Aynı Yıldızın Altında - John Green
Hem kahkaha attırıp hem ağlatan, hayatımda iz bırakan kitapların arasına girdi. Kanserle savaşan iki genç insanın bir birlerinin hayatına dokunuşunu anlatıyor. Hikayeye de anlatımına da bayıldım. Çıkalı uzun zaman oluyor ama ben henüz fırsat bulup okuyabildim. Benim gibi halen okuyamayanlar var ise okuma listelerinde hemen yukarıya çekmelerini tavsiye ederim.
"O okurken uykuya dalar gibi aşık oldum: Önce yavaş yavaş sonra bir anda."
**
"Acı hissedilmeyi talep eder."
**
**
"Ah Hazel Grace, hiç sorun değil. Kalbimin senin tarafından kırılması bir onur olurdu."
Bu akşam da filmini seyredeceğim ve melankoli tavan yapıcak
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Tourniquet Date: September 24, 2016, 10:49:48 PM
Puanım; 4/5
Hikaye lisedeki popüler kız olan, Alice'i sevmeyen, ve olayın yaşandığı partinin sahibi olan kız, Elaine, Alice'in o olay yaşanana kadar en yakın arkadaşı olan Kelsie, ölen çocuğun en yakın arkadaşı Josh ve Alice'e ezelden beri aşık olan okulun ineği ve gerçek anlamda dahi öğrencisi Kurt'ün ağzından anlatılıyor. Her birisi Alice'i anlatıyor. Josh Brandon'ı anlatıyor genel olarak. Alice ile yaşadıkları, geçmiş, partide yaşananlar ve parti sonrasını anlatıyor hikaye.
Elaine'in partisinde Alice'in iki çocukla birlikte yattığı söylentisi çıkıyor. Bunlardan birisi üniversite öğrencisi diğeri okulun parlak yıldızı, takım kaptanı Brandon. Bu olaydan bir kaç hafta sonra Brandon bir trafik kazasında hayatını kaybediyor ve Alice'in Brandon'a o trafikteyken sürekli mesaj attığı ve onun dikkatinin dağıldığı için kaza yapıtığına dair dedikodular çıkıyor.
Sonra da dedikodular kontrolden çıkıyor. Alice hem okulda hem küçücük kasabada küçük düşüyor, dışlanıyor. Tüm bu olaylar sırasında onun yanında olan kişi de Kurt oluyor. Kısaca olay bu.O Kelsie'nin ağzını burnunu dağıtmak, Josh'ı da ıslatıp kış ayazında bırakmak lazım ama neyse, sakinim.
Sözde kötü olması gereken Elaine en iyileri maşallah. İnsanların ne kadar kötü olabileceği, kendi bencillikleri ve aşağılık kompleksleri yüzünden nasıl acımasız olabileceklerini görmek beni çok etkiledi. Kötü olmak için yetişkin olmaya filan gerek yok. Lisede de insanların nasıl zalim olabildiklerini görmüş oldum. Kitabı Alice hakkındaki gerçek için değil de daha çok o diğer insanlara neler olacağını merak ettiğim için okudum ama kitapta bu yoktu. Sonu beni tatmin etmedi ve çok çabuk bitirilmiş gibi geldi. Aklımdaki soruların cevabını alamadım. Alice hakkındaki gerçeği okuyucu olarak biz anlıyoruz ama hikayede ortaya çıkmıyor mesela. Kızın yediği yafta yanına kâr kalıyor. Sonu gerçekten olmamıştı kitabın. Ama kitap hakikaten çok çabuk okunuyor. Ben 3 saatte filan bitirdim herhalde. Genel olarak yüreğime öküz oturmuş gibi hissederek okudum kitabı. Kızdım, üzüldüm, acıdım... Ağlamalı bir kitap değil yanlış anlaşılma olmasın acıklı bir durum yok, daha çok ortada cidden büyük bir haksızlık var.
