|
« : Haziran 05, 2008, 03:53:54 ÖÖ »
|
|
xxRuzqaRxx
|
Üye No : 2
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Konu Sayısı : 1921
Mesaj Sayısı : 13 559
Karizma = 57
|
|
|
|
Sümmani'nin gerçek adı Hüseyin olup, babası Kasımoğulları'ndan Hasan'dır 1861 yılında Erzurum ili, Narman ilçesi, Samikale Köyünde doğmuştur. Kendileri bu köye Kafkaslar' dan gelmişlerdir, Babası köyde çobanlıkla geçimini sağlamakta idi Hüseyin 10-11 yaşlarına geldiğinde, babasıyla birlikte çobanlık yapmaya başladı Hüseyin ' in genellikle danalarını otlattığı yer Ablaktaş' tır: Bir gün Şekerli Düzü ' ne hayvanlarını otlatmaya tek başına gider. Hüseyin, kendisine doğru bir atlının geldiğini görür. Atlı, Hüseyin'e selam verir ve adını öğrenmek ister. Çok aç olduğunu söyleyip ondan ekmek ister. Köylerinde nerede misafir olabileceğini sorar. Hüseyin üç arpa ekmeğinin yarısını atlıya verir. O' nun bu cömertliği hoşuna gider ve der ki
-Oğul, sana bir dua öğreteyim. Bu duayı kırk gün okuyacaksın. Yalnız yüz tane taş say, cebine koy. Her okuyuşta bir taş atarsın. Duayı kırk gün okur ve son gün Ablaktaş'a gider. Babası ise Cuma namazını kılmak için köyde kalır. Ablaktaş'taki çeşmenin yanında hayvanlarını otlatmaya bırakır. O da namaz kılmaya niyetlenir. Daha önce babasıyla burada namaz kılarlarmış Namaz vaktini anlamak için de kendilerine bir taş tespit etmişler. Güneş taşa isabet ettiği zaman öğle vakti olduğunu anlarlarmış, O gün de babasıyla yaptığı gibi kendisine taşı nişan eder ve Güneşe bakarken uykuya dalar.
Uykusunda, çeşmenin başında kırk yeşil güvercin görür Güvercinler birden kaybolur ve karşısında üç derviş belirir. Dervişler Hüseyin'e abdest aldırırlar ve birlikte namaza dururlar, Hatta bir dörtlüğünde der ki:
Vardım saf saf olup durmuş divana Ben de el bağlayıp geçtim bir yana Meylimi bağladım gari sübhana O güzel Allah'ı gözler gözlerim
Daha sonra Hüseyin'i ortalarına alıyorlar. Hüseyin bakıyor ki. dervişlerden birinin elinde bir tabla, üç dolu bardak var. Derviş, bunları Hüseyin ' in önüne getiriyor ve
-Hüseyin, bu şerbetlerden bir tanesini iç bakalım. diyor. Hüseyin bardakların içindekileri şerbete benzetemiyor. Kendisini kandırdıklarını. Ona içki içireceklerini sanıyor. Ne kadar zorluyorlarsa da içmiyor Bunun üzerine birisi Hüseyin'in ellerini tutuyor. birisi de parmağını bardağa batırıp Hüseyin'in ağzına sürüyor. Tam bu esnada Hüseyin uykudan uyanıyor. Bakıyor ki. ne derviş var ne de şerbet. Fakat ağzında İnanılmaz bir lezzet hissediyor- Öylece bir daha uykuya dalıyor. Uykuda yine karşısına dervişler çıkıyor Tam eline bardağı alıp içmeye hazırlanıyor ki. dervişler şôyle diyor:
-Oğul. buna aşk badesi derler. Sevdiğin kız aşkınadır. Kızın adı Gülperi'dir. Bedahşan kentinde Şah Abbas'ın kızıdır. Sen Onun. O da senindir. Birbirinize aşık maşuk ' sunuz. Dervişlerden biri Gülperi'nin cemalini gösterir. Üç bardak Hüseyin'e. üç bardak ta Gülperi 'ye verirler. Yeşil mürekkeple yazılı bir kitap okuturlar.
Üç harf okuttular yeşil yapraktan Okudum harfini noktasın tek tek.....
Hüseyin uykudan uyanır ki, ne Gülperi Han var ne de dervişler. Danaları da göremeyince köyün yolunu tutar. Köye varmaya yakın bir atlıyla karşılaşır, -Hüseyin, korkma oğlum, sen ereceğine erdin. Bundan sonra senin mahlasın Sümman, dünyada kavuşmak senin için haram. der. Sümmani, anlam olarak "Sonuncu, sona ait" demektir.
