Sabırla odanın içinde beklerken ne kadar yüksekte olduğumuzu
anlamak için odanın camına doğru yürüyüp
camı açtım ve kafamı dışarıya uzattım. Gerçekten yüksekteydik.
O sırada yan taraftan "Bismillah," diye bir ses
gelince kaşlarımı çatarak sağ tarafıma döndüm ve yan
camdan ayaklarını çıkartmış aşağı atlamaya hazırlanan
bir Caner'le karşılaştım. "Caner?!"
Caner kapadığı gözlerini açıp birden bana döndü,
"Yekta?!" dedi gözlerini açarak.
"Ne yapıyorsun lan sen?"
Sırıtarak bana dönüp, "Caner camda asılsın, Yelda bugün
nasılsııın?" diye bağırdı.
Sinirle gözlerimi devirdim. Ancak o dediğini umursamadan,
"Az önce ne yapmaya hazırlanıyordun lan sen?
Buradan atlamayı deneyecek kadar geri zekâlı mısın?"
diye sordum.
Kendini birden içeri atıp kafasım camdan bana doğru
uzattı ve, "Ay, kıyamam. Sen, ben öleceğim diye mi
korktun? Korkma korkma. Ben dokuz canlıyımdır. Panter
Caner derler bana!" dedi. Dediği salakça şeyler üzerine
gözlerimi devirdim...
"Yelda biri geliyor! Kapı çaldı! Yelda kapı çaldı! Ben
atlıyorum!" deyip birden cama çıkmasıyla, "Lan saçmalama
lan!" diye bağırmaya başladım.
Caner gözlerini kapatıp, "Saç-malanmaz taranır! Ölmeden
son iğrenç esprimi yaptım, atlıyorum!" dedi.
İğrenircesine ona baktıktan sonra, "Ne hâlin varsa gör
lan!" dedim sinirle.
Caner ona yalvaracağımı düşünüyor olacak ki şaşkınca
bana baktı ve, "Bak, atlıyorum!" dedi kendinden emin
bir şekilde.
"Atlarsan atla lan... Bana ne?"
"Tutmayın benii, tutmayın atlayacağım!" dedi birden.
Ters ters suratına baktım. "Tutuyor muyum sence? Atla
da sen de kurtul, ben de kurtulayım. Hatta ve hatta tüm
dünya kurtulsun..."
"Caner!"
Benim bile duyduğum, çığıran sesle, Caner bir anda
camda dengesini kaybetti ve birden Hezarfen Ahmet Çelebi
gibi camdan uçmasıyla gözlerimi açarak arkasından
baktım.
Evet.
Resmen uçtu.
anlamak için odanın camına doğru yürüyüp
camı açtım ve kafamı dışarıya uzattım. Gerçekten yüksekteydik.
O sırada yan taraftan "Bismillah," diye bir ses
gelince kaşlarımı çatarak sağ tarafıma döndüm ve yan
camdan ayaklarını çıkartmış aşağı atlamaya hazırlanan
bir Caner'le karşılaştım. "Caner?!"
Caner kapadığı gözlerini açıp birden bana döndü,
"Yekta?!" dedi gözlerini açarak.
"Ne yapıyorsun lan sen?"
Sırıtarak bana dönüp, "Caner camda asılsın, Yelda bugün
nasılsııın?" diye bağırdı.
Sinirle gözlerimi devirdim. Ancak o dediğini umursamadan,
"Az önce ne yapmaya hazırlanıyordun lan sen?
Buradan atlamayı deneyecek kadar geri zekâlı mısın?"
diye sordum.
Kendini birden içeri atıp kafasım camdan bana doğru
uzattı ve, "Ay, kıyamam. Sen, ben öleceğim diye mi
korktun? Korkma korkma. Ben dokuz canlıyımdır. Panter
Caner derler bana!" dedi. Dediği salakça şeyler üzerine
gözlerimi devirdim...
