Kusursuz bir cinâyet nasıl işlenir?

Kusursuz bir cinâyetin başarıya ulaşması için îtinâyla gizlenmiş bir özne görevini üstlenecek kusursuz bir câniye ihtiyaç vardır. Câninin kusursuz bir zekâya sahip olmasına da ise hacet yoktur. İnsanlığa dair kusurları bünyesinde barındırıyor olması kâfidir.

Sözü geçen câni, hayatında hiçbir cümleye gerçek bir özne olamamanın verdiği hırsla hareket ederek, maskesiyle ve eldivenleriyle yüzünü ve ellerini, yalan ile de ruhunun ve vicdânının eksikliklerini gidererek görevini îfa etmek için harekete geçer.

Kurban doğru seçilmelidir. Mümkünse tepeden tırnağa insan olmalı, tebârüz etmiş vasıflarının ahlâk ve vicdan olmasına özen gösterilmelidir. Kötülüğe kötülükle mukâbele etmeyecek bir ruha sahip olması ise câni açısından daha avantajlı bir durum oluşturacaktır.

Bütün eksiklikler giderilip kurban da seçildikten sonra sinsice kurbana yaklaşılır. İlk merhâle hayatına dâhil olmaktır. Sonrası ise câninin ustalığına kalmıştır.

Zayıf ve yalnız kaldığı ânlarda yanında bulunarak kurbanda bir vefâ ve sadâkat duygusu oluşturmak başarıyla uygulanabilecek bir metoddur. Böylelikle kurbanda aşırı bir güven duygusu oluşacak ve kusursuz cinâyetin sağlam bir temel üstüne oturması sağlanacaktır.

Zamanla kurban gibi davranılacak ve onun üzerinde kendine benzeyen bir insan hissi oluşturulacaktır. Beraber ağlanıp beraber gülünecek, onun dertleriyle dertlenilecek, mutluluklarıyla mutlu olunacaktır.

Kusursuz bir câninin en büyük silahı ve kurtarıcısı yalandır. Zîra kurbanın taşıdığı evsaflar münâsebetiyle daha evvel de benzer bir kusursuz cinayetin mağduru ve maktulü olması muhtemeldir.

Ve bu ihtimal, zaman zaman kurbanda katil hakkında şüphe uyandırabilir.

Böyle zamanlarda ise câninin en büyük silahını, yani yalanı kullanması elzemdir.

En mühim olan ise câninin sabırla doğru zamanı beklemesidir. Kusursuz planı başarı ile neticelendirmek için sabır şarttır. Kurbanın güveni tam olarak sağlanmadan harekete geçilmemelidir. En doğru zaman kurban ile birlikte yürünülen yolun son adımları, çıkılan merdivenlerin son basamaklarıdır. İlk ve doğru fırsat kollanmalı, kurbanın arkasını ilk dönüşünde darbe sırtından vurulmalıdır. Sırtından vurulmalıdır çünkü aldığı darbenin şiddetiyle kurbanın gözleri daha iyi görmeye başlayacak ve ilerleyen zamanda katilini tanıması ihtimali doğacaktır. Bu da bir intikam tehlikesi doğurabilir. Hem böylesi kurban için daha acı verici olacak, toparlanması daha zor olup bu da katile zaman kazandıracaktır.

Planın başarıya ulaşmasının akabinde olay mahalli âcilen terk edilecektir hiçbir iz bırakmadan.

Ve son olarak, katil olmanın verdiği pişkinlik ve samimiyetsizlikle kurbanın âdalet beklediği Tanrı’dan af dilenecektir.

Çağımızda yüksek bir mahâretin ürünü olarak algılanan kusursuz cinâyetler, hakîkatte ise sefâlete tekâbül eder.

Bugün kusursuz bir câni yüksek bir dehâya sahip olmakla mükâfatlandırılırken, hakîkatte kurban üzerinde nefsi öldürmek için geçerken soluklanılan bir durak kadar bile iz bırakamamanın verdiği ıstırapla yaşamaya mahkûmdur.

Ve bu yaşadığımız çağın, onun algılarının ahlâksızlığıdır.

Bak o ‘insan’lara!

Ne mi yapıyorlar?

Bol kusurlu cinâyetler işliyorlar olay mahallinde parmak izlerini bırakarak…

Seviyorlar…

Severek öldürüyorlar…

İz bırakıyorlar…

İlerde beni uyuz eden bi arkadaşımı katletmek istersem dikkate alırım teşekkürler

Rica ederim Ben de zaten o amaçlı bir arkadaşım varsa belki bir faydam dokunur diye paylaştım

Harika Bigün mutlaka işime yarıcaktır Paylaşım için teşekkürler