|
|
|
Balkanlar Avrupa ve dünya tarihinde önemli bir rol oynamış olan Balkanlar, Türkiye’nin dış politikası içinde de özel bir yere sahiptir. Bu durum, Türkiye’nin de Balkanlar’ın ayrılmaz bir parçası olmasından kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede, Balkanlar’da barış ve istikrarın korunması Türkiye için hayati önem taşımaktadır. Türkiye, bir bölge ülkesi olarak, Balkan ülkeleri ile ikili ilişkilerine özel önem vermektedir. Türkiye’nin, bölge ülkeleriyle sahip olduğu, bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı ve içişlerine karışmama prensipleri üzerine kurulmuş köklü iyi komşuluk ilişkileri, ikili ilişkilerin her alanda daha geliştirilmesi bakımından uygun bir ortam sağlamaktadır. Balkanlar Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısıdır. Türkiye ve diğer Balkan ülkeleri halkları arasında önemli bağlar mevcuttur. Çeşitli Balkan ülkelerinde soydaş toplulukları yaşamaktadır. Diğer yandan, ataları, ebeveynleri ve/veya kendileri Balkan yarımadasının değişik bölgelerinden Türkiye’ye göç etmiş vatandaşlarımız bulunmaktadır. Bu nedenle, Balkanlar’da ortaya çıkan bunalımlar, başta Türkiye’ye yönelik mülteci akımına yol açması üzere Türkiye bakımından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu itibarla Türkiye, Balkanlar’ın geleceğini etkileyebilecek gelişmelerle yakından ilgilenmektedir. Bosna-Hersek ve Kosova krizleri sırasında kan dökülmesinin ve etnik temizliğin engellenmesi amacıyla yürütülen uluslararası faaliyetlerde ön planda yer almasının nedeni de budur. Türkiye, eski Yugoslavya’nın pek çok bölgesinde, sivillerin can güvenliğinin ve esenliğinin sağlanması amacıyla yürütülen faaliyetlere, asker, polis ve gözlemci katkısı sağlamaya da devam etmektedir. Türkiye, savaştan zarar görmüş Balkan ülkelerine, savaş yaralarını sarabilmeleri için önemli miktarda yardım da sağlamıştır. Türkiye, ikili çabalarına ek olarak, Balkanlar’da yumuşama, barış ve istikrarın sağlanması amacıyla bölgesel düzeyde de gayret göstermektedir. Türkiye’nin, Güneydoğu Avrupa Ülkeleri (GDAÜ) İşbirliği Süreci ve Güneydoğu Avrupa Çok Uluslu Barış Gücü (GAÇBG) gibi önemli girişimlerin hayata geçirilmesinde oynadığı rol, Balkan ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesine ve Balkanlar’da kalıcı bir barış içinde birlikte yaşama anlayışının yerleşmesine verdiği önemin göstergesidir. Türkiye, bu çerçevede, bölgesindeki ekonomik süreçlerde de üzerine düşen rolü oynamakta kararlı olup, bu çerçevede Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı (İP) ve Güneydoğu Avrupa İşbirliği Girişimi (SECI) içinde de faal bir siyaset takip etmektedir. Türkiye, uluslararası ilişkilerin ve işbirliğinin ekonomik ve siyasi boyutlarının birbirinden ayrılamayacağı düşüncesiyle, bölgenin kendi içinden çıkan tek süreç konumunda bulunan ve bölge ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliğini geliştirme ve Güneydoğu Avrupa’ya kalıcı istikrar getirme yönündeki iradelerinin sembolü olan GDAÜ İşbirliği Süreci ile Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı arasındaki eşgüdümün geliştirilerek devam ettirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Türkiye, “Balkanlar” kelimesinin