|
|
|
Tarih kaynaklarının ortaya koyduğuna göre en eski uluslar içinde Türkler ön sırada gelmektedir. Milattan önce beşinci ve dördüncü yüzyılda ilk Türk boylarının ortaya çıkması ve ilk Türk devletlerinin kurulması Türklerin iki bin beş yüz yıldan bu yana tarih sahnesinde var olan bir ulus olduğunu doğrulamaktadır. Tarihin ilk çağlarından yirminci yüzyılın son yarısına kadar Türkler birçok devlet kurmuştur. İlk kurulan Türk devleti milattan önce 4. yüzyılda ortaya çıkan Saka-İskit İmparatorluğu'dur. Son kurulan Türk devleti ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir. İki bin dört yüz yıl ara ile kurulan bu devletlerin arasında kalan sürede Türkler birçok devlet kurmuş ve yönetmişlerdir. Bu devletler bazen birbirinin arkasından gelmiş, bazen de beraber yaşamışlardır. Türklerin kurduğu devletlerin çoğunluğu sağlam sosyal ve siyasal kurumlara dayanmış olmalarına rağmen, bazılarının kısa ömürlü oluşları, çeşitli açılardan üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu genel sorunun çözümünü Türk ulusunun ana karakterinde, özelliklerinde ve doğaldır ki kurduğu devletlerin temel felsefelerinde, yönetim sistemlerinde aramak gerekmektedir. Türklerin yirmi beş yüzyıllık tarihleri bu açılardan incelenmedikçe ve bilimsel veriler en son bulgularla irdelenmedikçe kesin sonuçlara varabilmek son derece zordur.
Tarihin her döneminde bir devlet kuran Türkler, yirminci yüzyılda Cumhuriyet rejimine kavuşmuşlardır. Türk tarihi incelendiği zaman kurulan tüm devletlerin genellikle soy, aile ve hanedan temeline dayandığı görülmekte ve bu hanedanların yıkılmasıyla, ailelerin ortadan kaldırılmasıyla devletler de yok olup gitmektedir. En son imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu bile bir hanedana dayanmakta ve içinde çeşitli ulusları barındırmaktaydı. Osmanlı soyu, İmparatorluğun temel öğesi olarak devletin çatısını oluşturuyordu. Nitekim Osmanlı Hanedanı'nın çöküşü ile beraber İmparatorluk da tarihin derinliklerine gömülmüştür. Türk devletlerinin çok sayıda oluşunun en büyük nedeni, hepsinin soylara ve hanedanlara dayanması ve hiçbirinin ulusal bir devlet olmayışıdır. Aynı ülke veya toplum üzerinde egemenlik sağlayan bir başka sülale hemen baştaki soyu aşağı indirmekte ve kendi egemenliğini ilan ederek kendi adı ile anılan yeni bir devlet kurmaktaydı. Belirli bölgelerde etkin olan aileler bazen merkezden kopmakta ve kendi bölgelerinde yeni bir devlet oluşturmaktaydılar. Türkler eski dönemlerde kendi ulusal devletlerini kurabilseydiler, Türk devletlerinin sayısı bu kadar çok olmazdı.
Tarihte Türklerin kaynağına inildiği zaman, dört bin yıl öncesinin Orta Asya'sına kadar gitmek gerekir. Elde edilen bulgulara göre, Türkler beyaz ve brakisefal, yani geniş kafa yapısına sahip olan bir ırktır. Arkeologların "andronova insanı" dedikleri bu tipin kalıntılarına Orta Asya'da rastlanılmaktadır. Bu ırk, çevresindeki ülkelerde yaşayan dolikesefal, yani uzun kafalı ırklardan kesin çizgilerle ayrılmaktaydı. Sözü edilen proto-Türkler, Tanrı Dağları ile Altay Dağları arasındaki geniş ülkede, bugünkü Çungarya'da yani Doğu Türkistan'ın kuzey kesimlerinde yaşıyorlardı. Bölgenin konumu nedeniyle proto-Türkler ülkelerinin dört bir yanına doğru genişleme eğilimleri göstermekteydiler.
