın. Düşündüğümden daha çetin çıktın. Çünkü on saniyede bir sincabın bağırsaklarını çıkarabiliyorsun.


"Seni seviyorum, Bishop. Seni sevmeyi asla bırakmadım. Ama sen bunu zaten biliyordun, değil mi?"
"Evet. Biliyordum."
"Nasıl biliyordun?"
"Çünkü birçok açıdan değişmiş olsan da, özünde hala aynı kızsın Ivy. Konuşmayı reddetiğinde bile her şeyi gözleriyle, ifadesiyle anlatan kız. Kendisine neye mal olursa olsun, bu kızın beni sevecek kadar cesur olduğunu biliyorum."

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: çıtçıt Date: February 16, 2016, 10:06:47 AM
Evet bu seriyi ben de okudum lakin yazar keşke distopik yazacam diye kendini kasmasaymış. Evet dili akıcı, karakterler iyi anlatılmış ama distopya yok. Bi başta söyledi sonra kaçtı zateb kız ee ondan sonra Ne.?? Kız yokken neler yaşandı Westfall'de. İlk kitapta Bishop ile kütüphaneye girdi. E hazır oraya girmişti tarihlerine değin birkaç şey daha öğreneydik.

Bundan çok daha iyi distopik eserler sayabilirim sizlere: Beni Seç, Kıyamet Sonrası, Beni Yak, Eşleşme, Açlık Oyunları vb...

Kısacası güzel bir kitap okumak istiyorsanız evet okuyun ama distopya adına çok birşey beklemeden

Benim bu seriye puanım o yüzden 3.5/5
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Hayal Perest Date: February 17, 2016, 02:28:10 AM

   

Karanlık Saklasın Bizi an itibariyle bitti. Ve ben derin bir nefes aldım. Bitmesini hem istedim hem de istemedim. Kitabın bazı kısımlarında yani işin aksiyon ve gerilim kısmında kalp atışlarımın hızlandığını hissettiğimi söyleyebilirim.

Kitap, ünlü model Jennifer Broke'un kaçırılması ile başlıyor. Başlarda nasıl kaçırıldığını bilmiyoruz. Jen, gözlerini karanlık ve izbe bir yerde açıyor. Daha sonra işin içine Bölge Savcısı Jared ve ekibi giriyor. Jen'i kaçıranın kim olduğunu başta bilmiyoruz ama araştırmalar sonucu kaçıran kişinin seri bir katil olan Karanlık Boğucu lakabı ile bilinen Harry olduğu ortaya çıkıyor.

Kitabın direkt kaçırılma ile başlaması beni biraz şaşırttı. Ben Jennifer kaçırılmadan önce nasıl bir kadındı, nasıl bir yaşam sürerdi, Jason ile ilişkileri nasıldı, bunları merak ettim. Kitap, Jennifer'ın kaçırılmadan önceki yaşamına da değinilse güzel olurdu diye düşündüm ama sanırım yazar gereksiz ayrıntılarla uzatmak istememiş olabilir. Bu durumda bu o kadar da göze batan bir durum değil.. (=

Yazar isminin yerine yabancı bir isim yazsak kimse şüpheye düşmez. Çünkü olayların anlatımı, karakterlerin özellikle Jen'in iç dünyası, yaşananlar... Yazar olayları etkileyici bir kalemle ele almış ve o olaylar yaşanırken sanki ben perdenin arkasında durmuş izliyormuşum gibi hissettim. Sanki o an oradaydım hissiyatı verdi bana.

Kitapta beni rahatsız eden, midemi alt üst eden sahneler olsa da bunun benim bünyem ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Yani okuyan herkes de aynı etkiyi yaratacağını düşünmüyorum. Bu türü pek sık okuyan biri olmadığım için bu kadar etkilenmiş olabilirim.

Kurgu ilahi bakış açısıyla anlatılmış ve yerinde bir tercih olmuş. Karakter bakış açısıyla anlatılsaydı olayları bu kadar net bir şekilde algılayamazdık diye düşünüyorum. Kitapta en sevdiğim karakter daha doğrusu çift Alice ve Jared oldu. Onların öyle keskin bir enerjileri vardı ki beni kendilerine çektiler. Zaten aralarındaki çekim elle tutulur cinsten olduğu için kaçınılmaz olan da gerçekleşti. Diyorum ki, acaba yazarımız Jared ve Alice çifti için ayrı bir kitap yazmayı düşünür mü? Eğer yazarsa ben en büyük destekçisi olmak isterim, çünkü onları çok sevdim.

