Avcı-Jennifer L.Armentrout

  Eveet seriyi bu kitapla birlikte noktalamış bulunuyorum kitap canavarları artık bundan sonrasında gelsin spoilerlar gitsin spoilerlar  Seri bitti bitmesine ama benim içimde hiç öyle burukluk olmadı çünkü artık Alex&Aiden'ın önünde hiç bir zaman düşünemeyecekleri kadar uzuuun ve mutlu bir ömür var vee bunun bir kısmını hatta büyük bir kısmını tabiki Seth'e borçlular Boşuna sevmiyorum bu çocuğu ben ya gerçekten karşımda olsa 'oyy kurban olduğumun yarattığı' diyip boynuna atlarım o derece 

  Öhöm neyse Seth konusuna daha sonra dönücem şimdi kitaba geçiyorum, kitap yine çok akıcı bir şekilde okundu bitti ama ben sanırım daha bomba etkisi yaratacak olaylar bekliyordum finale göre önce onu belirtmeliyim biraz daha kovalamacalı,gerginlik yaratmacalı bişey olsaydı keşke diye geçirdim içimden..Kitap Alex'in Ares'in saldırısından sonra Apollo'nun oğlunun müdahalesiyle iyileşmesi sonucu uyanmasıyla başlıyor, ama bu kısımlarda Alex'de bir tuhaflık var onu fark ediyoruz Alex'in tarifiyle kızımızın 'içi bomboş' efendim, açıkçası bu durum sonuca kavuşmadan önce 'yok artık travma sonrası duygusal çöküntü mü yaşıyor gerçekten bunca işin gücün arasında' demiştim lakin ki durum öyle değilmiş kızın günahını almışım  Güneş Tanrımız Apollocuğumuz (kendisi bu kitaptan önce de Yunan Tanrıları arasında favorimdi) hemen olaya müdahale edip düzeltiyor çok şükür. Alex'in içinin boş olmasının sebebi ise sinsi Ares tabi ki ! Bu arada bizimkiler kendi ordularını kurmak için gönüllü aradıkları sırada Alex Apollyon bağı sayesinde  birşey hissediyor, ta ta taaam tabiki Seth yakınlarda  Hatta bu sahneyi size bir alıntıyla ve bir gifle yaşatmak istiyorum;

 ''O geldi.'' dedim Aiden'a titrek bir fısıltıyla ''Seth geldi.''
Tabi ben bu kısımlarda tam bir fangirl edasıyla el çırparak 'Seth Seth Seth' diyorum ve aşağıdaki gifteki gibi oluyorum


  Hımhım tamam Seth'i görmenin sevincini bir kenara bırakıp devam ediyoruz, Seth Ares'in yaptıklarından dolayı çok kızgındır ve sonunda Lucian ve Ares tarafından kullanıldığını anlayarak çok pişman ve kendini suçlar şekilde Alex'in yanına gelir ve Alex'e kendi gücünü aktarmayı onu Tanrı Katiline dönüştürmeyi teklif eder çünkü kendisi İlk olsa da bu işin altından kalkamayacağını Alex'in ise güçlü ve iyi bir insan olduğunu gücü hak ettiğini düşünmektedir. Ayrıca barışma hediyesi olarak Alex'e pislik Lucian'ı da getirmiştir. Gerçi onun ölümü çok acısız oldu biraz acı çekse daha çok tatmin olurdum  Bundan sonrasında ise Tanrı Katili meselesi çözüldüğü için Ares'in dikkatini dağıtıp Avcıları ve Alex'i yönetecek savaştan anlayan birine ihtiyaç duyarlar ve aradıkları cevap ise Titan Perses'tir. Yalnız Perses'i kendi saflarına katmak öyle kolay bir iş değildir önce 'Hades'le bir anlaşma yapmaları gerekmektedir, Hades bu iyilik karşısında Aiden'ın ruhunu ölümden sonra kendisine hizmet etmek için ister. Evet evet evet çok üzücü sevgili Aiden'cılar ama tabiki Seth yine imdadımıza yetişip sonradan bu durumu hallediyor 
 
  Yeraltı dünyasından Perses'i kurtarma kısımları yine benim en çok hoşuma giden kısımlar oldu ben niyeyse Hades'in diyarını pek bir seviyorum...daha sonra ise hazırlıklar,planlar programlar,antremanlarla geçiyor. Ares'i haklamaya gittikleri sırada bir kayıp veriyorlar ama bu kayba üzülmedim aksine oley 'Caleb ve Olivia kavuştu' dedim bunu itiraf ediyim Ve 2 kitaptır varlığından haberdar olduğumuz Alex'in babasını kızın karşısında kanlı canlı görüyoruz, oralar pek bir duygusaldı :/ Daha sonrasında ise Seth ve Alex güç aktarımını tamamlayıp Savaş Tanrısı Alex'i öldürüveriyorlar. Ölmek için yalvarsa işkence edebilseler çok hoşuma giderdi açıkçası  Neyse bundan sonra sevindirici bir olay daha gerçekleşiyor Melezler ve Safkanlar arasındaki sınıf ayrımını ortadan kaldırmayı başarıyorlar ama tek pürüz Alex'in Tanrı Katili olduğu için öldürülmüş olması...Evet malesef yanlış duymadık kızımız Hades'in ölüler diyarında Aiden'sız olmaktan dolayı için için üzülüyor ama sakın korkmuyoruz kahramanımız Seth tanrılarla anlaşma yapıp onları birleştirmenin yolunu buluyor veee mutlu sooon 

  E tabi Seth'in bu fedakarlığını ve bu kitaptaki durgun,kendini suçlayan hallerini okudukça onun serisini daha bi merakla bekliyorum, ayrıca onun da mutlu olmasını canı gönülden diliyorum..Ama Jen'cim erken çıkar şu kitabı lütfen dayanamayız vallahi:D


"Frankenstein'a benziyorum."
"Çok güzelsin."
"Saçı kuaförlük okulundan terk biri tarafından kesilmiş bir Frankenstein'a hem de."
Gözlerimiz yine buluştu. "Benim gözümde hiç şu ankinden güzel olmamıştın."
"Gözlerini bir doktora göster sen."
Hafifçe gülümsedi. "Sen de kafanı göster."

***

Ona bakıp gözlerimi kıstım ve boştaki elimi kaldırıp burnumun kemerini kaşıdım... tabii orta parmağımla.

***

''Bunların hiçbirini istememiştim.'' dedi Seth. Gözlerini tekrar açmıştı ve o gözlerdeki ıstırabı görmezden gelmek olanaksızdı. Bu türden, kenarları jilet keskinliğinde bir acının ardında bekleyen sadece iki şey vardı: öfke ve gerçek. ''Bunlara asla izin vermezdim. Sana öyle yapacağını bilmiyordum.''

***

Birisi arkamızdan genzini temizledi, sonra Apollo konuştu. ''Siz ikinize inanamıyorum. Gören de içeride bir tanrıyı bekletmiyorsunuz falan sanır.''

***

"Beni hiç bırakma Seth, olur mu? Lütfen. Tek başıma olmak istemiyorum."
"Yalnız değilsin." Seth beni kollarına aldı, bağrına bastı. "Yalnız değilsin." Gözyaşları gerçekten benimkilerle bir olmuştu. "Yalnız değilsin. Hiç de olmayacaksın, meleğim. Sana söz veriyorum. Asla..."

***

''Seth'e çok şey borçluyuz.''
''Her şeyi. Her şeyimizi ona borçluyuz.''