"Yelda biri geliyor! Kapı çaldı! Yelda kapı çaldı! Ben
atlıyorum!" deyip birden cama çıkmasıyla, "Lan saçmalama
lan!" diye bağırmaya başladım.
Caner gözlerini kapatıp, "Saç-malanmaz taranır! Ölmeden
son iğrenç esprimi yaptım, atlıyorum!" dedi.
İğrenircesine ona baktıktan sonra, "Ne hâlin varsa gör
lan!" dedim sinirle.
Caner ona yalvaracağımı düşünüyor olacak ki şaşkınca
bana baktı ve, "Bak, atlıyorum!" dedi kendinden emin
bir şekilde.
"Atlarsan atla lan... Bana ne?"
"Tutmayın benii, tutmayın atlayacağım!" dedi birden.
Ters ters suratına baktım. "Tutuyor muyum sence? Atla
da sen de kurtul, ben de kurtulayım. Hatta ve hatta tüm
dünya kurtulsun..."
"Caner!"
Benim bile duyduğum, çığıran sesle, Caner bir anda
camda dengesini kaybetti ve birden Hezarfen Ahmet Çelebi
gibi camdan uçmasıyla gözlerimi açarak arkasından
baktım.
Evet.
Resmen uçtu.
Agom - Özlem Türk
caner öldü mü
ayy ben meraktan okurum bu kitabı iki paragrafta sevdim bu caneri
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -minel- Date: March 30, 2015, 12:07:03 AM
"Elçin, ben dedim bu çocukların arasında bir şey var diye. Bunları yalnız bırakmayalım biz.
Şuraya bak, biraz daha ısırsaymış çocuğun sağdan bakınca dişleri gözükecekmiş."
"O dudaklarını biraz daha görüş alanıma sokarsan kendimi tutamayacak ve öpe- " Tam o anda kafama gelen sert bir cisimle lafımı yarıda
kesip elimi başıma koydum. Elime bulaşan karla kafama yediğim şeyin bir kartopu olduğunu anlamam zor olmadı.Hemen bana kartopu atan kişiyi
görmek için gözümle etrafı taradığımda hiç de beklemediğim bir kişiyi gördüm.Vahi Amca'yı... Adamın gözleri dersin radar.
Birşeyi o saniyesinde görmek zorunda mıydı?
"Kızımın nefes alma alanının içine girersen taş düşebülü, ayı çıkabülü..."
Sağlam olan gözüne var gücümle bir yumruk daha geçirdim."Aksen benim! Duydun mu lan?! Asla senin olmayacak. Benim o!"
Dediğim şey üzerine Caner ne ara cebine soktuğunu anlayamadığım bir Benim'O paketi çıkarttı ve Uçhan'ın
suratına sokup yine o iğrenç esprilerinden birini yaptı.
"Eti Benim’O... Benim o diyorsam, benim o..."
"Sen ne yapıyorsun lan?" Tamer suratıma sen ciddi misin tarzı bir bakış attı.
"Ne yapıyormuş gibi görünüyorum?"
Caner, Tamer'i şöyle bir süzdü. "Sevgilisinden istikrarla mesaj bekleyen ergen kızlar gibi gözüküyorsun. Sap sap takılıyormuş gibi gözüküyorsun.
Caner gibi bir kardeşim olacağına keşke doğmasaydım diye düşünüyor gibi duruyorsun." Birden durdu. "Daha sayayım mı?"
Tamer bağırarak konuştu. "Lan zaten derdimiz başımızdan aşkın bir de senin salak şarkılarınla uğraşama-
Caner'in birden aklına bir şey gelmiş gibi gözleri parladı.
"Ha, anladım. Şarkıyı beğenmediniz. Oğlum öyle desenize lan," arkasındaki duvara yaslanıp ağzını şaplattı."O zaman istek parçalarınızı peçeteye yazıp lütfen
bana doğru yollayın," deyip kollanm göğsünde birleştirdi.
