|
|
|
Giresun ilimiz fındık adıyla özdeşleşmiştir. Fındık denince akla Giresun, Giresun denince akla fındık gelir. Fındığın tarihçesi millattan önceki yıllara kadar gider. Antik çağdan beri bilinen bir meyvadır. Hem yiyecek, hem de ilâç olarak kullanılagelmiştir.
Bazı kaynaklar, fındığın Anadolu'dan bütün dünyaya yayıldığını söyler. Bazı kaynaklar ise fındığın Orta Asya'dan Karadeniz sahillerine göçler yoluyla Türkler tarafından getirildiğini, daha sonra Avrupa'ya götürüldüğünü ifade eder. Bunun için de "Yağ Taşı - Yağmur Taşı" adlı efsane ile "Bugu Tekin" efsanesini kanıt olarak gösterirler. Bu efsanelerde, fındık ağacı kutsal olarak gösterilmekte, Tanrının nurunun ilk defa fındık ağacı üzerine indiği bildirilmektedir. Yine bu iddiaya kanıt olarak, M.Ö. 2836 yılında yazılmış olan Çunkıng'dan getirilerek Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bilim adamlarınca dilimize çevrilen bir parşömeni ileri sürerler. Bu parşömende fındıktan söz edildiği ifade edilmektedir. M.Ö. 401 yılında eski Yunanlılar, Mezopotamya'da İranlılarla savaşıp dönerlerken Trabzon ile Giresun arasında bir yerde ilk defa fındık meyvasına rastlamışlar. Bu meyvaya "Pontus Cevizi" anlamında "karla pontika" veya "nuı pontika" adını vermişler. Yani bu meyvaya "küçük potus cevizi" demişler.
İenophon'un "Onbinlerin Ricati" adlı eserinde bu tarihi olaydan bahsedilmektedir. M.S. 1. yüzyılda yaşayan Yunanlı Hekim Diocorides'in "Kitab-ül Haşayiş" adlı eserinde de fındıktan yapılan ilaçlardan söz edilmektedir. Ve fındığın Ortaasya'dan Karadeniz sahillerine getirildiğini söyleyenler bu kaynakları ileri sürerler ve Türkler tarafından M.Ö. Karadeniz sahillerine yerleştiğini de ilâve ederler. Şurası bir gerçek ki Ordu, Giresun, Trabzon yöreleri, antik çağdan bu yana fındık yetiştirilen yerlerdir. Çünkü Doğu ve Orta Karadeniz bölgesi, fındık yetiştirilmesi için en elverişli iklime sahiptir. Avrupa'yı fındıkla tanıştıran Yunanlı tacirlerdir. Her ne kadar 1403 yılında Cenevizliler'in yelkenlerle Karadeniz'den fındık alıp İstanbul'a getirdiklerini biliyorsak da Türkiye'den ilk defa 1773'de Rusya'ya, 1792'de Romanya'ya, 1851'de İngiltere'ye, 1871'de Belçika'ya fındık gönderilmiştir. Halen dünyada fındık yetiştiren ülkeler; Türkiye, İspanya, İtalya, Fransa, İran, Amerika, Rusya, Filistin ve Çin'dir.Türkiye üretimde rekoru elinde bulundurmaktadır.
Giresun bölgesinde genel olarak fındıklar, parlak kabuklu, iri taneli, dolgun, yüksek randımanlı olur. Kalite bakımından da dünya fındık üretiminde en yüksek yeri alır.
A) Fındıkla İlgili Yöreye Ait Kelimeler:
Bir kültürel öğe, nesne veya oluşum, doğrudan dili etkiler. Bir topluluğun dilinde kelimeler, atasözleri, deyimler, adlar yer alır. Giresun'un ve yöresinin dilinde; fındıkla ilgili bazı kelimelerin oluşması gayet doğaldır. Fındıkla ilgili bazı kelimeleri burada sıralamakta yarar bulunuyor. Şurası bir gerçek ki Giresun kültüründe fındıkla ilgili kelimeler bu kadar değildir.
