Her şey Alex'in yeni bir kasabaya taşınması ile başlar. Taşındığı gün Christina ile yolları kesişiyor ve tesadüfler tam bu noktada başlıyor. Önce Alex'in eline kitap geçiyor, sonra işaretler, yetenekler ve grubun diğer üyeleri...

Kitap Merlin'in büyü kitabıydı eğer yanlış hatırlamıyorsam. Üzerinde de işaretler vardı. Her bir işaret grup üyelerinin yeteneklerini temsil ediyor. Alex, Christian ve diğerleri (isimlerini hatırlamıyorum) kitabı Lucas ve adamlarından korumakla görevli. Yani seçilmiş kişiler. Bu süreçte kitap onlarla konuşuyor, bilgilendiriyor, eğitiyor ve Lucas ile karşı karşıya kaldıklarında onları alt ediyorlar.

Kitapta görsel kullanılması hoşuma giden durumlardan biri. Dili basit geldi bana. Pek bir akıcılığı yoktu bana göre. Bir çok fantastik kitap okumuş biri olarak bana pek hitap etmedi bu kitap.

Bu kitap başka bir yazarın kaleminden yazılsa nasıl olur bilmiyorum ama ben pek başarılı bulamadım. Anlatımı basit ve sanki makale okurmuş gibi hissettim ben. Bilimsel geldi bana. Kurguyu pek yansıtamamışlar fikrimce.

Kitapta karakterlerin birbirlerine aşık olması çok çabuk gelişti. Hani dedim ne oluyoruz, atlı mı kovalıyor peşinizden Dediğim gibi bana pek hitap etmedi kitap. Ama zevkler ve renkler tartışılmaz tabi. Merak eden varsa bir şans verilebilir, ama öyle çokta büyük bir beklenti içine girmeyin derim.

Sevgili Börülce , Kayıp Kız'ı okudunuz mu ?

Allah hiç okunacak kitaplarımızı eksik etmesin

Dün gece harika çapkın ile yarınlar için kitabını bitirdim. Bencede harika serisinde en çok hoşuma gidenler bu karakterler oldu benim içinde. Yarınlar için kitabını okurken zaman girdi araya ama en sonunda bitti. O da güzel bi seri gibi. İlk kitabından sonra ikinciye başlayacağım akşam

Rule (Dövmeli Adamlar Serisi, #1) Jay Crownover

Rule hayatım senii bana da yollarlar mı acaba ? Kitap çok ilgi çekiciydi Rule'de öyle 

Akıcı güzel fazla bir karışıklığın olmadığı hoş bir kitaptı. Sadece Rule'un Shaw'a ilk başlardaki tutumuyla bir anda farklı bir ortamda farklı bir kıyafetle gördükten sonra oluşan tutumunu hızlı buldum. Yani onu öyle gördükten sonra bir anda hiçbir kıza yaklaşamaması biraz garipti açıkçası. Shaw çok tatlıydı Rule'u etraftaki herkese karşı savunması ona olan aşkı aralarındaki diyaloglar çok tatlılardı   Tavsiyemdiir 

"Yirmi iki yaşındasın Rule. Ne zaman büyüyüp şımarık bir ergen gibi davranmayı bırakacaksın?”
“On dokuz yaşındasın Shaw. Seksen iki yaşındaki büyükannem bile senden daha aktif bir sosyal yaşama sahip ve sanırım daha az tutucu.” 

"Çamaşırhanede Archer ikizlerinden biriyle karşılaştım dövmeli olan. Acaba shaw o çocuğun numarasını senden alabilir miyim?"
"Başkalarının bulunduğu bir ortamda bulunduğumuz için şanslısın yoksa şuan yüzüne arka arkaya yumruk atıyor olurdum. O benim! eğer yanına bile yaklaşırsan dedektif bürosu parçalarını yıllar boyu toplamak zorunda kalır"  -shaw'ın içinden canavar çıktıı- 

"İşte kalbim Shaw ellerinde ve yemin ederim sen ona dokunan ilk ve son kişi olacaksın."

Amiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin

Ölümsüz-Tanja Heitmann

Adam'ın içindeki iblis Lea'yı Adam'a hediye etmiştir ve Lea'yı da iblis yapmasını söylemektedir.Adam Lea'dan uzak durmaya çalışır.Lea'nın da dönüşmesini istemez.Kitabı sevdiğimi söyleyebilirim.Romantik bir kitap okuyacağımı düşünürken resmen bir macera kitabı okudum.Kitabın arka kapağında yazılan "Bir vampire aşık olabilir misiniz?" cümlesine inanmayın çünkü bu kitapta vampirlerle ilgili fazla bir şey yoktu.Adam'ın vampir olduğuna bile inanamadım. Vampirden çok iblis kelimesi geçti kitapta.Kitabın sevdiğim bir tarafı da aralarda Adam'ın da düşüncelerinin yer almasıydı.Beni yanıltan bir kitap oldu.Okumanızı tavsiye ederim.

Amiiinnn hem de nasıl Amiiiiinnnn

Bu kitap bu kadar sıkıcı olmak zorunda mıydı? Hayır nasıl bu kadar ödül aldı şaşırdım doğrusu. 250 Sayfa da can sıkıntısından ölüm resmen. Sonlara doğru biraz hareket kazandı ama yine de sıkıcıydı. Okuduğum zamana yazık oldu.
17 Yıl önce işlenmiş bir cinayet yıllar sonra gün yüzüne çıkıyor. Soğuk bir kış gününde kim olduğu belli olmayan bir kadın cesedi buluyorlar. Ve halk aralarında para toplayıp isimsiz kadına bir mezar yapıyorlar. Adına da bakire diyorlar. -Mezarın adının bakire olmasıyla alakası yok. Çünkü kız öldürülmeden önce hamileydi-
Mezarın doğaüstü özellikleri olduğuna inanılıyor. Hastalıkları iyileştirildiğine inanılıyor. Bunu duyan çevre sakinleri de mezara akın ediyor. Bundan rahatsız olan Abby ise bu noktada harekete geçiyor. Kızın kim olduğunu peşine düşüyor ve öğrendiği gerçekler onu tepe taklak ediyor.
Abby'nin 17 yıl önce sevdiği adam Mitch'in babası kıza o zamanda tecavüz etmiş. Kız da bebekten vazgeçmeyince onu doğurmaya karar vermiş. Kızın hamile olduğundan Mitch'in babasının ve annesinin haberi var. Kimse olayları duymasın diye kızı bodrum gibi bir yerde saklı tutmuşlar. Kız doğumu yapınca Mitch'in annesi kızı çırılçıplak soyup karın ortasına bırakmış ve kız oracıkta ölüvermiş.
Yani kısacası sahipsiz mezarın sahibi Sarah adında temizliğe giden bir gündelikçiymiş. Ne hazin son öyle değil mi?
Bütün bu sır perdesini son bölümlerde öğreniyorsunuz. Ve ilk bölümlerde pek bir şey olduğu yok. O yüzden bana sıkıcı geldi. Bu kitabı okuyup da farklı düşünenler ya da benim gibi düşünenler varsa yorumlarınızı bekliyorum.