Cennet Ateşi Şehri-Cassandra Clare Arkadaşlar spoiler yemek istemiyorsanız yorumu okumayın diye bir uyarıyla başlamak istiyorum çünkü çılgınlar gibi kitaptan alıntı yapmak niyetindeyim
'Oyy dağlar !' diyerekten bir iç çekmek istiyorum sevgili kitap canavarları aşırı aşırı sevdiğim serilerden bir tanesi daha muhteşem bir finalle sonlanmış bulunuyor..Kitabı 1 gün önce bitirdim ama yorum yapmadan önce bi seriyi ve finali düşünüyüm bi soluklanıyım dedim açıkçası. Sanki çok yakın arkadaşlarımı kaybetmişim gibi üzülsem mi yoksa Cassandra'nın kitapta yazdığı 'Son Söz' bölümüyle mutluluk sarhoşu mu olsam tam karar veremediğim bi andayım, sanırım tercihimi ikinci seçenekten yana kullanıp sabırsızlık içinde yeni gelecek olan Gölge Avcısı Serisini beklemeliyim
Eveeet tabiki de hemen Jace&Clary'den başlamak istiyorum..
'Jace'e çok aşığım,aşırı aşırı aşığım !' nidalarıyla okudum onun olduğu kısımları sizin de tahmin edebilceğiniz üzere, ama ne yapıyım ismini okumak bile içimdeki fangirl kızı harekete geçiriyor
Bu kitapta da romantik sahneleri vardı yok değildi ama diğer kitaplara oranla
'Dünya'yı kurtarmalıyız' düşüncesine daha çok odaklanmıştı çiftimiz. İkisinin de bencillikten uzak kahraman ruhlu
(gerçekten kahramanlar) insanlar olduklarını falan filan söylememe gerek yok sanırım artık. Bir de bu kitap serinin diğer kitaplarına oranla sanki daha fazla aksiyon içermiş ve bence finale yakışır bir şekilde heyecanı üst düzeyde tutmayı başarmış gibi geldi bana.
At kuyruğu yaptığı kızıl saçları hopluyordu. Nasıl da ufak tefekti. Oyuncak bir bebek gibi incecik olduğunu düşünmüştü bir zamanlar. Ardından ne kadar güçlü olduğunu öğrenmişti.***
Bir başkasına bundan daha yakın olmanın hiçbir yolu olmadığını düşündü. Bir adım daha atmak göğsünü açıp kalbini ortaya koymak olurdu.Onlar birbirilerine aşık ben onların ilişkisine resmen.. baksanıza ne kadar tatlış şeyler düşünüyorlar ya
***
‘’Seni seviyorum.’’ dedi Jace. ‘’Bunu yeterince sık söylemiyorum seni seviyorum.’’***
‘’Bir randevu o halde,’’ dedi Clary. ‘’Silah randevusu.’’
‘’Akşam yemeği ve filmden çok daha iyidir.’’***
‘’Tek dileğim,’’ dedi ona değil yere bakarak, ‘’doğru şeyi söyleyebilmek ve doğru şeyi yapabilmek ve bunu senin için kolaylaştırmak. Benden her ne istersen yapmak istiyorum. Senin için doğru yol her neyse yanında olmak istiyorum, Clary.’’***
‘’Tam bir baş belasısın,Jace Herondale.’’
‘’Öyle derler.’’Jace'n ilk kitaplardaki alaycı ve hazır cevap tavırlarını bu kitapta da görüyoruz. Ama bu kitapta genel olarak daha olgun bir Jace duruyor bence karşımızda hatta o da Clary hayatına girdikten sonra değiştiğini kabul ediyor. Eski Jace'in de yenisinin de hastasıyız vallahi
Biraz da Magnus ve Alec'den bahsetmek istiyorum, bu ilişkiyi başından beri destekliyor ve saygılarımı sunuyorum sonunda Magnus'un da korkularını yenerek geçmişinin kapılarını Alec için biraz aralayıp tekrar birleşmeleri içime su serpti çünkü Alec'in aşk acısı çekmesinde öyle masum bir şey var ki insan kıyamıyor bu çocuğa yahu ! Izzy ve Simon da hoş bir çift oldular hatta Simon bu kitabın sonlarına doğru çok önemli adımlar attı ama Alec&Magnus ilişkisinde inanılmaz bir naiflik vardı onlardan da alıntılar paylaşmadan edemiyciğim
‘’Bana tutun.’’ dedi Alec.