Atlama: Fındık ağaçlarının budanması Çeç etmek: Fındığı kabuğundan çıkarmak Çeç: Kabuğu çıkarılmış fındık Çotanak: Olgunlaşmış bir kaç fındığın bir aradaki durumu Dozillik: Fındıktan yapılan oyuncak Fındıklık: Fındık tarlası Fındık ocağı: Dörtbeş fındık ağacının birlikte olduğu yer Fındık kancisi: Fındık içi Fındık culufu: Fındık kabuğunu saran yeşil kısım Goruk: İçi boş fındık Gıdık: Fındık toplamak için küçük sepet Harer: Büyük fındık sepeti Harman: Fındıkların toplandığı ve yığın yapıldığı yer Irgat: Fındık işçisi İçhane: Fındığın fabrikada kırıldığı yer Karamuk: Bir fındık hastalığı Kavsul: Fındık kabuğu Kavsuk: Taze fındığın iç zarı Kanziya: Fındık fabrikası Kesici: Fındık üretimini tahmin eden tecrübeli kişi Köme: Pekmezden yapılan cevizli, fındıklı sucuk Kötmek: Kuru fındık kökü Kopali: Fındık kıran alet Kelez: Çürük iç fındık Masdı: Sepet yapmaya yarayan körpe fındık dalı Sayvan: Fındık harmanlarındaki bekçi kulübesi Solama: Fındığı toplanan bahçenin daha sonra aranmasıyla bulunan mahsul Soguleş: İç boş fındık Sürgün: Fındık dalının dibindeki körpe fidan Şelek: Harerle gıdık arası büyüklükte sepet Tekleme: Dalda tek tük kalan fındıklar Tırmık: Fındık harman aleti Tirmit: Fındık mantarı Pürçek: Fındık salkımı Püs: Fındık dallarında çiçeklerin üst üste toplanmış durumdaki görüntüsü
B) Fındık Çeşitleri:
Fındığı "yuvarlak" ve "uzun" olarak iki grupta toplamak mümkündür. a- Yuvarlak Tipler - Tombul fındık - Palaz fındık - Kalın kara fındık - Ham fındık - Kan fındığı - Foşa fındık b. Uzun Tipler - Sivri fındık - Badem fındık - Kuş fındığı - İnce kara fındık
C) Fındıkla İlgili Giresun Manileri
Giresun folklorunu incelediğimizde birçok manilere fındık kültürünün girdiğini tespit edebiliriz. Giresun ve yöresinde söylenen bazı manileri şöyle sıralayabiliriz.
Ah fındığım fındığım Dallarına konduğum Vermedi seni bana Sakalını yonduğum
Almışız kızınızı Fındık çubuğu gibi Bir daha verin bize Eğleyin gönlümüzi
Ayran yapar yayıklar Kızlar fındık ayıklar Harmanın kenarında Titrer ince bıyıklar
Eğdim fındık dalını Gel deşure deşure Ölmeden koydun beni Menşure teneşure
Ey fındığım fındığım Dallarına konduğum Ben sevdim de el aldı Odur benim yandığım
Fındık bahçelerinde Miras oynarım miras O kırmızı yanaktan Eğil öpeyim biraz
Fındığa kaga derim Darılma şaka derim Sen beni bastırırsan Ben sana aga derim
Fındık toplayan gelin Fındık dalda kalmasın Gel biraz konuşalım Aklım sende kalmasın