Bu ırk, avcı ve savaşçı bir kavimdi. En kutsal hayvan olarak kartalı kabul ederlerdi. Dağlık bölgelerde yaşayan kavimlerde görülen kartal hayranlığı proto-Türklerde de bulunmaktaydı. Bakırı işlemesini öğrenmişler ve bıçak benzeri aletlerin yapımında kullanmışlardı. Proto-Türk kültürünü temsil ettiği benimsenen Anav'da, bugünkü Türkmenistan'ın başkenti Aşkabad çevresinde ilk kültür tabakasına yaklaşık olarak altı bin yıllık bir geçmiş biçilmiştir. Anav kültürünün dördüncü katı ise milat yıllarına rastlamaktadır. Tarihçiler genel olarak Orta Asya kavimlerinin kültürlerini Anav uygarlığı tabakalarına göre tarihlendirmeye ve bu tabakalarla karşılaştırmaya çalışırlar. Milattan önce iki binlerde Altay'larda uygarlık iyice canlanmakta, çeşitlenmekte ve giderek zenginleşmektedir. Bakırın yanında tunç ve altın işlenmekte, bıçakların yanı sıra yüzük ve bilezik gibi süs eşyası yapılmaktadır. Bu dönemde dünyanın altın merkezi Altaylar görünmekte ve bu endüstriyi proto-Türkler yürütmektedir. Bu kavim sonraki yıllarda Sibirya Ovası’nın güneyine doğru taşmıştır. Milattan önce iki bin yılları kalıntıları Güney Sibirya bölgesinde bulunmuştur. Proto-Türkler göçebe bir kavim olduklarından yerleşik yaşam biçimini ender zamanlarda göstermektedirler.
Proto-Türk sanatında asıl öğe hayvan motifleridir. Bu motifler çok incelikli yöntemlerle işleniyor ve hemen her eşyada kullanılıyordu. Hayvan üslubu göçlerle beraber Kuzey Karadeniz bölgelerine doğru yaygınlık kazanıyordu. Proto-Türkler giderek askeri ve siyasal güç kazanıyor, Moğollar ve Mançular gibi çevrelerinde yaşamakta olan kavimleri egemenlikleri altına alıyorlardı. M.Ö. 1700'lere doğru Çin tarih kaynakları proto-Türkler'den söz etmeye başlarlar. Bunun da nedeni proto-Türk kavimlerinin Çin bölgesini tehdit eder bir duruma gelmeleridir. Türklerin tarih öncesi çağları M.Ö.200'lere kadar uzanmaktadır. Bu yıllarda ortaya Teoman veya Tuman Yabgu adlı bir hükümdar çıkarak çevredeki Türk boylarını bir araya toplar. Tarihte Büyük Türk Hakanlığı denilen büyük ve sürekli Orta Asya İmparatorluğu böylece tarih sahnesine çıkar. Sonraları Oğuz Han denen Mete bu ilk Türk hükümdarı Teoman Yabgu'nun oğludur. Oğuz Han, ilk Türk İmparatorluğu’nun sınırlarını sonraları Pasifik' ten Hazar Denizi'ne, Sibirya buzullarından Çin ve Kuzey Hindistan'a kadar genişletir, Asya Kıtası'nın yarısından fazlasını egemenliği altına alır. Türklerin bu ilk imparatorluğu başındaki hanedanın adı nedeniyle "Kun" veya "Hun" adıyla anılmaktadır. Başlangıçlarda Türk adı Türkçe konuşan kavimlerden birisinin adı idi. Sonradan bütün Türkçe konuşanlara Türk adı verilmiştir. Sözcüğün anlamı "güçlü" demektir ve ilk başlarda "Türük" olarak söylenmekteydi. Bu sözcük ilk kez M.Ö.1400'lerde Çin belgelerinde geçmektedir. Gene Çin tarihinden öğrenildiğine göre Türkler M.Ö. 700'lerde Çin topraklarını ele geçirmeye başlamışlardır.
