Loretta Chase - Senden Önce Senden Sonra
Tanıtım Bülteninden
Ona birçok isim takmışlardı ama melek o isimlerden biri değildi.
Sebastian Ballister, Dainler'in adı çıkmış Markisi, çok kötü ve çok tehlikeli biriydi. Saygı duyulacak hiçbir kadın bu lanetli adamla birlikte olmak istemezdi. Dain Markisi'nin de onlarla ilgisi yoktu zaten. Günah işleyip durmaktan vazgeçmiyor, gamsızca yolunda ilerliyordu. Ta ki bir gün bir dükkân kapısı açılana ve o kadın içeriye girene dek.
O, bu dünyadaki en kötü adama âşık olamayacak kadar zeki bir kadındı.
Jessica Trent kararlı, genç bir kadındı ve erkek kardeşinin yoldan çıkmasına ne pahasına olursa olsun engel olacaktı. Onu kurtarmak hem ailesini hem de ailesinin geleceğini kurtarmak anlamına geliyordu. Ve genç kadın bu yolda gerekirse şeytanla işbirliği yapmaktan kaçınmayacaktı. İşin zor tarafı, karşısındaki şeytanın inanılmaz derecede karşı konulmaz oluşuydu ve esas kurtarılması gereken Jessica'nın ta kendisiydi!
Yoruma nasıl başlamam gerektiğini tam olarak bilmiyorum. Zira herhalde bu kitap benim en çok sevdiğim kitaplar arasında ilk 10 de çok çok rahat yer alır.
Öncelikle yoruma başlamadan önce uyarıyorum çok ciddi bir spoiler alarmı var!! Tüm kitabı anlatabilirim. Sonra bizi uyarmadı demeyin.
Her şeyden önce şunu söylemeliyim ben bu Sebastian'ın babası olacak yaratıktan ciddi anlamda haz etmiyorum. Zira karaktersiz, beyinsiz, gereksiz yere kibirli, çocuk psikolojisinden zerre kadar anlamayan aptal adamın teki. Sırf çocuk istediği versiyon doğmuyor diye ona zerre kadar değer vermeyen bulduğu her fırsatta aşağılayan bir adam - sanki sipariş usulü çocuk yapılabiliyormuş gibi.-
Sebastian hayatta tek başına kalmış, karşısına çıkan her zorlukla hiçbir destek görmeden tek başına savaşmış, özellikle duygular konusunda çok çok yıpratılmış bir adam. Kısa zamanda hayatla nasıl başa çıkması gerektiğini öğreniyor. Sevildiği için değil eğlenceli ve ahlaksız bir adam olduğu için çevresine insanlar toplanıyor. Kısacası insanları etkilemeyi biliyor ve bu da ona bir itibar sağlıyor.
Sebastian uzun iri yarı esmer kapkara gözleri olan bu Usignuo burnu olan bir adam - bu tabirin ne olduğunu kitabı okuyunca öğrenebilirsiniz. Nedenini hiç bilmiyorum insanlar onu tiksindirici buluyor ki bu KOCAMAN BİR SAÇMALIK.. Sırf bir insan düzgün hatlara sahip değil diye dışlanması onunla dalga geçilmesi ne kadar doğru bu çok tartışmalı bir durum. Sarışın değil diğerlerinden iri yarı bebeksi bir güzelliği yok diye adamın hayatının içine sıçtılar resmen. - burda bol küfür ediyorum asabım bozuldu neyse-
Jessica ise minyon hatları olan gri gözlü beyaz tenli ve karakteri tam oturmuş bir hatun. Şunu söylemeden geçemeyeceğim Jessica benim en sevdiğim bayan karakterdir. Kitaplardaki bayan karakterlerden özellikle ana karakterlerin çoğunu sevmem zira onların o ezik halleri saçma sapan karakterleri ve tavırları benim sinirlerimi zıplatıyor. Bana göre bir kadın ne istediğini bilmeli ve Jessica gerçekten de ne istediğini çok iyi biliyor. Ve istediğini elde etme yolunda çok sağlam adımlar atıyor.Onun o kararlı halini ciddi anlamda çok seviyorum.
Jessisa ve Sebastian'ın tanışmasının ana sebebi Jessica'nın kardeşi Bertie aslında. Bertie Sebastianla takılıyor. Kumar içki vb. alemlerde çok fazla takılıyor bir kuruş para da kazanamadığı gibi aile servetinide yitirme aşamasında olduğu için Jessica bu olaya el koymaya karar veriyor. Kardeşini bu yola sokanların karşısına dikilip onu böyle şeylerden alıkoymaya kesinlikle kararlı.