Fındık dalında direk Vay sana yanmış yürek Sen nelere dayandın Buna da dayan yürek
Fındık dalında testi Kemer belimi kesti Yine geldi aklıma Askerdeki yan fesli
Fındık fıstık olur mu Ateş yastık olur mu Sen orada ben burada Böyle dostluk olur mu
Fındık içi işlerim Al yanaktan dişlerim Eğer benim olursan Saçların gümüşlerim
Fındık kırdım iç ettim Yaylalara göç ettim Yarim senin yüzünden Ben bu canı hiç ettim
Fındık yaprağı yeşil Döşür Eminem döşür Bu akşam geleceğim Şekerli kahve pişir
Fındığı harman ettim Derdimi ferman ettim Hiç üzülme Fadimem Efkârım derman ettim
Fındık dalda sararmış Yaprakları kararmış Yarim beni kaybetmiş Bahçelerde ararmış
Fındık yeşil çotanak Dalında salkım saçak Yeşil giysi içinde Kahve rengi yavrucak
Fındık dalda bir sıra Yarim gitti Mısır'a Koyun olsam yayılsam Yârimin peşi sıra
Fındık budaklanır mı Dalları saklanır mı Anasının yayında Hiç kız kucaklanır mı
Fındığın çalısını Kırarlar yarısını Küçükken evlenenin Alırlar karısını
Güneşten insan bezer Fındık içinde gezer Yaz günü akşamından Hafif bir meltem eser
Gün batarken harmanda Çuvallar var her yanda Emmi sarmış tütünü Yorulmuştur herhalda
Görele, Tirebolu Giresun'da konduğum Bulancak, Ordu bilir Kıymetini funduğun
Harmandan yığın yığın Güneş dostu fındığın Çalışır çoluk çocuk Sesi ninni tırmığın
İyi bu sene püsler Bahçeyi emek süsler Fındığa on ay kaldı Yine gülecek yüzler Kemençemin telleri İbrişimdir ibrişim Dişledim yanağını Kırıldı fındık dişim
Toplasın onu kızlar Peşi sıra uşaklar Sayesinde fındığın Düğün dernek yaparlar
Para etti fındıklar Tükendi bütün borçlar Şimdi düğün vaktidir Doldu ceviz sandıklar
Yüklensin arabalar Seksen okka çuvallar Fındık hazır olunca Şenlensin çarşı pazar
D) Giresun Türkülerinde Fındık
Fındık yalnızca kelimelerde ve manilerde yer almamaktadır. Fındık bilmecelerde, tekerlemelerde, ninnilerde, atasözlerinde, deyimlerde bile yer almaktadır. Giresun halk kültürünün bu türlerini incelerken fındığın geniş şekilde yer aldığını görmekteyiz. Şurası bir gerçek ki yalnızca Giresun'da değil, fındığın yetiştiği Karadeniz şehirlerinin tümünde fındık, o yörelerin kültüründe yerini bulmaktadır.
Hatta tüm Türk kültürünü araştırdığımızda fındık genel kültürümüzü etkilemiştir. Giresun türküleri olduğu kesin olarak bilinen türkülerin bir bölümü fındık üzerinedir. Ve bu türküler, Türk dünyası içinde geniş olarak bilinmekte ve söylenmektedir.
