JustJared'ın yaptığı '2014'ün En Popüler Ünlüleri' listesinde #DakotaJohnson 35. sırada yer aldı
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 01, 2015, 07:46:09 PM
Elli'nin İlk Noeli
Süveterim kaşındırıyor ve yeni kokuyor. Her şey yeni. Yeni bir annem var. Bir doktor. Kulağıma taktığım zaman kalbimi dinleyebileceğim bir steteskobu var. Nazik ve gülümsüyor. Her zaman gülümsüyor. Küçük ve beyaz dişleri var.
“Ağacı süslememe yardım etmek ister misin, Christian?”
Büyük kanepelerin olduğu odada büyük bir ağaç var. Büyük bir ağaç. Böyle ağaçları daha önce görmüştüm. Ama sadece mağazalarda. Kanepelerin olduğu odalarda değil. Yeni evimde kanepelerin olduğu bir sürü yer var. Yeni evimde bir sürü kanepe var. Sadece tek bir kanepe yok. Kahverengi, kapış yapış bir kanepe yok.
“İşte, bak.”
Yeni annem bana bir kutu gösteriyor ve içi toplarla dolu. Bir sürü şirin parlak toplar.
“Bu süslemeler ağaç için.”
Süs-le-me-ler. Süs-le-me-ler. Kafam kelimeyi söylüyor. Süs-le-me-ler.
“Ve bunlar – “ duruyor ve üzerinde küçük çiçeklerin olduğu bir ip çıkarıyor. “Bunlar da ışıklar. Önce ışıklar ve sonra ağacı süsleyebiliriz.” Uzanıp parmaklarını saçlarıma değdiriyor. Hareketsiz kalıyorum. Ama parmaklarının saçlarıma dokunması hoşuma gidiyor, Yeni Annem’in yakınlarında olmayı seviyorum. Güzel kokuyor. Temiz. Ve sadece saçlarıma dokunuyor.
“Anne!”
O sesleniyor. Lelliot. Çok büyük ve gürültücü. Çok gürültücü. Konuşuyor. Her zaman. Ben hiç konuşmuyorum. Benim kelimelerim yok. Benim kelimelerim kafamda.
“Elliot, hayatım, oturma odasındayız.”
Koşarak içeri giriyor. Okula gitmişti. Elinde bir resim var. Yeni annem için çizdiği bir resim. Yeni annem Lelliot’un da yeni annesi. Dizlerinin üzerine eğiliyor ve Lelliot’a sarılıp resmine bakıyor. Resimde bir anne, bir baba, bir Lelliot ve bir Christian’ın olduğu bir ev var. Lelliot’un resmindeki Christian çok küçük. Lelliot büyük. Lelliot’un yüzünde kocaman bir gülümseme var ve Christian’ın mutsuz yüzü var.
Baba da geldi. Anne’ye doğru yürüyor. Battaniyeciğime sıkıca sarılıyorum. Baba, Yeni Anne’yi öpüyor ve Yeni Anne korkmuyor. Gülümsüyor. O da babayı öpüyor. Ben battaniyeciğimi sıkıyorum.
“Merhaba, Christian.” Baba’nın derin, sakin bir sesi var. Onun sesini seviyorum. Asla yüksek değil. Hiç bağırmıyor. Hiç bağırmıyor, tıpkı… Yatağıma yattığım zaman bana kitaplar okuyor. Bir kedi ve bir şapka ve yeşil yumurtalar ve salam hakkında kitap okuyor. Ben hiç yeşil yumurta görmedim. Baba da eğiliyor, boyu kısalıyor.
“Bugün neler yaptınız?”
Ona ağacı gösteriyorum.
“Ağaç mı aldınız? Bir Noel Ağacı mı?”
Kafamla evet diyorum.
“Bu çok güzel bir ağaç. Sen ve Annecin en iyisini seçmişsiniz. Doğru ağacı seçmek çok önemli bir iştir.” O da saçıma dokunuyor ve ben hareketsiz kalıyorum ve battaniyeciğime sıkıca sarılıyorum. Baba canımı yakmıyor.
“Baba, resmime bak.” Baba benimle konuştuğu zaman Lelliot sinirleniyor. Lelliot bana kızdığı zaman ona vuruyorum. Yeni anne, ona vurduğum zaman bana kızıyor. Lelliot bana vurmuyor. Lelliot benden korkuyor.