Caner kaşlarını çatarak Tamer'e, "Nereye gidiyorsun lan? diye sorunca Tamer kardeşine dönüp, "Sizin sevgilileriniz
yanınızda, tek sap benim. Gideceğim, sevgili bulacağım," diyince Caner de en az benim kadar şaşırmış olacak ki,
"Sen ve sevgili bulmak? Kamera şakası mı bu? Nereye el sallıyoruz?" diyip ellerini odanın her tarafına
sallamaya başlayınca Tamer de sırıtmaya başladı. "Nasıl da tanıyor beni,"
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: cigdemotr Date: March 30, 2015, 11:54:26 AM
"Bir bardak suda okyanus saklıdır çünkü kalbinde gözü olana.Ve dahi bir bardak suda fırtına koparır kalp gözü kapalı olan. Yine de bir bardak su bütün sularla aynı özellikte bir şeydir. Ve dörtte üçü su olduğundan mı vücudumuz okyanuslar gibi Ay'ın cazibesinin etkisindedir? Bu yüzden mi içimiz gel git halindedir?"
Nazan Bekiroğlu - Mor Mürekkep
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -Trinity- Date: April 02, 2015, 09:09:50 PM
"Peki, o zaman bir şeyi açıklığa kavuşturalım.Beni sarhoş olmadan önce görmüştün yani?" diye merakla sordum
"Evet,barda oturuyordum.Neden sordun ki?" dedi başını yana yatırarak.
"İlginç." derken dudaklarımın kenarları kıvrılmıştı.
"Neymiş ilginç olan?" diye sordu. "Ah şimdi anladım.Başından beri sana göz koyduğumu düşünüyorsun."
Ona muzipçe gülümsedim."Kendi ağzınızla söylediniz Bayan Lane,ben söylemedim"
Daima Sen-Sandi Lynn
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -minel- Date: April 05, 2015, 12:23:45 AM
Kadın, anahtarlığın yaratmayı hak etmediği düzeyde heyecanlanmıştı.
“Dışarı pek çıkmıyorsun, değil mi?”
Gülümsemesi genişledi. “Düşündüğünden bile daha az.”.
------------------
“Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, beni ara.”
“Arayacağım.”
“Kısa sürede döneceğim.”
“Gökyüzüne duman yükseldiğini görürsen anında gel.”
“Söz veriyorum.”
-------------------
“Neden Spike’la konuşuyordun?” diye sordu.
“Ne? Bilmiyorum. Sadece konuşuyorduk.”
“Ondan daha fazlası gibi görünüyordu.”
“Haklısın. Birlikte kaçmayı planlıyorduk. Bugünkü işi bitene kadar beklemek zorunda kalacağız.”
Wyatt geriye doğru adım attı ve onun karavanın içine girmesini işaret etti. “Alaycılıkta pek iyi değilsin.”
“Bana zaman ver, daha iyi olacağım .”
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: chuck_me Date: April 08, 2015, 09:18:04 PM
İskoçyalının Dokunuşu - Karen Marie Moning
*****
"Hangi zamandan geliyorsun?"
"Yirmi birinci yüzyıldan."
"Benden yedi yüz yıl sonrasından geldiğine inanmamı mı bekliyorsun?"
"Sen benden on dördüncü yüzyılda olduğuma inanmamı mı bekliyorsun?"
*****
"Öl-ölümsüz mü?" diye kekeledi.
Adam doğruyu söylüyordu. O ölümsüzdü. Ya da en azından öyle olduğuna inanıyordu.
Yanılıyor olabilir miydi? Lisa bir anlık düşünme sonrası bu olasılığı eledi. Bir insan beş yüz yıl yaşayıp yaşamadığını bilirdi -bu kesinlikle fark edilmeyecek bir şey değildi.
*****
"Peri mi?" Lisa kulaklarına inanamıyordu. "Benden perilere inanmamı mı bekliyorsun?"
Circenn acıyla güldü. "Zaman içinde yedi yüz yıllık bir yolculuk yaptığına inanıyorsun ama bizden binlerce yıl önce de var olan yaratıkların alışılmadık güçleri olduğuna mı inanmıyorsun? Kafana göre çılgınlık seçemezsin kadın."
