Nora Roberts - Gölgelerin Arasında

Night Tale serisinin 2. kitabı.Birinci kitapta Cilla'nın kardeşi Deborah ile tanışmıştık.Bu kitapta Deborah okulunu bitirmiş,kötülere karşı savaşmaktan kaçınmayan bir savcı olarak karşımıza çıkıyor.Bir partide zengin ve bekar bir iş adamı olan Gage ile tanışıyor.Gage'in eski mesleği polislik.Birbirlerinden görür görmez etkileniyorlar.Bir de Deborah geceleri tehlikeli araştırmalar yaparken gizemli (maskeli) kahraman Nemesis ile tanışıyor.İşin tuhaf tarafı Nemesis'e de bir çekim hissetmeye başlıyor.İlginç bir aşk üçgeni,tehlikeli kovalamacalar,heyecanlı olaylarla dolu bir kitap.Tavsiye ederim 

Sanirim farketmeden yanlis yere.yazmisim özur dilerim

Amanın ben daha yeni gördüm ve bi iki bir şey söylemesem içimde kalır valla. Yani bu insanlara(!) insanlara hakaret oluyor gerçi yaa ne dese, ne desek az. Yani amacın ne ki anlamıyorum bi şifrenin yazılması bu kadar mı zor geliyor insanlara. Sonuçta bu kitabı okumanızı isteyenin ufak bi ricası var sizden yapacağınız atla deve değil alt tarafı bi kaç haneli yazı yazmak yani. Bu kadar mı üşengeç olduk ya da emeğin üstüne konmaya çalışır olduk. Pes artık insanlık denen bir şey kalmamış zannımca bazılarında. Artık tarar paylaşırlar ya da isteyip avuçlarını yalarlar... Gamzem sen de üzülme, darılma biz senin neleri nasıl ne emeklerle yaptığını biliyoruz.

olayı tam olarak anlamasam da orppersephone arkadaşımızın kararına en fazla üzülenlerdenim
kitap seçim zevklerimizin uyuşması ve kendisinin özenli bir tarama stili olması dolayısıyla aldığı karardan dolayı kendimi çok mağdur hissediyorum
kararın alınmasına neden olan kişileri hem kınıyor hem de lanetliyorum...

bu zamana kadar verdiğin emekler için teşekkür ederiz...

Aynaya baktığında insan şeklinde vücut bulmuş bir zavallı O.Aslında acınacak durumda çünkü hasta ve bunun farkında değil.Şifre kırmak başka ortamlarda paylaşmak kuyumcudan altın çalmak veya banka soymakla aynı şey yani EMEK HIRSIZLIĞI.Oğlunun karısıyla arasına girmek isteyen gelininin pişirdiği pilavı tabağı eline alıp masaya koyan"Anne sen yorulma" şeklinde oğluna bakıp yalandan mahcup mahcup oğluna gülümseyen kaynana gibi ne oldu şimdi?kim kazandı kim kaybetti?OPPERSPHONE  paylaşım yapmazsa biz okumazsak veya bu site tamamen kapansa ne olur?kazanırım mı sanıyorsun zavallı şey?HAYIR . SEN HAYATIN BOYUNCA KAYBEDECEKSİN.çünkü  OPPERSPHONE değilsin olamayacaksın sadece içine yerleşmiş kıskançlıkla yaşayıp kendi ateşinde yanacaksın.Bilgisayar benim mesleğim okulunu okudum ama oppersphone gibi gönüllüleri alkışlayarak izledim .Niye mi?çünkü işini çok iyi yapıyordu.özenirsin bunu anlarım onun gibi olmak istersin onuda anlarım hatta daha iyisi olmak istersin elbette ama önce aynı ligde olman gerek savaşmak istiyorsan adil döğüş bunlar sana komik gelebilir çünkü hayatımız senin gibi arkadan bıçak saplayanlar olduğu için son nefesimize kadar bir sınav.Sevgili OPPERSPHONE son sözüm sana arkana yaslan ve başarının ve kıskanılmanın verdiği zevki yaşa çünkü sen bunu  gülümseyerek okurken taklitçin biraz daha hırslanacak sen böyle taklitçilerin olduğu sürece daha gelişerek büyürken o kendi kıskançlık ateşiyle yanacak oysa hırsızlığa verdiği emeği zekayı ve zamanı başka fikirler üzerinde harcasa eminim gerçekten iyi şeyler çıkaracak hırsıza son söz OPPERSPHONE  değilsin olamayacaksın hem ne der ŞEMS"Olduğu kadar Olmadığı kader".