Ağaçtaki ışıklar çok güzeller.
“İşte, sana göstereyim. Kanca küçük delikten geçiyor ve sonra ağaca asabilirsin.” Anne kırmızı süs-le… süs-le-me-yi ağaca asıyor.
“Sen de bu küçük çanı dene bakalım.”
Küçük çan çalıyor. Sallıyorum. Çıkardığı ses mutlu bir ses. Tekrar sallıyorum. Anne gülümsüyor. Kocaman bir gülümseme. Bana özel bir gülümseme.
“Çanı sevdin mi, Christian?”
Kafamla evet diyorum ve çanı tekrar sallıyorum. Neşeyle çınlıyor.
“Çok güzel bir gülümsemen var, sevgili çocuğum.” Anne gözlerini kırpıştırıyor ve eliyle gözlerini siliyor. Saçımı okşuyor. “Gülüşünü görmeyi seviyorum.” Eli omzuma doğru uzanıyor. Hayır. Geriye doğru adım atıyorum ve battaniyeciğimi sıkıyorum. Anne üzgün görünüyor ve sonra mutlu görünüyor. Saçımı okşuyor.
“Çanı ağaca koyalım mı?”
Kafam evet diyor.
“Christian, acıktığın zaman bana söylemelisin. Bunu yapabilirsin. Anne’nin elini tutup mutfağa götürebilir ve gösterebilirsin.” Uzun parmağıyla beni işaret ediyor. Tırnağı parlak ve pembe. Şirin. Ama Yeni Anne kızgın mı değil mi anlayamıyorum. Akşam yemeğimin hepsini bitirdim. Makarna ve peynir. Tadı çok güzel.
“Aç kalmanı istemiyorum, hayatım. Tamam mı? Şimdi, dondurma ister misin?”
Kafam evet diyor! Anne bana gülümsüyor. Onun gülümsemelerini seviyorum. Gülümsemeleri makarna ve peynirden daha güzeller.
Ağaç çok güzel. Durup bakıyorum ve battaniyeciğime sarılıyorum. Işıklar parıldıyorlar ve hepsi farklı renklerde. Süs-le-me-ler de farklı renklerde. Mavi olanlarını seviyorum. Ve ağacın tepesinde büyük bir yıldız var. Baba Lelliot’u kucakladı ve Lelliot yıldızı ağacın tepesine koydu. Lelliot ağaca yıldız koymayı seviyor. Ben de ağaca yıldız koymak istiyorum… ama Baba’nın beni kucaklayıp yukarı kaldırmasını istemiyorum. Beni kucaklamasını istemiyorum. Yıldız parlak ve ışıltılı.
Yanında bir piyano var. Yeni anne, piyanonun üzerindeki siyah ve beyazlara dokunmama izin veriyor. Siyah ve beyaz. Beyaz sesleri seviyorum. Siyahların sesi doğru gelmiyor. Ama siyah sesleri de seviyorum. Beyazdan siyaha gidiyorum. Beyazdan siyaha. Siyahtan beyaza. Beyaz, beyaz, beyaz, beyaz. Siyah, siyah, siyah, siyah. Bu sesi seviyorum. Bu sesi çok seviyorum.
“Senin için çalmamı ister misin, Christian?”
Yeni anne oturuyor. Beyaz ve siyaha dokunuyor ve şarkılar başlıyor. Alttaki pedallara da basıyor. Bazen sesi yüksek ve bazen sessiz. Çaldığı şarkı mutlu bir şarkı. Lelliot da Anne’nin şarkı söylemesini seviyor. Anne çirkin bir ördek hakkında şarkı söylüyor. Anne komik bir vaklama sesi çıkarıyor. Lelliot komik bir vaklama sesi çıkarıyor ve kollarını kanat gibi yapıp kuş gibi yukarı aşağı sallıyor. Lelliot çok komik.
Anne gülüyor. Lelliot gülüyor. Ben gülüyorum.
“Şarkıyı sevdin mi, Christian?” Ve Anne’nin yüzünde yine üzgün-mutlu ifade var.