Kısacası okuyun derim ama favori kitabım olmadı. O son yüzünden. Gerçekten sonu daha faklı olsaymış favori kitaplarım arasına girerdi ama yine de 4 puan veriyorum
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: September 26, 2016, 02:11:55 PM
Kaybolan Yıllar - Kathryn Hughes
Klasik Arkadya kitaplarımızdan birisi daha bitti.
Chrissie'in Billy'nin mektubunu okuduktan sonra iç huzura kavuşması bir nebze içimi rahatlatsa da keşke Billy'de az buçuk mutlu olabilseydi. :/
Tina-William cephesinde yaşananlar bu kitabın en sevdiğim kısmı oldu.
Hayat zaten zaman zaman zor ve sıkıntılı bir süreç, en azından kitaplarda bir şeyler yolunda gitsin ama demi Geçmiş-günümüz bağlantılı, hem hüzünlü hem mucizelerle dolu harika bir hikaye. Tavsiye ederim
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: -minel- Date: September 27, 2016, 10:18:45 AM
. 
Yazarın diğer serisinden çok daha iyi bir seri ve keşke bitmeseydi de devamı olsaydı dediğim serilerden .İyi ki vazgeçmeyip
okumuşum diyorum çünkü diğer seriyi okuyunca bu seri de aynıdır diye bir ara okumaktan vazgeçmiştim .
Konusuyla anlatımıyla çok güzel ve heyecan dolu bir seri.Her yeni kitabı bir öncekinden daha iyiydi .Benim gibi daha önceden
okumadıysanız mutlaka okuyun tavsiye ederim .
Yazarın diğer serisinden çok daha iyi bir seri ve keşke bitmeseydi de devamı olsaydı dediğim serilerden .İyi ki vazgeçmeyip
okumuşum diyorum çünkü diğer seriyi okuyunca bu seri de aynıdır diye bir ara okumaktan vazgeçmiştim .
Konusuyla anlatımıyla çok güzel ve heyecan dolu bir seri.Her yeni kitabı bir öncekinden daha iyiydi .Benim gibi daha önceden
okumadıysanız mutlaka okuyun tavsiye ederim .
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: -Trinity- Date: September 27, 2016, 02:47:45 PM
Allah düşmanımın başına versin dedirtecek cinsten olan yan komşu Jason ve utangaç, içe kapanık Haley'in arı kovanı sayesinde birbirlerini yakından
tanımalarını anlatıyor kitap.Kitabı beğendim.Jason'ın bir boğazı var her şeyi yiyor ama hiç kilo almıyor ve kurabiye, pastalarına ortak olanlara hain
pislik gözüyle bakıyor.
Kitapta yanlış anlaşılma gibi klişeler yaşansa da benim gözümde kitabın eğlencesinden bir şey kaybettirmedi.Okumakisteyenlere tavsiye ederim.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: September 30, 2016, 03:55:35 PM
İlik - Tarryn Fisher
Yoruma nereden başlayacağımı bilemiyorum. Öyle hızlı yön değiştiren bir hikaye var ki elimde hala etkisinden çıkamadım ve uzun süre de çıkacağa benzemiyorum. Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve yine etkileyici. Size sadece pembe panjurlu hayaller kurduran, tuğla kalınlığında yazılıp ta hiç bir sosyal/kişisel mesaj vermeyen hatta içinizde en küçük bir rüzgar esintisi sağlamayan onlarca yüzlerce kitabın arasından "İşte bu kitabı okuyun" diyebileceğim ender kitaplardan. Aynı sokakta hatta aynı apartmanda bir çatı altında yaşadığımız, kitapta yazarın değindiği sorunları yaşadığını içten içe bildiğimiz ancak görmek istemediğimiz o kadar çok insan var ki! Hatta bunlardan bazısı biz bile olabiliriz...
Kısaca; anlatımına, konusuna, kurgusuna her bi'şeyine bayıldığım bir kitap oldu.