‘’Her zaman tutunacağım Alexander,’’ dedi Magnus. ‘’Her zaman.’’
***
‘’Demek ilk gölge avıcısı sevgilinim öyle mi ?’’ dedi Alec nihayet birbirlerinden ayrıldıklarında.
‘’Öyle çok şeyde ilksin ki Alec Lightwood.’’ dedi Magnus. Neyse çiftleri bırakıp genel olarak kitaba dönmek istiyorum, kitap öncelikle gelecek serinin karakterleri olacak
Emma&Jules'ın yaşadıkları trajediyle başlıyor Sebestian'ın kendisine
Karanlık Avcılar yapma isteğiyle bir çok enstitüye baskın yapması sonucu çocuklar ailelerini kaybediyorlar. Emma karakterini bu kitapta da sık sık okuma şansımız oldu henüz küçük olmasına rağmen ilerde Clary ablası gibi fedakar ve gözükara bir savaşçı olucağının izlenimini verdi ve ailesini kaybedip daha kalabalık bir aileyle yaşamak zorunda kalmasıyla da bana Jace'i hatırlattı ki yazarımız tam da bunu amaçlamış sanırım.
‘’Bizi ateşte tavlarsan daha da güçleniriz. Acı çektiğimiz zaman hayatta kalırız.’’***
‘’Çünkü kan bağıyla bağlı olduğu ailesini kaybetmiş. Fakat, Blackhthorn’lar yanında. Blackthorn’lar dışında onu yanına alacak kimsesi yok, ne amcası ne teyzesi. Yani senin yaptığın şeyi öğrenmek zorunda kalacak: Ailenin kan bağından ibaret olmadığını. Seni seven insanlar olduğunu. Arkanı koruyan insanlar olduğunu. Tıpkı Lightwood’ların senin için yaptığı gibi.’’***
‘’Onu sevdim,’’ dedi Isabelle sonunda. ‘’Bana Jace’in küçüklüğünü hatırlattı. İnatçıydı ve ölümsüzmüş gibi davranıyordu.’’Ayrıca Jace haricinde bana biraz Jem'i de hatırlattı ne de olsa Emma da anne babasını kaybetmiş
Carstairs..ama Jem gibi sakin yapıda olan karakter değil aksine ortalığı velveleye vermeyi ve başını tehlikeye sokmayı pek bir seviyor kızımız.