Benim uzun ço-rapım var. Kırmızı ve üzerinde kırmızı şapkalı, kocaman beyaz bıyıklı bir adamın resmi var. O Noel Baba. Noel Baba hediyeler getiriyor. Noel Baba’nın resimlerini görmüştüm. Ama Noel Baba daha önce bana hiç hediye getirmedi. Ben kötüydüm. Noel Baba kötü çocuklara hediye getirmez. Şimdi iyiyim. Yeni Annem iyi, çok iyi olduğumu söylüyor. Yeni Anne bilmiyor. Yeni Anne’ye asla söylememeliyim… ama ben kötüyüm. Yeni Anne’nin bunu bilmesini istemiyorum.
Baba ço-ra-bı şmineye asıyor. Lelliot’un da çorabı var. Lelliot ço-ra-bın üzerindeki kelimeyi okuyabiliyor. Lelliot yazıyor. Benim ço-ra-bımda da bir kelime var. Christian. Yeni Anne heceliyor. C-H-R-I-S-T-I-A-N.
Baba yatağıma oturuyor. Bana kitap okuyor. Battaniyeciğimi tutuyorum. Büyük bir odam var. Bazen karanlık oluyor ve kötü rüyalar görüyorum. Öncesi hakkında kötü rüyalar. Kötü rüyalar gördüğümde yeni annem yanıma yatıyor. Uzanıyor ve sakin şarkılar söylüyor ve ben uyuyorum. Sakin ve yeni ve güzel kokuyor. Yeni annem soğuk değil. Şey gibi değil… Şey gibi… Ve yanımda uyuduğu zaman kötü rüyalarım gidiyor.
Noel Baba buraya gelmiş. Noel Baba kötü bir çocuk olduğumu bilmiyor. Bilmediğine seviniyorum. Bir trenim ve bir uçağım ve bir helikopterim ve bir arabam ve bir helikopterim var. Helikopterim uçabiliyor. Helikopterimin rengi mavi. Noel ağacının etrafında uçuyor. Piyanonun üzerinde uçuyor ve beyazların ortasına iniyor. Annenin üzerinde uçuyor ve babanın üzerinde uçuyor ve Legolar’ıyla oynayan Lelliot’un üzerinde uçuyor.Helikopter bütün evde uçuyor, yemek odasında, mutfakta. Baba’nın çalışma odasının kapısının önünden uçarak geçiyor ve üst kattaki odamda uçuyor, Lelliot’un odasında uçuyor, Anne ve Baba’nın odasında uçuyor. Bütün evde uçuyor çünkü burası benim evim. İçinde yaşadığım evim.
Süveterim kaşındırıyor ve yeni kokuyor. Her şey yeni. Yeni bir annem var. Bir doktor. Kulağıma taktığım zaman kalbimi dinleyebileceğim bir steteskobu var. Nazik ve gülümsüyor. Her zaman gülümsüyor. Küçük ve beyaz dişleri var.
“Ağacı süslememe yardım etmek ister misin, Christian?”
Büyük kanepelerin olduğu odada büyük bir ağaç var. Büyük bir ağaç. Böyle ağaçları daha önce görmüştüm. Ama sadece mağazalarda. Kanepelerin olduğu odalarda değil. Yeni evimde kanepelerin olduğu bir sürü yer var. Yeni evimde bir sürü kanepe var. Sadece tek bir kanepe yok. Kahverengi, kapış yapış bir kanepe yok.
“İşte, bak.”
Yeni annem bana bir kutu gösteriyor ve içi toplarla dolu. Bir sürü şirin parlak toplar.
“Bu süslemeler ağaç için.”
Süs-le-me-ler. Süs-le-me-ler. Kafam kelimeyi söylüyor. Süs-le-me-ler.
“Ve bunlar – “ duruyor ve üzerinde küçük çiçeklerin olduğu bir ip çıkarıyor. “Bunlar da ışıklar. Önce ışıklar ve sonra ağacı süsleyebiliriz.” Uzanıp parmaklarını saçlarıma değdiriyor. Hareketsiz kalıyorum. Ama parmaklarının saçlarıma dokunması hoşuma gidiyor, Yeni Annem’in yakınlarında olmayı seviyorum. Güzel kokuyor. Temiz. Ve sadece saçlarıma dokunuyor.
“Anne!”
O sesleniyor. Lelliot. Çok büyük ve gürültücü. Çok gürültücü. Konuşuyor. Her zaman. Ben hiç konuşmuyorum. Benim kelimelerim yok. Benim kelimelerim kafamda.
