0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Dünya Kültüründe Kilim  (Okunma Sayısı: 3591 Kere Okundu.)
« : Nisan 23, 2012, 04:47:39 ÖS »
Avatar Yok

Liza
*
Üye No : 5348
Nerden : Konya
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 3604
Mesaj Sayısı : 9 617
Karizma = 20178


Kilim bilinen en eski dokuma türlerinden biri olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırmalar insanların döşeme örtü ve yaygı gereksinimlerini karşılama amacıyla yün ipliklerini birbirinin arasından bir alt bir üst geçirerek ilk olarak kilim yaptıklarını daha sonra bu ipliklerin arasına yün iplikleri düğümleyerek halıyı oluşturdukları görüşünü güçlendiriyor.

 Selçuklular döneminde çok gelişmiş olan dokumacılığın en yaygın türlerinden birinin de kilim olduğu sanılmaktadır. Dokumalar dış etkenlerden kolay çürüdükleri için bu el sanatı ürünlerinin en eski örneklerine ilişkin çok az bulgu vardır. Anadolu kilim sanatının ele geçebilen ilk örnekleri XVI. yy.'a aittir.

 Geleneksel Türk el sanatlarından olan kilim enine ve dikey iki ya da daha çok iplik grubunun değişik şekilleri birbiri arasından geçmesiyle ortaya çıkan bir dokuma sanatıdır. Hiç bir mekanik işlem olmaksızın tamamıyla insan emeği ile örülür.

 Tarihçesine baktığımızda; Türk yörüklerinin yanlız kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kilim dokuduklarını görüyoruz. Eski çağlardan beri Orta Asya İran Anadolu ve Kafkasya'da hayvancılıkla yaşayan göçebe aşiretlerin yapıp kullandıkları bu dokuma günümüzde de devam etmektedir. Bu ülkelerin dışında Avrupa'da Balkan ve İskandinav ülkelerinde Kuzey Amerika'da "navajo" adı verilen Kızılderili aşiretlerinde ve Güney Amerika'da Peru halkı arasında dokunuş ve desen yönünden aynı tarz dokumalara rastlamak mümkündür.




Yörükler geçimlerini koyun yetiştiriciliği ile sağladıklarından kilimlerin hammaddesi koyun yünü veya keçi kılıdır. Boyaları ise doğal "kök" boyalardır. Göçebe yörükler bu yaptıkları dokumaları bazen heybe olarak bazen de beşik örtüsü veya çuval olarak değişik ihtiyaçlarına cevap vermek için kullanmışlardır. Ancak; bilinen o ki Türk kilimleri gerek desen gerekse renk canlılığı ve çeşitliliği ile dünyaca meşhurdur. Çin'e veya İran'a ait bir kilime baktığımızda genelinde tekdüzelik hakimdir; adeta hepsi birbirine benzer.

 Kilim Anadolu'nun hemen her yöresinde dokunmuş ve dokunmaktadır. Anadolu'da yaşamış etnik gruplar ve kültürler nedeniyle bu kilimlerin desenleri birbirinden çok farklıdır. Kilim köylerde ve göçebe aşiretlerde genellikle kadınlar tarafından "istar" denilen ilkel ve kolay taşınabilir tezgahlarda dokunur. Bu tezgahlar dik veya eğik olarak yerleştirilir. Atış ve argaç denen dikey ve yatay iplik atkıların meydana getirdiği ana kasnak üzerinde motiften motife geçilerek dokunan kilimlerde gerek atkı gerek çözgü telleri hep yündendir. Kök boyalarla boyanan iplikler zamanla solmama ve hatta daha hoş bir parlaklık kazanma özelliğine de sahiptirler.