Bir fındığın içini Yâr senden ayrı yemem Bugün gördüm yârimi Öldüğüme gam yemem
Aldır aslanım aldır Al yanakların baldır Kınalı ellerinle Beni uykudan kaldır
Fındık toplayan gelin Fındık dalda kalmasın Gel biraz sevişelim Aklım sende kalmasın
Aldır aslanım aldır Al yanakların baldır Kınalı ellerinle Beni uykudan kaldır
Fındık dalda tekleme Kız fistanı ekleme Yârin gitti askere Gelir diye bekleme
Aldır aslanım aldır Al yanakların baldır Kınalı ellerinle Beni uykudan kaldır
Fındık Attım Harmana (Görele Türküsü)
Fındık attım harmana Karıştı gazellere Senin ile ikimiz Kaldık âhır zamana
Üzüldü çarık bağım Ben onu bağlatırım Necesini aldattım Seni de aldatırım
Irmağı kestim harka Geliyu aka aka Darılma sevdiceğim Şaka edeyum sana Elindeki yazması Yüz dirhemdir yüz dirhem Yaşmağının pulunu Sayarım birem birem
Giresun'da Kayıklar
Giresun'da kayıklar Kızlar fındık ayıklar İhtiyara kız verme Gece gündüz sayıklar
Ninna aslanım ninna Ninna güzelim ninna Giresun kayıkları Hep geliyor kârından
Sevdim de alamadım Ölüyom efkarımdan Ninna aslanım ninna Ninna güzelim ninna
E) Giresun Yiyecek Kültüründe Fındık
Fındık meyvası yaş ve kuru olarak yenir. Ayrıca yağ istihsalinde, sabun imalinde, çikolata, dondurma vb. tatlılarda da kullanılır. Kuru meyva olarak kullanılacak fındık, daldan toplanınca gölgede kurutulur. kabuğundan o şekilde ayıklanır. Buna "sütlü fındık" denir. Çerezlik fındık budur. Güneşte kurutulmuş olan fındığa kıyasla sütlü fındığın güzel bir kokusu vardır. Sütlü fındık, tombul fındıktan yapılır. Giresun tombul fındığı daha çok kuru olarak yenir.
Tombul fındık kavrulduktan sonra makinada çekilir, üzerine toz şeker dökülüp karıştırılır, ezilir, merdane denilen bir çeşit macun yapılır. Macundan daha koyu kıvamda olmak üzere tatlıcılar "fındık kurabiyesi" de yaparlar. İkinci Dünya Savaşı'nda fındık dış piyasada pazar bulamayınca, fındık yağ yapımında kullanılmıştır. "Fındık yağı" pilav, yumurta, salatanın dışında her türlü yemekte ve tatlıda kullanılır. Giresun tombul fındığı yağ oranı yönünden yüksek olduğundan (Ç 68.61) yağ üretimine elverişlidir. Beslenmede değerli gıda maddesi olan fındık, çerez olarak yendiği gibi Türk mutfağında hazırlanan bir çok tatlıya da katılır. Fındığın yemek ve tatlılarda kullanımı oldukça geniş bir konudur. Bu sebeble fındıkla hazırlanan tatlı ve yiyeceklerin yalnızca adlarını vermekle yetineceğim. Ayrıca birkaç yöresel fındıklı yiyeceklerden söz edeceğim.
A- İmal Edilen Fındık Çeşitleri
- Paketlenmiş çiğ fındık - Paketli kabuklu fındık - Beyazlatılmış fındık - Tuzlu fındık - Fındık unu - Kıyılmış fındık - Fındık ezmesi - Fındık füresi ve nugası - Krokan - Vakumlu kavrulmuş fındık (gıdık) - Vakumlu kıyılmış fındık (kıyık)
B- Şekerlemede Fındık
- Fındıklı lokum - Fındıklı cezire - Fındıklı sert şeker - Fındıklı akide şeker - Fındıklı şeker draje - Fındıklı çikolata - Fındıklı dondurma
C- Diğer Yemek ve Tatlılarda Fındık
- Aşure - Kabak tatlısı - Tel kadayıf - Fındıklı baklava - Fındıklı kremalı elma - Fındıklı kek - Elma püreli fındıklı kek - Elmalı fındıklı kurabiye - Fındıklı çörek - Fındıklı bereketli kurabiye
D- Bazı Yöresel Fındıklı Yiyecekler
Fındıklı Süt Şekeri
Süt şekeri tatlısı yapılırken, süt ateşten alınmadan önce kaynama sırasında içerisine fındık katılır.
Fındık Dolması
Fındık, biber, soğan, haşlanmış pazı, lahana ya da asma yaprağından oluşur. Önce fındık kavrulur, dövülür, içerisine biber, biraz ince soğan, az miktarda su konur. Hepsi karıştırılarak haşlanmış pazı, lahana ya da asma yaprağına sarılır, pişirilir. Bu dolmayı Giresun'da Rize'den gelenler yapmaktadır.
