0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Işitmenin Niteliği  (Okunma Sayısı: 705 Kere Okundu.)
« : Mart 23, 2012, 01:15:04 ÖS »

Anqel*
*
Üye No : 21465
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 5208
Mesaj Sayısı : 17 796
Karizma = 50130


İşitmenin gerçekleşebilmesi bir takım koşullara bağlıdır.bunlar;
a) sesin olması
b) sesin kulağa ulaşması
c) o sesin insan kulağının alım gücü içindeolması
d) işitme geçit yolunu(dış,orta,iç kulak)aşması
e) işitme merkezine ulaşması ve algılanmasıdır.

Ses; katı, sıvı, gaz türündeki cisimlerin titreşmesinden oluşan bir enerjidir. Titreşimden oluşan ses enerjisi uygun iletken ortamda hareket eden dalgalar halinde yayılır. Yayılma sesin kaynağından itibaren her yöne doğru olur. Buna ses dalgalarının küresel özelliği denir. Sesin belirli bazı özellikleri vardır.

Şiddet : Bir çisim durup dururken kendiliğinden titreşmez. Onun moleküllerine etkileyecek bir başka gücün olması gerekir. İşte o cismi titreştiren güç sesin bir özelliğini belirler ve etkiler. Bu özelliğe şiddet denilmektedir.buna sesin gücü duyulabilirligide denilmektedir.

Perde : Cisimlerin bir saniyede titreşim sayısı sesin perde özelliğini oluşturur. Bir cismin bir saniyedeki titreşim sayısı frekans, cps, hz olarak adlandırılır. Sesin bu özelliğine bulan alman fizik bilginin soyadının ik ve son harflerinden oluşan Hz.günümüzde giderek daha yaygın kullanılır olmaktadır. Titreşim sayısı fazla olan sesler tiz, ince; titreşim sayısı az olan sesler ise pes, kalın olur.

Tını : Tınnet, ton, nitelik sözlerinin eş anlamlı olarak kullanıldığı bu özellik aynı perde ve aynı şiddette olan seslerin birbirinden ayırt edebilmesini sağlar. Her titreşim asıl kaynağından ayrılmadan önce kendi cismi içinde bir takım etkileşimde bulunur.Buna seselim(rezonans)denir. Titreşen her cisim seslerin özellği farklı olduğundan seslerin ayırt edici özellği ortaya çıkar. Böylece Ahmet’in Ali’nin Sevgi’nin, Yasemin’in seslerini birbirinden ayırt edebiliriz.

Sesin diğer özellikleri : Ses dalgaları asıl kaynağından uzaklaştıkça şiddetinden kaybeder. Bu, uzalıkla ters orantılıdır. Uzaklık arttıkça sesin gücü azalır. Ses dalgalar halinde yayıldığından uyarıcılığı ona bağlıdır, geçicidir. Bir ses dalgası geldiği anda yakalanırsa duyulur. Sonra kaybolur. İşitme duyu organı sürekli ve istemsiz olarak çalışarak bu eksikliği kapatmaya çalışır. Ses dalgaları yayılırken bir engele çarparsa kırılır, yön geğiştirir. Çarpma ve kırılma dik açı biçiminde olursa yankı denilen olay olur. Ses dalgaları her kırılmada gücünden bir miktar kaybeder. Delikli tuğla ve benzeri yapı malzemeleri bu tür fazla kırılma sağladıkları için ses yalıtan, ses soğurucu malzeme olarak bilinir. Ses dalgaları yönlendirilebilmektedir. Doğal olarak küresel dağıldıkları halde megafon ve benzeri araçlarla daha çok kısmı belirli bir yöne gönderilebilmektedir. Ses dalgaları bir akım türünden bir başka akım türüne dönüştürülebilmektedir. Telefon , radyo ve televizyonda hava titreşimi önce elektrik akımına sonra elektrik akımından hava titreşimine dönüştürülmektedir. Ses dalgalarının bir başka özelliği depolanabilmeleridir. Plak ve bant kayıtları bunun örneğidir.

Sesin Kulağa Ulaşması

İşitmenin gerçekleştirilebilmesi için ses dalgalarının var olması yetmiyor. O dalgaların insana ulaşması gerekmektedir. Ses esas kaynağından çıkınca iletken bir ortam gerekmektedir. Hava boşluğu olursa ses yayılmaz. Sesin kaynağı ile insan kulağı arasındaki uzaklık ses dalgasının gücü zayıflamadan ulaşabileceği kadar olmalıdır. Ayrıca sesin kaynağından çıkışındaki gücüde o uzaklıkta kaybolmayacak düzeyde olmalıdır. Ses kaynağı ile insan kulağı araında yaılmayı önleyecek bir engelin bulunmaması da gerekir. Yayılmayı önleyen örnek pek çoktur. Duvar, pencere, dolap, tahta vb. Hatta şiddeti fazla olan ses zayıf sesler için bir engeldir.