Hüseyin köye varınca annesini,. babasını uyandırır. Babası da ertesi sabah. köylülere, çobanlığı bıraktıklarını söyler. Aradan otuz kırk gün geçer, günler geçtikçe aşkı da ziyadeleşir. Herkes. Onun hastalandığını. cin'e; peri'ye karıştığını sanır. O zamanlar sıra geceleri düzenlenirmiş. Bir akşam babasına yalvarır. gece!:e katılmak İstediğini söyler. Babası da dayanamayıp götürür. Sıra Sümmani'ye gelince. bazı kimseler, O'nun çocuk olduğunu söyleyerek atlamak İsterler. Köylülerin teklifini kabul etmeyerek, türkü söylemek istediğini belirtir ve söze başlar:
Uyandım gafletten oldum perişan Bir nur doğdu alemler oldu ürüşan Selam verdi geldi üç-beş dervişan Lisanları bir hoş sedasın tek tek
Lisanları bir hoş eyler avazı Onlarda mevcuttur ilm-ü el fazı Dediler: Vaktidir kılak namazı Aldılar abdestin edasın tek tek
Aldılar abdesti uyandım habran Aslımız yapılmış hak ü turabtan Üç harf okuttular yeşil yapraktan Okudum harfini noktasın tek tek
Okudum harfini zihnim bu!andı Yalelerim göz göz oldu sulandı Baktım çar etrafa kadeh dolandı Nuş ettim kırkların mahlesin tek tek
Nuş ettim badesin gördüm rengini Tam on sekiz saat sürdüm cengini Yar yüzünde saydım üç beş bengini Halhalın altında hırdasın tek tek
Dediler: Sümmani gel etme meram Adamı çürütür dert ile verem Sen içün dünyada kavuşmak haram Hüdam böyle salmış kalemin tek tek
Koşma bitince köylüler şaşırır. Onun badeli Aşık olduğu anlaşılır. Fakat henüz saz çalmasını bilmemektedir. Babası ile bir gün Erzurum ' a giderler. Burada aşık kahvelerine devam eder. Sazın perdelerini ve tezene tutmasını öğrenir. Her akşam köylüyü toplayıp saz çalar. Günler ayları, aylar yılları kovalar Sümmani köyde duramaz ve sevdiğini aramaya karar verir. Önce KatKaslar'a. oradan İran'a gider. İran- Turan illerini dolaşır. Bedahşah'ı tanıyan, Gülperi'nin adını duyan bir Allah kuluna rastlayamaz Hint, Afgan topraklarına gider. Onun bir gurbeti yaklaşık beş yıl sürmüştür. Günlerden bir gün rüyasında pirini görür. Piri O'na Kırım'a bir geziye çıkmasını söyler. Sümmani yanına sofusunu alıp Kırım yolculuğuna çıkar Kışı Kırımda geçirir. Yaz gelince tekrar köyüne döner. Artık şair, hareket kabiliyetini yavaş yavaş kaybederek duraklama dönemine girmektedir.
Devrin büyük şairlerinden Erbabi'yi mat eder. Başarıları Erzurum Valisinin kulağına kadar gider. Bir süre sonra. Sümmani Pasof' a gider. Aşığı oradan Suskap köyüne Zülali'nin yanına götürürler. O sırada ünü Kars'ı, Ardahan'ı, Erzurum'u kaplamış olan Aşık Şenlik'te oradadır. Üçünden bir atışma İsterler. İlk sözü Sümmani söyler:
Adem Sefiyullah makam-ı peder Cennet' te ihvan bir kere düştü "Sürün'' dedi, mollam takdir-i kader Cennetten dünyaya bir kere düştü
Şenlik:
Hışm-ı nar içinde gülüstan gözü İbrahim Safa'ya bir kere düştü İsmail' e gelen koç kurban kuzu Cennet'ten Mina 'ya bir kere düştü
Zülali: Türaptan bir avuç hak aldı kaddes Bu zemin Ierzeye bir kere düştü Beytullah yerine Beytü'l Mukaddes Kuruldu Kabe'ye bir yere düştü
Sümmani'nin esas amacı, Şenlik ile meydan edilmekti. Günün birinde yine Samikale köyünden, Sefili isminde birisi, Aşık Şenlik'in yaşadığı. Kars'ın Çıldır ilçesinin Suhara Köyü'ne gider. Kendisini Aşık Sümmani olarak tanıtır. Fakat mat olup, sazını bırakarak köyüne geri döner. Bu olaydan hemen sonra Aşık Şenlik, Ardahan'a gider. Aşık Sümmani ile Ahmet Onbaşı da Şenlik'İn köyüne gelirler Orada. yöre İçinde önemli bir konuma sahip olan, Haşimoğulları 'ndan Celal Bey ve Şerif Bey'le karşılaşırlar. Her ikisi de, bir süre önce köye gelip kendisini Sümmani olarak tanıtan aşıktan, Onun Şenlik'le yaptığı karşılaşmadan bahsederler. 0 zaman, Sümmani, kendi şanını kurtarmak için Aşık Şenlik'le karşılaşmak istediğini söyler. Şenlik, Ardahan ' dan köye çağrılır. Neticede bir araya gelirler. Hem tatlı tatlı sohbetler ederler hem de atışırlar. Sonunda yenişemeyip, kardeş olduklarım ilan ederler. Birkaç gün sonra köyüne geri döner. Fakat zaman Gülperi'yi unutturamamıştır. Köylüleri ona rastlayıp konuşturdukları zaman, 0, şu şiirini söyler:
Ervah-ı ezelden Ievh ü kalemden Bu benim bahtımı kara yazdılar Gönül perişandır alev-i alemde Bir günümü yüz bin zara yazdılar
Gönül gülşeninde har oldu deyu Hasretlik ismimde var oldu deyu Sevdiğim, sevdiğin pır oldu deyu Erbab-ı garezler yare yazdılar
Dünyayı sevenler veli değildir Canı terk edenler deli değildir İnsanoğlu gamdan hali değildir Her birini bir efkara yazdılar
Nedir bu sevdanın nihayetinde yadlar gezer yarin vilayetinde Herkes diyarında muhabbetinde Bilmem bizi ne civara yazdılar
Döner mi kavlinden sıdk-ı adıklar Dost ile dost olur bağrı yanıklar Aşk kaydine geçti bunlar aşıklar Sümmani'yi ''Derkenara'' yazdılar
Aşık artık gerileme dönemine girmiştir. Bir gece rüyasında Gülperi. işaret almadan gurbete çıkmaması yolunda tembih eder. Bu duruma çok üzülür. Zaman zaman Erzurum'a gidip gelmektedir. Erzurum. da bulunduğu günler kahvede otururken arkadaş ve dostları sözü eski günlerden açıp. Sümmani'ye Gülperi ile olan aşkını anlattırmak isterler. Artık ihtiyardır. Sazını eline alıp şu şiirini söyler.