Ve bir gün bir antikacı da tanışırlar. Bu tanışma hem Jessica'nın hem de Sebastian ın dünyasını sarsar. Tabi ki ikiside ilk anda o sarsılmaz duruşlarıyla dikkat çekerler. Çoğu kadının aksine Jessica Sebastianı aşırı derecede etkili bulmuştur ve Sebastian - Lord Dain , Lord Şeytan- son bilmem kaç yıldır ilk kez dünyasının baştan sona sarsıldığını hissediyordur.
Sonrası nasıl mı devam ediyor. Jessicanın adım adım Sebastianı etkilemesiyle. Hatunun yöntemleri cidden etkili hani o yöntemleri bende kullanmayı düşünmüyorum desem yalan olur ama tutup sırf adamı perişan etmek için vurur muyum bilemedim şu anda. Tabi ki sonra hakaret davası açıp adamı sinir eder miydim bu da çok kuşkulu bir durum. Ve Sebastian zımbırtı bir davayla Jessicaya para ödemektense hatunu toptan satın almaya kararlı - tabi ki böyle düşünerek kendini kandırıyor. Onun tek derdi Jessicaya sahip olmak ve arzularını dindirmek sözde!!-
Aslında ben Sebastian ın psikolojik tahlilini çıkarmayı planlıyordum. Sonra o kadar derine inmenin sizi sıkabileceğini düşündüm ve vazgeçtim ama ucunda değinmesem olmaz bu adam sevgiye aşırının aşırısı MUHTAÇ. Sebastian'ın deyişiyle Jessica onun sol yanını hedefliyor ve kitabın sonunda görüyorsunuz ki hedefini tam 12 den vuruyor.
Loretta Chase'nin baş yapıtı olarak kabul ettiğim bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Pişman olmayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Alıntısız olmaz
"Sen de geçen haftanı konuk listeleri, düğün kahvaltısı menüleri ve birçok usandırı akrabayla geçirmiş olsaydın" dedi Jessica. " Sen de huysuz olurdun. Londra'daki her tüccar evini ablukaya almış ve oturma odanı kataloglarla ve örneklerle bir ambara benzetmiş olsalardı, sen de benim kadar öfkeli olurdun. Gazetede nişanlanma duyurumuzun yayınlandığı günden beri başıma üşüştüler."
"Hiçte huysuzlanmazdım." dedi Dain. " Çünkü asla canımı sıkmalarına izin vermezdim."
"Ben ? Yardım etmek ?? " dedi inanmaz bir tonda Dain. " Uşaklar ne halt yemeye yarıyor, seni küçük budala? Faturaları bana göndermeni söylemedim mi ben sana?
.............................
Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı.
.................................
Güzel, olanaksız annesine sadece bakmak bile onu mutlu edecekti. Hiçbir şey istemeyecekti... Ya da çok az şey : Sadece bir an için yanağında yumuşacık bir el. Tutkulu bir sarılma. Kendisini iyi hissedecekti. Deneyecekti...
Tanıtım Bülteninden
Ona birçok isim takmışlardı ama melek o isimlerden biri değildi.
Sebastian Ballister, Dainler'in adı çıkmış Markisi, çok kötü ve çok tehlikeli biriydi. Saygı duyulacak hiçbir kadın bu lanetli adamla birlikte olmak istemezdi. Dain Markisi'nin de onlarla ilgisi yoktu zaten. Günah işleyip durmaktan vazgeçmiyor, gamsızca yolunda ilerliyordu. Ta ki bir gün bir dükkân kapısı açılana ve o kadın içeriye girene dek.
O, bu dünyadaki en kötü adama âşık olamayacak kadar zeki bir kadındı.
Jessica Trent kararlı, genç bir kadındı ve erkek kardeşinin yoldan çıkmasına ne pahasına olursa olsun engel olacaktı. Onu kurtarmak hem ailesini hem de ailesinin geleceğini kurtarmak anlamına geliyordu. Ve genç kadın bu yolda gerekirse şeytanla işbirliği yapmaktan kaçınmayacaktı. İşin zor tarafı, karşısındaki şeytanın inanılmaz derecede karşı konulmaz oluşuydu ve esas kurtarılması gereken Jessica'nın ta kendisiydi!