Başlangıç kısmında Emma'nın hikayesini okuduktan sonra Jace'in
cennet ateşini kontrol etmekte yaşadığı güçlükleri okuyarak esas karakterlerimize dönüş yapıyoruz, Jace elinde mükemmel bir güç barındırıyor ama kontrol sahibi değil bu da tabiki sevdiği herkesin hayatını korumak için uğraşan gölge avcısını endişelendiriyor. Daha sonra Sebestian'ın enstitülere olan saldırıları patlak veriyor ve bütün gölge avcıları İdris'e dönüyorlar ki bu da tam Seb'in istediği durum. Çünkü Seb öyle kişilerle anlaşmalar yapıyor öyle ittifaklar kuruyor ki onları güvende olduklarını sandıkları İdris'de bile korkutmayı başarıyor. Sebestian gerçekten akıllı ve ince hesaplar yaparak planlarını oluşturuyor ve hamlelerini yapıyor,
yiğidi öldür ama hakkını ver diye bir söz vardır ya babasından daha zekice hamlelerde bulunuyor örneğin Valentine aşağı dünyalıları hep hor görmüşken Seb onları gölge avcılarına karşı kışkırtmaya çalışıyor biz de tabiki anlaşmalar bozulucak mı gölge avcılarının başına başka dertler açılıcak mı diye dört gözle okuyoruz. Seb için üzülmeden de kendinizi alamıyorsunuz sevmeye ve sevilmeye muhtaç bir karakter bu yüzden her şeye hakim olduğunda yanında tek sevdiği kişi Clary'nin de olmasını istiyor, çarpık bir sevgi anlayışı var ama olsun..Hatta onu anlamak için o kadar uğraştım ki belli bir yerden sonra ona sempati duymaya başlamış olabilirim çünkü ölürken gözlerim doldu :/ Keşke Valentine gibi bir adam var olmasaydı da Clary'nin rüyalarındaki yeşil gözlü iyi abi olmaya başarabilseydi dedim.
‘’Annemiz beni aldattı,’’ dedi.’’Beni reddetti, benden nefret etti. Ben küçücük bir çocuktum o benden nefret etti. Tıpkı babamız gibi.’’***
‘’Sana zarar verenin ben olmasının bir önemi yok,’’ dedi Sebestian. ‘’Çünkü sen bana aitsin. Sana istediğim her şeyi yapabilirim. Ama başka insanların sana dokunmasını, sana sahip olmasını, sana zarar vermesini istemiyorum. Yanımda olmanı, beni takdir etmeni, Yaptıklarımı, başardıklarımı görmeni istiyorum. Sevgi bu işte öyle değil mi ?’’
Ee çarpık bi sevgi anlayışı var demiştim hatırlarsınız
Sebestian ve cennet ateşinin yaptıkları sayesinde kitaptan heyecan ve aksiyon eksik olmadı diyebilirim.. hele de Seb'i aramak için iblis diyarlarına yolculuk etmelerinden sonra büyük bir merak içinde okudum. İblis diyarında yaşanılan savaşları iblisleri öldürme kısımlarını Cassandra çok gerçekçi anlatmış yine diğer kitaplardaki gibi
Neyse sonuç olarak onca yıkım,kayıp ve savaşa rağmen yazarımız
'sonunda iyiler mutlaka kazanır' prensibiyle öyle tontiş bir son bölüm yazmış ki eminim okurken içiniz mutlulukla dolacaktır. Aslında kitabı okurken daha nelere yorum yapmak istemiştim ama zaten yeterince uzun yazdım son olarak Diğer seri olan Cehennem Makineleri'ni okuyup onun finalinde Kardeş Zachariah'ın nasıl tekrar gölge avcısı olduğunu merak edenler bu kitapta cevabımızı alıyoruz ve Tessa'yla ikisini yan yana ayrıca da mutlu görme şerafine da nail oluyoruz efendim
Son olarak Kardeş Zachariah' dan bir alıntı daha paylaşmak istiyorum affınıza sığınarak
‘’Hepimiz hatırladığımız parçalardan oluşuyoruz. İçimizde bizi sevenlerin umutlarını, korkularını taşıyoruz. Sevgi ve hafıza olduğu sürece gerçek anlamda bir kayıp yoktur.’’Bu sözle birlikte Max'i, Amatis'i, Will'i, savaşta ölen gölge avcılarını, hatta ölmeden önce asıl ismi Jonathan'ı kabul eden Sebestian'ı anmadan geçmiyoruz (:
Bu seriyi okumadım diyorsanız da hepinize şiddetle tavsiye ediyorum çünkü Harry Potter dünyasından sonra Gölge Avcısı dünyasının en ince ayrıntısına kadar düşünülerek yazıldığını düşünüyorum fantastik seriler içerisinde en çok bu iki dünyayı seviyorum ve yorumumu burda bitiriyorum