Türk tarihinin karanlık dönemlerine ait bulunan izler bazı Türk destanlarına yansımıştır. Ergenekon destanında Türklerin düşmanlarınca küçük bir alana sıkıştırıldıktan sonra çoğalmaları, demir madenini eriterek, dışarı çıkmaları ve dünyaya açılmaları konusu Türk tarihi açısından çok önemlidir. Türklerin birçok kavmi egemenlikleri altına alarak büyük imparatorluklar kurmaları en eski çağlarda bile yabancı ulusların dikkatini çekmiş ve tarih belgelerine geçmiştir. Türk tarihi açısından birinci derece kaynak olan Çin belgeleri Türklerin cihangirlik özelliğini açıklamada gerçekçi davranmış ve bunu günümüze yansıtmıştır. Çinlilere göre Türkleri yabancı kavimlere egemen kılan, onların iyi ata binmeleri yani süvarilik karakterleridir. Atlı Türk ordusu o çağların en ileri ve gelişmiş öğesi olarak en geniş ülkeleri ele geçirebilmiştir. Ayrıca Türklerin demir, bakır ve altın gibi madenlere sahip olmaları ve bunları en ileri biçimlerde işleyebilmeleri de onlara üstünlük kazandırmıştır. Atı ve madenleri iyi kullanabilen Türkler, cihangirlik karakterleriyle de kısa zamanda tüm Asya'ya yayılmışlardır. Bu yayılmalar daha sonraki dönemlerde birçok Türk devletini tarih sahnesine getiren en önemli öğe olmuştur.
Türklerin Anayurdu: Orta Asya
Türkler kendi adları ile anılmadan önce proto-Türkler olarak tarih sahnesinde yer almışlar ve daha sonraki her dönemde de bir ya da birkaç devlete sahip olarak bu sahnedeki yerlerini korumasını bilmişlerdir. Türklerin tarihi açısından milattan önce beşinci yüzyıldan öteye gidebilmek kaynak açısından olanaksızdır. Nitekim ilk dönemlerin tarihi de bir kısmı ile destanlar ve efsanelere dayanmaktadır. Kendi anayurtlarında varlıklarını ortaya koyan Türkler daha sonraları göç ettikleri ülkelerde daha etkin bir yaşam düzenine kurdukları devletler aracılığı ile sahip olabilmişlerdir. İklim koşullarındaki büyük değişmeler, susuzluk, kuraklık ve açlık gibi nedenler de Türklerin Orta Asya'dan göç etmelerine neden olmuştur. Pasifikten, Atlas Okyanusu'na kadar çeşitli bölgelerde ve değişik tarihlerde birçok devlet kuran Türklerin anayurdunun Orta Asya olduğu konusunda tüm tarih kaynakları ve otoriteleri birleşmektedir. Bölgenin sınırlarını daha geniş veya dar ele alanlar da vardır. Bölge konusunda var olan anlaşma anayurdun sınırları konusunda yoktur. Fazlasıyla geniş olan bu bölgede zaman içerisinde birçok jeolojik değişmeler gündeme gelmiştir. İç denizler kurumuş, yeni göller ortaya çıkmış, çöller vahalaşmış, vahalar ise çöl olmuştur. Jeolojik değişimler tam olarak belirlenmedikçe, Türklerin anayurdu olan Orta Asya'nın kesin sınırlarını çizebilmek zor olacaktır. İnsanların yaşayışını etkileyen bu jeolojik değişimler yeryüzü tarihinin son dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Orta Asya denen bölgenin doğal sınırları, Kingan dağları Baykal havzası, Altay dağları, Volga ve Hazar havzaları, Hindikuş, Pamir ve Karakurum dağları ile Sarı Irmak havzası ve Karanlık dağlar ile yeniden Kingan dağlarına ulaşan bir çizgi izlemektedir. Türkler bu kadar geniş bir alanı dahi yeterli görmeyerek Asya, Afrika ve Avrupa gibi üç kıtanın önemli bölgelerine göç ederek yerleşmişler, zamanla değişik devletler kurmuşlardır.
"Türk" adı Göktürk birliğini göstermek için Çin kaynaklarında ilk olarak milattan sonra 542 yılında görülmektedir. Daha sonraları Bizans ve Arap kaynaklarında da altıncı yüzyılın sonlarında Göktürk İmparatorluğu'ndan söz ederken "Türk" adı görülmektedir, içinde "Türk" sözcüğünün geçtiği ilk Türkçe metin ise, Orhun abideleri arasında en eski olduğu bilinen Tonyukuk yazıtıdır. Sözcük: Törük-Türük-Türk biçiminde bir evrimden geçmiştir. Türk sözcüğünün kullanılmaya başlandığı altıncı yüzyıldan çok önceleri Türkçe konuşan kavimler ve topluluklar Orta Asya'da var olmuştur. Hun İmparatorluğu ile beraber Türkçe de yayılmaya başlamıştır. Türk dilinin yanı sıra Türk ırkı ile ilgili yapılan araştırmalar da Türklerin tarihi ile ilgili birçok konuyu aydınlığa kavuşturmuştur.