 Dokuma tekniğinin ilk olarak ne zaman ve nerede başladığı tam olarak bilinmese de hiç kuşku yok ki dokuma sanatı genel bağlamda Orta Asya'da başlamıştır. Bu bölgede yaşayan yerliler ki göç eden bu kabilelere yörük ya da göçebe kabileler denilmektedir büyük bir nüfus patlaması neticesinde Asya'nın batılarına göç edip kendilerine yaşamak için daha uygun alanlar aramaya başladıklarında göçebeler şiddetli bir çok hava koşullarına maruz kalmışladır. Bu nedenle çadırlarını kurmak için keçi yünü kullanmaya başlamışlardır. Keçi yünü koyun yününe nazaran çok daha uzun ve sıkıdır. Düz dokuma tekniği bu anlamda ilk defa göçebe tenteleri yapmak için kullanılmıştır.

 Küçük bir kızın saç örgüsü at kuyruğundaki kısa ve sıkı saçların dışarı çıkması gibi keçi yünü de dokuma kumaşın dışına çıkarak düz dokuma çadırındaki delikleri kapar ve çadırı adeta su geçirmez bir halde getirir. Daha sonraları bu göçebe insanlar çadırlarının toprak zeminindeki rutubetten kendilerini korumak ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzden düz dokuma tekniğinin aynısını kullanarak "Kilim" adını verdikleri zemin kaplamalarını üretmişlerdir. Yaşadıkları bu alanda pagan inanışlar hakim olduğu için düz dokuma motiflerinin çoğu tapınılan bir takım sembol betimlemeleri yansıtır.
 Bir süre sonra dokuma sanatı gelişti ve günlük yaşamda kullanılan bir çok eşya; örneğin ulaşımda kullanılan at veya develerin eyer çantası gibi dokumaydı.

 Yörükler keçi yününden kilimler dokuyarak bunları sıcak battaniyeler olarak kullanıyorlardı. Kilimler ayrıca çadırların içinde bölmeler yaratmak için kullanıldığı gibi bebek beşiklerinde de kullanıldır. Kilim kenarlarından çadır direklerine bağlanarak beşiğin öne ve arkaya sallanmasına ve bu sayede de bebeğin uyuması sağlanırdı. Bu tür çeşitli dokumalar zaman içerisinde bir takım ek kullanımların oluşmasıyla evrimsel temelde gelişmiştir. Çadırlarda yaşayan bu göçebeler ilk başlarda kuru yaprak yığınlarını çadırlarının köşelerine dizmiş ve bunları yatak olarak kullanmışlardır. Ancak vücut ağırlığı altındaki bu yatakların toz toprak olmaları çok az konfor sağlamaları ve sıklıkla değiştirilmek zorunda olmaları gibi dezavantajları bulunmaktaydı. Daha sonraları hayvan postlarının kullanımını model alarak göçebeler bu düz dokumalarına (pile) eklemeye başladılar. Bu ilk pile kilimleri oldukça esneklerdi. Göçebeler bu kilimleri kolaylıkla katlayıp atların sırtlarına atarak bunları uzun yolculukları esnasında uyku çantaları olarak kullanmaktaydılar.

 Daha önce de belirttiğimiz gibi ilk düğüm atılmış- pile halıların ne zaman ve nerede dokunduğunu hiç kimse tam olarak bilmemektedir. Ancak hayatta kalmayı başaran en eski pile halı Altay dağlarının Pazyryk vadisindeki bir Sycthian prensinin mezarında keşfedilmiştir. İlk kez Sibirya'da bir rus arkeolog tarafından 1947'de segilenmiş ve şu anda da Leningrad'daki Hermitage Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu halı Türk çift düğümü ile dokunmuş olup metrekaresinde 347.000 düğüm bulunmaktadır. Boyutları 362 m2 olan bu halıya yapılmış olan incelemeler neticesinde İsa'dan Önce 5. yüzyıla ait olduğu ortaya çıkmıştır. Pazyryk diğer ismiyle Altay halısı oldukça gelişmiş bir görünüme sahiptir ve bu sebeple de dokumacılığın uzun bir geçmişe sahip olduğunun kanıtı niteliğindedir.