Jared  Öptüm. Alice

Brad ve Maya ikilisini sevdim. Her ne kadar bir çift olmasalar da ilerde bir çift olabileceklerinin sinyalini verdiler. Onların da kitabını yazmayı düşünür mü yazarımız acaba? Ama böyle gerilim yüklü bir hikaye değil de sıcacık bir aşk hikayesi okumak isterim ben.

Mary'nin hikayesini öğrendiğimde ona acımıştım ama beni çok şaşırttı. Kitabın son bölümlerinde ona bol bol beddua edeceğinizi, bununla da kalmayıp küfür senfonisi düzenleyeceğinizi ve hatta onun ölmesini bile isteyeceğinizi düşünüyorum. Şahsen ben böyle hissettim. Ve hala şoktayım! Harry, zaten nefret basamaklarının en tepesinde, ve okurken onun için çok fena ölüm ve işkence senaryoları ürettim zihnimde.. Öyle nefret edilesi bir karakter.

Kapak resminin güzelliğini de söylemeden geçemeyeceğim. Bilmiyorum, bence bu kitap için en uygun kapak bu olurdu. Tam yerinde bir seçim olmuş. Kitabın kadifemsi bir dokusu var. Böyle dokundukça dokunası geliyor insanın.

Karanlık Saklasın Bizi, okurken her satırında insanı şüpheye düşüren ve bir sonraki sayfaya geçmek için sabırsızlandıran bir kitap.

Eda Yıldırım ile tanışmam bu kitap ile oldu. Daha önce okumamıştım. Ama bundan sonra takip edeceğim yazarlar arasına girdiğini söyleyebilirim. Yazarın anlatımı oldukça akıcı ve okurken sizi sıkmayan bir kalemi var. Kelimeleri kullanış biçimi ile okurken sizi içine çekiyor ve sanki yaşıyormuş hissiyatı veriyor. Dediğim gibi bu türü sık okuyan biri değilim ve buna rağmen kitap, kendini bana sevdirdi.

Son bölümler biraz hızlı gelişti sanki.. Harry'yi yakalamak bu kadar uzun sürmemeliydi bence. Bilmiyorum belki de ben aceleci ve sabırsız davranıyorum. Ben kitabın sonunda kaçıranın kim olacağını öğreniriz diye düşünmüştüm ama kitabın yarısında gerçeklerle yüzleşmiş oluyorsunuz ve bundan sonra bir maceranın, aksiyonun peşine düşmüş buluyorsunuz kendinizi. Hani film olsa soluksuz izlenirdi, derler ya, öyle bir hissiyat içine girdim okurken...

Son olarak eğer bu tarzı seviyorsanız hatta sevmiyor olsanız bile "Karanlık Saklasın Bizi"ye bir şans verebilirsiniz. Tavsiyemdir. Ve son söz; okurken kalp atışlarınızı kontrol etmekte zorlanacaksınız. (=

* * * 4 YILDIZ * * *

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: berna2012 Date: February 18, 2016, 08:13:01 PM
: çıtçıt  February 16, 2016, 10:06:47 AM
Evet bu seriyi ben de okudum lakin yazar keşke distopik yazacam diye kendini kasmasaymış. Evet dili akıcı, karakterler iyi anlatılmış ama distopya yok. Bi başta söyledi sonra kaçtı zateb kız ee ondan sonra Ne.?? Kız yokken neler yaşandı Westfall'de. İlk kitapta Bishop ile kütüphaneye girdi. E hazır oraya girmişti tarihlerine değin birkaç şey daha öğreneydik.

Bundan çok daha iyi distopik eserler sayabilirim sizlere: Beni Seç, Kıyamet Sonrası, Beni Yak, Eşleşme, Açlık Oyunları vb...