Benden Not: Margo'yu benim gibi sizde sevdiyseniz 8 sezonluk bir dizi öneriyorum ve sizi Dexter Morgan ile tanıştırayım, izleyin, seveceksiniz
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: koko53 Date: October 02, 2016, 03:11:45 PM
Elizabeth Hoyt-Maiden Lane Serisi
Historical roman okumayı çok seviyorum hatta bana kitap okuma aşkını bu tarz kitaplar aşılamıştır.İlk başlarda sadece bu tarz okuyordum ama sonra farklı tarz kitaplar okumaya da başladım. Elizabeth Hoyt da Historical deyince akla gelen ilk isimlerden biri.Yayınlanan bütün kitaplarını okudum.The Legend of the Four Soldiers ve The Princes Trilogy serilerindeki bütün kitapları olaydı.Favori kitabım Seni Kalbime Yazdım.
Bu yazarı çok sevdiğim için her yeni kitabına büyük bir mutluluk ve beklentiyle başlıyorum.Belki bu yüzden bu seri bende hayal kırıklığı yarattı.Bu kadar büyük beklentiler içinde olmasaydım belki kitaplardan daha çok zevk alırdım.Serinin ilk kitabı 'Şeytani Arzular' Lord Caire ve Temperance Dews hikayesi anlatıllıyor. Aslında kitap çok güzel başladı ama sonra biraz uzaltıldı gibi geldi.İlk kitap olduğu için çok fazla karakterden bahsediliyordu bu yüzden baş karakterlere çok yer verilemedi.Kitabı okuyalı uzun zaman oldu ama kitabı bitirdiğimde çok mutlu olmamıştım biran önce bitsin diye çabuk çabuk okuyordum.Kitap bitince Winter'ın hikayesini çok merak etmiştim.En ilgimi çeken karakter oydu.Serinin ikinci kitabında'Doyumsuz Zevkler' Hero ve Lord Griffin Reading anlatıldığını öğrenince üzülmüştüm.Ama kitap aşırı güzeldi.Karakterlere bayılmıştım birbirlerine taktıkları isimler süperdi.Tartışmalar,kıskanmalar,aralarındaki çekim
...Bu kitabı okuyunca yazar bir hata yaptı ilk kitabı unut ve diğer kitaplara şans ver dedim.Serini 3.kitabını henüz okumadım o sıralar elimde başka kitaplar vardı ve kısmet olmadı.Sonra Winter'ın kitabının(Kalbin Gölgesi) çıktığını öğrenince hemen okumaya başladım.Ama bu kitap Şeytani Arzulardan daha kötüydü.Büyük bir zaman kaybı olarak baktım kitaba.Hemde sevdiğim bir yazardan böyle bir kitap çıkması.Winter gibi bir erkeğin hele de öyle bir zaman da yani daha ilkel bir zaman da olabileceğine inanmıyorum.Farklı olsun diye mi yazar böyle yaptı bilmiyorum ama kitaptaki kadına resmen sübyancı gözüyle baktım.Bu zamanda kadını erkekten büyük olması normal ama o zamanda biraz anormal ya.Hele kadının Winter'a ders verdiği sahnelerden o kadar iğrendim ki okumadan geçtim o sahneleri.Kitap güzel bir girişle başladı ilk 50 sayfası güzeldi ama sonraki 150 sayfa gereksiz uzatılmıştı 200 den sonra açılmaya başladı biraz daha güzel oldu kitap.Serinin diğer kitaplarını okumaya korkuyorum şahsen.Bu seri yazarın son kitapları daha usta olduğu olgunlaştığı zamanlar yani.Ama ben çıraklık kitaplarını daha çok sevdim.İnşallah serinin diğer kitaplarında toparlamıştır 
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Tourniquet Date: October 03, 2016, 01:32:09 PM
Puanım; 5/5
Kesinlikle çok güzeldi. İçimi ısıttı. Bana aşkı hatırlattı. Konunun özeti aslında ikinci bahar. Eşlerini kaybetmiş iki kişi var. Tris (erkek karakter) aynı zamanda oğlunu da kaybetmiş. Çifte yaralı. Bu iki kişinin birbirlerini tedavi etmelerini, birbirlerinde hem geçmişlerini hem geleceklerini bulmalarını anlatıyor. Kendi türü içinde farklı bir konusu var. Yazarın anlatımını, kurgusunu sevdim. Tek solukta okudum diyebilirim. Bir çırpıda okunan, güzel bir konusu olan, akıcı anlatımlı bir günümüz aşk kitabı arıyorsanız bu kitabı gözüm kapalı öneririm. Ben çoookk beğendim.