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: Peri__ Date: April 08, 2015, 10:25:38 PM
'Sevgili Şeytan, Beni neden test ettiğini bilmiyorum ama bu durum hoşuma gitmiyor. Sevgiler falan demeyeceğim. Galen."
Surpriz Balayi - Christine Bell
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: BÖRÜLCE Date: April 09, 2015, 02:00:36 PM
“Aslında sen şehre benziyorsun. Canlı ve çekici, ama sonunda
tüketen. Sürekli bir şeyler istiyor, hatta alıyorsun ve karşılığında bir
şeyler verdiğini sanıyorsun. İyi bir adam olduğun için başkalarının da
senin isteklerinden faydalanmasını sağlıyorsun. Evet, iyi bir insansın.
Ama benim anlattıklarımı kafan almıyor. Vermek istediğin şeyleri
istemiyorum. Ne programı, ne işi ne de başka bir şeyi. Bana yardım
ettiğini sanıyorsun ama bütün bunlarla tek yaptığın aslında kendi
ihtiyaçlarını tatmin ederek beni tüketmek.”
Benim Küçük Aşk Pastam
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: Peri__ Date: April 10, 2015, 03:55:42 PM
Korkunca opulmuyor biliyor musun ? O, sadece seni opebilmek icin soyledigim bir yalandi.
Deniz Kizi Hikayesi Canan A. Duzgan
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -minel- Date: April 16, 2015, 09:03:43 AM
Kendime inanmam ve tekrar yazmaya başlamam biraz zaman aldı ama yaptım.Geçen sene Mari' nin dükkanında çalışarak akşamları
ve öğle yemeği arasında yazmak, beni çok mutlu etmişti. " Kendini sıkışıp kalmış hissettiğinde bir şeyleri değiştirmen gerekir. " demişti Richart.
" Hayat açılmamaya direnen bir kilit gibidir. Şifreyi biraz değiştirirsen kilidi açarsın. "
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -Trinity- Date: April 16, 2015, 09:28:28 AM
"İşte şimdi beni zehirlemeye çalışıyor olabileceğini düşünmeye başladım."
"Biraz tuz seni öldürmez."
"Ben yaşlı bir adamım Karissa.Öldürebilir."
"O kadar yaşlı değilsin"
Gözlerindeki Canavar-J.M. Darhover
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: çıtçıt Date: April 16, 2015, 10:07:57 PM
Kadın, anahtarlığın yaratmayı hak etmediği düzeyde heyecanlanmıştı.
“Dışarı pek çıkmıyorsun, değil mi?”
Gülümsemesi genişledi. “Düşündüğünden bile daha az.”.
------------------
“Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, beni ara.”
“Arayacağım.”
“Kısa sürede döneceğim.”
“Gökyüzüne duman yükseldiğini görürsen anında gel.”
“Söz veriyorum.”
-------------------
“Neden Spike’la konuşuyordun?” diye sordu.
“Ne? Bilmiyorum. Sadece konuşuyorduk.”
“Ondan daha fazlası gibi görünüyordu.”
“Haklısın. Birlikte kaçmayı planlıyorduk. Bugünkü işi bitene kadar beklemek zorunda kalacağız.”
Wyatt geriye doğru adım attı ve onun karavanın içine girmesini işaret etti. “Alaycılıkta pek iyi değilsin.”
“Bana zaman ver, daha iyi olacağım .”
eline sağlıkYnt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -minel- Date: April 17, 2015, 10:58:26 PM
Rye’ın fark ettiği ilk şey bir arp oldu. Görünen o ki çıkarmak üzere olduğu inleme sesini pek bastıramamıştı,
çünkü önünde yürümekte olan Portia, her şeyin yolunda olup olmadığını sormak üzere omzunun üzerinden geriye dönüp baktı.