Asıl konumuz, "Türk Devletleri" olduğuna göre Türklerin tarihini devlet açısından incelemekte yarar vardır. Devlet denince belirli koşullardan oluşan örgütlü bir yapıya sahip bir siyasal birlik akla gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında Türk tarihinde bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bazı Türk kavimleri, boyları tarih sahnesinde ortaya çıkmışlar, geniş ülkeler üzerinde uzun zaman egemenlik kurmuşlar, ancak devlet kavramına uygun düşen bir yapı oluşturamamışlardır. Örnek olarak Avarlar, Peçenekler, Kıpçaklar'ı verebiliriz. Genelde Türk tarihinin bir bütün olarak anlaşılabilmesi ve incelenebilmesi açısından Türklerin kurmuş olduğu devletler arasında belirli bölgelere uzunca süre devlet gibi egemen olmuş Türk toplulukları da gözönüne alınmalıdır.
Türk Devletlerinin Sayısı
Hemen her dönemde devlet kuran Türklerin, günümüze kadar kaç devlet kurduğu konusu tartışmalıdır. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında hangi kıstaslara dayanılarak belirlendiği tam olarak anlaşılamayan ve sonradan Cumhurbaşkanlığı forsunda yıldızlarla simgelenen on altı Türk devleti diye bir konu vardır. O zamanlar nasıl belirlendiği günümüzde bile bilinemeyen ve daha sonraki yıllarda da yeterli bilimsel araştırmalara konu olmayan bu sorun, Türklerin geçmişlerine daha bir bilimsel bilinçle baktıkları günümüzde yeniden gündeme gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı forsuna alınan Türk devletleri şu biçimde belirlenmiştir:
1. Büyük Hun İmparatorluğu 2. Batı Hun İmparatorluğu 3. Avrupa Hun İmparatorluğu 4. Akhun İmparatorluğu 5. Göktürk İmparatorluğu 6. Avar İmparatorluğu 7. Hazar İmparatorluğu 8. Uygur Devleti 9. Karahanlılar Devleti 10. Gazneliler Devleti 11. Büyük Selçuklu İmparatorluğu 12. Harzemşahlar Devleti 13. Altınordu Devleti 14. Büyük Timur İmparatorluğu 15. Babür İmparatorluğu 16. Osmanlı İmparatorluğu
Türk tarihi incelendiği zaman bu tablonun çok eksik olduğu anlaşılmaktadır. Tarihte, imparatorluk, devlet, atabeylik, beylik ve hanlık gibi değişik türlerde kurulan Türk devleti sayısı bir ayırıma göre 120, bir başka ayırıma göre de 150 civarındadır. Tarihçilerin değişik kıstaslarla konuya eğilmeleri Türk devletlerinin sayısı konusunda kesin bir rakama ulaşılmasını günümüzde bile engellemektedir. Tüm Türk devletleri ayrı ayrı bölgelerde belirli tarihler arasında bağımsızlıklarını elde etmişler ve egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Değişik kesimlerden gelen tarihçilerin şimdilik üzerinde anlaşabildikleri tek konu Türk devletlerinin sayısının on altının çok üzerinde bulunduğudur. Ne var ki, birisinin devlet olarak benimsediğini diğerleri benimsememekte ve kesin bir sayı üzerinde anlaşabilmek giderek olanaksızlaşmaktadır. Ayrıca bu listede yer alan Batı Hun ve Avrupa Hun İmparatorluklarının aynı devlet olduğu ve Altınordu Devleti'nin bir Türk devleti olmaktan çok bir Moğol devleti olduğu konusunda da bilimsel kuşkular ve itirazlar bulunmaktadır.
