Ben bu kitabın serinin 4. kitabı olduğunu sanıyordum ama aslında seriyle ilgili ek bir kitapmış.Serinin ilk kitabını çok sevmiştim.2. ve 3. kitaplar daha

duygusal ve daha yoğundu.Bu kitap ise seriyi tamamlayan ve karakterlere farklı bir açıdan yaklaşan bölümlerden oluşuyor.İlk bölümde 2. kitapta kamptan

ayrılan Zu'nun başına gelenleri okuyoruz,2. bölümde Ruby'nin hücre arkadaşlarından Sam'i anlatıyor ve bu iki bölüm çok duygusal ve hüzünlü.Son bölüm ise

3. kitabın devamı niteliğinde yazılmış.Hem Sam'in mücadelesini hem de Ruby ve arkadaşlarının neler yaptıklarından bahsediyor.Yani seriyi okuyanlar bu kitabı

da mutlaka okumalı.Distopya severler için çok güzel bir seri,tavsiye ederim.   

Puanım; 2/5

Açık ara farkla okuduğum en kötü Becca romanıydı. Kitapta hiçbir şey yok. Ne aksiyon, ne aşk, ne de gizem. Saçma sapan bir şeydi ya. Resmen yazarlık okuluna yeni başlamış birisinin ilk dönem ödevi gibi bir kitaptı. Öyle amatör, öyle gereksiz. Stella'nın tanık koruma programına ilk alındığındaki ergen tripleri ve bu triplerin bir anda son bulması çok sıradandı.Kitaptaki çoğu karakter gereksizdi mesela. Reed kitabın başında çok önemli bir karaktermiş gibi duruyorken bir anda adı anılmamaya başlandı. Şöyle anlatmaya çalışayım; yazar çok fazla olay örgüsü, çok fazla duygu yoğunluğu yazmaya çalışmış, hiç birisini başaramamış. Mesela; uyuşturucu sorununu, anne ve babasız kalmış iki kişinin tek başına yaşamını, yalnız yaşayan bir emekli polisin yalnızlığını, parlak bir beysbol oyuncusunun aslında gerçek yüzünün nasıl olduğunu, çocuk yaşta hamile kalmış birinin mücadelesini anlatmaya çalışmış sözde. Ama hepsi yüzeysel. Hiçbirinde derinlemesine bir anlatım, derin bir duygu yok. Sanki şöyle bir değinip geçmiş gibi. Kitaptaki olayların hiçbiri aklımda değil, ki kitabı dün bitirdim. Çünkü inanılmaz yüzeyseldi. Asla etkilendiğim bir kısımı olmadı.

Ayrıca kitabın adı ile, kapağı ile ve arka kapak yazısı ile alakası yok. Stella'nın yaptığı bir hata diyor ya, o kitabın en sonunda. Gelelim o sona. Öyle alelacele yazılmış ki acaba yazarın yetişmesi gereken bir yer mi vardı diye düşünmeden edemedim. Ortada hiçbir şey yokken pat diye arka arkaya bir şeyler oldu ama o da ne heyecan verici ne de ilgi çekiciydi.

Kitaba bir puan vermeme nedenim Chet. Kitapta sevdiğim tek karakter kendisi oldu.

Okuyun ya da okumayın diyemem. Her kitaba şans verilmeli diye düşünürüm. Ama eğer Siyah Buz'u sevmediyseniz bu kitaptan nefret edersiniz. Ben Siyah Buz'u sevmiş olmama rağmen bu kitabı hiç sevmedim. I-ıh Becca bu defa olmamış canısı

Nemesis yayınlarının kitaplarını biliyorsunuzdur.Romantik komedi tarzında ve bolca da cinsellik içeren kitapları vardır genelde.Bu kitap da karakterler

tanıştıktan 15 dakika sonra tutkulu bir şekilde öpüşmeye başlayınca, bismillah,biraz hızlı olmadı mı ya diye düşündüm       Meğerse çok

yanılmışım.Yabancı yayınlarının genç yetişkin tarzındaki romantik kitaplarını andırıyor biraz.24 yaşlarında,üniversiteyi yeni bitirmiş,geçmişlerinde yaralar

olan iki gencin kötü bir olaydan dolayı karşı karşıya gelip,yakınlaşmalarını anlatıyor.Hani şu iki yaralı kalp birbirini iyileştirdi türünde.     Gina erkek

kardeşinin ölümü için yaptığı yanlış tanıklıkla bir genci hapse gönderiyor.1,5 sene sonra gerçek suçlu ortaya çıkınca,Gina bir gencin hayatının o kısmını

çaldığı için kendini çok kötü hissediyor.O yüzden okulundan mezun olunca,bu konuda çalışmalar yapan bir şirkette staj yapıyor.Şirketin ilgilendiği dava 15

yıldır bir kadını öldürmek suçundan hapiste yatan adamla ilgili.Ve bu adamın hapse girmesi için 9 yaşındayken annesinin katilini görüp,tanıklık eden kişi de

Landon.İkili bu davadan dolayı hem karşı taraflardalar hem de birbirlerine aşık oluyorlar.Landon yanlış kişiyi mi hapse göndermiş,yoksa annesinin katili o

mu bu kitabın sonlarına doğru ortaya çıkıyor.Sonuç çok sürpriz olmasa da yazar heyecanı düşürmemeyi başarmış bu konuda.Ben kitabı keyifle

okudum,size de tavsiye ederim.     Cinsellik mi,tabi ki var ama en azından kitabın sonlarına doğru   

Şahmeran (Yabancı, #1) - Öznur Yıldırım


Bir üstteki süper yorumdan sonra benim kısa yorumum biraz sönük kalacak ama napalım idare edicez  

Güzel, eğlenceli ve merak uyandırıcı bir kitap. Yazarın ellerine sağlık. Okudukça biraz tahmin edilebilir olsa da sevdim. Umarım ikinci kitap en kısa zamanda çıkar Ediz'i sevmemek mümkün değil, malum gıcık-pislik ve bir o kadar yakışıklı tiplere sempatimiz var   

Devamını bekliyoruzz.. 





''Bir duvarın arkasında, kimsenin bilmediği bir yerde saklanıyorsun. En güzel şeyler o duvarın arkasında. Sadece sen varsın ve o duvardan bir ışık süzülüyor. Bu duvar bir kuyunun dibinde. Ve ben o kuyunun dibinde karanlıkta kalmış zavallı bir adamım.''

***

"Beni onarıyor, sonra tekrar dağıtıyordu. Bunu hep yapıyordu, ne zaman kötü olsam yanımdaydı ama ne zaman iyi hissetsem kendi elleriyle parçalıyordu beni."