Yoruma nasıl başlamam gerektiğini tam olarak bilmiyorum. Zira herhalde bu kitap benim en çok sevdiğim kitaplar arasında ilk 10 de çok çok rahat yer alır.
Öncelikle yoruma başlamadan önce uyarıyorum çok ciddi bir spoiler alarmı var!! Tüm kitabı anlatabilirim. Sonra bizi uyarmadı demeyin.
Her şeyden önce şunu söylemeliyim ben bu Sebastian'ın babası olacak yaratıktan ciddi anlamda haz etmiyorum. Zira karaktersiz, beyinsiz, gereksiz yere kibirli, çocuk psikolojisinden zerre kadar anlamayan aptal adamın teki. Sırf çocuk istediği versiyon doğmuyor diye ona zerre kadar değer vermeyen bulduğu her fırsatta aşağılayan bir adam - sanki sipariş usulü çocuk yapılabiliyormuş gibi.-
Sebastian hayatta tek başına kalmış, karşısına çıkan her zorlukla hiçbir destek görmeden tek başına savaşmış, özellikle duygular konusunda çok çok yıpratılmış bir adam. Kısa zamanda hayatla nasıl başa çıkması gerektiğini öğreniyor. Sevildiği için değil eğlenceli ve ahlaksız bir adam olduğu için çevresine insanlar toplanıyor. Kısacası insanları etkilemeyi biliyor ve bu da ona bir itibar sağlıyor.
Sebastian uzun iri yarı esmer kapkara gözleri olan bu Usignuo burnu olan bir adam - bu tabirin ne olduğunu kitabı okuyunca öğrenebilirsiniz. Nedenini hiç bilmiyorum insanlar onu tiksindirici buluyor ki bu KOCAMAN BİR SAÇMALIK.. Sırf bir insan düzgün hatlara sahip değil diye dışlanması onunla dalga geçilmesi ne kadar doğru bu çok tartışmalı bir durum. Sarışın değil diğerlerinden iri yarı bebeksi bir güzelliği yok diye adamın hayatının içine sıçtılar resmen. - burda bol küfür ediyorum asabım bozuldu neyse-
Jessica ise minyon hatları olan gri gözlü beyaz tenli ve karakteri tam oturmuş bir hatun. Şunu söylemeden geçemeyeceğim Jessica benim en sevdiğim bayan karakterdir. Kitaplardaki bayan karakterlerden özellikle ana karakterlerin çoğunu sevmem zira onların o ezik halleri saçma sapan karakterleri ve tavırları benim sinirlerimi zıplatıyor. Bana göre bir kadın ne istediğini bilmeli ve Jessica gerçekten de ne istediğini çok iyi biliyor. Ve istediğini elde etme yolunda çok sağlam adımlar atıyor.Onun o kararlı halini ciddi anlamda çok seviyorum.
Jessisa ve Sebastian'ın tanışmasının ana sebebi Jessica'nın kardeşi Bertie aslında. Bertie Sebastianla takılıyor. Kumar içki vb. alemlerde çok fazla takılıyor bir kuruş para da kazanamadığı gibi aile servetinide yitirme aşamasında olduğu için Jessica bu olaya el koymaya karar veriyor. Kardeşini bu yola sokanların karşısına dikilip onu böyle şeylerden alıkoymaya kesinlikle kararlı.
Ve bir gün bir antikacı da tanışırlar. Bu tanışma hem Jessica'nın hem de Sebastian ın dünyasını sarsar. Tabi ki ikiside ilk anda o sarsılmaz duruşlarıyla dikkat çekerler. Çoğu kadının aksine Jessica Sebastianı aşırı derecede etkili bulmuştur ve Sebastian - Lord Dain , Lord Şeytan- son bilmem kaç yıldır ilk kez dünyasının baştan sona sarsıldığını hissediyordur.