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: October 05, 2016, 05:34:53 PM
Şeker Portakalı - Jose Mauro de Vasconcelos
Yine, yeni, yeniden... .
'Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve hüzünlü kişiler.''
***
''Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.''
***
"Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi."
***
"Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur."
***
"Sen yürekli bir küçüksün ,Sivrisinek,"dedi.
Ona acı bir gülümsemeyle baktım,ama bu acının ötesinde çok daha önemli bir şey keşfetmiştim:Portekizli,yeryüzünde en sevdiğim insan olmuştu.
***
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Bendis Date: October 07, 2016, 08:39:12 AM
Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli
Bunca zaman kitaplığımda neden bekletmişim bu harika kitabı ben? Kitaplarımın arasından hep göz kırpardı da, elime alıp geri bırakırdım..
Harika bir hikaye, hiç sıkmayan akıcı anlatım, sürekli düşünmeye sevk eden bir roman. Tek kelime ile ba-yıl-dım!
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: October 09, 2016, 07:47:31 PM
Uzun bir aradan sonra merhaba arkadaşlar. Bu aralar okuyamıyorum… Okuduklarımı da yorumlayamıyorum. Ne oldu anlamadım ama bugün kıracağım bu zinciri
Karanlığın Efendileri serisi ile dönüş yapıyorum. Öncelikle seri hakkında genel görüşlerimi söyleyip daha sonra kitapları tek tek yorumlayacağım. O zaman başlayalım mı?Lords of the Underworld serisi 11 kitaptan oluşan harika bir fantastik şölen… Her kitap farklı bir karanlığın efendisini konu alsa da OLAYLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI. Yani 1. kitabı okumadan 2’den bir şey anlamayı beklemeyin. Yunan mitolojisi baz alınsa da serinin ilerleyen kitaplarında işin içine melekler ve Tek İlah da giriyor. O yüzden çoğunlukla yunan mitolojisinden gidiliyor desek daha yerinde olur. Ve 7 kitap boyunca hep kadın gücü ön plandaydı. Bu yüzden de çok sevdiğimi söyleyeyim J Efendilerin eşleri hepsi olmasa da çoğu savaşçı ve savaşçı olmayanlarda zekâ olarak ön plandaydı. Cinsel içerikli sahneler bol bol var ama ben hiç rahatsız olmadım. Kitaplar ilerledikçe kimin ne iblisi olduğunu anlıyorsunuz. Daha doğrusu İçlerine hangi iblisin kapatıldığını anlıyorsunuz. Birkaç kitap sonra hepsini ezberlemiş olursunuz. J Konuya da bir değineyim; Önceden Tanrıların en iyi muhafızları olan bu savaşçılar bir hata yapıyor ve Pandora’nın kutusunu açıyorlar. Kutudan bir sürü iblis dünyaya salınıyor. Tanrılarda ceza olarak bu iblislerin bazılarını savaşçıların içine hapsediyor. Böylelikle hepsi içince zayıf bir yan ile geziyorlar. Örneğin yalan iblisine sahip olan savaşçı, yalandan başka hiçbir kelime edemiyor. Acıya sahip olan sürekli kendini kesiyor… Böyle liste uzar gider. Seri genel olarak çok güzel. Benimde favori serilerimden bir tanesi. Aksiyon, aşk, macera, şaşırtan sırlar, beklenmedik olaylar ile akıcılığın dibine vurmuş yazar. Seri Pegasus yayınları tarafından çıkarılıyor. Henüz geç kalınmış sayılmaz, böyle fantastik türden hoşlanıyorsanız mutlaka başlayın.
