Crossfire Serisi - Sylvia DaySerinin ilk kitabını çok uzun zaman önce biraz okumuş ve sıkılıp bırakmıştım. Bu sefer azmettim ve benim leydilerim, lordlarımdan sonra günümüz bir kitap okuma heyecanıma sıkı sıkı tutunarak tekrardan başladım bu seriye. İlk kitabı bana çoğu açıdan Elli Ton'u hatırlattı fakat kızımız Anastasia Steele gibi naif, durgun bir kız değildi. Aksine herşeyden sorun çıkaran bir tipti. Böyle karakterler hoşuma gitmiyor maalesef.

Üstelik başrol erkek karakterde de gizemli bir hava yaratılacak diye sürekli saçma ve haksız olaylar meydana getirmiş yazar.

Erkek karakter bir hata yapıyor, kız kaçıyor, sonra adam yalvar yakar peşine düşüyor. Bu benim okumak istediğim tarzda karakterler değildi.

Bir kitaba başladım mı bırakamama gibi bir huyum da vardır ne yazık ki. İkinci kitap gizemli ve olaylı bir hava yaratılmaya çalışıp yine bir ton saçma klişe sahneleriyle doluydu. Tamam kitabı tamamen yermek haksızlık olur çünkü Gideon Cross'un da kendine has özellikleri aklımı başımdan almadı desem yalandır.

Yine de sürekli hep bir kadın-erkek kıskançlığı yaratılıp kitap boyunca başrol karakterlerin birbirlerine triplenmeleri hiç çekilmiyor doğrusu.

Yazar konu bulamayıp yazmış olabilmek için yazmış bence.
3.kitapta öncekilere göre daha dingin olsa da yine beni pek sarmadı. Kısacası seri biraz oradan biraz buradan kırparak bitti. Ama ileride en azından 'okumadım, nasıl bir kitaptı o?' demeyeceğim. Çünkü D&R kitaplarını görüp almak için kalbimin durduğu ve çokça meraklandığım bir seriydi. Ne yazık ki çoğu zaman içerik sizi hayal kırıklığına uğratabiliyor.

Çok, "çok" boş vaktiniz varsa okuyun, en azından 'okumamıştım' demezsiniz. Bunlar benim görüşlerimdi, beğenenlerde vardır mutlaka.

Seriye toptan verebileceğim puanlama;
10 / 4 ! (4 puan Gideon Cross için.)
KİTAPTAN!SANA SOYUNDUM
“Neden kalkmam gerekiyor?”
“Çünkü sırt üstü yatarken ayaklarının üstünde durmuş olmuyorsun.”
“Vay. Çok derin konuştun, Cary Taylor.”***
“Gideon!”
“Hımm?” Burnumun ucunu öpüp, kollarımı okşadı.
“Ben pek senin tipin değilim, değil mi?”
Kaşı kalktı. “Benim tek bir tipim var: Eva Lauren Tramell. O kadar.”SENDE KENDİMİ BULDUM
“Six-Ninths diye bir grup. Tek bildiğim bu. Gitmek ister misin?”
“Benim gitmek isteyip istememem değil mesele. Sen gidiyorsan bende gidiyorum.”
Kaşlarımı kaldırdım. “Demek öyle? Peki ya seni davet etmeseydim ne olacaktı?”
Elime uzanıp söz yüzüğümü parmağımda çevirdi. “O zaman sende gitmeyecektin.”SANA BAĞLANDIM
“Onunla konuşacak mısın?”
“Onu görmezden geleceğim.”
“O zaman başka bir yol bulur o da.”
Kanepeye iyice gömüldü ve bana bakmak için başını yana eğdi. “Bir kadının dikkatimi çekmek için yapabileceği tek şey sen olmak.”
“Şampiyon.”