Türk tarihi ile ilgili kaynaklar genel boyutlarda tarandığı zaman ortaya 16 değil ama, 116 Türk devleti çıkmaktadır. Bu sayının fazlası vardır, eksiği yoktur. Türkiye'deki tarihçilere sorulduğu zaman onların da çoğunluğunun bu kanıda olduğu görülmektedir. Nitekim bu konuda yazılmış bazı makalelerde bu doğrultuda yorumlar ve açıklamalar göze çarpmaktadır. Kaynaklara göre 116 Türk devleti aşağıdaki gibi bir ayırıma ve sıralamaya göre açıklanabilir.
A. İMPARATORLUKLAR
1. İskit-Saka İmparatorluğu M.Ö. 6. asır - M.S. 2.asır 2. Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. 4. asır - M.S. 48 3. Batı (Avrupa) Hun İmparatorluğu 374 - 469 4. Akhun (Eftalit) İmparatorluğu IV. Asır sonları - 577 5. Göktürk İmparatorluğu 582 - 630 6. Doğu Göktürk İmparatorluğu 582 - 630 7. Batı Göktürk İmparatorluğu 582 - 630 8. II. Göktürk İmparatorluğu 681 - 744 9. Uygur İmparatorluğu 744 - 840 10. Avar İmparatorluğu VI. asır - 805 11. Hazar İmparatorluğu VII. asır - 965 12. Büyük Selçuklu İmparatorluğu 1040 - 1157 13. Harzemşahlar İmparatorluğu 1097 - 1231 14. Timur İmparatorluğu 1370 - 1405 15. Babür İmparatorluğu 1526 - 1858 16. Osmanlı İmparatorluğu 1299 - 1922
B. DEVLETLER
17. Kuzey Hun Devleti 48 - 156 18. Güney Hun Devleti 48 - 216 19. 1. Chao Hun Devleti 304 - 329 (Çin kaynak.adlar) 20. 2. Chao Hun Devleti 328 - 352 (Çin kaynak.adlar) 21. Hsia Hun Devleti 407 - 431 22. Kuzey Liang Hun Devleti 401 - 439 23. Lou-lan Hun Devleti 442 - 460 24. Tabgaç Devleti 386 - 557 25. Doğu Tabgaç Devleti 534 - 557 26. Batı Tabgaç Devleti 534 - 557 27. Cücen Devleti 390 - 545 28. Tukyu Devleti 545 - 658 29. Kuşhan Devleti IV.asır - V.asır 30. Turfan Uygur Devleti 911 - 1368 31. Şato Türk Devleti 907 - 923 32. Tang Şato Türk Devleti 923 - 936 33. Tsin Şato Türk Devleti 937 - 946 (Çin kaynak.adlar) 34. Kan-Çou Uygur Devleti 905 - 1226 35. Türgeş Devleti 717 - 766 36. Karluk Devleti 766 - 1215 37. Kırgız Devleti 840 - 1207 38. Sabar Devleti V.asır - VII.asır 39. Onogur Devleti V.asır - VI. asır 40. Tugurkur Devleti V.asır - VI. asır 41. Uturgur Devleti V.asır - VI. asır 42. Basaraba Türk Devleti Romen devletinin başlangıcı 1330 43. Karahanlılar Devleti 840 - 1042 44. Doğu Karahanlı Devleti 1042 - 1211 45. Batı Karahanlı Devleti 1042 - 1212 46. Oğuz, Yabgu Devleti X.asrın ilk yarısı - 1000 47. Gazneliler Devleti 969 - 1187 48. Suriye Selçuklu Devleti 1092 - 1117 49. Kirman Selçuklu Devleti 1092 - 1187 50. Anadolu Selçuklu Devleti 1157 - 1194 51. Irak Selçuklu Devleti 1157 - 1194 52. Eyyubi Devleti 1171 - 1348 53. Hindistan Türk Devleti 1206 - 1413 (Delhi Türk Sultan.) 54. Mısır Türk Devleti 1250 - 1383 55. Karakoyunlu Devleti 1380 - 1469 56. Akkoyunlu Devleti 1350 - 1502 57. Timurlular Devleti 1405 - 1507