En Karanlık Gece (Karanlığın Efendileri Serisi, #1)
Serinin ilk kitabı şiddet iblisini taşıyan Maddox ve kafasında sesler duyan Ashlyn’i anlatıyor. (Bulunduğu ortamda geçmişte ne konuşulmuşsa onu duyuyor.) Budapeşte de tüm halktan uzakta bir kalede yaşıyor savaşçılar. Bu arada kale avcılara veya herhangi bir davetsiz misafire göre bir ölüm tuzağı. Maddox, avcıları kaleden uzakta tutmak için kaleden çıktığında ormanda Ash ile karşılaşıyor ve böylece olaylar başlıyor. Ash, Maddox yanındayken kafasındaki seslerin kesildiği fark edip yanından ayrılmak istemiyor. Daha sonra bu durum çekime ve aşka dönüşüyor. İlk olduğundan sanırım bu kitabın yeri bende ayrıdır J İkili arasındaki yakınlaşmalar, gelişen olaylar ve diğer karakterler çok ilgi çekici.
En Karanlık Öpücük (Karanlığın Efendileri Serisi, #2)
Lucien ölüm iblisine sahip. Ölen kişilerin ruhlarını öbür tarafa götürmekle görevli. Bazen uygunsuz bir anda bile çağrılıp gidiyor… Anya ile harika bir uyumları var. Daha doğrusu zıt kutuplar birbirini çeker durumu söz konusu. Kötü yaraları olmasına rağmen Anya bunları umursamıyor J Kararlı kızımız, Lucien onu ne kadar uzaklaştırmaya çalışsa da vazgeçmiyor. Eh sonunda istediğini alıyor… İlerleyen sayfalarda Kronos (Titan kral) Lucien’den öyle bir şey istiyor ki hem okurken meraklanıp kızıyorsunuz, hem de olayların tuzu biberidir ya diyorsunuz. Ben öyle dedim şahsen
En Karanlık Zevk (Karanlığın Efendileri Serisi, #3)
Meşhur Danika Forda ile tanışın gençler. Hatırlar mısınız? Onu öldürmesi için Aeorn’a verilmişti görev ama Reyes buna izin vermez. Veremez. Çünkü kadına henüz kendisi de fark etmese de umutsuz bir şekilde âşık… Bu arada olay sadece ikili arasında dönmüyor. Antik nesneleri toplayıp iblislerini geri hapsetmek için bir uğraş içindeler. O yüzden bazı bölümler, nesneleri arayıp avcılarla dövüşen efendilerin gözünden de anlatılıyor.
En Karanlık Fısıltı (Karanlığın Efendileri Serisi, #4)
Gwen, sen nasıl bir şeysin ya? Harpy ırıkına mensup olan bu perimiz, resmen bir canavar. Ama seksi canavar
Kızın içinden neler çıktı öyle okuyunca anlayacaksınız. Bir de öyle biriyle bir bağı var ki aman aman yansın ortalık… Sabin, şüphe iblisini taşıyor içinde. Gwen’i ise avcıların elinden kurtarıyor. Karşılaşmalarından daha birçok olaya kadar en çok bu kitapta şaşırdım söyleyeyim.En Karanlık Arzu (Karanlığın Efendileri Serisi, #5)
Kitapta, Aeron ve Olivia anlatılıyor ama neredeyse çoğu karakter kitabın içindeydi. Paris, William, Sabin hatta Pandora bile vardı.Ve melekler de olaylara dahil olmaya başladı. Paris hala yas tutuyor. William ise sanki iflah olacak gibi. Gideon ve Paris'i bir sürpriz bekliyor. Tabi hepsi yine diğer kitaba kaldı..