Türk halıları ister düğümlü ister düz dokuma olsun Türkler tarafından üretilmiş bilinen en mükemmel sanat şeklidir. Orta Asya'dan Türkiye'ye kadar tüm Türkler arasında halı dokuma sanatının yaygınlaşmasının çevresel sosyal ekonomik ve dinsel nedenleri vardır. Yüzyıllar boyu Türklerin yaşamış olduğu coğrafi bölgeler ılıman hava ikliminin bulunduğu alanlardı. Gündüz ve gece yaz ve kış sıcaklık farkları oldukça değişkendi. Türk göçebeler tarımsal alanlarda ya da kasabalarda kurdukları çadırlarda ya da büyük şehirlerdeki büyük evlerde yaşıyorlardı ve kendilerini soğuk havanın etkilerinden korumak için yerleri bazen de duvar ve girişleri halılarla kaplıyorlardı. Halılar her zaman pamuk ya da yün nadiren de ipek eklemeleri el yapımı olurdu. Bu halılar soğuğa karşı doğal duvar görevini görmekteydiler. Düz dokuma kilimler ise sıklıkla batteniye perde ya da koltukların üzerine konulan kaplamalar olarak kullanılırdı.

 Türk halıları tüm dünyadaki ev eşyaları arasında en çok satılanlarıdır. Zengin renkleri sıcak tonları ve olağanüstü dokuları ile geleneksel motifleri Türk halılarının 13. yüzyıldan bu yana koruduğu mevkide büyük bir paya sahiptir. 13. yüzyılda Anadolu'yu dolaşmış olan Marco Polo bu halıların güzelliği ve sanatsal değeri üzerine yorumlarda bulunmuştur. Bu dönemden kalan ve Selçuk halıları olarak bilinen diğer bir kaç halı orta Anadolu'daki bir çok camide keşfedilmiştir. Selçuk Halıları bugün Konya ve İstanbul'daki müzelerde sergilenmektedir. Marco Polo'nun 1272 senesinde övmüş olduğu halıların aynısına bakıyor olabileceğimiz düşüncesi oldukça heyecan vericidir.

 Türk Kilim ve Halı dokumacılığının Anadolu'daki yayılması ve gelişmesi Selçuklu İmparatorluğu dönemine rastlamaktadır. Dokuma sanatı Anadolu'ya 11. yüzyılın sonları ve 12. yüzyılın başlarına doğru en güçlü dönemini yaşamış olan Selçuklular tarafından tanıtılmıştır. Bir çoğu halen belgelenememiş sayısız halı parçasının yanı sıra Selçuklu kökenli 18 adet halı ve parçası bulunmaktadır. Bilinen en eski Selçuklu halıları 13. ve 14. yüzyıllardan kalmadır. Bu halıların 8'i Selçukluların başkenti olan Konya'daki Alaattin Camisi'nde 1905 yılında Alman Konsolosluğu üyesi Loytred tarafından bulunmuştur. Bulunan bu halıların 1220 ile 1250 yılalrı arasında Selçuklu bölgesinde dokunmuş olduğu bilinmektedir.

 3 büyük eksiksiz kilim diğer bir takım ufak kilimlerden kalmış 3 büyük parça ve büyük kilimlerden kalmış 2 oldukça küçük parçadan oluşan 8 çarpıcı kilim 1930 yılında Beyşehir'deki Esrefoğlu Camisinde bulunmuştur. Günümüzde bu kilimler Konya'daki Mevlana Müzesi'nde ve Londra'daki Kier Kolleksiyonunda sergilenmektedir. Üçüncü bir grup halı kalıntısı ise 1935-1936 yıllarında Fostad'da ( Eski Kaire) bulunmuştur. Fostad'da bulunmuş bu 7 kilimin 14. yüzyılda Anadolu'da dokunmuş olduğu belgelenmiştir. Bahsettiğimiz bu 18 kilimin ortak tasarım özelliği Kufic kenarları 8 uçlu yıldız ve geometrik motifleridir. Orta Asya kökenli Türk kilimleri 14. yüzyıla kadar tüm karakteristik özelliklerini korumuştur. Osmanlıların tüm Anadolu'da kontrolü ele geçirmelerinden sonra motiflerin karakteristik özellikleri ve ölçülerinde bir takım değişimler olmaya başlamıştır.