Helene Wecker - Gölem ve Cin

Böyle bir kitabı nasıl anlatabilirim bilmiyorum.Küçükken masalları sever miydiniz?Eğer cevabınız evetse bu kitaba bayılırsınız.Çünkü yetişkinler için yazılmış masal içinde masal gibi bir kitap.Bir büyücü,müşterisinin isteği üzerine bir Golem (kilden bir kadın) yapar.Golemi sahibine teslim ederken eline bir kağıt verir.Kağıtta onu nasıl canlandıracağı ve gerekirse nasıl yok edeceği yazılıdır.Golemler doğaları gereği tehilikeli varlıklardır.Öfkelendiklerinde yok etme istekleri baskın çıkmaktadır.Kitap Golem'i anlatarak başlıyor.Golem'in maceraları devam ederken bir kalaycı dükkanında ibrikten bir Cin çıkar.Cinler de ateşten yapılma varlıklardır.Kitap ilerledikçe bu iki tuhaf varlığın yabancı bir hayata adapte olma çabalarını ve sonunda karşılaşıp tanışmalarını anlatıyor.Bu arada ikilinin hayatına dahil olan bir sürü ilginç karakter ve onların geçmişleriyle de ilgili bilgiler öğreniyoruz.Kitap boyunca karakterler doğru yanlış,iyi kötü ve inançlarla ilgili içsel sorgulamalar yapıyorlar.Her tartışma okurken size de dokunuyor bir şekil de.Kitabın en sevdiğim tarafı iyi kötü karşılaşmalarında heyecanı hiç kaybetmemesi, hem de iyiliğin kazanacağına dair umudunuzun hep ayakta kalmasını sağlaması    Tek sevmediğim tarafı sonunda bir şeylerin eksik kalması.Kitabın dili çok sade ve akıcı,konu ise dolu dolu ve ilgi çekici.Kitabı okumayanlara tavsiye ederim ve Oppersephone 'a tekrar teşekkür ederim.

günümüz de hiç bir emeğin karşılığını alamaz ..göremez olduk...biz okuyucular sadece 8 harften oluşan ''teşekkür'' yada 5 harflik  bir ''sağol'' yazmak tan aciz durum da isek...bunca sayfalar dolusu kitapları ..tek tek taramak ve onları e-kitap haline getirmek ne demek bir hayal edin..gözünüzün önüne getirin arkadaşlar....yapmayın...yazıktır..bu işlemi yapan her arkadaş bizlere sunmak için  ..zamanından ..ailesinden ..kimisi çocuğundan fedakarlık ediyor...bu tamamen ''emek hırsızlığı'' oluyor ...elinizi biraz vicdanınıza koyun demek istiyorum..bizler okurken o kadar zaman harcıyorsak ..o kitap taranırken ne kadar zaman harcanıyordur ne olur bir düşünün....öyle hareket edin....yapacağımız sadece bir teşekkür ya..kısacık bir teşekkür...

sevgili Oppersephone- Gamze.....senin yorum sayfasına eklediğin kitapları daha bir detaylı incelerim hep..orada ki sunuşun bile özenli ..değerli..farklı....insanı okumadığı bir tarz da kitap bile olsa yazım şeklin..sunuş şeklin beni çekiyor kitaba.....bunca emeğin karşılığında bu noktaya gelmiş olman beni çok üzdü....ama emeğine saygı göstermeyenden daha da çok sevenin..saygı duyanın var....bunlar seni motive etsin olur mu... herbir emeğin için sonsuz teşekkürler....

Ne demek biz teşekkür ederiz.
Yalnız bir daha hiç tarama yapmayacak mısınız ?