Olayların birbiriyle olan bağlantısını okurken heyecandan yerimde duramadım. Tanrıların işin içine burnunu bu kadar sokması iyice heyecan patlaması yaşattı. Tabi onlar hakkında ki gerçekleri öğrenmekte bir o kadar şaşırtıcıydı.
Aeron'un küçük kızı(!) gibi gördüğü Legion beni acayip sinir etti. Bir yerlerden fırlayıp durdu. Aeron'un Olivia'dan kendisini çekmesine neden oldu.. Ve kitap boyunca vaat edilen, tam oldu derken olmayan durumu okurken sevinçten bayıldım.. Tabi olayların daha da kızıştığını söylemeyi unutmayayım.
En Karanlık Yalan (Karanlığın Efendileri Serisi, #6)
Seride maalesef en beğenmediğim kitap oldu… Gideon’un cümlelerini sürekli kafamda çevirmek sıkılmama ve kitabı uzun süre okuyamama neden oldu. Ve kadın karakter kabus iblisine sahip Scarlet de ilgimi çekemedi. Ama olayların ilerleyişi, her şeyin iyice alevlendiğini anladım. İkili üstünde çok durulmuştu. Diğerlerinin gözünden olan o birkaç bölüm de olmasa antik nesnelere ne oldu, diğerleri ne âlemde bilemeyecektik. O yüzden benim için bu kitap bu seriye yakışmadı…
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: as. Date: October 11, 2016, 08:16:11 PM
Merhaba arkadaşlar !
Aşırı duygusal bir kitapla geldim ben…
Tristan ve Elizabeth eşlerini kaybetmiş iki yetişkin. İkisi de yalnız ve yaralı ama Tris üstesinden gelmekte çok zorlanmış, biraz vahşi birisi. Yani en azından başlarda öyleydi. Çünkü o eşinin yanında bir de küçük çocuğunu kaybetmiş. Elizabeth, kasabaya yani eski eşiyle yaşadığı eve döndüğü zaman Tristan ile karşılaşıyor. Karşılaşma pek hoş değildi söyleyeyim. Ve her şey yan komşusunun Tristan olduğunu öğrenmesiyle başlıyor.
Yakınlaşmaları, geçmişlerine dönüp baktıkları anlar, konuşmaları ve daha birçok şeyi sizi ağlatmak için yazılmış. Güzel bir şekilde size bunları yansıtsa da bana göre biraz eksik kalmıştı. Erkek karakterden mi yoksa kadın karakterden mi kaynaklı henüz çözemesem de hikâyenin ilerleyen sayfaları beni dışarı attı. Ayrıca birkaç sahne de tanıdık gelen yerleri söylemiyorum bile. Bunlar dışında yan karakterlerden pisliğin tekinin yapacakları da çok belliydi. Yani şaşırtmak için bir çaba harcanmışsa o olaylar bende pek öyle bir etki yapmadı. Tahmin ettiklerimin çıkması biraz sıkılmama neden oldu… Ve Emma, Liz’in kızı. Çok tatlı bir çocuktu ama bana göre kitapta çok az görüldü.
Yine de ikilinin acılarını yaşama şekilleri, daha sonra onları kendi içlerinde kabullenişleri gerçekten çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Bazı yerlerde ağladığımı itiraf edeyim. Oturup size ‘benim başıma gelseydi?’ sorusunu düşündürten bir kitaptı. Tavsiye eder miyim? Sanırım ederim Eksikleri çok olsa da bir şekilde yer ediniyor içinizde bir yerde… 3,5/5
‘ Bakışları daha önce hiç şahit olmadığım kadar hayat doluydu ama gördüğüm şey mutsuz bir hayattı. ‘
‘ Yalnızlar genelde yalnızları tanırdı. Bugün, o sakalın ardındaki adamı ilk kez görmeye başlamış gibiydim. ‘
Aşırı duygusal bir kitapla geldim ben…
Tristan ve Elizabeth eşlerini kaybetmiş iki yetişkin. İkisi de yalnız ve yaralı ama Tris üstesinden gelmekte çok zorlanmış, biraz vahşi birisi. Yani en azından başlarda öyleydi. Çünkü o eşinin yanında bir de küçük çocuğunu kaybetmiş. Elizabeth, kasabaya yani eski eşiyle yaşadığı eve döndüğü zaman Tristan ile karşılaşıyor. Karşılaşma pek hoş değildi söyleyeyim.