“Sadece tatsız bir hatıra,” dedi Rye çabucak. “Sophie bir keresinde bunlardan birini çalmayı denedi ve o kadar çok
tel kopardı ki sonunda bırakmaya ikna oldu. Hayatımın en kötü on beş dakikasıydı.”
Portia kahkahayla güldü ve başını yana eğdiğinde yüzüne düşen mum ışığı onu daha da büyüleyici yaptı.
Sophie, pek de yumuşak olmayan bir hareketle, onu yan tarafından dürtükledi.
“Öyleydi ama,” dedi Rye.
“Hâlâ, o tellerin senden kurtulmak için koptuklarını düşünüyorum.”
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: -minel- Date: April 19, 2015, 05:02:43 PM
Kaderin volta atmaya başladı. "Sen gelmemeliydin, Regin."
"İhtiyacın olan iki şey vardı." Regin büyük bir kar kütlesinin üzerine oturdu.
"Bunların eski Rus ordusuyla bağlantı ve Rusça konuşmam olduğunu sanıyorum..."
"Ah, hadi ama! Hiçbir şey bilmediğini çoktan öğrendim. Sence 'Nasılsın?' sorusunun Rusçası Dostoyevski mi?"
Kaderin ileri geri yürürken Regin gözlerim kırpıştırarak ona bakıyordu.
"Sen nasıl söylersin o halde?"
"Bil-mi-yo-rum."
"O zaman Dostoyevski olmadığım nasıl biliyorsun? Hayır. Ciddiyim."
Regin, büyük bir ihtimalle orada bunu yapan ilk kişi olarak sakızım şişirdi ama balon soğuktan donunca onu yeniden eski haline
getirmek için dişleriyle düzenli bir şekilde çiğnemeye geri döndü.
"Obi-Wan, tek umudun benim."
----------------
"Ayrıca, en son ne zaman vücudunun bir parçasım kaybettin?"
Regin ciddiyetle bakışlarım ona doğru kaldırdı.
"Evermore Battle'da bir parmağımı kaybettim."
"Ah." Kaderin kaşlarım çatta, sonra da haykırdı.
"EvermoreBattle bir savaş değil, bir Led Zeppelin şarkısı!"
"Evet. Ama bizim hakkımızda yazılmadı mı?"
-------------------
"Onlara ne bilimcisi olduğumuzu söyledin ki?"
"Kuzey Dakota Üniversitesi'nden gelen buz bilimcileri olduğumuzu ve uydunun yakalandığı büyük bir çatlağı incelemeye
geldiğimizi söyledim. Buzula hemen müdahale etmek zorunda olduğumuzu söylemenin ironik olduğunu düşündüm."
"Dakotalı buzul bilimciler, öyle mi?"
"Eğer o çocuklar biri disko kar çizmeleri giyen iki seksi doğaüstü Valkyrie bilimci olduğumuza inanmak isterlerse nasıl karşı
gelebilirdim ki?" Regin sakızım şişirerek motorun devrini yükseltti.
"Haydi, bilim başlasın."
Ynt: En Yakın Kitaptan Alıntı Yapalım By: gök yüzü Date: April 28, 2015, 01:14:09 PM
Nora Roberts - Gölge Büyüsü
"Kendi evimde sandviç ve cips ile idare etmekten gayet mutluyum, ayrıca buzdolabımda nefis bir parça domuz etim var."
"Lanet olası şeyle ne yapacağını bilmeden neden nefis bir parça domuz eti alıyorsun?"
"Etrafımda senin gibi becerikli biri varken neden almayayım ki?"
"Arkadaşlık dışında aranızda bir şey olmadığını elbette anladım. O yüzden sen ve Connor arasında hissettiğim şeyin de
bu olduğuna karar vermiştim."
"Öyle! Tabii ki öyle. Bu bir travmanın sonucuydu."
"Travmanın sonucu komadır. Bir kamyonda sevişmek tamamen başka bir şeyin sonucudur."
Aşk, diye düşündü Fin. İnsanı bir aptal da bir kahraman da yapabilirdi ya da aynı anda her ikisi birden.