“Elliot, hayatım, oturma odasındayız.”
Koşarak içeri giriyor. Okula gitmişti. Elinde bir resim var. Yeni annem için çizdiği bir resim. Yeni annem Lelliot’un da yeni annesi. Dizlerinin üzerine eğiliyor ve Lelliot’a sarılıp resmine bakıyor. Resimde bir anne, bir baba, bir Lelliot ve bir Christian’ın olduğu bir ev var. Lelliot’un resmindeki Christian çok küçük. Lelliot büyük. Lelliot’un yüzünde kocaman bir gülümseme var ve Christian’ın mutsuz yüzü var.
Baba da geldi. Anne’ye doğru yürüyor. Battaniyeciğime sıkıca sarılıyorum. Baba, Yeni Anne’yi öpüyor ve Yeni Anne korkmuyor. Gülümsüyor. O da babayı öpüyor. Ben battaniyeciğimi sıkıyorum.
“Merhaba, Christian.” Baba’nın derin, sakin bir sesi var. Onun sesini seviyorum. Asla yüksek değil. Hiç bağırmıyor. Hiç bağırmıyor, tıpkı… Yatağıma yattığım zaman bana kitaplar okuyor. Bir kedi ve bir şapka ve yeşil yumurtalar ve salam hakkında kitap okuyor. Ben hiç yeşil yumurta görmedim. Baba da eğiliyor, boyu kısalıyor.
“Bugün neler yaptınız?”
Ona ağacı gösteriyorum.
“Ağaç mı aldınız? Bir Noel Ağacı mı?”
Kafamla evet diyorum.
“Bu çok güzel bir ağaç. Sen ve Annecin en iyisini seçmişsiniz. Doğru ağacı seçmek çok önemli bir iştir.” O da saçıma dokunuyor ve ben hareketsiz kalıyorum ve battaniyeciğime sıkıca sarılıyorum. Baba canımı yakmıyor.
“Baba, resmime bak.” Baba benimle konuştuğu zaman Lelliot sinirleniyor. Lelliot bana kızdığı zaman ona vuruyorum. Yeni anne, ona vurduğum zaman bana kızıyor. Lelliot bana vurmuyor. Lelliot benden korkuyor.
Ağaçtaki ışıklar çok güzeller.
“İşte, sana göstereyim. Kanca küçük delikten geçiyor ve sonra ağaca asabilirsin.” Anne kırmızı süs-le… süs-le-me-yi ağaca asıyor.
“Sen de bu küçük çanı dene bakalım.”
Küçük çan çalıyor. Sallıyorum. Çıkardığı ses mutlu bir ses. Tekrar sallıyorum. Anne gülümsüyor. Kocaman bir gülümseme. Bana özel bir gülümseme.
“Çanı sevdin mi, Christian?”
Kafamla evet diyorum ve çanı tekrar sallıyorum. Neşeyle çınlıyor.
“Çok güzel bir gülümsemen var, sevgili çocuğum.” Anne gözlerini kırpıştırıyor ve eliyle gözlerini siliyor. Saçımı okşuyor. “Gülüşünü görmeyi seviyorum.” Eli omzuma doğru uzanıyor. Hayır. Geriye doğru adım atıyorum ve battaniyeciğimi sıkıyorum. Anne üzgün görünüyor ve sonra mutlu görünüyor. Saçımı okşuyor.
“Çanı ağaca koyalım mı?”
Kafam evet diyor.
“Christian, acıktığın zaman bana söylemelisin. Bunu yapabilirsin. Anne’nin elini tutup mutfağa götürebilir ve gösterebilirsin.” Uzun parmağıyla beni işaret ediyor. Tırnağı parlak ve pembe. Şirin. Ama Yeni Anne kızgın mı değil mi anlayamıyorum. Akşam yemeğimin hepsini bitirdim. Makarna ve peynir. Tadı çok güzel.
“Aç kalmanı istemiyorum, hayatım. Tamam mı? Şimdi, dondurma ister misin?”
Kafam evet diyor! Anne bana gülümsüyor. Onun gülümsemelerini seviyorum. Gülümsemeleri makarna ve peynirden daha güzeller.