Fındık Ezmesi
Çocuklar için yapılır. Fındık önce dövülür sonra balla karıştırılarak çocuğa verilir. Fındık şekerle birlikte dövülür, tülbent ya da ince bir beze doldurulur, çocuğun ağzına verilir. Çocuk bezi emmek suretiyle şekerli ya da ballı fındıkla beslenmiş olur. Fındık ezmesinin çocuğun fikir yönünden gelişmesini sağladığı söylenir.
Fındıklı Muhallebi
Süt, şeker, buğday unu ve fındıktan oluşur. Süt, şeker ve buğday unu karıştırılır, pişirilir, içerisine fındık katılarak fındıklı muhallebi yapılır.
F) Gelenek ve Göreneklerde Fındık
Fındık oyunlara da konu olmuştur. Pek çok çocuk oyunları fındık üzerine kuruludur. Fındık halk hekimliğinde de kullanılmıştır. Fındık ve fındıkla hazırlanan halk ilaçları bugün dahi Giresun'da ve çevresinde kullanılmaktadır. Halk inanmalarında, halk hekimliğinde düğün ve eğlence geleneklerinde fındık önemli yer tutar. Fındık, halk hikayelerine, fıkralarına ve anlatmalarına konu olur.
G) Fındık Artıkları ve Kullanımı
Kırılan fındığın dıştaki kalın kabuğu, köylerde damlarda hayvan altlarına serilir. Bu serilen kabuklar zamanla gübre olur, bahçelerde ve tarlalarda kullanılır. Fındığın esas kabuğu yani içi koruyan kabuk, bölgenin en önemli yakacak ihtiyacını temin eder. Fındığın değirmenlerde kırılması 1905 yıllından sonradır. Giresun'un o tarihlerdeki Belediye Başkanı Kaptan Yorgi'nin bir fındık kırma değirmeni vardır. Bu içhanede karılan kabukları deniz kenarına dökülür.
Giresun'da Ahıskalı Yemenici Bekir Usta adında fakir biri varmış. Bu adam fırtınalı havalarda dalgaların deniz kenarına topladığı ağaç, tahta ve fındık kabuklarını yakmak için toplar ve evine götürürmüş. Denilir ki fındık kabuğunun yakacak olarak kullanılması o yıllarda başlar. O günden sonra halk fındık kabuğunu yakacak olarak kullanmaktadır. Fındık kabuğu, ızgaralı özel sobalarda yakılır ve yanıp ateş olan köz mangala çekilip ısıtıcı olarak kullanılır. Hatta söylenir ki 1. Dünya Savaşı'nda Giresun'a gelen yabancı bandıralı vapurlar kömürleri bittiği için fındık bile yakmışlardır.
H) Giresun Şiirlerinde Fındık
Fındık, bazı halk şairlerimizin şiirlerinde konu edilmektedir. Bu kadar önemli bir gıda maddesinin edebiyat ürünleri içerisinde konu olmaması düşünülemez. Günümüz halk şairlerinden Kadirlili Aşık Halil Karabulut, "Yurdu Gezelim" adlı 14 dörtlükten oluşan destanının 10. dörtlüğünde şöyle söylüyor:
Ordu, Giresun'dan fındık al bana Amasya elması can katar cana Sivas'ta çimento doldur vagona Eğer müsaitse hal alalım gel
Rahmetli Kırşehirli mahalli sanatçı Şemsi Yatsıman'ın söylediği bir türkünün sözlerinde fındık kelimesi bulunuyor.
