|
|
|
Osteoporoz kelimesi, latince "osteo (kemik)" ve "poroz (gözenekli)" kelimelerinden oluşur, gözenekli kemik demektir. Osteoporoz kemiğin kütlesinin azalması ve kemik ince yapısının bozulmasıyla kemiği kolay kırılabilir yapan bir hastalıktır. Halk arasında kemik erimesi olarak bilinmektedir.
Kemiklerimiz, ayakta durabilmeyi, hareket edebilmeyi mümkün kılarak bize hareket özgürlüğü veren, hayati organlarımızı ( beyin kalp, akciğer) dış etkenlerden bir zırh gibi koruyan, kanımızın yapıldığı, vücudumuzdaki kalsiyum, mağnezyum, fosfor gibi elementlerin deposu olan bir dokudur.
Kemik yaşayan, ve sürekli yıkılıp yeniden yapılan bir organdır. Eskimiş kemik, bazı hücreler tarafından ortadan kaldırılır, diğer bazı hücreler ise yeni kemik yaparlar, yapım ile yıkım arasında bir denge vardır, bu denge önceleri kemik miktarının sabit kalmasını temin eder. Yaşlanma, kadınlarda menopoz ( adetten kesilme) gibi estrojen hormonu eksikliği halleri, yeterli kalsiyum alınmaması vs sonucu kemik yıkımı, yapımından daha fazla olduğunda kemik dokusu giderek azalır, bu arada kemiğin ince yapısında da değişiklikler olur ve kemik kolay kırılabilir hale gelir.
Kemik gelişimi anne karnında başlar ve ergenlik çağına kadar gelişiminin çoğunu tamamlar, gelişim 30 yaşına kadar devam eder. Hamilelikte yeterli kalsiyum alınmazsa, bebek, kemikleri kalsiyumdan fakir olarak doğar.
-Çocuklukta ve gençlikte; - Yeterli kalsiyum almama (süt ve süt ürünleri kullanmama), - Dengeli beslenmeme, - D vitamini yoksunluğu( Deriye direk yeterli güneş ışınları teması olmaması) - Hareketsiz yaşam, Kemik kütlesinin az ve gelişmesinin sağlıksız oluşuna neden olur. Çocukluktan itibaren alınacak kalsiyumdan zengin gıdalar, büyüme sırasında güçlü kemiklerin oluşmasını sağlar, çünkü vücuda alınan kalsiyumunun %99'u kemiklere ve dişlere yerleşir, geri kalanı da kanda bulunur.
Kadınlarda kadınlık hormonu (estrojen), kemiğin yıkılmasını önler. Erkeklerde erkeklik hormonu testosteron) kemik yapımını uyarır. Kemik kaybı 35 yaşından sonra yavaş da olsa başlar, kadınlarda 45 - 50 yaşında menopozla birlikte estrojenin artık yapılamaması kemiğin hızla kaybına neden olur bu kayıp menopoz sonrasındaki 5 yıl içinde en fazladır.
Yaşlanma sırasında da çeşitli faktörler kemiklerin yıkımını kolaylaştırır. Yaşlanan kadın ve erkekte uzun yaşamanın bir bedeli olarak osteoporoz kaçınılmaz olarak oluşur. Kadınlarda menopozla zaten kemiğin bir kısmı kaybedilmiş olduğundan, yaşlanmanın olumsuz etkisi daha belirgindir. Bu nedenle Osteoporoz halk arasında bir kadın hastalığı olarak bilinir, oysa OSTEOPOROZ ERKEKLERİN DE HASTALIĞIDIR. Genç erkeklerin %10'unda çeşitli nedenlerle osteoporoz vardır. Yaşlanma ile erkeklerde, erkeklik hormonu azalır, 65 yaş sonrasında osteoporoz riski, kadınlardakine yakındır. Her üç kadından ve beş erkekten birinde, 60 yaş sonrasında osteoporoz vardır. (Şekillerde yaşla kemiklerde meydana gelen değişim görülmektedir )
Hastalık, belirti vermeksizin kemik kaybı yaptığından SESSİZ HIRSIZ diye adlandırılır, Ağrı sızı gibi bir bulgusu yoktur, kemikler kaybedilirken bunun farkına varamayız.