C. BEYLİKLER
58. Uygur Beyliği 8. asır 59. Karluk Beyliği 13. asır 60. Tolunlular Beyliği 868 - 1417 61. Akşidliler Beyliği 935 - 969 62. İzmirliler Beyliği 63. Dilmaçoğulları Beyliği 1085 - 192 64. Danişmentli Beyliği 65. Saltuklu Beyliği 1092 - 1202 66. Sökmenliler Beyliği 1100 - 1207 67. Artuklu Beyliği 1101 - 1409 68. Mengücük Beyliği 1118 - 1183 69. Erbil Beyliği 1146 - 1232 70. Çobanoğulları Beyliği 1227 - 1309 71. Karaman Beyliği 1256 - 1483 72. İnanç Beyliği 1261 - 1368 73. Sahip Ata Beyliği 1275 - 1341 74. Pervane Beyliği 1277 - 1322 75. Menteşe Beyliği 1280 - 1424 76. Çandarlı Beyliği 1292 - 1462 77. Karesi Beyliği 1297 - 1360 78. Germiyan Beyliği 1300 - 1429 79. Hamid Beyliği 1301 - 1423 80. Saruhan Beyliği 1302 - 1410 81. Aydın Beyliği 1308 - 1426 82. Teke Beyliği 1321 - 1390 83. Eratna Beyliği 1335 - 1381 84. Dulkadir Beyliği 1339 - 1521 85. Ramazan Beyliği 1352 - 1608 86. Dobruca Türk Beyliği 1354 - 1417 87. Kadı Burhanettin Beyliği 1381 - 1398 88. Eşref Beyliği 1300 - 1326 89. Berçem Beyliği 12. asır 90. Yaruklular Beyliği 12. asır
D. ATABEYLİKLER
91. Şam Atabeyliği 1117-1154 92. Musul-Halep Atabeyliği 1127-1259 93. Azerbaycan Atabeyliği 1146-1225 94. Fars Atabeyliği 1147-1284
E. HANLIKLAR
95. Büyük Bulgar Hanlığı 630 - 665 96. Volga Bulgar Hanlığı 665 - 1391 97. Tuna Bulgar Hanlığı 681 - 1064 98. Peçenek Hanlığı 860 - 1091 99. Uz Hanlığı 860 - 1068 100. Kuman-Kıpçak Hanlığı 9.asır - 13.asır 101. Özbek Hanlığı 1428 - 1599 102. Kazan Hanlığı 1437 - 1552 103. Kırım Hanlığı 1440 - 1475 104. Kasım Hanlığı 1445 - 1552 105. Astrahan Hanlığı 1466 - 1554 106. Hive Hanlığı 1510 - 1920 107. Sibir Hanlığı 1556 - 1600 108. Buhara Hanlığı 1599 - 1785 109. Kaşgar Hanlığı XV. asır - 1877 110. Hokand Hanlığı 1710 - 1876 111. Türkmenistan Hanlığı 1860 - 1885
F. CUMHURiYETLER
112. Azerbaycan Cumhuriyeti 1918 - 1920 113. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 1. kuruluş 2. kuruluş 3. kuruluş 31 Ağustos 1913 1915 - 1917 1920 - 1923 114. Türkiye Cumhuriyeti 1923 - 115. Hatay Cumhuriyeti 1938 - 1939 116. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 1983
Yıkılma Nedenleri
Tarihteki Türk devletlerine bakıldığı zaman bunların birbirlerini ortadan kaldırdığı, iç çatışmalarla battığı, hanedan kavgaları nedeniyle bazılarının kısa ömürlü olduğu görülmektedir. Türkler çok devlet kurdukları kadar birçok devletin de yıkılmasına neden olmuşlardır. Çok devlet kurmak tarihin olumlu yanı ise, bu kadar çok devletin yıkılmasına neden olmak da olumsuz yanıdır.