İnsan Kulağının Ses Alım Gücü

İnsan kulağı şiddet ve perde yönünden belirli ölçülerdeki sesi almaya uygundur. Sınırları sayı olarak tek ve kesin biçimde ortaya konulmuş değildir. On değişik kaynaktan alınan perde sınırları 16 ile 20.000 arasında görülmektedir. Buna göre insan kulağı 16 dan daha az 20.000 den daha fazla titreşimli sesleri alamamaktadır. Oysa başka canlılar çok daha fazla titreşimli sesleri alablmektedir. Şiddet yönünden bakıldığında şiddet ölçü birimi olan dB(desibel) ölçüsüyle yüzden fazla olan sesler işitilmekten çok sancı olarak duyulmaktadır.

Sesin işitme geçit yolunu aşması
İnsanın işitmelik sınırları içinde olup kulağa gelen sesin dış kulak, orta kulak, içkulak ve ordan işitme sinirleriyle beyindeki merkeze iletilmesi gerekir. İşitme geçit yolu diye adlandırılan.bu yol kulağın yapısını esas alarak daha iyi açıklanabilir.kulak genellikle 3 kısm da incelenmektedir.

Dış Kulak:

Kulak kepçesiyle kulak zarına kadar uzanan 25 mm kadar uzunluktaki kulak yolu diye adlandırılan kısımlardan oluşur. Kulak kepçesi genellikle kulak diye adlandırılan, kıvrımlı kıkırdaklardan oluşmaktadır. Kulak yolu kulak kepçesinin iç orta kısmından, şakaktan içeri doğru engebeli olarak uzanan ve kulak zarı diye adlandırılan yerde biten bir yoldur.
Dış kulağın işitmedeki görevi ses dalgalarının orta kulağa iletmek yada ulaşmasında aracılık etmektir.yapısında ortaya çıkabilecek anormallikler kulak yolunun kuılak kiriyle kapanması yada içine yabancı nesne kaçması gibi umulmadık durumlar dışında işitmeye fazla engel olmaz yada işitme özürü nedeni olmaz.

Orta Kulak

Kulak zarının gerisinde küçücük bir oda olup üç zar, üç kemikçik ve bir açık kanalı vardır. Zarlardan biri 1 cm2 yüzeyli kulak zarıdır. Diğeri iç kulağın orta kulağa bakan kısımda güzengi kemiği ile temasta olan 3 mm2 lik yüzeyli oval pencere zarıdır. Üçüncü zar yine iç kulağın orta kısmına gelen yüzünde, oval pencerinin altında düşen kısmında yuvarlak pencere diye bilinen penceriyi kaplayan zardır. Kemikçikler çekiç örs ve özengi adlandırıyla bilinir. Çekiç, kulak zarına, üzengi oval pencereye bağlantılı olup, örs kemiği ikisi arasında bağlantı sağlar. Kemikçikler birbirlerine oynaklı eklemlerle bağlantılı olup kaldıraç sistemi ile hareket ederler. Orta kulağa açılan bir yol daha vardır.
Bu orta kulakla boğaz boşluğunun birbirine bağlıyan östaki borusudur. Östaki borusu yoluyla orta kulak boşluğundaki hava basıncı ayarlanır.

Orta kulak işitme olayındaki görevi dış kulak yoluyla gelen ses dalgalarının kulak zarından alıp, oval pencereye, iç kulağa iletmektedir. Bu görevinden dolayı orta kulağa iletim mekanizması diyenler vardır. Bu iletim pek basit bir iletim değildir. Kemikçikler titreşirken gereğinde ayarlama yaparlar. Kemikçikler, bir yandan çok şiddetli titreşimleri ancak kendilerinin iletebileceği kadarını iletmekle, aşırı seslerden bir tür koruyuculuk görevi yaparlar. Öte yandan, kuılak zarını 1 cm2 lik yüzeyinden aldıkları titreşim ve basıncı oval 3 mm üstteki yüzeyine iletirken dış kulaktan gelen zayıf sesleri 20- 30 kat kadar şiddetlendirme olağına sahiptirler.
Zarların duyarlılığı, esnek kemikçikleri hareket iletisini yitirmemiş olmaz, orta kulak boşoluğundaki hava basıncının uygunluğu işitme için önemlidir.
Dış kulak yoluyla kulak zarına kadar gelmiş olan ses dalgalarını iç kulağa işiletilmesini engelleyecek zedeleme işitme için önemlidir.

İç Kulak

İç kulak yarım daire kanalları ve salyangoz diye adlandırılan kısımlardan oluşan bir labirenttir. İç kulak iki pencereyle orta kulağa açılır. Bunlar daha öncede belirtilen oval ve yuvarlak penceredir. Yarım daire kanalları vücudun dengesi ile ilgilidir. İşitme olayıyla ilgili kısım salyangozdur. Oval ve yuvarlak pencereler salyangozun dış kısmındadır. Salyangozun kendini kendi merkezi etrafında iki buçuk defa kıvrım yapan bir kanaldır. Kanal başlangıçta geniş, sonuna doğru gittikçe daralan, uzun, konik bir boru biçimindedir. Kanal orta yerinden bir zarla ikiye bölünmüştür. Bölüntü uç-tepe noktasında bir açıklık bırakır. Kanalın içi sıvıyla doludur. Kanalın üst kısmı oval pencereyle, alt kısmı yuvarlak pencereyle bağlantılıdır. Kanalın iki kısımının ortasında korti diye adlandırılan bir organ vardır. Sıvıya geçmiş olan titreşimleri alan işime sinirlerinin uçları korti organında bulunur.