Ağaç çok güzel. Durup bakıyorum ve battaniyeciğime sarılıyorum. Işıklar parıldıyorlar ve hepsi farklı renklerde. Süs-le-me-ler de farklı renklerde. Mavi olanlarını seviyorum. Ve ağacın tepesinde büyük bir yıldız var. Baba Lelliot’u kucakladı ve Lelliot yıldızı ağacın tepesine koydu. Lelliot ağaca yıldız koymayı seviyor. Ben de ağaca yıldız koymak istiyorum… ama Baba’nın beni kucaklayıp yukarı kaldırmasını istemiyorum. Beni kucaklamasını istemiyorum. Yıldız parlak ve ışıltılı.
Yanında bir piyano var. Yeni anne, piyanonun üzerindeki siyah ve beyazlara dokunmama izin veriyor. Siyah ve beyaz. Beyaz sesleri seviyorum. Siyahların sesi doğru gelmiyor. Ama siyah sesleri de seviyorum. Beyazdan siyaha gidiyorum. Beyazdan siyaha. Siyahtan beyaza. Beyaz, beyaz, beyaz, beyaz. Siyah, siyah, siyah, siyah. Bu sesi seviyorum. Bu sesi çok seviyorum.
“Senin için çalmamı ister misin, Christian?”
Yeni anne oturuyor. Beyaz ve siyaha dokunuyor ve şarkılar başlıyor. Alttaki pedallara da basıyor. Bazen sesi yüksek ve bazen sessiz. Çaldığı şarkı mutlu bir şarkı. Lelliot da Anne’nin şarkı söylemesini seviyor. Anne çirkin bir ördek hakkında şarkı söylüyor. Anne komik bir vaklama sesi çıkarıyor. Lelliot komik bir vaklama sesi çıkarıyor ve kollarını kanat gibi yapıp kuş gibi yukarı aşağı sallıyor. Lelliot çok komik.
Anne gülüyor. Lelliot gülüyor. Ben gülüyorum.
“Şarkıyı sevdin mi, Christian?” Ve Anne’nin yüzünde yine üzgün-mutlu ifade var.
Benim uzun ço-rapım var. Kırmızı ve üzerinde kırmızı şapkalı, kocaman beyaz bıyıklı bir adamın resmi var. O Noel Baba. Noel Baba hediyeler getiriyor. Noel Baba’nın resimlerini görmüştüm. Ama Noel Baba daha önce bana hiç hediye getirmedi. Ben kötüydüm. Noel Baba kötü çocuklara hediye getirmez. Şimdi iyiyim. Yeni Annem iyi, çok iyi olduğumu söylüyor. Yeni Anne bilmiyor. Yeni Anne’ye asla söylememeliyim… ama ben kötüyüm. Yeni Anne’nin bunu bilmesini istemiyorum.
Baba ço-ra-bı şmineye asıyor. Lelliot’un da çorabı var. Lelliot ço-ra-bın üzerindeki kelimeyi okuyabiliyor. Lelliot yazıyor. Benim ço-ra-bımda da bir kelime var. Christian. Yeni Anne heceliyor. C-H-R-I-S-T-I-A-N.
Baba yatağıma oturuyor. Bana kitap okuyor. Battaniyeciğimi tutuyorum. Büyük bir odam var. Bazen karanlık oluyor ve kötü rüyalar görüyorum. Öncesi hakkında kötü rüyalar. Kötü rüyalar gördüğümde yeni annem yanıma yatıyor. Uzanıyor ve sakin şarkılar söylüyor ve ben uyuyorum. Sakin ve yeni ve güzel kokuyor. Yeni annem soğuk değil. Şey gibi değil… Şey gibi… Ve yanımda uyuduğu zaman kötü rüyalarım gidiyor.
Noel Baba buraya gelmiş. Noel Baba kötü bir çocuk olduğumu bilmiyor. Bilmediğine seviniyorum. Bir trenim ve bir uçağım ve bir helikopterim ve bir arabam ve bir helikopterim var. Helikopterim uçabiliyor. Helikopterimin rengi mavi. Noel ağacının etrafında uçuyor. Piyanonun üzerinde uçuyor ve beyazların ortasına iniyor. Annenin üzerinde uçuyor ve babanın üzerinde uçuyor ve Legolar’ıyla oynayan Lelliot’un üzerinde uçuyor.Helikopter bütün evde uçuyor, yemek odasında, mutfakta. Baba’nın çalışma odasının kapısının önünden uçarak geçiyor ve üst kattaki odamda uçuyor, Lelliot’un odasında uçuyor, Anne ve Baba’nın odasında uçuyor. Bütün evde uçuyor çünkü burası benim evim. İçinde yaşadığım evim.
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 01, 2015, 07:48:14 PM
"Sen benim can simidimsin"#fifthshadesofdarker
#karanlığınellitonu kitabından ufak bir alıntı..
#karanlığınellitonu kitabından ufak bir alıntı..
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 01, 2015, 07:49:24 PM
''Neden beni değiştirmeye çalışıyorsun?''
''Çalışmıyorum. Beni değiştiren sensin.''
''Çalışmıyorum. Beni değiştiren sensin.''
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: AyanH Date: January 01, 2015, 07:56:22 PM
Christian'ın küçüklüğünü okuduğumda yüreğim burkuluyor."Benim kelimelerim yok."Üzüldüm şimdi....
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 01, 2015, 08:31:22 PM
Christian'ın küçüklüğünü okuduğumda yüreğim burkuluyor."Benim kelimelerim yok."Üzüldüm şimdi....
Bende ya.. Yazık yavrum ne çekmiş 
"Noel Baba’nın resimlerini görmüştüm. Ama Noel Baba daha önce bana hiç hediye getirmedi. Ben kötüydüm."
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: esmerkurabiye Date: January 01, 2015, 11:57:31 PM
Sedam emeklerine saglik yeni yil sana saglik mutluluk ve gonlunden ne geciyorsa sana getirsin insallah
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 02, 2015, 12:03:35 AM
Sedam emeklerine saglik yeni yil sana saglik mutluluk ve gonlunden ne geciyorsa sana getirsin insallah
Aminnn Hepimize Canım İnşallaahhh <3Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: esmerkurabiye Date: January 02, 2015, 12:05:19 AM
Telden yaziyorum onuda pekbeceremiyorum
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: bktylmz Date: January 02, 2015, 01:02:14 AM
Güzellik !!! Sen anastasia 'a ya benziyorsun !!!
Bence ve hatta ondan daha güzelsin canım !!
Christian seni görse kesin oyuncu değişikliği isterdi!!!!
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 02, 2015, 09:46:43 AM
Güzellik !!! Sen anastasia 'a ya benziyorsun !!!
Bence ve hatta ondan daha güzelsin canım !!
Christian seni görse kesin oyuncu değişikliği isterdi!!!!
Bence ve hatta ondan daha güzelsin canım !!
Christian seni görse kesin oyuncu değişikliği isterdi!!!!
Ben bu gazla kesin bi Grey bulurum o zaman
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: mrsrobinson Date: January 02, 2015, 12:52:34 PM
Christian'ın küçüklüğünü okuduğumda yüreğim burkuluyor."Benim kelimelerim yok."Üzüldüm şimdi....
Bende ya.. Yazık yavrum ne çekmiş "Noel Baba’nın resimlerini görmüştüm. Ama Noel Baba daha önce bana hiç hediye getirmedi. Ben kötüydüm."
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: BÖRÜLCE Date: January 02, 2015, 01:15:13 PM
Christian'ın küçüklüğünü okuduğumda yüreğim burkuluyor."Benim kelimelerim yok."Üzüldüm şimdi....
Bende ya.. Yazık yavrum ne çekmiş "Noel Baba’nın resimlerini görmüştüm. Ama Noel Baba daha önce bana hiç hediye getirmedi. Ben kötüydüm."
Evet yaa resimleri görünce içim burkuldu...
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: bktylmz Date: January 02, 2015, 01:40:02 PM
Güzellik !!! Sen anastasia 'a ya benziyorsun !!!
Bence ve hatta ondan daha güzelsin canım !!
Christian seni görse kesin oyuncu değişikliği isterdi!!!!
Bence ve hatta ondan daha güzelsin canım !!
Christian seni görse kesin oyuncu değişikliği isterdi!!!!
Ben bu gazla kesin bi Grey bulurum o zaman
Anastasia da kimmiş
Ynt: Grinin Elli Tonu Fan Club By: Bendis Date: January 02, 2015, 11:19:31 PM
Jamie Elle UK dergisinde.
