açık bir pencereden seyrediyorum gece vakti dünyayı
her yanıma dolanan yalanlara inat
tüm dürüstlüğümle birikiyorum geç vakitliğinde zamanın
senden bana hatıra kalan bir keder var
her yanıma bulaşmış.

gözlerinde birikmiş tuzla sularda arıyorum cevabını
yada yoluma çıkan her çakıl taşında bir bahane buluyorum.
uzak şehirlerin kısa mesafelerinde kayboluyorum
gideceğim yeri bilmemenin cehaletinde

şimdi öylesine dinlediğim her müzikte varsın biraz
yada yazdığım eften püften her cümlemde
soluduğum bu nefeslerin adı geçiyor her kahırda
her satır arasında düne ait hatalar var...

kime dediysem anlatamadım
kim dinlediyse duymadı bile
"olsun" dedim yine "olsun"
öyle bi şarkı çaldı,
öyle bi ezdi notalar benliğimi
şimdi okuduğum her cümlede ufak bir yalan geliyor kulağıma
ufak bir yalan çıkıyor dudaklarımdan
ufak bir umudun ufak bir yolcusu gibi ufalıyorum
ufalıyorum;
her aklıma geldikçe iltihaplı anıları
elimde kalan tozların arasında seçiyorum manasız kalan yılları
ne söylediysem bu yaşıma gelinceye kadar hepsi doğru
hepsinde hem kahır hem umut var sana doğru
şimdi eski bir şarkıda
eski bir anı geliyor gözüme
eskimedikçe bazen anlaşılmaz ya tadı şarabın
öylesine kekremsi bir gece kalıyor yine
perdesini bile çekmediğim penceremde
ne çalınca açılır artık bu kapı
ne de çalınır aslında
günlerden yine sıradan bir gün
öyle bir saat işte
öylesine sıradan
gözüme kaçmadan herhangi bir gece ayazına kurban gitmiş bir toz tanesi
kaçıyorum artık
ne söylediğim ne de söylemediğim bir şey yüzünden
vakit geç oldu
herkes birazdan uyanmaya başlar dolar yine sokak
daha aydınlanmadan hava yıldızlar bile kaçışmaya başlar
en uzak şehirlere
en yakında kalan bir rüzgar
nerden bulduysa bir toz tanesini hiç de düşünmeden gözüme iliştirir
yaşlı bir güne yaşlı gözlerle veda ederim
yaşlanmamışçasına...


Vexed