Kısacası güzel bir kitap okumak istiyorsanız evet okuyun ama distopya adına çok birşey beklemeden

Benim bu seriye puanım o yüzden 3.5/5
  Sana katılıyorum Sedam maalesef distopya olarak pek tatmin edici değildi fakat akıcı olması avantajdı. Konu olarak iyi yerden yakalamış ama devamını getiremediği ve konuyu bana göre mındar ettiği için maalesef benim de puanım 3.5/5... Gülmek :)
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: çıtçıt Date: February 18, 2016, 10:51:49 PM
He yaa dimi Berişim mındar olayı var bi de Zuhahaha ama dediğin gibi alıcı idi o yüzden okunabilir yani Gülmek :)
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: -minel- Date: February 18, 2016, 11:14:00 PM



Bu kitabın tanıtımını okuduğunuzda çok üzücü kasvetli bir kitap diye düşünebilirsiniz ama bence kitap güzel bir aşk hikayesini anlatıyor.

Kitap o üzücü olayla başlıyor yeni evli çiftimizden Elsie  Ben'i bir trafik kazasında kaybediyor.Eşini son defa görebilmek için hasteneye gittiğinde

Ben'in annesiyle karşılaşıyor. Ben'in annesinin bu evlilikten haberi yok bu yüzden Elsie  hem Ben'in annesiyle hem de eşini kaybetmenin üzüntüsüyle mücadele ediyor.

Yazar kitapta Elsie ve Ben 'in hikayesini anlatırken sadece Elsie'nin o olaydan sonraki üzüntüsünü değil Elsie ve Ben'in tanışmalarını ve aşklarını da anlatıyor.

Kitabı beğendim . Beni en çok etkileyen bölümü Elsie'nin Ben'in yastığını poşete koyup onu özlediğinde çıkarıp koklamasıydı .

Hüzünlü ve güzel bir aşk hikayesi okumak isterseniz  bu kitabı tavsiye ederim.


-----------
Sanırım onu hiç hayal etmediğim kadar fazla sevdiğim için bu konuda çabucak heyecanlanıyordum. Eğer onu

kaybedersem, onsuz yaşamak zorunda kalırsam mahvolacağımı biliyordum. Ona ihtiyacım vardı. Ona sadece şimdi değil, gelecekte de ihtiyacım vardı.

 Ona sonsuza kadar ihtiyacım olacaktı. Onu sonsuza kadar isteyecektim. Onun çocuklarımın babası olmasını istiyordum. Bu şu anda kulağa oldukça

 aptalca geliyor olabilirdi; insanlar bunu hep söylerler, sanki değersiz bir şeyden bahseder gibi konuşur dururlardı. Bazıları da sanki bunun gerçekten hiçbir değeri

yokmuş gibi davranırlardı ama benim için öyle değildi. Bir gün onunla çocuk sahibi olmak istiyordum. Onunla bir aile kurmak istiyordum.


----------

"Hayattayken, beni koruyup gözetmeyi kendine görev edindiğini biliyorum. Eğer sana son bir şey söyleyebilseydim,

Ben, sanırım şöyle derdim: İyi olacağım. Endişelenmene gerek yok. İyi olmanın bir yolunu bulacağım. Her zaman yaptığım gibi. Beni düşünme.

Muhteşem bir evlat olduğun için sana teşekkür ederim. Benim oğlum olduğun için. Senden, birazcık zaman dışında hiçbir şey isteyemezdim.

Seninle daha fazla zaman geçirmek istiyordum. Elsie'yi sevdiğin için teşekkür ederim. Onun sayesinde, olacağım umduğum türden bir adam olduğunu öğrendim.

Ve ikimiz de... iyi olacağız. Bunu atlatacağız. Her neredeysen, gidip eğlenmene bak ve bizi unut. Biz iyiyiz."



İşte gerçek sevgi buydu. Gerçek sevgi; bu doğru olmasa bile, isteyebileceğin en son şey unutulmak olsa bile birine.

"Bizi unut. Biz iyiyiz," diyebilmekti.



Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: February 19, 2016, 01:23:56 AM

Tarihi aşk romanlarını seviyorsanız bu kitaba başlamayın   Zuhahaha   Benim okuduğum sevdiğim tarihi aşk romanlarıyla ilgisi yoktu kitabın.Stephen ve

Madrigal daha kitabın başında birbirlerine aşık oluveriyorlar.Hemen tanıştıktan bir kaç saat sonra bir yakınlaşma oluyor aralarında ama sağolsun kral

sağduyulu çıkıyorda olayı bölüyor.   Zuhahaha  Ondan sonra da 470 sayfa boyunca bu Madrigal'in başına gelmeyen kalmıyor ve bu iki aptal aşık bir türlü

kavuşamıyorlar.Kızımız tekrar tekrar kaçırılıyor,kayboluyor,gizleniyor falan filan...  Dövmek  Stephen da bildiğiniz odun.Her kavuşmalarında kızın bir şekilde

kırılıp,başına bir iş gelmesine sebep oluyor.  Sinirden Ölüyorum. Son sayfada, o kadar olaydan sonra çok şükür kavuştular.Ve ben kendime eziyet olsun diye kitabı sonuna

kadar okudum.Ben yaptım bir hata aman siz düşmeyin  Hehehe

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: February 20, 2016, 11:23:22 PM

Serinin ilk kitabını çok beğenmiştim ve ikinci kitabı daha farklı canlandırmıştım kafamda.Serinin devamı olarak daha heyecanlı olmasını ve konunun

daha distopya türüne yakışır bir şekilde olmasını beklerdim.Ama bağımsız bir kitap gibi düşünürsem bu kitabı da beğendim.Okurken sıkılmadım ve aşkın her

türlüsünü okumayı seviyorum.Çok beklentiye girilmezse okunabilir bir seri olduğunu düşünüyorum.   Göz Kırp.

Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: hülya33 Date: February 21, 2016, 01:13:31 AM
son zamanlarda çıkan tarihi aşk romanlarının kalitesi düştü gibi yazarlar kısa aralıklarla çıkarttıkları içinmi acaba
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: February 22, 2016, 05:39:13 PM


Bu seriyi çok sevdim. Ama ilk kitaptan ziyade ikincisi daha fazla ilgimi çekti. Tatlı Düşman kitabında gördüğümüz Lord Derick Aveline bu kitapta son görevine çıkmıştır. Ve bu son görevi eski anılarıyla dolu, büyüdüğü yerdedir. Ama o anılar iyi şeylerle dolu değil. Anlayacağınız geçmişi pek parlak olmayanlardan. Gittiği yerde bir hain var ve bu haini bulmak onun için zorlu bir görev. Çünkü görevi için her şeyi yapabilecek bir potansiyele sahip olan casusumuz bu sefer o kadar da acımasız olamayacak. Konusu ilk kitapla benzerlik taşısa da karakterler farklıydı. Bu sefer ki karakterlerden Derick, duvarlarını yıkmakta çok zorlandı. Emma ise aşkı için tavizler verdi. İstemem yan cebime hareketleri sergileyen Derick, bazen sinirlerimi bozsa da çabuk toparlandı.
Yazar, kadınları ve zekâlarını ön plana çıkarmayı seviyor anlaşılan. Çünkü Liliana gibi Emma da zekâsı ile beni etkiledi. Olayların aydınlatılmasında gayet iyi tespitler yaptı. Ve ben yazarın ve serinin bu özelliğini çok sevdim. Kendi ayakları üstünde durabilen eski çağ kadınları… Diğer ve çok güldüğüm bir farklılık ise Emma’nın deyimleri sürekli yanlış söylemesiydi. Bakınız;

Emma, “eğer kaya gediğine oturuyorsa” der gibi omuz silkti.
  


Can çıkmadan huy çıkmıyordu.

"...Seni görmek istiyorum. Ne de olsa, göze göz kaşa kaş, değil mi?” diye mırıldandı.  

Gibi  Öldüm Gülmekten. Öldüm Gülmekten.

Seriyi tavsiye ediyorum ancak bir sorun var. Buna da değinmek istiyorum. Tarihi-aşk kategorisine yayın evleri çok önem vermiyor gibi. Çünkü yavaş ve çok uzun aralıklarla piyasaya sürüyorlar. Ama diğer türlerde bu durum biraz daha farklı. Umarım bu serzenişimizi duyarlar da diğer türlerde ki sıklıkları, bu tarzda da görürüz.
Serimiz 3 kitaplık bildiğim kadarıyla. Sonuncusunun yakında çıkması dileğimle, keyifli okumalar. 5/5  


“Yetişkinlik hayatımın tümünde başka biriymiş gibi davrandım, Emma,” diye mırıldandı, boğazındaki ani acıya karşı yutkunarak. “Sana artık gerçekte kim olduğumu söyleyemem.”



“Ve seni seviyorum.” Dudaklarını onunkilerin üzerine bastırdı, daha terk edilmeden gelip giden tatlı ve titrek bir öpücüktü. “Sen de beni sevmeyecek misin?” diye fısıldadı Emma.




   


SiteMap - İmode - Wap2