Mısırga'yı bir hal edin öldürün İçine de fındık fıstık doldurun Lokmaları üçer beşer kaldırın Yiyen ahbaplara afiyet olsun
Yekte yavrum yekte Pastırmalar denkte Ne olursa olsun Ah delikanlıkta
18. yüzyıl Bektaşi şairi Korkusuz Abdal; kaleme aldığı 41 dörtlükten oluşan "Kaside-i Taammiye, Abdaliye, Bektaşiye Bi-İbret-i Korkusuz Abdal" adlı şiirinin 34. dörtlüğünde fındık kelimesini telaffuz ediyor.
Fındıkla fıstık leblebi İnnab üzüm badem gibi Köfte sucuk can matlabı Ya Hacı Bektaş Veli
Doğal olarak Giresunlu şairlerin şiirlerine de malzeme olmuştur fındık. Çünkü fındık, Giresun'da bir yaşam tarzı olmuştur. İnsanlar gözlerini açtığında fındığı görür, onunla beslenir, onunla büyür ve ölür. Giresunlu Şair M. Selahattin Durukan şiirlerini Aksu ve Yeşil Giresun gazetelerinde yayımlamaktadır.
Bir şiirinin iki dizesinde şöyle söylüyor: "Fındık beklerken oynadım ilk oyunumu Mukavvadan yaptığım pasturalarım Hartamadan yaptığım domine taşlarımla..." Şair Orhan Yılmaz "Giresun Mektubu" adlı şiirinde, fındık hasadının sonundaki evliliklerden ve gemilerin fındıkları nasıl alıp götürdüklerinden söz etmektedir.
"Her yıl davul zurna ile gelir Fındık bahçelerimizde hasad vakti Yâr üstüne efkâr üstüne Söylenir türküler. Bir yandan dallar eğilir, toplanır fındıklar Bir yandan hazırlıklar görülür Fadime kız gelin, Hasan oğlan güvey olacaktır Sonra sonra fındıklarla dolu gemiler Çıkıp gidecektir limandan..."
Giresun'da uzun yıllar öğretmenlik yapmış olan Şair Arif Hikmet Par "20 Mayıs" başlıklı şiirine, bir Giresun türküsü ile başlıyor.
"Bir fındığın içini yâr senden ayrı yemem Ne türküler Dürdanem bıçak gibi. . . . . . . . . . . . Top top deste deste fındık dalları Ellere, gönüllere serpilir."
Sonuç
Yağ, protein, karbonhidrat ve vitamin bakımından zengin bir gıda maddesi olan fındığın anavatanı Orta ve Doğu Karadeniz bölgesidir. Halkın büyük bir bölümünün geçim kaynağıdır. Giresun ve çevre halkının; deyimlerinden türkülerine, fıkralarından ninni ve türkülerine, hikayelerinden oyunlarına ve halk ilaçlarına kadar, pek çok maddî ve manevî kültürünün içine yerleşmiştir. Bu kısa çalışmamızın bir başlangıç olması dileğiyle, bu önemli gıda maddesi konusunda daha ayrıntılı çalışmalar yapılmalıdır düşüncesindeyim.
Kaynakça
1) Kemal Peker, Fındık - Tarihçe, Tarım, Ticaret İstihlak Bakımından, Yeşil Giresun Matbaası, Giresun 1947-1948, 242 s. 2) Kemal Peker, Fındıknâme, İstanbul 1955, 92 s. 3) Dr. Mustafa Duman, "Türk Halkbiliminde Fındık", Kıyı Kültür ve Sanat Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 61, Nisan 1991, s. 14-20. 4) Sacit Karaibrahimoğlu, Maniler'den Türküler, Özen Matbaacılık, Ankara 1987, 452 s. 5) Sacit Karaibrahimoğlu, Giresun, 3. Baskı, Özen Matbaacılık, Ankara 1984, 240 s. 6) Süleyman Kazmaz, Rize Yemekleri ve Yemek Kültürü, -Halk Kültürü Alanında Bir Değerlendirme-, Odak Ofset Matbaacılık, Ankara 1992, 284 s.
|