|
|
|
jeloz üstünde yayılmayla elektroforezi birleştiren yalın ve kesin bir tekniktir. 2 evrede yapıbr.
1. evre, jeloz üstünde bir elektroforezdir (yunanca «elektrophorisis »,, «elektrikle taşıma» anlamına gelir). İlkesi yalındır: Kan serumu bir elektrik alanında eksi ve artı kutup arasına yerleştirilirse, akım geçer ve serum proteinleri bir mıknatısla çekilirmiş gibi artı kutba doğru çekilir. Çeşitli proteinler, ağır oldukları oranda daha düşük bir hızla, jelozda yer değiştirirler. Elektrik akımı kesildiğinde, proteinler o anda vardıkları noktada dururlar. Bu noktalarda yer değiştirme (ya da göç) hızlarına göre, kalkış noktasından az ya da çok uzakta lekeler oluştururlar. Aldıkları konum, proteinin tipi konusunda bilgi verir. Sırasıyla albümin, sonra alfa, beta ve gamaglobülinler saptanır. Lekelerin büyüklüğü, çeşitli proteinlerin yüzde oranlarını verir.
Çapraz tepkimenin ilkesi. A,C antikorunun özgül antijenidir (sözgelimi bir sülfamit). B,A’ya çok benzeyen (girintisi yok) bir antijendir (sözgelimi bir saç boyası). Bu durumda gerek A, gerekse B,C antikoruna tepki gösterebilir ve bir antijen-antikor karmaşası (D tepkimeleri) oluşturabilirler.
2. evre, jeloz üstünde yayılmadır: Gamaglobülinlere uyan yukardaki jeloz tabakası alınır, gamaglobülin lekesi bir bağışık serumla karşılaştırılır. Bu bağışık serum, toplardamar yoluyla normal insan serumu verilmiş bir hayvanın kan serumudur. Hayvan, iğneyle verilen insan imünoglobülirılerine karşı (ve yalnız onlara karşı) antikorlar üretir. İnsan imünoglobülinlerine karşı yapılan bütün bu antikorlar, bağışık serumda vardır. Bu antikorlara karşı, jeloza yayılmış insan serumu antijen gibi davranır. İncelenen serumun imünoglobülini ve bağışık serumun uygun imünoglobülinlerine karşı antikorları birbirlerine özgül olduklarında, yayılma olacak ve bir çökme yayı saptanacaktır. Bir ya da birçok yayın değişmesi, yer değiştirmesi ya da bulunmaması, bir imünoglobülin bölümünün eksik ya da normal olduğunun öğrenilmesini sağlar.
Flüoresan-antikor tekniği
Flüoresan-antikor tekniği, antijen-antikor tepkimesinin doğrudan görülmesini sağlayan yeni bir yöntemdir. Antikor, bir flüoresein tuzuyla flüore-san hale getirilir. Özgüllüğüne uyduğu varsayılan bir antijenle karşılaştırılır. Gerçekten uygunluk varsa, antijen ve antikor birleşirler ve oluşan karmaşa flüoresan hale gelir. Bu flüoresans, morötesi ışık altında görülebilir. Antijen ve antikor birbir- , lerine özgül değilseler, morötesi ışın altında flüoresans olmaz.
Bu yöntem, bağışık serum doğrudan biyolojik bir örneğe etki ettirilerek, mikrobun ekimi yapılmaksızın, bir bakteri ya da virüs hastalığını teşhis etmeyi sağlar (boğmacanın erken teşhisi).
Daha yeni ve özel donatımlı laboratuvarlarda uygulanabilen bir yöntemde, antikor ya da antijen flüoresan hale getirilmek yerine, molekülüne radyoaktif bir izotop (sentetik radyoaktif madde) verilerek işaretlenir. Oluşturulan antikor-antijen karmaşasının radyoaktifliği ölçülür.
Bu yöntem, serumdaki çok küçük imünoglobülin E miktarlarının saptanmasını sağlamıştır.
Dolaylı kanıtlamalar
Görülmeyen antijen-antikor tepkimelerini görünür kılmak için birçok yöntem kullanılır. Bunlar çok karmaşık olduklarından birkaç örnek vermekle yetineceğiz.
Edilgin birikişme
En yalınıdır. Eriyebilir antijeni koloyidon, kao-len ve özellikle kauçuk lateksi parçacıkları gibi hareketsiz bir taşıyıcıya bağlamaya dayanır. Bu, antijenin görülebilir boyutlarını büyütür. Antikor taşıyıcıyı ve ona bağlı antijeni birikiştirir.
Coombs testi
Bu çok önemli, ama çok karmaşık yöntemin ayrıntılarına girmeyeceğiz. Yalnızca özellikle eksik antikorlu (tepkimeye giren bir tek antikor alıcısı olan antikor) tepkimeleri ve hastalık kökenli alyuvar yıkımı süreçlerini ortaya çıkarmak için kullanıldığı akılda tutulmalıdır.
Dolaylı flüoresan-antikor tekniği
Henüz yaygın olarak kullanılmayan bu yöntem, Coombs testiyle flüoresan-antikor tekniğini birleştirir.
|