uzun zamandır beraber anıldığı ve olumsuzluklar içeren anlamdan artık kurtarılarak, “karşılıklı saygı” ve “barış içinde birlikte varolma” gibi kavramları simgeler hale getirilmesi zamanının geldiğine inanmaktadır. Balkan ülkelerinin herbirinin ekonomik kalkınmışlık seviyesi ve yaşam standartı, bölgenin güvenliği ve istikrarına doğrudan etki etmektedir. Bu çerçevede, bölgenin güneydoğu köşesi sosyal ve ekonomik karışıklık içine düşerse Avrupa’nın bütününde istikrar ve güvenlikten bahsetmek de mümkün olamayacaktır. Bu nedenle, Türkiye, Avrupa-Atlantik ve Avrupa kurumlarının, kalıcı barışı, istikrarı ve refahı sağlamak amacıyla Balkanlar bölgesini kucaklaması ve bölgenin çok çeşitli tarihi mirasını Avrupa kültür ve medeniyetinin kurucu unsurları olarak kabul etmesi zamanının geldiğine inanmaktadır. 2.II. BALKAN ÜLKELERİYLE İLİŞKİLER 2.II.a. Türkiye - Arnavutluk İlişkileri Türkiye ile Arnavutluk arasındaki yakın dostluk, siyasi tercihlerin ötesinde, paylaşılan ortak tarihi, insani ve kültürel mirastan kaynaklanmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, iki ülke arasındaki ilişkiler mükemmel düzeyde seyretmektedir. Yoğun gündemine rağmen ilişkilerde hiçbir siyasi sorun bulunmamaktadır. İkili ilişkilerin en önemli veçhelerinden birini askeri ilişkiler oluşturmaktadır. Türkiye ile Arnavutluk arasındaki askeri ilişkiler gerçekten de yüksek bir düzeye erişmiştir. Türkiye’nin lojistik ve eğitim alanlarındaki desteği, Arnavutluk ordusunun NATO standartlarına ulaşmasına katkıda bulunmaktadır. Diğer taraftan, iki ülke ekonomik ilişkilerinin daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye, Arnavutluk’u Balkanlar’ın barış ve istikrarı için önemli bir ülke olarak görmekte ve bu alandaki katkılarını takdirle karşılamaktadır. Aynı zamanda, Türkiye, Arnavutluk’un Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme sürecinde kaydettiği ilerlemeden memnuniyet duymaktadır. Türkiye, Arnavutluk’un bu hedefe yönelik çabalarına destek vermeyi sürdürecektir. 2.II.b. Türkiye - Bosna-Hersek İlişkileri İki ülke arasında mevcut derin tarihi bağlar dolayısıyla, Bosna-Hersek Türk dış politikasında özel bir yer tutan ülkeler arasında olmuştur. Türkiye uluslararası alanda tanınmış sınırları içersinde Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğünün, egemenliğinin ve bağımsızlığının korunması suretiyle çok etnili ve çok kültürlü statüsünün yeniden kurulmasının önemli olduğuna inanmaktadır. Türkiye, Barışı Uygulama Konseyi ve Yönlendirme Kurulunun bir üyesi olarak Dayton Barış Anlaşmasının tam olarak uygulanmasını başlangıçtan itibaren desteklemiştir. Türkiye, Dayton Barış Anlaşmasının hayata geçirilmesindeki gerçek sorumluluk, yetki ve otorite ile Bosna-Hersek’in bir barış ve refah ülkesine dönüştürülmesi sorumluluğunun Bosna-Hersek halkına ait olduğunu düşünmektedir. 2.II.c. Türkiye - Bulgaristan İlişkileri Türkiye ve Bulgaristan arasındaki ilişkiler, bu ülkedeki yeni rejimin, eski liderliğin Bulgaristan’da yaşayan Türk azınlığa yönelik baskıcı politikalarını terketmesi ile son on yıllık dönemde nitel bir gelişme sergilemiş, iki ülke arasında her düzeydeki temasların sayısı artmış, uzun süredir varolan bazı ikili sorunlar çözüme kavuşturulmuştur. Buna ek olarak, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilebilmesi için gerekli hukuki çerçeve tamamlanmış ve bu sayede bu alanlarda önemli gelişme kaydedilmiştir. Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’nın NATO üyeliklerini Parlamentosunda kabul ettiği bir yasa ile destekleyen tek ülke olarak, 2002 yılı Kasım ayında Prag’da yapılan zirvede bu ülkelerin NATO üyeliği için davet almalarını memnuniyetle karşılamıştır. 2.II.d. Türkiye - Hırvatistan İlişkileri Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ikili siyasi ilişkiler geçtiğimiz yıllarda kaydadeğer ölçüde geliştirilmiştir. Bunda karşılıklı üst düzey ziyaretlerin de önemli rolü vardır. Türkiye, Hırvatistan’ın demokratikleşme süreci, mülteci dönüşleri, özelleştirme, ekonominin yeniden yapılandırılması alanlarındaki ve Avrupa-Atlantik kurumları ile bütünleşme yönündeki çaba ve kazanımlarını takdirle karşılamakta, aynı zamanda, Hırvatistan’ın Balkanlar’da kalıcı barış ve istikrar ortamının korunmasına yönelik politikalarına değer vermektedir. 2.II.e. Türkiye - Makedonya Cumhuriyeti İlişkileri Türkiye ve Makedonya iki ülke arasındaki tarihi ve kültürel bağlara dayanarak geçtiğimiz yıllarda yakın ve dostça ilişkiler geliştirmiştir. Türkiye, Makedonya Cumhuriyeti’nin güvenliğine, istikrarına, refahına ve toprak bütünlüğüne büyük önem vermekte olup,13 Ağustos 2001’de imzalanan “Çerçeve Anlaşması”nı ve anlaşma uyarınca yapılan anayasal değişikliklerin kabulünü memnuniyetle karşılamıştır. Türkiye, “Çerçeve Anlaşması”nın ruhuna uygun olarak, Makedonya’daki Türk azınlığın hakça temsiline büyük önem atfetmektedir. Türkiye, Çerçeve Anlaşması uyarınca silahların toplanmasını denetlemek ve ülkede güvenlik ortamını sağlamak amaçlı NATO operasyonlarına katkıda bulunmakta, ayrıca Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Makedonya Gözlem Misyonuna da personel sağlamaktadır. Türkiye AB’nin Makedonya’daki NATO Misyonu’nu devralmasından sonra NATO destekli AB Operasyonu’na (Concordia) da katılmaktadır. Türkiye, Makedonya’nın uzlaşmaya ve şiddet olaylarının tekrarlanmamasına yönelik çabalarını desteklemeye devam edecektir. Türkiye aynı zamanda Makedonya’nın Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumları ile bütünleşme çabalarını ve bugüne kadarki kazanımlarını takdirle karşılamakta ve desteklemeye devam etmektedir. 2.II.f. Türkiye - Romanya İlişkileri Günümüzde Türk-Romen ilişkileri mükemmel bir düzeyde seyretmektedir. Bunun temelinde, paylaşılan uzun bir ortak geçmiş yatmaktadır. İkili ilişkilerin ulaştığı mükemmel düzeye karşın, özellikle ekonomik alanda bu ilişkilerin daha da ileriye götürülmesi olanağı mevcuttur. Türkiye, Romanya’yı Balkanlar’ın barış ve istikrarı için önemli bir ülke olarak görmekte ve bu alandaki katkılarını takdirle karşılamaktadır. Aynı zamanda, Türkiye, Romanya’nın Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme yolunda kaydettiği ilerlemeden memnuniyet duymaktadır. Türkiye, Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyeliklerini Parlamentosunda kabul ettiği bir yasa ile destekleyen tek ülke olarak, 2002 yılı Kasım ayında Prag’da yapılan zirvede bu ülkelerin NATO üyeliği için davet almalarını memnuniyetle karşılamıştır. 