 Osmanlı Hükümdarlığı esnasında bir çok Türk kabile beraber yerleşip bir dizi kasaba ve küçük şehir kurmaya karar vermiştir. Hereke şehri Marmara Denizi'nin kıyısında İstanbulun 60 km kadar doğusunda kurulmuştur. İlk saray halısı atölyesi Hereke'de tesis edilmiştir ve Osmanlı saraylarını dekore etmek üzere değişik ölçülerde halı dokumacılığına başlanmıştır. Bu istisnai güzellikteki kilimler aynı zamanda barış ve savaş dönemlerinde Avrupa ülkeleriyle ilişkileri pekiştirmek adına kral ve kraliçelere ordu komutanlarına hediye olarak da yollanmıştır. 14. yüzyıl sonlarına doğru bu kilimler Avrupa evlerine kiliselerine ve şatolarına girmeye başlamıştır.

 14.-16. yüzyıllar süresince Türk kilim tasarımları Holbein Lotto Memling ve Van Eyck gibi Avrupalı birçok ünlü sanatçının resimlerinde yer almıştır. 16. yüzyıl başlarında Avrupalı neredeyse her prensin kendine özel bir koleksiyonu vardı. Viyena'da insanların kilim almasına ise ancak 1671'den sonra izin verilmeye başlanmıştır. Türklerin Viyena'yı terketmesinden sonra birçok Türk kilimi çadırlar içinde bırakılmıştır. Bu sayede güzel Türk halıları Avrupa halkı tarafından tanınmıştır. Bir süre sonra ise Avrupalı kral ve kraliçeler şatolarını ve saraylarını ziyarete açmışlardır. Bu da Türk kilimlerine olan ilgiyi arttırmış ve bu sayede kilimlere olan talep de artmıştı.

 19. yüzyılda İstanbul'un Kumkapı Topkapı ve Üsküdar gibi bölgelerinde saray halısı atölyeleri açılmaya başlanmıştır. 1891 de ise Sultan Abdülhamit II Hereke'deki atölyelerin sayısını ve büyüklüğünü arttırmıştır. Böylece Hereke'deki halı dokumacılığı çeşitlilik kazanmıştır. Bu gelişim süresince Orta Asya'dan Anadolunun ovalarına ve kıyı şeritlerine kadar Anadolu kilimleri saflığını ve karakteristik özelliklerini korumuştur. Türk saray kilimleri Türk egemenliğideki kaynaklardan esinlenmiş olup Türk standart ve gereksinimlerine göre değişikliklere uğramıştır. Bu süreç içerisinde kilimler Avrupa'da da hakettikleri yere ulaşmıştır. Hereke Uşak ve Bergama gibi bölgelerin kilimleri zaman içinde ünlenmiştir. Anadolu kilimlerinin tasarım renk ve sembolleri inanılmaz bir şekilde zengindir. Bu kilimler günümüzde 750den fazla köyde dokunmaktadır.

 Orta Asya Kilimleri
 Irak'ın yanısıra Afganistan Hindistan ve Pakistan gibi diğer ülkeler de ihracat için el dokuma kilimleri üretmektedir. Hem Pakistan hem de Hindistan oldukça modern kilim ve tekstil endüstrisi geliştirmişken Afganistan'ın kilim ihraç endüstrisi oldukça kısıtlı kalmıştır.

 Hindistan
 Kilim dokumacılığı Hindistan'da İran'da olduğu kadar eski bir gelenek değildir. Kilim dokumacılığı Hindistan'a 16. yüzyılda İran İmparatorluğu tarafında tanıtılmıştır. 1526-1530 yılları arasında İran kilim dokuma endüstrisi gelişmeye başlamıştı. 15. yüzyıl sonunda İran'daki Mongol hakimiyeti sona erdiğinde Hindistan kilim dokuması konusunda bir hayli ilerlemişti. 1501 yılında İran yönetimi Hindistan'da dokumacılık için profesyonel atölyeler açmış ve bu konuda uzman kişileri denetleyeci olarak atamıştır.