Ve her şey yan komşusunun Tristan olduğunu öğrenmesiyle başlıyor.Yakınlaşmaları, geçmişlerine dönüp baktıkları anlar, konuşmaları ve daha birçok şeyi sizi ağlatmak için yazılmış. Güzel bir şekilde size bunları yansıtsa da bana göre biraz eksik kalmıştı. Erkek karakterden mi yoksa kadın karakterden mi kaynaklı henüz çözemesem de hikâyenin ilerleyen sayfaları beni dışarı attı. Ayrıca birkaç sahne de tanıdık gelen yerleri söylemiyorum bile. Bunlar dışında yan karakterlerden pisliğin tekinin yapacakları da çok belliydi. Yani şaşırtmak için bir çaba harcanmışsa o olaylar bende pek öyle bir etki yapmadı. Tahmin ettiklerimin çıkması biraz sıkılmama neden oldu… Ve Emma, Liz’in kızı. Çok tatlı bir çocuktu ama bana göre kitapta çok az görüldü.
Yine de ikilinin acılarını yaşama şekilleri, daha sonra onları kendi içlerinde kabullenişleri gerçekten çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Bazı yerlerde ağladığımı itiraf edeyim. Oturup size ‘benim başıma gelseydi?’ sorusunu düşündürten bir kitaptı. Tavsiye eder miyim? Sanırım ederim
Eksikleri çok olsa da bir şekilde yer ediniyor içinizde bir yerde… 3,5/5‘ Bakışları daha önce hiç şahit olmadığım kadar hayat doluydu ama gördüğüm şey mutsuz bir hayattı. ‘
‘ Yalnızlar genelde yalnızları tanırdı. Bugün, o sakalın ardındaki adamı ilk kez görmeye başlamış gibiydim. ‘
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Tourniquet Date: October 13, 2016, 07:06:23 PM
Puanım; 3/5
Psikopat, vahşi olması gereken bir kitap nasıl klişeliklerle dolu olabilir?
Olan olaylar resmen klişe kaynıyordu. Carl'ın attığı her adımda sonrasında ne olacağını anladım. Kimler ölecek, kimler yaşayacak, oraya giderse ne olacak, bu tarafa kaçarsa karşısına kim çıkacak çok belliydi. Kitabın içinde gizem namına hiç bir şey yoktu. Tamamen tahmin edilebilir bir kitaptı. Hani vahşet vardı da diyemem ki. Ben daha ağır bir vahşet bekliyordum. Evet hafif bir kitap değil orası doğru ama genel olarak pek de birşey olmadı. Ceza olarak bir ter kutsu var o kadar. Av mevsuzu biraz ağırdı bana göre ki o kısmı da yazar anlatmadı.
Carl'ın Parker'ı düelloya çağırmasına neden olan bir olay var. Böyle bayaaaa ağır bir durum. Carl resmen hiç tepki vermedi sayılır. Bir tek diğer arkadaşını kurtarmak için Parker'ı düelloya davet etti.Bazı yerlerin çok uzatılması bazı yerlerin de öylesine geçilmesinden hoşlanmadım.
Bu kadar eleştirdikten sonra gelelim iyi yönlerine neden 2 değil de 3 puan verdiğim kısmına.