Osteoporozda, omurgada (bel kemiği) kemik yükseklikleri azalarak, boy kısalması, kamburlaşma, sırt ağrıları, göğüs kafesinde şekil değişikliği, küçülme olur, burada yerleşmiş kalp ve akciğer normal çalışamaz. Leğen kemiği ile göğüs kafesi birbirine yaklaşır, karın boşluğu da küçülür, barsak ve mide fonksiyonları bozulur.
O halde osteoporoz sadece kırıklarla hareket özgürlüğümüzü kısıtlamakla kalmaz , diğer birçok yaşamsal fonksiyonumuzu da indirekt olarak etkiler.
Hastalığın önemi neden olduğu kırıklardır, omurga, kalça ve kolda kırıklar sıklıkla oluşur. Kalça kırıkları özellikle yaşlılarda sıktır ve ameliyat gerektirir, dolayısıyla çok önemlidir.Ameliyat öncesi, sonrası ve ameliyat sırasında olası komplikasyonlar bu hastaların çoğunun ölmesine neden olur, hastalar bu süreçte hayatta kalabilseler bile, çok önemli kısmı yürüyemez, tekerlekli sandalyeye veya koltuk değneğine bağımlı, günlük aktivitelerini yapabilmek için bir başkasının yardımına muhtaç hale gelirler. Ameliyat süreci komplikasyonsuz geçse bile, osteoporotik kemiğin kaynaması ve iyileşmesi güç olur.
OSTEOPOROZ ÖNLENEBİLİR BİR HASTALIKTIR
Güçlü ve yeterli miktarda oluşmuş kemiğin ileri yaşlarda kaybı, iyi gelişmemiş bir kemiğe göre daha zor olur. Bunun için daha anne karnında iken bile bebeğin kemiklerinin yeterli kalsiyumla beslenmesini sağlamak için, anne adayları yeterli miktarda kalsiyum içeren gıdaları almalıdır.
Bazı faktörler insanları osteoporoza yatkın yapar Osteoporoz için Risk Faktörleri Kadın cinsiyet, Kadınlarda: Adet düzensizliği veya adet görmeme, geç ergenlik, erken menapoz, fazla sayıda hamilelik ve uzun emzirme dönemi vs) Minyon yapıda olma, Ebeveynde osteoporoz oluşu Aşırı zayıflık Düşük kalsiyumlu diyetle beslenme Güneş ışığına maruziyet azlığı ( D vitamini eksikliği yaptığından ) Sigara kullanımı Fazla Alkol Tüketimi Fazla kafein ( kahve) tüketimi Hareketsiz yaşam Çeşitli hastalıklar Bazı ilaçlar (ör. Kortizonlu ilaçlar)
OSTEOPOROZ KÜRESEL BİR SAĞLIK PROBLEMİDİR.
Sağlık koşullarının bütün dünyada ve ülkemizde de daha iyileşmiş olması, yaşayan yaşlı nüfusun artmasına neden olduğundan, bu yaşlı nüfus arttıkça osteoporotik hasta sayısı da giderek artacaktır. Osteoporoz görülme sıklığı 50 yaşlardaki kadınlarda % 5 iken, 85 yaşlarda % 50 lere kadar artmaktadır, 2000 yılında dünyada 65 yaş üzerindekilerin sayısı 323 milyon iken, 2050 yılında 1 555 milyon olacaktır. Osteoporoza bağlı kırıklardan ölüm olasılığı 50 yaşında bir kadında meme kanserinden ölme olasılığına eşit olup, normal bir kadının ölme olasılığından 2.5 katı daha fazladır.
HASTALIĞIN TANISI, Kemik kütlesinin ölçülmesi ile yapılır . Bu işlem rahatsızlık vermeyen, 15 dakika süren bir ölçüm yöntemidir. Doktorlar bu ölçümün gerekip gerekmediğine karar verildiğinde yapılır. Tedavi alanlarda da tedavi sonucunu görmek için 1-1.5 yıldan önce ölçüm tekrarlanmamalıdır.
Hastalığın tedavisi için elimizde ilaçlar mevcuttur, ama her birey için daha önemli olan hastalık ortaya çıkmadan, korunmak için gerekli tedbirlerin alınmasıdır,
Osteoporozdan korunmak için neler yapılmalıdır?