Örnek olarak bakıldığında, Saka-İskit İmparatorluğunun, bünyesindeki Orta Asya kavimlerinin çatışmaları ve İran saldırıları ile yıkıldığını; Büyük Hun İmparatorluğu'nun Çin'in siyasal kışkırtmalarına alet olan Türk boyları arasındaki çekişmeler nedeniyle son bulduğunu; Batı Hun İmparatorluğu'nun başka bir Türk boyu olan Siyenpiler tarafından ve bazı iç karışıklıklarla yıkıldığını; Akhunlar İmparatorluğu'nun bir başka Türk boyu olan Göktürklerce yıkıldığını; Göktürk İmparatorluğu'nun gene Çin'in neden olduğu kardeş kavgaları ile yıkıldığını; Avar İmparatorluğu'nun sürekli savaşlarla zayıf kalarak yıkıldığını; Hazar imparatorluğu'nu bir başka Türk boyu Kuman Türklerinin yıktığını; Uygur Devletinin Çin kışkırtmaları ile içeriden parçalandığını; Karahanlıların başka Türk boyları ile savaşarak yıkıldığını ve mirasına Gazneliler ile Selçukluların sahip çıktığını; Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun yıkılışına ise kanlı kardeş kavgalarının neden olduğunu; Anadolu Selçukluları ve Harzemşahlar Devleti'ni Moğolların yıktığını; Altınordu Devleti'ni bir başka Türk imparatoru Timur'un ortadan kaldırdığını; Babür İmparatorluğu'nu ise İngiliz emperyalizminin yıktığını; son olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun da emperyalist ülkelerin oyunları sonucunda parçalanarak yıkıldığını tarih incelendiğinde görmekteyiz.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Selçuklular, Eyyubiler ve sonraları da Osmanlılar Anadolu ile Ortadoğu bölgesini önce Haçlılara sonra da emperyalistlere karşı savunmuşlardır. Sömürgecilik bütün dünyaya yayıldıktan sonra Batılı devletler Osmanlı İmparatorluğu'nu kıskaç içine almışlardı. İmparatorluğun içindeki çeşitli toplumların ayaklanmaları için Batılı uluslar kışkırtmalara başladılar ve ayrılıkçı hareketleri destekleyerek Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasına yardımcı oldular. Önce Avrupa, sonra da Afrika ve Asya'daki imparatorluk toprakları elden çıktı. Sömürgeci devletler son yumruğu indirerek Osmanlı İmparatorluğu'nu tümüyle ortadan kaldırmaya çalışırken, Anadolu'da başlayan ulusal kurtuluş hareketi Türk ulusunu bir kez daha tarih sahnesine çıkarıyor ve zaferlerle başarıya götürerek yeni bir devlete kavuşturuyordu. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın Türk halkının direnme gücü ile başarıya ulaşması yeni devlete giden yolu açıyordu. Böylece Türkler bir devlet yapısı çökerken gene yeni bir devlet yapısını kendilerine hazırlıyorlardı. Tarihte ilk dönemlerden başlayarak günümüze kadar gelen Türk devletleri geleneği korunuyordu.
Tarihteki Türk devletleri konusunu, Atatürk'ün bilime ve gerçekçiliğe dayanan tarih anlayışı çerçevesinde ele almak gerekmektedir. Son yıllarda zaman zaman siyasal slogan biçiminde ele alınan onaltı Türk devleti konusu kamuoyunda ters etkiler yaratmıştır. Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan bu konu devletimize saygı ilkeleri çerçevesinde, bilimsel ve gerçekçi boyutlarda ele alınmalıdır. Burada konu, biraz daha genişletilerek ele alınmaktadır. Tüm kaynakların taranmasıyla ortaya çıkan devlet sayısı 16 değil, 116'dır. Burada ele alınacak Türk devletlerinde aşağıdaki sıra izlenecektir.
1. İskit-Saka İmparatorluğu 2. Büyük Hun İmparatorluğu 3. Batı Hun İmparatorluğu 4. Akhun İmparatorluğu 5. Göktürk İmparatorluğu 6. Avar İmparatorluğu 7. Hazar İmparatorluğu 8. Uygur Devleti 9. Karahanlı Devleti 10. Gazneliler Devleti 11. Büyük Selçuk İmparatorluğu 12. Anadolu Selçuklu Devleti 13. Harzemşahlar Devleti 14. Timur İmparatorluğu 15. Altınordu İmparatorluğu 16. Karakoyunlu Devleti 17. Akkoyunlu Devleti 18. Babür İmparatorluğu 19. Osmanlı İmparatorluğu 20. Azerbaycan Cumhuriyeti 21. Batı Trakya Cumhuriyeti 22. Hatay Cumhuriyeti 23. Türkiye Cumhuriyeti 24. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
|