İşitme olayında özengi kemiği aracılığıyla titreşimi alan oval pencere zar bunları kanaldaki sıvıya iletir. Korti boşluğundaki sinir uçları sıvının titreşiminden etkilenir. Burada titreşimler sinir akımına dönüşür. Sinir uçları yoluyla alınan titreşimler, sekizinci çift diye bilinen sinirle beyine iletilir.

İç kulağa kadr gelmiş olan titreşimlerin iç kulaktaki sinirler yoluyla beyne iletilmesi olanaksız olursa işitme gerçekleşmez. Kortideki sinir uçlarında ve işitme sinirlerindeki bir bozukuluk işitmeyi engeller.

İşitme Merkezi

Beynin iki yarı küresinde şakak bölgesinin korteks tabakasında iki işitme merkezi vardır. Her iki kulaktan çıkan işitme sinirleri iki merkeze gider. İşitmede beynin görevi büyüktür. Ses dalgaları beyne bir tür sinir atımı yada sinir titreşimi olarak gelir. Bunlara anlam kazandırmak hangi tür titreşimin ne sesi olduğunu ayırdetmek beynin görevidir. Beyin titreşimleri alır, sınıflar, yorumlar ve anlam verir. Bu algılama sonucunu beynin diğer bölgelerinine aktarır. Beynin her iki yarı küresindeki merkezde oluşan bir zedelenme işitmeyi etkiler.

TERİM – TANIM

Terimler

Yayında ve konuşma dilinde işitme özürüne ilişkin çok ve değişik terimlere rastlanmaktadır. Sağır, dilsiz, hem sağır hem dilsiz , ahraz, ağır işiten, ağır duyan, lal, samut,tat, iletsel işitme özürü, sinirsel sağırlık, merkezi sağırlık, psikolojik sağırlık, karışık sağırlık, anadan doğma sağırlık, sağırlık-sürdite,anacusis, total sağırlık, tam sağır, top sağır, kazancı sağırlığı,mutuzim,afasia, otizm, işitme engelli vb. Gibi 13- 15 Mayıs 1991 tarihlerinde toplanan I. Özel Eğitim Konseyi İşitme engelli ve işitme engelliler terimini benimsemiştir.

Bu terimlerin doğru kullanılması bu konuda yeterli bilgiye sahip olmaya bağlıdır. Bu terimler tanım ve sınıflama konularında yer yer açıklanacaktır.

Tanımlarda kullanılan özür birinci ünitede açıklanan zedelenme, yetersizlik tanım ve kavramlarının sonucu olarak ortaya çıkan durum için kullanılmaktadır.Bunların tekrar hatırlanması yararlı olacaktır.

Tanım

Terimlerdeki farklılık tanımda da görülmektedir. Yapılan bir incelemede birbirinden oldukça farklı yedi işitme özürü tanımına rastlanmıştır (9). Bu farklılıklar konuya değişik bilim dallarından değişik bilim adamlarının bakış açılarından kaynaklanmaktadır.

Eğitimci ve özel eğitimcilerin kendi aralarındaki iletişim ve kavram karışıklığını önleye bilmek için ortak bir tanımda karar kılmalarında yarar vardır. Böylesi bir rolü oynayabilceği umulan bir tanım ve açıklama aşağıda verilmiştir.

İşitme Kaybı

İşitme testi sonucunda belli bir bireyin aldığı sonuçlar, kabul edilen normal işitme değerlerinden, belirli derecede farklı olduğunda, işitme kaybı (6.a) ortaya çıkmaktadır.

İşitme Özürü

İşitme duyarlılığının kişinin gelişim, uyum- özellikle iletişimdeki görevleri yeterince yerine getiremeyişinden ortaya çıkan duruma işitme özürü denir.

İşitme Özürlüler

Bu tanımlamarda geçen işitme duyarlığıyla, gerekli düzenlemelerden sonra insan kulağının işitme sınırları içinde (16-20.000 Hz. Ve 0.110 dB ) olan sesli uyaranları alıp ona tepkide bulunabilme kasdedilmektedir. Yine tanımda geçen iletişim ile sözlü iletişim senbollerinin alınıp algılanması ve algılanan uyarana uygun tepkilerin sözlü iletişim senbolleriyle mesaj halinde cevap verebilmesi kastedilmektedir. Tanımdaki görevleri yeterince yerine getirme ile, sesli uyaranları normal ortamda algılayarak, uyaranlara normal ortamda uygun tepkide bulunabilme kastedilmektedir.

SINIFLANDIRMA

İşitme özürü değişik temel etkenler dikkate alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu etkenler; özürün derecesi, özürün oluş zamanı, özürünün nedeni, özürün yeri, özürün oluş biçimi ve özürün süregenliğidir. Bu etkenlere bağlı sınıflandırma bir özet çizelge halinde şöyle gösterilebilir.