Çocukluktan itibaren yenilen gıdalar dikkatle seçilmelidir. Donmuş gıdaların ( Bunları koruma amaçlı kullanılan katkı maddeleri, kalsiyumu bağlıyarak vücut tarafından kullanılmasına mani olur), kolalı- gazlı içeceklerin, et ağırlıklı gıdaların fazla tüketilmemesi, kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerinin tüketiminin artırılması, sigara içilmemesi, alkol kullanılmaması, hareketli bir yaşam tarzı seçilmesi, güneş ışığından yeteri kadar istifade edilmesi (D vitamini kalsiyumun vücuda alınabilmesi için şarttır, D vitamini derimizde inaktif olarak bulunur, güneş ışığı ile aktive olur), osteoporozu önlemek için gereklidir.
Ülkemizde süt ürünleri tüketimi arzu edilen düzeylerde olmadığından çocuklarda kemik yoğunluğu düşük bulunmaktadır. Yetişkinler de kemiklerini korumak için yeterli oranda süt ürünleri tüketmediklerinden yeterli kalsiyum almamaktadır, ayrıca kapalı giyim tarzı nedeniyle kadınlarımız genç yaşlardan itibaren güneş ışığından yeterli şekilde istifade edememekte ve sonuçta D vitamini eksikliği ile osteoporoz menapozdan çok daha erken yaşlarda başlamaktadır.
Süt ve süt ürünleri, kalsiyum yanında, kemik sağlığı için gerekli magnezyum, fosfor, potasyum ve protein gibi besin öğelerini de içerir. Sebzeler ve tahıllar da kalsiyum açısından zengin ise de, 3 - 4 bardak sütte bulunan kalsiyum, ancak 11 - 14 porsiyon tahılda veya sebzede vardır.
Her gün mutlaka sağlıklı süt içilmelidir.
Bir bardak sütte (200 ml), yaklaşık 200-220 mg kalsiyum vardır. Sütteki kalsiyum-fosfor sadece kemik değil, diş sağlığı açısından da çok önemlidir.
GÜNLÜK KALSİYUM GEREKSİNİMİ 0-6 ay Anne Sütü( 210 mg ) 1 Bardak süt 6-12 ay Anne Sütü ( 270 mg 1 bardak süt Çocuklar (1 - 10 yaş arası) 800 - 1200 mg. 4-5 bardak süt Gençler (11 - 24 yaş arası) 1200 - 1500 mg. 6-8 bardak süt Erişkinler ( 19 - 65 yaş arası) 1000 mg. 4 bardak süt Hamile ve emziren kadınlar 1200 - 1500 mg. 6-8 bardak süt Yaşlı, 65 + yaş 1500 mg. 8 bardak süt
ÇEŞİTLİ GIDA MADDELERİNDEKİ KALSİYUM MİKTARLARI Meyva ve Sebzeler mg Ispanak 95 Asma Yaprağı 392 Kereviz 43 Bakla ( taze) 43 Soğan ( kuru) 27 Soğan (Yeşil ) 51 Nohut 150 Bamya 92 Lahana ( kara) 116 Ceviz 99 Kivi 100 Portakal 41 Süt Ürünleri ( mg) olarak İnek Sütü (Yağsız) 125 İnek sütü (Yağlı ) 199 Koyun Sütü 193 Yoğurt yağlı 111 Beyaz peynir (Yağlı) 162 Beyaz Peynir (Yağsız ) 96 Kaşar peyniri 700 Krem peyniri 80 İsviçre Peyniri 906 Chedar peyniri 682 Dondurma 78
Fiziksel aktivite sağlıklı kemikler için çok önemlidir Kemik yapan hücreler ayakta durma, yürüme, merdiven çıkma, dans etme, sıçrama, futbol, tenis, voleybol, basketbol gibi sporlarla uyarılır, kemik kütlesi artar. Yetişkinlerin ve çocukların günü oturarak çalışma, TV seyretme veya bilgisayarla geçirmeleri kemik kaybını artırır. Sağlıklı ortamlarda çocukların oyun oynamaları daha güçlü, sağlıklı kemiklere sahip olmalarını sağlar. Düzenli egzersiz, kasları güçlendirir, denge yeteneğini artırır ve özellikle Yaşlılarda kas gücünü artırarak düşmeleri önler, kırık oluşunu azaltır.
|