
Öncelikle karakterlerin yaşına bakıp orta yaşlı karakterleri olan kitapları okumayanlar bu kitaptan uzak dursun.
Çünkü karakterlerimiz kırk yaşında .Bize göre kız kurusu olabilir ama onlara göre daha evlenme yaşına yeni gelmiş.

Baş karakterimiz Sabrina çok çalışkan işine kendini adamış ve etrafındakilere -öncelikle ailesine- kendini kabul ettirmeye çalışan
ama kendine pekte güveni olmayan bir kadın.Bir kadın dergisinde çalışıyor ve bir gün patronu Elaine ona ilginç bir görev veriyor.Elaine Dr. Victoria Huber’in
Kırk Yaşını Aşmış Bekâr Çalışan Kadın: Masallardaki Mutlu Son için Umutsuz Arayış adındaki kitabına takmış durumda ve
Sementa dan altı ay içerisinde zengin kültürlü ve yakışıklı biriyle tanışıp onunla evlenerek o yazarın kitabındaki fikirlerinin gerçekçi olmadığını
kanıtlayacak bir yazı yazmasını istiyor.Sementa daha önce de nişanlanmış ama nişanlısı Sementa çocuk istediği için son anda vazgeçmiş.
Ve patronu onu başka bir şehre gönderiyor.Orada tanıştığı iki kişiden çok hoşlanıyor.javier zeki yakışıklı bir salsa hocası ama
Sementa için uygun değil çünkü bir çatı ustası .Robert ise eski bir avukat ve işadamı ama Sementa bir türlü ona tam olarak ısınamıyor.
Ve ikisi arasında kararsız kalıyor.Sementa o kadar çok çevresinin etkisinde kalıyorki sevdiği insanı bile reddediyor ve Annesinin ve patronunun
kabul edebileceği yakışıklı ve zeki ama sadece arkadaş olarak ilgilenebileceği Roberti seçiyor.Ama işler pekte umduğu gibi gitmiyor
Kitap biraz da insanın kendine güvenmesi ve kalbini dinlemesi adına güzel mesajlar veriyor.Bazı bölümlerinde gülüp bazen de hüzünleneceğiniz güzel bir kitap.
Ben biraz Sophie Kinsella kitaplarına benzettim .Kitabı beğendim boş zamanlarınızda okuyabileceğiniz bir kitap tavsiye ederim.

------------
Elaine ayağa kalktı ve odada hızla koşuşturmaya başladı. Onun gibi, ufacık 38 beden vücutları, benim gibi
normal ebatlardaki kadınlarınki kadar organı barındıramayacak derecede küçük olan kadınların yanında
kendimi hep uyuşuk bir dev gibi hissetmişimdir. Elaine gibi kadınlar bir şekilde bağırsak ya da karaciğerleri olmadan
idare edebiliyor olmalıydılar.---------------
Dans etmeye başladık. Bıyıklı Yalnız Salsero, ciddi bir iz peşinde Saddam Hüseyin gibi yanımızdan salınarak
geçti. Kimsenin ona en ufak bir ilgi bile gösterdiği yoktu.-----------
Günlerdir ne bir e-posta, ne bir telefon gelmişti.Postadan el ilanı bile çıkmamıştı. Kredi kartı şirketleri
bile beni bir şeyler göndermeye değer bulmamıştı.Sabahtan beri bir saattir boş bilgisayar ekranına bakıyor,
ve tek bir kelime bile yazamadan öylece duruyordum. O kadar yalnızdım ki Microsoft Word’te yardım
için çıkan ataçla sohbet etmeye başlamıştım. Biraz tek taraflı bir sohbet de olsa, varoluşumun zirvesine ulaştığım çok açıktı.