Temel etkenler Sınıflandırma sistemi

İşitme özürünün;

1- Derecesi (İşitme Kaybı) a- Sağır-ağır işiten
b- Çok ağır-ağır-orta-az-çok az
c- A,B,C,D,E,F
2- Oluş zamanı Doğuştan-Sonradan
3- Nedeni a- Doğuştan-edinilmiş,kazanılmış
b- İrsi nedenler- sonraki nedenler,
edinilmiş nedenler
4- Yeri İletimsel-Sinirsel-Merkezi-karma
5- Oluş biçimi Birden-giderek
6- Süregenliği Geçici-kalıcı

İşitme Kaybına Göre Sınıflandırma

Türkiye’de özel eğitimde daha çok özürün derecesine göre yapılan sınıflama ve tanımla kullanılmaktadır.

Bugün, Milli Eğitim Bakanlığınca kullanılan yönetmelikte işitme özürlüler iki kümeye ayrılıp tanımlanmaktadır. (5)

Sağırlar : Düzeltildikten sonra iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları 70dB. Ve daha fazla olanlara sağır denir. Diğer bir deyimle işitme kayıpları gerekli düzeltmelerden sonra ana dilini konuşmayı olağan yollardan öğrenmeyi engelleyecek kadar fazla ve bu yüzden özel eğitimi gerektirensağırdır.

Ağır işitenler : Düzeltildikten sonra iyi işiten kulağındaki işitme kayıpları olağan yollardan ana dilini öğrenmesini ağırlaştırcak derecede olup bu yüzden özel eğitimi gerektirenler ağır işitenlerdir.

İşitme özürleri işitme yolu dikkate alındığında özürün oluştuğu yere bağlı olarak adlandırılan bir sınıflamayla da ele alınmaktadır.

Bu türden özür, kişide tüm işitme kaybı oluşturmaz, bu gibilerde işitme kaybı 55-60 dB yi pek geçmez. Onun için çoğunlukla iletimsel işitme özürü olanlar ağır işitenler kümesini oluştururlar.

Duysal-Sinirsel İşitme Özürü : Ses dalgaları dış ve orta kulaktan normal biçimde geçer iç kulağa ulaşır, fakat iç kulakta ki salyangozdaki korti organında yada işitme sinirlerindeki bir bozukluktan ötürü beyne ulaşamazsa, bu tür özürlüler duysal-sinirsel işitme özürü diye adlandırılır.

Tıpta biraz daha değişik bir adlandırma ve ayırım kullanılmaktadır. Eğer bozukluk sadece iç kulaktaysa “duysal” yalnız işitme sinirlerindeyse “sinirsel” her ikisinde birden özür varsa duysal sinirsel diye ayırım yapılmakta ve adlandırılmaktadır. Şayet özür iç kulak ve işitme sinirlerini beraber kaplıyorsa hangi kısımlardaki zedelenmefazlaysa o tanımlama ve ayırım kullanılır denilmektedir.(12).

Bu tür özürü olanların ayırıcı niteliklerden bazıları şunlardır: Genellikle özür iki kulakta birden olur ve süregenlik gösterir. Konuşma yüksek sesle, bağırarak yapılır. Bazı Hz.lerde normal düzeye yakın işitme bazılarında ise önemli işitme kaybı görülür. Kayıp genellikle 1000 Hz.den sonra birden fazlalaşır. İşitme eğrilerinden hava yoluyla kemik yolu iletim arasında bir paralellik görülür. Gürültülü ortamlarda konuşmaları anlamakta güçlük çekerler.

Merkezi İşitme Özürü : Ses dalgalarını alıp ileten işitme organlarında dış, orta, iç kulak, işitme sinirlerinde bir bozukluk olmaz, ses merkeze kadar iletilir, fakat yinede işitme gerçekleşmez, algılama olmazsa merkezi işitme özürü var demektir.

Bu tür işitme özürü olanlar iç kulaktan gelen sesleri algılayamaz.

Karma İşitme Özürü : Yukarıda belirtilen üç tür özürden ikisi ya da üçünün birden bir arada olması sonucu ortaya çıkan özürler karışık işitme olarak adlandırılmaktadır. Yukarıdaki üçten hangisinin derecesi fazlaysa bireyde o türün etkisi daha fazla görülür.

Psikolojik İşitme Özürü : İşitme organlarının yapısı ve işleyişinde bir bozukluk olmadığı halde bazı bireylerde işitme yine gerçekleşmez. Bu gibi durumlar psikolojik işitme özürü diye adlandırılır. Bunun histerik sağırlık, psiko-matik sağırlık diye adlandırıldığı da olur.

Çocuklarda psikotik durumlarda, yetişkinlerde psikonevrozla birlikte görülebilir (Cool. Psikolojik işitme özürü çoğunlukla aniden oluşur. (12)

TANIMLAMA – DEĞERLENDİRME

İşitme özürlülerin sınıflandırılması, eğitim gruplarının oluşturlması, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, uygun yöntem ve araç seçimi, öğrenciye doğru ve ayırıcı tanı konulmasına bağlıdır. Bu, bir bakıma öğrencinin bütün yönleriyle değerlendirilmesi demektir. Ancak , burada ağırlık çocuğun işitmesinin değerlendirilmesine verilecektir. Diğer değerlendirme yöntemleri başka derslerin konusudur. O konuda pek çok kaynak vardır.