Tarih seksen dokuz on bir yaşımda Cem başımda iş birer birer On sekiz yıl sürdü yarin peşinde Akıttım gözümden yaş birer birer
Görmedim dünyada bir şadlık demi Geçti civan ömrüm, gülmem encamı Her boyun sistemi, feleğin kahrı Vurdu her taraftan taş birer birer
Sümmani'yim hani benim otağım? Gün be gün, bulandı dalım, budağım Devroldu devranım, çevrildi çağım Döküldü dihenden diş birer birer
Bir gün gençliğini hatırlayıp aşk badesini içtiği Ablaktaş'a gider. Çobanlığı bıraktığından beri buraya hiç gitmemiştir. Orada oturur, uzun uzun düşünür, çalar, söyler. Artık, sadece kahvelerde çalıp söylemektedir. Bu sıralarda, Gülperi de Sümmani'den haber alamadığına üzülmektedir. Bir gün Bedahşah 'tan tellal çağırttırır. Sümmani'yi aratmak için iki kardeş görevlendirir Sümmani'yi bunlara iyice tarif eder. Aradan günler, ay!ar geçer İki kardeş Kafkas taraflarına gelirler. Birden gözlerine bir adam ilişir. Adamlara Sümmani adında birisi aradıklarını söylerler. Adamlar:
-Biz Onun akrabalarındanız. Sümmani yakında öldü. Gülperi adında bir kızı sevmişti. Bu kızın aşkı için pir elinden bade verilmişti. İşte o vakitten beri. Sümmani Gülperi'nin aşığı olmuştur. Daha ölmeden bir kaç gün evvel rüyasını görmüştü. Günlerce ağladı, son dakikasına kadar Gülperi'nin acılarını çekti. Sonunda Ona hasret gitti.
İki kardeş, Sümmani'nin ölümüne çok üzülürler. Köye dönerler ve doğruyu Gülperi'ye söylemeye karar verirler. Şah'ın sarayına yaklaşırlar, bakarlar ki bir cenaze kalkmaktadır. Bu Gülperi'nin cenazesidir.
Sümmani, Samikale Köyü'nde, 5 Şubat 1915 tarihinde vefat etmiştir.
Der Sümmani tamam oldu muhabbet Biz varalım, siz olasız selamet Kalktı bu karyeden çekildi kısmet Göründü gözüme yol yavaş yavaş
XXXXXXX
El ele vermiş de gelen güzeller Bir Tanrı selamı vermez misiniz? Mevlam sizi süs için mi yaratmış Biz gel demeyince gelmez misiniz?
Karadır kaşınız yaydan nic�olur, Bugün dünya yarın ahret nic�olur Bir gönül yapması yüzbin hac olur Siz gönül yapmasın bilmez misiniz?
Sümmani�yem ey dilyare niderim Başım alıp diyar diyar giderim Yarın mahşer günü dava ederim Siz mahşer yerine gelmez misiniz?
HAKKINDA YAZILANLAR Sümmani nin Hayatı ve Eserleri-Emsal Günaydın
|
|
« Son Düzenleme: Haziran 05, 2008, 03:58:55 ÖÖ Gönderen : [B][R][N] »
|
|
İhtişamlı bi avare
|
|
|
WeBCaNaVaRi Botu
|
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)
Anahtar Kelimeler: Sümmani e-book, Sümmani programı, Sümmani oyunları, Sümmani e-kitap, Sümmani download, Sümmani hikayeleri, Sümmani resimleri, Sümmani haberleri, Sümmani yükle, Sümmani videosu, Sümmani şarkı sözleri, Sümmani msn, Sümmani hileleri, Sümmani scripti, Sümmani filmi, Sümmani ödevleri, Sümmani yemek tarifleri, Sümmani driverları, Sümmani smf, Sümmani gsm
|
|
|