 Sonuç olarak neredeyse tüm Hint tasarımları ünlü İran tasarımlarının birer imitasyonudur. Bu kilimleri birbirinden ayırın tek özellik yünün ve dokumanın farklı nitelileridir.
 15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Hindistanda üretilmiş kilimlerin çoğu nerdeyse İran dokumaclığı kadar iyidi ancak 17. yüzyılın sonunda bu sanat hemen hemen sona erdi. Dokuma endüstrisi 1800li yıllardan İngilizler tarafından yeniden kuruldu ancak bu tarihten sonra üretilen halılar eskisi gibi olamadı.

 Hint kilimlerinde kullanılan yünün İran halılarında kullanılandan daha kalındı. Ayrıca Hint kilimlerini sertliklerinden ötürü katlamak çok daha zordur.
 Yine de güzel görünümleri ile zeminlerinizi süsleyip uzun seneler yıpranmayan kilimledir.

 Pakistan
 Hindistan'daki gibi Pakistan'ın kilim endüstrisi de İran İmparatorluğu'ndan etkilenmiştir. İran yönetiminin 16. ve 17. yüzyıllarda Pakistan'a kilim üretim olanakları getirmesiyle dokumacılık bu bölgede de önemli ölçüde gelişmiştir.
 Pakistan'ın bugünkü stil ve desenleri ya İran ya Türk ya da Buhara tasarımlarını örnek alır niteliktedir. Buhara kilimleri oldukça yumuşak ve parlak bir yün yapısına sahiptir. Bu kilimlere olağanüstü bir yumuşaklık kazandırmak amacıyla saf koyun yünü kullanılmaktadır. Bu tasarımlarda sadece 2 ya da 4 renk kullanıır ve bu renkler de genellikle yeşil mavi ya da kırmızının tonlarından oluşmaktadır. İran kilimlerine benzer olan çeşitleri ise hem kalite bakımından hem de fiyat açısından yüksektir.
 Bugün Pakistan dünya çapındaki en büyük 4. halı üreticisidir.

Afganistan
 Afganistan'ın halı endüstrisi ülkenin politik sorunlarla karşılaşmasından önce olduğu kadar iyi değildir. Günümüzde ülkede bir çok kilim üretiliyor olmasına karşın ihracat oldukça azdır. Bu nedenle Afganistan halılarını diğer dünya ülkelerine Pakistan ve İran aracılığıyla pazarlamaktadır.
 Afgan kilimleri genellikle Buhara kilimlerine ve Türkiye'de üretilenlerle doğu Türkmenistan kilimlerine benzemektedir. Afgan kilimlerinde kullanılan renkler heyecan verici ve kilimin tarzına özel renklerdir. Çeçen kabileleri gibi Afgan göçebeleri günümüzde halen kilim üretmektedir ancak bunlar çok az miktarda olduklarından ötürü oldukça nadir ve zor bulunurlar.
 Umuyoruz ki bu politik kaos içerisinde Afganistan kilimleri sonsuza dek yol olmaz.

 Avrupa Kilimleri
 Avrupa'daki kilim dokuma sanatının kökeni belirsiz olmaklaberaber bazı Avrupa ülkelerinin neredeyse 1000 yıl evvel düz dokumalar ve duvar halıları üretmiş olduğu bilinmektedir. Kanıtlar göstermektedir ki doğu kilimleri ilk olarak M.S 1000 yılı sonrasında ithal edilmiştir. Bu da pile-knotting tekniğinin hemen taklit edilmesiyse eğer daha önceden biliniyor olduğu anlamına gelmektedir.

 Şile halıların Avrupa'da yayılması 11. ve 13. yüzyıllarda sürmüş Haçlı Seferleri Marco Polo'nun (1254-1324) seyehatleri ve Venedik'teki elçilikler sayesinde gerçekleşmiştir. Ayrıca Portekiz'in 14. yüzyılda başlamış olan koloni genişlemesi da etkenlerden biriolarak kabul edilir.
 Avrupa pile halılarından kalan en eski parça Harz Dağı bölgesindeki Quedlinburg'daki Schlosskirche'de korunmaktadır. Bu kilim tek pile düğüm ile dokunmuş olup bu özelliği ile İspanyol halılarına benzemektedir ancak yapılan araştırmalarda bu kilimin İspanyol dokumacılığı ile bir bağlantısı bulunamıştır.