İşitmenin Ölçülmesi

Bireyin işitme duyarlığı çeşitli yollarla ölçülebilmektedir. Bu ölçmelerin bir kısmı özel araçlarla yapılan ölçmelerdir. Diğer bir kısmı öğretmenler için pratik diye adlandırılabilecek yollardır.

İşitölçerlerle (odiometre) Değerlendirme

Bu tür ölçmeler, genellikle insan kulağının işitmelik sınırları içinde sesli uyaranlara onun verdiği tepkiye dayanan dayanmaktadır. Bunlardan bir kısmı objektif ölçmeler diye adlandırılmaktadır. Bu yolla işitme ölçümü için bireye elektrik akımına dönüştürülmüş titreşimler verilir. Genellikle titreşimler iç kulağa iletilir. Bireyin organizmasının tepkileridikkate alınır. Bu ölçme özel araçlarla kliniklerde yapılabilmektedir. Subjektif denilen yol ise bireye verilen sesli uyarıların birey tarafından alınıp alınmadığını yine bireyin kendisinin bildirmesine dayanan yoldur. Eğitimde daha çok kullanılan yolda budur.

Günümüzde subjektif ölçme. İşitölçer (odiometre ) denilen araçlarla yapılmaktadır. İşitölçer sesleri gerektiğinde sağ, gerektiğinde sol kulağa iletebilecek özelliğe sahiptir. Ayrıca bazı işitölçerler sesi hava yoluyla ilettiği gibi gerektiğinde kemik yoluyla iletebilcek özelliğe sahiptir. Eğitimde kullanılan işitölçerlerin bireysel ve küme olarak uygulanma olanağı vardır.

İşitölçerlerde genellikle arı ton ses kullanılır. Ama konuşma sesini kullanan işitölçerler de vardır.

Öğretmen saati kendinin iyi işiten kulağına yaklaştırır, sonra yavaş yavaş uzaklaştırır. Saatin sesini duymamaya başlayınca uzaklaştırmayı durdurur. Kulağıyla saat arasındaki uzaklığı ölçer. Bu uzaklık kaç cm ise onu ölçü olarak kabul eder. Sonra her öğrencinin iki kulağını, saati önce kulağın dibine tutarak, sonra yavaş yavaş uzaklaştırmak suretiyle öğrencinin duyamadığı yere kadar olan uzaklığı ölçer. Öğretmen kendi kulağını ölçtüğünde bulduğu uzaklıkta saatin sesini duyabilen öğrencileri düzgül kabul eder. Duyamayan öğrencileri işaretler, bunların tıbbi bakıları için çareler arar. Bu deney kesin sonuç vermez ama , bir kuşku olup olmadığını ortaya çıkarma bakımından yararlıdır. Bunun güvenirli olması öğretmenin kulağının iyi işitmesine bağlıdır.

Düzgün duyarlı öğrenciyle kıyaslama : Öğretmen işitme duyarlığı düzgül olduğuna inandığı bir öğrenci ile işitmesinden kuşkulandığı öğrencisini dersanenin bir köşesinde, arkaları kendisine dönük olarak dikiltir. Her iki öğrenciye ellerini arkalarına uzatmalarını söyler. Sonra 1 ile 10 arasındaki sayıları, olağan konuşma sesi ile karışık olarak söyler. Çocuklardan söyleyeceği sayıları parmaklarıyla işaret ederek göstermelerini ister. Böylece bir kaç alıştırma yaptıktan sonra giderek azaltır ve sayıları söylemeye devam eder.

Bu tür yoklamada , eğer her söyleşite düzgül işittiği bilinen çocuk sayıları doğru gösterir, denen çocuk yanlış işaret ederse onun bir doktor bakısından geçmesi gerek demektir. Bu yolun doğruya en yakın sonuç verebilmesi iki koşula bağlıdır. Birisi düzgül işiten diye kabul edilen çocuğun gerçekten düzgül işitmeye sahip olması, diğeri iki çocuğunda birden ona kadar olan sayıları, kavramış ve bunları parmakla gösterebilecek düzeyde olmalıdır.

Öğretmen gözlemleri : Öğretmen yukarıda açıklanan deneyler yanında , gözlem yoluyla da öğrencilerin işitme duyarlığı hakkında ipucu verebilecek bilgiler toplayabilir. Örneğin, aşağıda belirtiler öğrencinin işitmesinin bakıyı gerektirdiği kanısını verebilir
I.Fizik görüntüler ve sağlıkla ilgili belirtiler
1. Sık sık kulak ağrısı
2. Klak akıntısı
3. Sık sık kulak çınlaması, baş ve kulak uğultularından şikayet
4. Dedensel devinimlerde (oturma, koşma,yürüme) denge bozukluğu
5. süreğen soğuk algınlığı
6. Kulak kaşıma

II.Konuşma ve sesle ilgili belirtiler
1. Konuşmada belirli seslerin düşürülmesi yada değiştirilmesi
2. Eklemleme dahil diğer konuşma özürleri
3. Belli sözçüklerde yanlış söyeleyiş
4. Devamlı olarak fısıltı halinde veya bağırarak konuşma
5. Konuşmada tek düzelik
6. Benzer sesli sözcüklerin karıştırılması