Sonrası nasıl mı devam ediyor. Jessicanın adım adım Sebastianı etkilemesiyle. Hatunun yöntemleri cidden etkili hani o yöntemleri bende kullanmayı düşünmüyorum desem yalan olur ama tutup sırf adamı perişan etmek için vurur muyum bilemedim şu anda. Tabi ki sonra hakaret davası açıp adamı sinir eder miydim bu da çok kuşkulu bir durum. Ve Sebastian zımbırtı bir davayla Jessicaya para ödemektense hatunu toptan satın almaya kararlı - tabi ki böyle düşünerek kendini kandırıyor. Onun tek derdi Jessicaya sahip olmak ve arzularını dindirmek sözde!!-
Aslında ben Sebastian ın psikolojik tahlilini çıkarmayı planlıyordum. Sonra o kadar derine inmenin sizi sıkabileceğini düşündüm ve vazgeçtim ama ucunda değinmesem olmaz bu adam sevgiye aşırının aşırısı MUHTAÇ. Sebastian'ın deyişiyle Jessica onun sol yanını hedefliyor ve kitabın sonunda görüyorsunuz ki hedefini tam 12 den vuruyor.
Loretta Chase'nin baş yapıtı olarak kabul ettiğim bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Pişman olmayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Alıntısız olmaz
"Sen de geçen haftanı konuk listeleri, düğün kahvaltısı menüleri ve birçok usandırı akrabayla geçirmiş olsaydın" dedi Jessica. " Sen de huysuz olurdun. Londra'daki her tüccar evini ablukaya almış ve oturma odanı kataloglarla ve örneklerle bir ambara benzetmiş olsalardı, sen de benim kadar öfkeli olurdun. Gazetede nişanlanma duyurumuzun yayınlandığı günden beri başıma üşüştüler."
"Hiçte huysuzlanmazdım." dedi Dain. " Çünkü asla canımı sıkmalarına izin vermezdim."
"Ben ? Yardım etmek ?? " dedi inanmaz bir tonda Dain. " Uşaklar ne halt yemeye yarıyor, seni küçük budala? Faturaları bana göndermeni söylemedim mi ben sana?
.............................
Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı.
.................................
Güzel, olanaksız annesine sadece bakmak bile onu mutlu edecekti. Hiçbir şey istemeyecekti... Ya da çok az şey : Sadece bir an için yanağında yumuşacık bir el. Tutkulu bir sarılma. Kendisini iyi hissedecekti. Deneyecekti...
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: -minel- Date: December 17, 2014, 03:55:32 PM
Bu kitabı ben de çok beğenmiştim tekrar okusamda sıkılmayacağım bir kitap , hele bu bölümü.
"Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı."
Alıntı için teşekkürler Moreland.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Moreland Date: December 17, 2014, 03:59:04 PM
Bu kitabı ben de çok beğenmiştim tekrar okusamda sıkılmayacağım bir kitap , hele bu bölümü.
"Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı."
Alıntı için teşekkürler Moreland.
Kitabın her bi satırı ayrı bir güzel. Tekrar tekrar okunabilecek kitaplardan :)Rica ederim canım "Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı."
Alıntı için teşekkürler Moreland.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: t cetveli Date: December 17, 2014, 05:51:00 PM
Bazı insanların yüzünden kitap okuyamadığımıza göre wattpadden hikaye önerisi olan var mı
burcudemet zamansız ı tavsiye ederim linki:
bu linkin yazarı da başarılı. Cezayir menekşeleri ve aşk herşeyi affeder mi? hikayelerini okuyabilirsin.
esayrumu linkli yazarda çok başarılı yıllardır forumlarda takip ediyorum kendisini çok başarılı bir yazar. Zaten bir hikayesi yeni kitap oldu.
Diğer hikayeleri de heran kitap olabilir okuyacaksanız okuyun hemen Yazarın sayfasının linki: linkteki yazarın kitapları da fena değil.
Bir hikayesi kitap olmuş galiba yazarın. Işıklar hikayesini okudum fena değil. Kurgusu başarılı. Peri hikayesi güzel hala da devam ediyor.,
,
,
,http://www.wattpad.com/user/FundaKinali
Yukarıdaki linklerdeki yazarlarda okunacaklar listemdeki yazarlar. Umarım hoşuna gider hikayeler
ama çoğunluğunu takip ediyormuşum 
o değil neden herkes kitap çıkarıyor yaa 
eskiden ne güzeldi Benim liste baya kalabalık aslında hepsini paylaşmadım çok gelir diye
Eskiden yayınevlerinin takip ettiği özgün hikaye forumları vardı öyle tanıdığım çok yazar vardı kitapları basıldı hep ama bu kadar değildi. wattpad de yayınlanan hikayeler çok okununca yayınevleri harekete geçti bunu farkında olan çoğu yazarda wattpadde sayfa açıp hikayelerini yayınlamaya başladılar. 
Sadece bunun için yayınlayan yazarlar çoğaldı. Eskiden pek sevmezdim wattpadi ama şimdi çok iyi yazarlar var. Hatta geçenlerde artık basımı olmayan bir kitabın yazarı hikayesini yeniden yayınlamaya başlamış wattpadde görünceçok şaşırdım 
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Moreland Date: December 17, 2014, 05:55:20 PM
Selamlaaar. Ben de dün gece gündüzsefasını bitirdim.ondan önceki gün de ardında bıraktığın kadını bitirdim. İkisini de kesinlikle öneririrm. Ardında bıraktığın kadından önce pariste balayı vardı onu beğenmemiştim ama devamı olan ardında bıraktığın kadın güzeldi;)
Bana mesaj attın ama cevap veremedim. Profilin kapalı ve ben henüz 250 sınırına ulaşamadığımdan öm atamıyorum. Mail adresini mesaj atar mısın
Ordan sana cevap verebileyim Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: BÖRÜLCE Date: December 17, 2014, 06:27:43 PM
Kylie Scott - Aşkın Müziği
Bu kitap için sanırım sade bir kitaptı diyebilirim.Yani uzun duygu tasvirleri olmayan,hiçbir şeyin abartılmadığı son derece yalın bir dille yazılmış bir kitap.Bir çırpıda okunup bitiyor.Kızımız Evelyn, Vegas da bir otel odasının banyosunda,akşamdan kalma bir şekilde gözünü açar.Geceye dair birşey hatırlamamaktadır.Henüz kafasını toplayamamışken banyoya süper yakışıklı ve seksi bir adam girer ve nasıl olduğunu sorar.Evelyn adamı bir yerden hatırlamaktadır ama kim olduğunu çıkaramaz ve birden parmağındaki devasa boyutlardaki yüzüğü fak eder.Ünlü Rock gitaristi David gece evlendiği karısının hiçbirşey hatırlamadığını fark edince deliye döner ve hemen boşanma iptali için başvurmak üzere otel odasından ayrılır.Evet kitap böyle başlıyor ve hızlı bir şekilde devam ediyor.Olaylar arasında duraklamalar,uzatmalar yok ve keyifle okunuyor.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: ÇIĞLIK Date: December 17, 2014, 07:23:31 PM
@Moreland
Anam yazmışsın da yazmışsın, o ne öyle.
Ben okuduğumda da baya etkilemişti bu kitap beni. Normal kitaplarda her şey mükemmel oluyor. İşte kitabın farkını burada anlıyorsun. İlk okumaya başladığımda yarım bırakmayı düşünmüştüm açıkçası ama ne olduysa devamını da okudum. Memnun da kaldım, iyiki okumuşum. Yorumuna da kesinlikle katılıyorum canım. Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Moreland Date: December 17, 2014, 07:30:55 PM
@Moreland
Anam yazmışsın da yazmışsın, o ne öyle. Ben okuduğumda da baya etkilemişti bu kitap beni. Normal kitaplarda her şey mükemmel oluyor. İşte kitabın farkını burada anlıyorsun. İlk okumaya başladığımda yarım bırakmayı düşünmüştüm açıkçası ama ne olduysa devamını da okudum. Memnun da kaldım, iyiki okumuşum. Yorumuna da kesinlikle katılıyorum canım.
Anam yazmışsın da yazmışsın, o ne öyle.
Ben okuduğumda da baya etkilemişti bu kitap beni. Normal kitaplarda her şey mükemmel oluyor. İşte kitabın farkını burada anlıyorsun. İlk okumaya başladığımda yarım bırakmayı düşünmüştüm açıkçası ama ne olduysa devamını da okudum. Memnun da kaldım, iyiki okumuşum. Yorumuna da kesinlikle katılıyorum canım. Normalde yorum yazarken zorlanırım ancak sevdiğim kitaplarda böyle olmuyor
Uzun bir yorumu hakediyordu bence Teşekkürler canım Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: halebg Date: December 17, 2014, 07:32:35 PM
Kylie Scott - Aşkın Müziği
Bu kitap için sanırım sade bir kitaptı diyebilirim.Yani uzun duygu tasvirleri olmayan,hiçbir şeyin abartılmadığı son derece yalın bir dille yazılmış bir kitap.Bir çırpıda okunup bitiyor.Kızımız Evelyn, Vegas da bir otel odasının banyosunda,akşamdan kalma bir şekilde gözünü açar.Geceye dair birşey hatırlamamaktadır.Henüz kafasını toplayamamışken banyoya süper yakışıklı ve seksi bir adam girer ve nasıl olduğunu sorar.Evelyn adamı bir yerden hatırlamaktadır ama kim olduğunu çıkaramaz ve birden parmağındaki devasa boyutlardaki yüzüğü fak eder.Ünlü Rock gitaristi David gece evlendiği karısının hiçbirşey hatırlamadığını fark edince deliye döner ve hemen boşanma iptali için başvurmak üzere otel odasından ayrılır.Evet kitap böyle başlıyor ve hızlı bir şekilde devam ediyor.Olaylar arasında duraklamalar,uzatmalar yok ve keyifle okunuyor.
@@@@@Bu kitap için sanırım sade bir kitaptı diyebilirim.Yani uzun duygu tasvirleri olmayan,hiçbir şeyin abartılmadığı son derece yalın bir dille yazılmış bir kitap.Bir çırpıda okunup bitiyor.Kızımız Evelyn, Vegas da bir otel odasının banyosunda,akşamdan kalma bir şekilde gözünü açar.Geceye dair birşey hatırlamamaktadır.Henüz kafasını toplayamamışken banyoya süper yakışıklı ve seksi bir adam girer ve nasıl olduğunu sorar.Evelyn adamı bir yerden hatırlamaktadır ama kim olduğunu çıkaramaz ve birden parmağındaki devasa boyutlardaki yüzüğü fak eder.Ünlü Rock gitaristi David gece evlendiği karısının hiçbirşey hatırlamadığını fark edince deliye döner ve hemen boşanma iptali için başvurmak üzere otel odasından ayrılır.Evet kitap böyle başlıyor ve hızlı bir şekilde devam ediyor.Olaylar arasında duraklamalar,uzatmalar yok ve keyifle okunuyor.
Bunu bende okumak istiyirum ya
keske gonderen biri olsa ama nerdeee
artik guzel gunler geride :(kaldi
gunler hep karanlik artik
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: elif tuğçe Date: December 17, 2014, 07:55:23 PM
Christina Lauren - Harika Yabancı
İlk kitabı hiç beğenmemiştim ama burada sonraki kitapların daha güzel olduğunu okuyunca bir şans daha vereyim dedim ve iyi ki vermişim
İlk kitapta hem aşkı hissedememiştim hem de çiftin sürekli kavga etmesi beni sinir etmişti. Bu kitapta saydığım olumsuzluklar yoktu.
Kitabın başından beri Sara ve Max arasında esprili diyaloglar vardı, bir çırpıda okudum
Karakterleri de sevdim, kitap da akıcıydı daha ne olsun
Benim gibi ilk kitabı sevmeyenler yazarı bırakmasın, bir şans daha versin. Puanım 7/10.
Harika Piçi beğenmediğim için bunu da okumayacaktım ama senin yorumuna güvenerekten başlamaya karar verdim. İlk kitabı hiç beğenmemiştim ama burada sonraki kitapların daha güzel olduğunu okuyunca bir şans daha vereyim dedim ve iyi ki vermişim
İlk kitapta hem aşkı hissedememiştim hem de çiftin sürekli kavga etmesi beni sinir etmişti. Bu kitapta saydığım olumsuzluklar yoktu.
Kitabın başından beri Sara ve Max arasında esprili diyaloglar vardı, bir çırpıda okudum
Karakterleri de sevdim, kitap da akıcıydı daha ne olsun
Benim gibi ilk kitabı sevmeyenler yazarı bırakmasın, bir şans daha versin. Puanım 7/10.
Ben bir okuyup geliyim yorum yaparım sonra 
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: gök yüzü Date: December 17, 2014, 08:41:22 PM
Christina Lauren - Harika Yabancı
İlk kitabı hiç beğenmemiştim ama burada sonraki kitapların daha güzel olduğunu okuyunca bir şans daha vereyim dedim ve iyi ki vermişim
İlk kitapta hem aşkı hissedememiştim hem de çiftin sürekli kavga etmesi beni sinir etmişti. Bu kitapta saydığım olumsuzluklar yoktu.
Kitabın başından beri Sara ve Max arasında esprili diyaloglar vardı, bir çırpıda okudum
Karakterleri de sevdim, kitap da akıcıydı daha ne olsun
Benim gibi ilk kitabı sevmeyenler yazarı bırakmasın, bir şans daha versin. Puanım 7/10.
Harika Piçi beğenmediğim için bunu da okumayacaktım ama senin yorumuna güvenerekten başlamaya karar verdim. İlk kitabı hiç beğenmemiştim ama burada sonraki kitapların daha güzel olduğunu okuyunca bir şans daha vereyim dedim ve iyi ki vermişim
İlk kitapta hem aşkı hissedememiştim hem de çiftin sürekli kavga etmesi beni sinir etmişti. Bu kitapta saydığım olumsuzluklar yoktu.
Kitabın başından beri Sara ve Max arasında esprili diyaloglar vardı, bir çırpıda okudum
Karakterleri de sevdim, kitap da akıcıydı daha ne olsun
Benim gibi ilk kitabı sevmeyenler yazarı bırakmasın, bir şans daha versin. Puanım 7/10.
Ben bir okuyup geliyim yorum yaparım sonra Ben ilk kitaba gore cok daha fazla begenmistim inşallah sen de
begenirsin
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: buse_1396 Date: December 17, 2014, 09:04:58 PM
Benim liste baya kalabalık aslında hepsini paylaşmadım çok gelir diye Eskiden yayınevlerinin takip ettiği özgün hikaye forumları vardı öyle tanıdığım çok yazar vardı kitapları basıldı hep ama bu kadar değildi. wattpad de yayınlanan hikayeler çok okununca yayınevleri harekete geçti bunu farkında olan çoğu yazarda wattpadde sayfa açıp hikayelerini yayınlamaya başladılar. Sadece bunun için yayınlayan yazarlar çoğaldı. Eskiden pek sevmezdim wattpadi ama şimdi çok iyi yazarlar var. Hatta geçenlerde artık basımı olmayan bir kitabın yazarı hikayesini yeniden yayınlamaya başlamış wattpadde görünceçok şaşırdım
üff yaa böyle yaparak ben hiç okumak istemiyorum çoğu kitabı mesela çilek mevsimi kitabını wattpadden takip ediyordum yarısına gelmiştim bir anda kitap olacak dediler ben ondan sonra okumasam da olur deyip geçtim kitabı.. Bildiğin insanın şevkini kırıyorlar.. Zaten sevdiğim yazarları desteklemek için alırım -ki bazıları kitaplığına koymak için alabiliyor ya da ne bileyim sırf destek için birden fazla alanları gördüm ben..- ama böyle yaptıkça insan o yazarın kitabını alayım da okuyayım diyemiyor.. Ya hiç yayınlamasın şevkimizi kursağımızda bırakmasınlar y da tamamen paylaşsınlar.. Eskiden yayınevlerinin takip ettiği özgün hikaye forumları vardı öyle tanıdığım çok yazar vardı kitapları basıldı hep ama bu kadar değildi. wattpad de yayınlanan hikayeler çok okununca yayınevleri harekete geçti bunu farkında olan çoğu yazarda wattpadde sayfa açıp hikayelerini yayınlamaya başladılar. Sadece bunun için yayınlayan yazarlar çoğaldı. Eskiden pek sevmezdim wattpadi ama şimdi çok iyi yazarlar var. Hatta geçenlerde artık basımı olmayan bir kitabın yazarı hikayesini yeniden yayınlamaya başlamış wattpadde görünceçok şaşırdım Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: ssiibbeell Date: December 17, 2014, 09:23:09 PM
Ben de wattpadda olan bir hikaye tavsiye etmek istiyorum. İsmi YABANCI ve gerçekten çok hoşuma giden bir kitap. Ama daha tamamlanmadı ve bölümler geç geliyor yine de bir bölümde kırk sayfalık yazıyor yazar arkadaşımız.
Herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: seliny Date: December 17, 2014, 10:20:44 PM
@çığlık ; imzana bayıldım
tam bir türk atasözü olmuş benim hayat felsefemde şimdi uyuyim yarın erken kalkır çalışırım Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: buse_1396 Date: December 17, 2014, 10:31:48 PM
Ben de wattpadda olan bir hikaye tavsiye etmek istiyorum. İsmi YABANCI ve gerçekten çok hoşuma giden bir kitap. Ama daha tamamlanmadı ve bölümler geç geliyor yine de bir bölümde kırk sayfalık yazıyor yazar arkadaşımız.
Herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim.
daha bitmedi mi? Şaka gibi Herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim.
kaç senedir var o hikaye demek baya sevildi ki wattpadin en iyi hikayelerinden birisidir.. 