 1255 yılında Castilelı Eleanor İngiltereli Edward I ile evlendiğinde yanında bir çok İspanyol kilimi getirmiştir.
 İngiltere'nin büyük bir bölümünde17. yüzyıl başlarına kadar saraylarda ve büyük evlerde bile hasır ve samanlar zemin kaplaması olarak kullanılmaktaydı. Britanya zaman içerisinde zenginleştikçe tüm bu saman ve hasır kilimlerin yerini pile kilimler aldı.
 Eski Avrupa tablolarında betimlenmiş tüm zemin kaplamaları doğu kilimlerine benzemektedir. Bu da çok şaşırtıcı bir durum değildir çünkü Avrupalılar bu sanatı kendileri öğrenmeden çok önce İran halıları ihtal etmekteydiler.

 Bir çokları Venedik'in 15. yüzyılda Asya'dan kilimler ithal ettiğine ve Avrupalıların özellikle doğu kilimlerini tercih ettiklerine inanmaktadır. 17. yüzyıl sonlarında iran ve Türk halıları Avrupa'nın en fazla değer gören halılarıydı. Krallar diğer politik liderlere müttefik olmak için ipek İran halıları armağan etmketeydiler.

 18. yüzyılın ortalarından 19. yüzyıla kadar Avrupalı neredeyse her ülke kendi kilim dokuma sanatına başlamıştı. En iyi üreticiler İspanya Fransa Polonya İtalya İngiltere Almanya Avusturya Hollanda ve Romanya'ydı.

 Günümüzde Avrupa el dokuma kilimleri sanayinin işçilik maaliyeleri ile yarışmaması nedeniyle oldukça nadir üretilmektedir. Bunun yerine Belçika gibi kimi Avrupa ülkeleri özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında önemli makina dokuma halı sanayileri geliştirmişlerdir.

Velhasıl-ı Kelam; Namaz . Dua . Gayret . Sabır . Nasip .
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Dünya Kültüründe Kilim
« Posted on: Mart 28, 2024, 11:07:52 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Dünya Kültüründe Kilim e-book, Dünya Kültüründe Kilim programı, Dünya Kültüründe Kilim oyunları, Dünya Kültüründe Kilim e-kitap, Dünya Kültüründe Kilim download, Dünya Kültüründe Kilim hikayeleri, Dünya Kültüründe Kilim resimleri, Dünya Kültüründe Kilim haberleri, Dünya Kültüründe Kilim yükle, Dünya Kültüründe Kilim videosu, Dünya Kültüründe Kilim şarkı sözleri, Dünya Kültüründe Kilim msn, Dünya Kültüründe Kilim hileleri, Dünya Kültüründe Kilim scripti, Dünya Kültüründe Kilim filmi, Dünya Kültüründe Kilim ödevleri, Dünya Kültüründe Kilim yemek tarifleri, Dünya Kültüründe Kilim driverları, Dünya Kültüründe Kilim smf, Dünya Kültüründe Kilim gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Kilim
Türküler
HaYaL 5 1481 Son Mesaj Eylül 15, 2009, 09:20:31 ÖÖ
Gönderen : StyLeLife[Rap]
Kilim
İ - J - K
BemaGül 7 2051 Son Mesaj Aralık 19, 2012, 11:09:08 ÖÖ
Gönderen : saint_dark
90 Bin Şehit Anısına 90 Bin Kilim
Şehitlerimiz
By.TuRuT 0 1012 Son Mesaj Temmuz 09, 2009, 11:05:28 ÖÖ
Gönderen : By.TuRuT
Dünya Kültüründe Kilim
Dünya Kültürleri
Asortik Hatun 0 746 Son Mesaj Mart 29, 2013, 10:59:01 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Dünya Kültüründe Kilim
Dünya Kültürleri
Asortik Hatun 0 880 Son Mesaj Mayıs 04, 2013, 04:58:32 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular