Jennifer L. Armentrout - SağdıçChase, Madison'ın abisinin çocukluk arkadaşıdır ve tüm bu yıllar boyunca Madison Chase'e aşıktır. Ancak Chase ciddi
ilişkilerle ilgilenmemektedir. İkili tekrar Madison'ın abisinin düğünü için bir araya gelirler ama bu sefer herşey değişecektir
Kitapta klasik bir hikaye vardı, değişiklik ve özgünlük yoktu. Bir de bu tarz kitaplar içinde değerlendirince bu kitabın fazla
kısa olması büyük dezavantajdı. Herşey çok yüzeyseldi hiçbir derinlik yoktu zaten 170 sayfada nasıl bir derinlik olabilir ki ?
Onun dışında Chase'in sürekli Madison'ı kırması ve kızın da onu hemen affetmesi beni sıktı. Kitapta başka bir aksiyon yoktu
hep küsüp-barışma şeklinde gitti. Bir de kitabın kapağını hiç beğenmedim, okurken Chase kapaktaki çocuk olarak aklıma kazındı
ve bu da beni kitapta soğuttu. Okunmasa da olur dediğim bir kitaptı. Puanım 5/10.
Lynsay Sands - İngiliz Gelin AnnabelAnnabel ailesinin 2. kızı olarak 7 yaşında manastıra yollanmış bir İngiliz kızıdır. Annabel ile Ross'un babaları yıllar önce
büyük çocuklarının evlenmesi üzerine bir anlaşma yapmıştır. Ross da sonunda gelinini almak üzere yola çıkar. Ama Ross ile
evlenecek olan abla Kate başkasıyla kaçınca evlenme görevi Annabel'e düşer.
Kitabı beklediğimden daha çok sevdim. Annabel çocukluktan itibaren manastırda yaşadığı için dış dünyadan habersiz
masum ve saf bir kızdı. Onun meraklı halleri beni gülümsetti
Ayrıca kitapta sevdiğim bir başka özellik çiftin
arasında gerilimin olmamasıydı. Yani kıskançlık, güvensizlik, kavga ve küslük yoktu. İnsanı germeyen sakin bir aşk
hikayesiydi
Ben kitabı tavsiye ederim. Puanım 7/10.
Lisa Kleypas - Meğer Ne Çok SevmişimHer zamanki Lisa Kleypas kitaplarından birisiydi; akıcı, eğlenceli ve sevgi dolu
Christopher soylu bir ailenin ikinci oğludur ve meslek olarak orduya yazılır. Savaş çıkınca ülkeden ayrılıp savaşmaya gider.
Ve daha önce tanıştığı Prudence'a mektup yazar. Ancak kızın mektubu cevaplamak gibi bir niyeti yoktur. Beatrix de
Christopher'ın yazdıklarından çok etkilenip onu savaş sırasında teselli edebilmek için kendi ismini vermeden ona mektuplar yazar.
Aralarındaki aşk da mektuplarla başlamış olur
Ben kitabı çok beğendim, Hathaway ailesini hep birarada gördüğümüz güzel bir final kitabydı. Beatrix'in hayvan severliği
dolayısıyla birçok hayvan kitapta yer alsa da ben en çok Albert'ı sevdim
Çiftin arasındaki mektuplaşmalar çok duygusaldı, Christopher Beatrix'in mektupları sayesinde savaş zamanı hayata tutunabildi
Bir de kitaptaki en beğendiğim şeylerden biri de betimlemeler. Yazar Beatrix'in ağzından doğanın güzelliklerini öyle güzel
betimlemiş ki kendimi bir ormanın içinde etraftaki sesleri dinliyormuş gibi hissettim
Bu kadar yazdığımdan kitabı tavsiy ettiğimi anlamışsınızdır. Puanım 8/10.
Leo kaşlarını çatarak şarabından bir yudum aldı. "O, Bea'yla birlikte düşüneceğim biri değil."
"Peki kiminle düşünürdün ?"
"Biliyorsam asın beni zaten," dedi Leo. "Benzer ilgileri olan biri. Yerel veteriner belki?"
"O adam seksen üç yaşında ve sağır," dedi Catherine.
"Asla tartışmazlardı işte," diye belirtti Leo "Phelan'a seni ve hayvanat bahçeni almasına izin vermekten fazlasıyla mutlu olduğumuza dair güvence verdik" diye
cevabı yapıştırdı Leo. "Bunun ardından düşünmeye ihtiyacı olduğunu söyledi."
"Ne hakkında?" diye zorladı Beatrix. "Ortada düşünecek ne var? Bir karar vermesi neden bu kadar zaman alıyor ki?"
"O erkek, canım," diye kibarca açıladı Amelia. "Aralıksız düşünmek onlar için zor."
"Hiç düşünmeden karar alma konusunda dikkate değer becerilere sahip kadınların aksine," diye aynen karşılık verdi Leo İnsan aşkı parçalarına ayırabilir, çekimin her bir zerresini araştırabilirdi ve yine de bu hiçbir zaman tamamen
açıklanamazdı. Sadece başına gelirdi