Yazarın oluşturduğu mekanı ve kitabın konusunu sevdim.Okurken beni pek yormadı. Konu yavaş ilerlese de sayfalar çabuk ilerliyor. Akıcı bir anlatımı var yazarın. Özellikle boks kısımları birebir yansıtılmış. Yazarın da boksör olduğunu düşününce aksi olamazdı zaten diyorum. Kitaptaki karakterleri sevdim ben. Carl, Ross, Octavia hatta Acil Servisi bile.
Mutlaka okuyun diyemem ama GO! Kitabın fiyatları baya uygun. Denk gelirseniz alın bence. Günümüz aşktan, yada sürekli okuduğunuz tarzda kitaplardan sıkıldığınızda araya sıkıştırılabilecek bir kitap
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: -minel- Date: October 17, 2016, 11:01:44 AM
.
Morgan Rice - Vampir Günlükleri Serisi
Beklentiyle başladığım ama umduğumu bulamadığım serilerden biri .Hikaye iyi ama anlatımdan dolayı ben beğenmedim .
Duygu yok heyecan yok denecak kadar az bir de serideki beş kitapta kızın üç tane sevgili değiştirmesi ve dördüncüye hazır olması
bana tuhaf geldi Aslında güçlü kadın karakter olması gereken kızımız hikayeye göre herkese önder olması gerekirken
duygusal dengesizlikleriyle hep olmadık kararlar veriyor ve birilerinin ölmesine neden oluyor ama bunda bile bir sorun
var kitapları okursanız siz de anlayacaksınız Seride 12 kitap var ve sadece 5 kitabı çevirilmiş okumak isterseniz bence
serinin tamamlanmasını bekleyin .
Morgan Rice - Vampir Günlükleri Serisi
Beklentiyle başladığım ama umduğumu bulamadığım serilerden biri .Hikaye iyi ama anlatımdan dolayı ben beğenmedim .
Duygu yok heyecan yok denecak kadar az bir de serideki beş kitapta kızın üç tane sevgili değiştirmesi ve dördüncüye hazır olması
bana tuhaf geldi
Aslında güçlü kadın karakter olması gereken kızımız hikayeye göre herkese önder olması gerekirkenduygusal dengesizlikleriyle hep olmadık kararlar veriyor ve birilerinin ölmesine neden oluyor ama bunda bile bir sorun
var kitapları okursanız siz de anlayacaksınız
Seride 12 kitap var ve sadece 5 kitabı çevirilmiş okumak isterseniz bence serinin tamamlanmasını bekleyin .
Ynt: Kitap Yorumları Buraya. By: Tourniquet Date: October 18, 2016, 11:42:11 AM
Puanım; 4/5
Bir Hotshot olarak çalışan Taylor bir gün kahvaltı için Falyn'in çalıştığı Bucksaw Cafe'ye gelir. Aynı akşam Falyn'e çıkma teklifi etmek için geri gelir ancak bölgede geçici olarak çalışan itfayecilerin pek de hoş olmayan şöhretleri yüzünden Falyn, Taylor'ı reddeder. Bir Maddox erkeği için reddedilmek mücadele nedenidir. Kötü şöhretlerine rağmen Taylor'da Falyn'in istediği bir şey vardır. Taylor, Falyn için hem uzuk durması gereken kişi hem de istediği şeye ulaşması için kilit kişidir.
Yine bir Maddox erkeği klasiği olarak ben bu kitaba da bayıldım. Tek solukta bitti gibi geldi. Karakterleri seviyorum. Klişeliğini seviyorum. Yazarın kalemini seviyorum.
Olan olayları sevdim. Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da ayrılık var ama klasik, basit nedenlerden bir ayrılık değildi. Aşık Taylor çok tatlıydı ama vıcık vıcık değillerdi. Bana kalırsa bu seride herşey dozunda ve bu yüzden bu kadar seviyorum.
Çerezlik, çabuk ilerleyen, kafanızı yormayacak güzel bir kitaptı yine. Tabii ki tavsiye ederim =)
