Yapılan araştırmalar öğrenmenin gerçekleştirilebilmesi için belirli düzeyde kaygının gerekli olduğunu gösteriyor. Nasıl ki çok gevşemiş bir durumda etkin öğrenme söz konusu olamazsa, kaygı çok yüksek olduğunda da öğrenemeyiz. Böyle durumlarda konsantre olmak çok zordur. Zihnimizi boşmuş gibi hissederiz. Çalışmaya başlamak zorlaşır. Çalıştığınızda bile geri planda bu . Bu durum da en büyük zaman tuzaklarının başında gelir.


Bu nedenle yapmamız gereken araştırmalarda sözü edilen optimum düzeydeki kaygıyı yakalamak ve orada kalabilmektir. Bir başka deyişle, kaygının daha fazla yükselmesine ve bizi yöneterek çalışmamızı engellemesine izin vermemektir. Kaygı yönetimini ele alabilmek için bilmemiz gerekli olan kaygıyı oluşturan nedenleri tanıyıp tanımadığımıza bakalım.



Kaygıyı Yaratan Düşünceler Nelerdir?


Sınava ilişkin kaygı yaratan ve arttıran nedenleri birkaç grupta toplayabiliriz:


Öğrencinin kendisi ile ilgili beklenti ve katı düşünceleri


_ Kazanamazsam kendimi çok değersiz hissedeceğim
_ Kazanamazsam kendime saygı bile duymayacağım
_ Başarısız olursam rezil olacağım
_ Sınavda başarısız olursam hayatta da başarısız olurum demektir
_ Sınava yeterince hazır hissetmemek: Aşırı kaygı nedeniyle yapılan çalışmaları yok saymak veya yetersiz görmek: Sanki hala yeterince bilgim yok gibi. Biraz daha vakit olsa daha iyi çalışabilirdim.
_ Sınavda iyi bir puan almazsam hiçbir zaman iyi bir mesleğim olmaz
_Gelecekteki mutluluğum bu sınava bağlı



Öğrencinin yakınları ile ilgili beklenti ve katı düşünceleri


_Kazanamazsam akıllı olmadığımı düşünecekler
_Benden daha başarılı arkadaşlarımı örnek göstererek onları takdir edecekler, beni onlarla kıyaslayacaklar
_Ailem benim için çok fedakarlık yapıyor, kazanamazsam çok üzülecekler. Ben kendimi borçlu hissedeceğim. Hiç kimse borç yükü altında kalmak istemez.
_ Bu tahminlerimin gerçekleşmesi halinde yaşadıklarımın üstesinden gelmem hiçbir şekilde mümkün olmaz, kimsenin yüzüne bakamam.




Peki Kaygı İçin Ne Yapalım?


Kaygı yaratan ve arttıran nedenlerin hepsi bizim sınava bakış açımızdan kaynaklanmaktadır, sınavın kendisinden değil. Bu düşüncelerin hepsi aşırı genelleştirilmiş ve katıdır. Bize yararları olmadığı gibi zararları çoktur. Oysa bizim çalışmamızı engelleyecek değil, bize yarar sağlayacak düşüncelere ihtiyacımız vardır.




Bu nedenle hatırlayın ki:


_ Düşüncelerinizi öncelikle bilgilerinizi arttırmak üzere konsatre olmak diğer başka her şeyden daha önemlidir.


_ Sınav kendi değerinizi değil, derslerdeki bilgilerinizi ölçmek içindir.


_Sınava kadarki süre boyunca çalışırken kendinizi başkalarıyla değil, kendi başarı göstergelerinizle kıyaslamalısınız.


_ Yakınlarınızın sizden beklentilerini, nasıl dile getirilmiş olursa olsun, yalnızca sizi yüreklendirecek, destekler olarak formule edin.


_ Sınav başarısını sonsuz mutlulukla eş tutmayın. Sınavda elde edeceğiniz başarı, iyi bir gelecek için pek çok araçtan yalnızca biridir.


_ Gerginliğinizi üzerinizden atabilmek ve uzun soluklu yoğun çalışma temposunu koruyabilmek için mutlaka kendinize vakit ayırmaya ihtiyaç duyarsınız. Akademik başarı dışındaki ihtiyaçlarınızı ihmal etmeyin.


Sınav kaygısını önemsemeden üstesinden gelmeniz dileğiyle.

Çevre ve aile kişinin baskı altında olmasına neden oluyor böylece de stres yapıyoruz. Kazanamama korkusu çok kötü bir şey bence. Umarım herkes kaygılanmadan bu işin üstesinden gelebilir .

Hedef koyduğumuz da önümüze başaramayacağımız hiç bir şey yoktur

Orası kesinlikle doğru bunlar da bahanelerimiz