2.II.g. Türkiye - Slovenya İlişkileri Türkiye, Slovenya ile ilişkilerin geliştirilmesine önem atfetmektedir. Türkiye ve Slovenya dış politikalarında, barış, istikrar, iyi komşuluk ile ikili ve çok-taraflı işbirliğine dayanan ekonomik gelişme gibi, ortak hedefleri paylaşmaktadırlar. Her iki ülke de Avrupa ülküsüne inanmaktadır. 2.II.h. Türkiye – Sırbistan ve Karadağ İlişkileri Türkiye, yakın komşu olarak gördüğü Sırbistan ve Karadağ ile olan ilişkilerine daima büyük önem vermiştir. Türkiye, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Parlamentosu’nun Şubat 2003’te Anayasal Şart’ı kabul etmesi üzerine Sırbistan ve Karadağ adını alan yeni Devlet Birliği’nin, Balkanlar’ın esenlik, huzur ve istikrarına katkıda bulunmasını temenni etmekte, yakın dostluk ve işbirliği ilişkilerini idame ettirmek istemektedir. Kosova: Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1244 sayılı kararının eksiksiz uygulanmasına destek vermekte, KFOR, UNMIK ve AGİT Misyonu’na asker, polis ve uzmanlar sağlayarak Kosova’nın güvenlik ve istikrarına katkıda bulunmaktadır. Türkiye bölgeyle yüzyıllardır süregelen tarihi ve kültürel bağları dolayısıyla, Kosova ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmektedir. Bu bağlamda, Türk azınlığın kazanılmış haklarının korunmasına ve Kosova’nın siyasi ve idari yapılarında adil ve hakça temsiline ülkemizce büyük önem atfedilmektedir. 2.II.i. Güneydoğu Avrupa Ülkeleri (GDAÜ) İşbirliği Süreci Türkiye, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Makedonya Cumhuriyeti, Romanya, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın tam, Hırvatistan’ın da gözlemci üye olarak katıldığı Güneydoğu Avrupa Ülkeleri (GDAÜ) İşbirliği Süreci, bölge ülkelerinin kendi aralarındaki işbirliğini geliştirme ve Güneydoğu Avrupa’ya kalıcı istikrar getirme yönündeki iradelerinin sembolüdür. Türkiye, bölgesel konuların ele alınarak bölgesel çözüm yollarının üretilebileceği bir üst düzey siyasî işbirliği forumu olarak gördüğü GDAÜ İşbirliği Süreci'ne, bölgenin kendi içinden çıkan tek işbirliği süreci olması nedeniyle özel önem vermektedir. Türkiye, GDAÜ İşbriliği Süreci ile Güneydoğu Avrupa İstikrar paktı arasındaki koordinasyonun geliştirilerek devam ettirilmesi gerektiğine inanmakatdır. (GDAÜ İşbirliği Süreci Çeşme Üçlü Zirvesi, 14-15 Mayıs 2002) 2.II.j. Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı (İP) Türkiye, uluslararası toplumun Balkanlar’daki kırılgan duruma kalıcı bir çözüm yaratmaya yönelik bir yüklenimi olarak değerlendirdiği Güneydoğu Avrupa İstikrar Paktı’nı (İP) en başından beri desteklemektedir. Ancak, baştaki iyimser havanın ardından, halihazırda, Pakt’ın yeni bir yapılandırmaya gereksinim duyduğu hususu genel kabul görmektedir. Türkiye, AB’nin bu bağlamda ön almaya ve ek sorumluluk üstlenmeye hazırlandığını görmekten memnuniyet duymakta, ancak, İstikrar Paktı’nın başarı için gereksinim duyduğu yeni yapılanma konusunda bölge ülkelerine de danışılması gerektiğini düşünmektedir. Türkiye, GDAÜ İşbirliği Süreci ile Güneydoğu Avrupa İstikrar paktı arasındaki koordinasyonun geliştirilerek devam ettirilmesi gerektiğine inanmaktadır.
|