III.Sınıftaki davranışlarla ilgili belirtiler
1. Dersanede birden oluşan ses değişimlerinin farkında olmayış
2. Motorlu araçların gürültülerine ilgisizlik
3. Radyo, pikap, teyp gibi müzik araçlarını dinlemeye karşı ilgisizlik
4. Sınıftaki tartışmalara karşı ilgisizlik
5. Konuşulanların özellikle bazı sözcüklerin, yinelenmesini isteme
6. Konuşana belirli bir biçimde kulağını verme, bir eliyle kulağını destekleyerek dinlemeye çalışma
7. Öğretmenin yada konuşanın sürekli olarak yüzüne bakarak dinleme yada izleme
8. İşite bilmek için konuşana doğru eğilme yada uzanma
9. Konuşulanları bazen işitip, bazan işitmeyerek insana işine geleni duyuyor işine gelmeyeni duymuyor izlenimi verme
10. İsteklerini meramına anlatmak için gereğinden fazla jest ve mimik kullanma
11. Talimatları yanlış anlama
12. Dikte çalışmalarında olağan dışı yanlışlar yapma
13. Okul başarısında yaşına göre düşüklük
14. Sık sık kulak oğuşturma ve karıştırma
15. Sessizliği seçme
16. Gülmede azlık
17. Okuma güçlüğü

IV.Diğer belirtiler
1. Duraksızlık
2. Sabuklama
3. Sürekli gerginlik ve sinirlilik
4. Seslerin hangi yönden geldiğini kestirememe
5. Yaptığı iş ve ödevin yansıttığından daha zeki görünme

YAYGINLIK

Ülkemizde işitme özürlülerin sayısı kesin olarak bilinmemektedir. Uluslararası bazı oranlar kullanılarak genel nüfus ve çağ nüfusları içindeki yaklaşık sayılar bulunabilmektedir. 1990 genel nüfus sayımına göre 0-6 yaş grubunda 64.988, 7-14 yaş gurubunda 68. 400, 15-18 yaş grubunda 30.780 olmak üzere 164.168 çocuk ve gencin işitme özürlü olabileceği tahmin edilmektedir. Bu sayı az değil kaldı ki, özürün etkisi konusunda değinildiği gibi çocukların aile ve yakınları da bundan etkilenmektedir. Önlem alınmadığı, oranlar aynı kaldığı sürece nüfusumuz arttıkça işitme özürlülerinin sayısıda artacaktır. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için alınması gereken önlemler işitmenin korunması konusunda önlem alınmaya çalışılmıştır.

NEDENLER

İşitme Özürünün Nedenleri

İşitme özürü çok ve değişik nedenlerden ötürü oluşmaktadır. Nedenlerden bazıları ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilir. Hatta bazıları coğrafi bölgelere bağlı olarak değişebilmektedir. Bu bakımdan kalıtım ve bazı hastalıklar bir genellik gösterse bile yinede genelleme yaparken dikkatli olmak gerekir. Bir kısım nedenler yaşa göre değişebilir. Öte yandan bilimdeki gelişmeler (özellikle tanım,teşhis,sağaltım ve ilaç alanındakiler) nedenleri zaman zaman değiştirmektedir. (Cool nedenler değişik sınıflamalarla açıklana bilmektedir.

Doğum Öncesi Nedenler

Ana baba yada önceki kuşaklarda görünen işitme özürü kalıtsal olarak doğan bebekde de görüle bilmektedir. Bu, genellikle duyusal-sinirsel, merkezi tür işitme özürü olarak görülür.

Gebeliğin ilk aylarında annenin yakalandığı hastalıklar, bebekle anne arasındaki kan uyuşmazlığı, annenin tedavi için aldığı ilaçların türü, dozunun fazlalığı, gebelik süresince annenin uğrayacağı kazalar doğum öncesi nedenler kümesini oluşturmaktadır.

Doğum Anı Nedenler

Doğum anında bir takım etkenler o ana kadar normal bir gelişim gösteren bebeğin işitmesini özürlü hale getirebilir. Erken doğum, geç doğum, güç doğum, doğumu yaptıran doktor yada ebenin yanlış işlemleri, oksijen yetersizliğine bağlı kanamalar doğum anı nedenlerinin başında gelir. Kanamalara bağlı olan işitme özürleri genellikle duysal-sinirsel, bazende merkezi türden olur.

Doğum anında oluşabilecek bazı çarpmalar, diğer kazalar dış kulakda, iç kulakda zedelenme yapabilir. Böylesi zedelenmelere bağlı işitme özürleri çoğunlukla iletimsel türde olur.

Doğum Sonrası Nedenler

Doğumdan sonra bebeğin gelişimi geçirebileceği hastalıklar uğrayacağı kazalar ve diğer bazı etkiler işitme özürü yaratabilir. Doğum anından itibaren bebeğin yakalanabileceği kızıl,kızamık, menenjit, boğmaca, difteri,kabakulak,ansefadit,grip gibi mikroplu ve ateşli hastalıklar işitme özürü yaratabilir. Dış ve orta kulakda meydana gelebilecek iltihaplanmalar, kulak akıntıları işitme özürü yaratabilir.

Hastalıklar için alınan ilaçların- özellikle streptomisin ve diğer antibrin-işitme özürü yapabildiği bilinmektedir.

Orta kulakta, kemikçiklerde oluşan kireçlenmeler iletimsel türde işitme türü yaratır. Özengi kemiğinin oval pencere ile olan temasındaki sertleşme,kaynama “otosclerosis” diye adlandırılan, çoğunlukla yetişkinlerde ender çocuklarda görünen bir tür işitme özürü oluşturur.

Başa çarpma, merkezi sinir sisteminde sarsıntı ve zedelenme yapabilecek türde kaza ve travmalar, beyin tümörleri, kulak yolunda çıkacak çıban ve kulağa yabancı madde kaçması, bunları çıkartmak için yanlış girişimlerde özürü yaratabilir.

Bireyin duygusal gelişimini etkileyen her türlü durum psiklojik türden işitme özürü yaratabilir.

ÖZELLİKLERİ

İşitmesi özürlü olan bireylerin bazı özellikleri vardır. Bu yetersizliğinden, bireyin diğer özelliklerinden , toplumun tutum ve olanaklarından kaynaklanır. Böyle olunca her işitme özürlü, değişik yerde değişik zamanlarda özellikler gösterebilir. Burada etkiler ile iletişim üzerine durulacaktır.

İşitme Özürünün Etkisi

İşitme özürü önce, doğrudan özürlü olan bireyi etkiler. Tabii özürlünün bulunduğu aile bundan etkilenir. Giderek etki toplumsal özelliğe bürünür.

Bireysel Etki : İşitme özürü, özürün derecesi, oluş biçimi, bireyin diğer özellikleri, yaşadığı çevrenin tutum ve olanaklarına bağlı olarak değişik derecede bireyi etkiler.

İşitme özürü, ilk bakışda bireyin dil ve konuşma gelişimini ve onun iletişim yeteneğini sınırlar gibi görünmektedir. Oysa işitmesi sürekli özürlü olan çocuk,özürün niteliği gereği tüm gelişim ve uyumunu aksatabilecek engelle karşı karşıyadır.hiç bir yetersizlik çocuğun gelişimini erken yada ağır derecede bir işitme özürü kadar etkileyemez. Çocuğun zihin ve iletişim gelişimi, okul başarısı, genel uyumu, bir iş edinmesi, hepden olumsuz yönde etkilenir. İletişim diye adlandırdığımız, anlama, konuşma, okuma, yazma gibi eğitimde ve günlük yaşamda çok önemli olan görevlerini işitme özüründen etkilenir.

Toplumsal Etki: İşitme özürü oldukça yaygın görülen, her yaşdaki kişinin başına gelebilir bir özür olduğundan toplum için bir sorun olmaktadır. Yazının birinci bölümünde belirttiği gibi genel nüfus içinde işitme özürlülerin oranı % 0.6 dır. Bu oran kullanıldığında 7-18 yaş nüfusu içinde 100.000 kadar işitme özürlü çocuk bulunabileceği ortaya çıkar. Bu çocukları yanlız olarak düşünmek yanlış olur. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde sorunun büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Bu bireylerin, ailelerin psikolojik, sosyal ve ekonomik güçlükleri küçümsenmeyecek boyutlara ulaşmaktadır.

İlşetişim Özellikleri

İşitme özürlü bireylerin diğer özellikleri biribirine eşit yada benzer kabul edildiğinde, sadece işitme kayıplarından ötürü, sözlü iletişimde bazı özellikleri ortaya çıkar. Bunların hem tanı (teşhis) koyma, hem önlem alma yönünden bilinmesinde zorunluluk vardır. Bu bakımdan burada böylesi bir liste verilecektir.

İşitme Kayıplarına göre
Konuşma Durumu ve Eğitim Gereksinmeleri

İşitme Kaybı Belirti ve Eğitim Gereksinimleri

25 dB ve daha az İşitölçer(odiometre) ile ölçüm yapılmadıkça özür güç farkedilir.
Yanlız başına konuşma gelişimine etkisi az olur. Bazı olgularda
Konuşma sağaltımına gereksinme duyabilir.

26-40 dB Hafif konuşmalarda uzakdan yapılan konuşmaları anlamada
güçlük çekebilir. Okulda Türkçe, edebiyat dersi konularında
güçlükle karşılaşabilir. Çocuğun durumu okul yönetimine
bildirilmeli.
İşitme araçlarından yararlanabilir.
Dersanede uygun oturma yeriyle uygun ışık düzeni için
Özen gösterilmelidir.
Sözcük dağarcığı geliştirilmesine dikkat edilmelidir.
Dudaktan anlama becerisi kazandırılması gerekebilir.
Konuşma sağaltımı gerekebilir.

41-55 dB 1-1.5m. uzaklıktan yüzyüze yapılan konuşmaları anlayabilir.
Ses hafif olur yada görüş alanı içinde olmaz ise, sınıftaki
Konuşmaları, tartışmalrı izlemekde güçlük çeker. Bunları
Yarı yarıya kaçırabilir. Sözcük dağarcığı yetersizliği,
Eklemleme ve ses bozukluğu türünde konuşma özürü
Görebilir.
Çocuk özel eğitim açısından incelenmeli.
Bireysel işitme aracı (tıpbi bakıya bağlı) kullanılması
Gerekir. Durumuna uygun özel eğitim programlarından
( yardımcı derslik, özel sınıf) birine yerleştirilmesi, derslikde
uygun oturma yeri seçilmesi gerekir.
Sözcük dağarcığını zenginleştirme ve okuma geliştirmesine
Dikkat edilmelidir.
Dudaktan anlama öğretimi gerekmektedir.
Gerektiğinde konuşma koruması ve konuşma sağaltımı
Çalışmaları yapılmalıdır.

56-70 dB İşitebilmesi için konuşurken bağırılması gerekir. Gürültülü
sesleri duyabilir.
Küme tartışmalarında giderek artan güçlük çeker.
Dil çalışmalarında ve anlamada yetersizlik
Sözcük dağarcığında sınırlılık
Büyük olasılıkla konuşma özürü görülür.
Çocuk özel eğitime havale edilmelidir.
Yardımcı derslik ya da özel sınıf önlemleri düşünülmelidir.
İşitsel ve görsel ortam uygunluğuma dikkat edilmelidir.
Bireysel işitme aracı kullanması ve işitme eğitimi gereklidir.
Dudaktan anlama eğitimi yapılmalıdır.
Dil becerilerinde sözcük dağarcığı geliştirme ve kullandırma
Okuma yazılı anlatım, dilbilgisi v.b. gibi özel yardım gerektirir.
Okul öncesi özel eğitim gerekli ve yararlıdır.

71-90 dB kulağından 30-35 cm. Uzaklıktaki güçlü sesleri işitebilir.
Çevredeki sesleri bilebilir.
Ünlüleri birbirinden ayırabilir fakat ünsüzlerin hepsini ayıramaz
Giderek ağırlaşan konuşma özürü ve dil yetersizliği görülür.
Özel eğitime havale edilmesi gerekir.
Okul öncesi özel eğitim gereklidir.
Özel eğitimde ağırlık tüm dil becerileri, kavram gelişimi,
Dudaktan anlama konuşma eğitiminde olan tüm günlü özel
Eğitim programlarında olmalı. Programlar uzmanlaşmış
Denetim ve kapsamlı destekleme hizmetlerini gerektirir.
Bireysel iletişim aracı kullanılmalı.
Bireysel ve küme işitme araçlarıyla işitme eğitimi
Yararlı olacak durumlarda yarım gün düzgül sınıf etkinliğine
Katılabilir.

91 ve daha fazla dB Bazı yüksek sesleri işitebilir. Fakat ton-tını-dan daha çok
titreşimlerin farkında olabilir.
İşitmeyi iletişim ana kanalı olarak kullanmaz
Daha çok görme kanalı kullanılır.
Konuşma ve dil özürü görülür. Özürler giderek ağırlaşma
Gösterebilir.
Özel eğitime havale edilmesi gerekir.
Özel eğitimde ağırlık tüm dil becerileri, kavram geliştirme,
Dudaktan anlama ve konuşma eğitimine verilen tüm günlü
Programlarda olamlı. Programlar uzmanlaşmış denetim ve
Kapsamlı destek hizmetini gerektirir.
Bireysel ve küme işitme araçlarıyla işitme eğitimi
Çok özenle seçilmiş olgular için yarım gün düzgül sınıf
Etkinliklerine katılma düşünülebilir.


WebCanavari
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Işitmenin Niteliği
« Posted on: Nisan 19, 2024, 12:14:34 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Işitmenin Niteliği e-book, Işitmenin Niteliği programı, Işitmenin Niteliği oyunları, Işitmenin Niteliği e-kitap, Işitmenin Niteliği download, Işitmenin Niteliği hikayeleri, Işitmenin Niteliği resimleri, Işitmenin Niteliği haberleri, Işitmenin Niteliği yükle, Işitmenin Niteliği videosu, Işitmenin Niteliği şarkı sözleri, Işitmenin Niteliği msn, Işitmenin Niteliği hileleri, Işitmenin Niteliği scripti, Işitmenin Niteliği filmi, Işitmenin Niteliği ödevleri, Işitmenin Niteliği yemek tarifleri, Işitmenin Niteliği driverları, Işitmenin Niteliği smf, Işitmenin Niteliği gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
'' Kalan Maçlarımız Final Niteliği Taşımaktadır ''
Anadolu Takımları
mEkansIz_qEnc 0 704 Son Mesaj Mayıs 12, 2009, 05:10:26 ÖS
Gönderen : mEkansIz_qEnc
Konuşmanın Niteliği
Engelliler Forumu
-o_o-GökhaNur-o_o- 0 1202 Son Mesaj Nisan 02, 2012, 12:39:22 ÖÖ
Gönderen : -o_o-GökhaNur-o_o-
Alışveriş Tekniği Niteliği Ve Çeşitleri
Kadınca
SaviorAngel 0 726 Son Mesaj Ocak 26, 2013, 12:41:01 ÖS
Gönderen : SaviorAngel


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular