0 Üye ve 3 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 ... 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 ... 678
Konu: Kitap Yorumları Buraya.  (Okunma Sayısı: 1324573 Kere Okundu.)
Yanıtla #6070
« : Ekim 31, 2015, 01:44:04 ÖS »

Hayal Perest
*
Üye No : 181590
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 398
Karizma = 18


WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

❤ Bu kitabın bende yeri her zaman ayrı olacaktır. Çünkü Selvi Atıcı'nın kalemi ile tanışmam bu hikaye ile oldu. Kitap olmadan önce wattpad de her bölümünü merakla okuduğum ve kitap olunca havalara uçtuğum bir hikayeydi.

❤ Sen, bütün övgüleri hak ediyor. Kurgusu çok sağlam bir kere.. Yazarın dili akıcı ve sizi sıkmıyor. Bir sonraki sayfaya geçmek için can atar halde buluyorsunuz kendinizi.. Yazarın şaşırtıcı bir kalemi olduğunu sa söylemem gerekiyor.

❤ Selvi Atıcı, hikayeleri ve kitapları ile gönlümde taht kurmuş bir yazar... Bundan sonra ne yazarsa yazsın, hangi kitabı çıkarsa çıksın gözüm kapalı takip edeceğim, kitaplarını alıp, okuyacağım bir yazar.. Ve bence bu kadar övgüyü hak ediyor.. Yazar da, kitap da...

❤ Bana göre Selvi Atıcı'nın kitapları çevrilmeli ve yurt dışında da yayınlanmalı.. Onları kalemi bu kadar salam bir yazar mahrum etmemek lazım değil mi? Zuhahaha Bence Selvi Atıcı'nın kalemi bu kadar övgüyü hak ediyor..

❤ Kitabı okurken o kadar çok alıntı çıkardım ki sayısını hatırlamıyorum.. Üşengeçliğimden hepsini yapamadım ama bir ara boş vaktim de mutlaka yapacağım. Zuhahaha Ve bir hatırlatma Kayıp Şehir serisinin ikinci kitabı olan Pinokyo'nun Rüyası Nemesis Yayınlar farkıyla çok yakında çıkıyor. Takipçilerine duyurulur. Gülmek :)

❤ Kitabımızın konusunda biraz bahsedecek olursak; Süheyla'nın kardeşinin ölümünün ardındaki sırrı ortaya çıkarmasıyla başlıyor. Kardeşinin ölümünün bir intihar değil, bir cinayet olduğunu düşünüyor ve bunun için sağlam kanıtları var. Polisin derdine çare olamayacağını anlayınca kolları sıvıyor ve kendini bir takım araştırmaların, olayların ve kişilerin içinde buluyor. Kardeşinin katilini bulmada en büyük yardımcısı ise Demir... Demir hakkında size kısaca şunu söyleyeyim; Yok böyle bir karakter. Sizi kendine hayran bırakacak, bağımlısı olacaksınız. Kitabı bitirdiğinizde kendinize bir tane Demir Mızrak arayışları içerisine gireceğinizi söyleyebilirim. Gülmek :)

❤ Süheyla, ayakları yere basan, sağlam ve güçlü bir karakter. Onu çok sevmemin nedeni de bu gücünden geliyor. Yeri geldiğinde kedi gibi, yeri geldiğinde bir panter gibi meydana çıkıyor. Ağzı da çok iyi laf yapıyor, ha! Benden söylemesi.. Bence sizde Süheyla'nın müptelası olacaksınız. Gülmek :)

❤ Bir diğer karakterimiz ise Demir'in abisi Çelik. Çok korumacı ve diktatör. Kardeşini zapt etmeye, gözünün önünden ayırmamaya çalışıyor. Bu zamana kadar bunu başarmış olduğunu düşünse de Süheyla'nın gelişi ile her şey tepe taklak oluyor. Ve kendini bu kadına karşı cephe almış bir vaziyette buluyor. Tabi bu uzun sürmüyor ve bu fırtına gibi kadınla ittifak kuruyor. Çünkü Süheyla, Demir için adeta bir ilaç gibi.. Çelik de bunun farkına varıyor ve kardeşinin bu kadın ile birlikte olmasına ses etmiyor. Aksine onlara arka çıkıyor. Süheyla'nın kardeşinin katilini bulmasında ona yardımcı oluyor. Kendisini de çok severim ayrıca.. Onunda hikayesini okumak isterim, umarım yazarımız bu konuda bize bir sürpriz yapar. Gülmek :)

❤ Sen'i o kadar başarılı buldum ki.. Kurgusu, anlatımı ve karakterleri açısından öyle sevdim ki bende her zaman yeri ayrı olacak bir kitap.. Bu kitabı ne kadar sevdiğimi nasıl anlatsam bilemiyorum. Belki de ilk göz ağrım olduğu için bilmiyorum ama abarttığımı düşünebilirsiniz. Ama yanıldığımı kanıtlamak istiyorsanız kitabı bir okuyun derim, bence bana az da olsa hak vereceksiniz. Gülmek :)

❤ Her neyse... Kitabımız Süheyla'nın kardeşinin katillerinin peşine düşmesi ile devam ediyor. İçinde bolca aksiyon ve macera olduğunu söyleyebilirim. Tabi kıskanılacak bir aşk da var. Bunu da söylemeden geçmeyeyim. Bence bu kitabı okurken mest olacaksınız. Hem kurgusunu sevecek hem de karakterlerine müptela olacaksınız. Eğer bu kitabı okumadıysanız bir an önce edinin ve okumaya başlayın. Gülmek :)

* Kitaba puanım; 10 numara 5 yıldız! *

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Kitap Yorumları Buraya.
« Posted on: Nisan 29, 2024, 07:24:52 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Kitap Yorumları Buraya. e-book, Kitap Yorumları Buraya. programı, Kitap Yorumları Buraya. oyunları, Kitap Yorumları Buraya. e-kitap, Kitap Yorumları Buraya. download, Kitap Yorumları Buraya. hikayeleri, Kitap Yorumları Buraya. resimleri, Kitap Yorumları Buraya. haberleri, Kitap Yorumları Buraya. yükle, Kitap Yorumları Buraya. videosu, Kitap Yorumları Buraya. şarkı sözleri, Kitap Yorumları Buraya. msn, Kitap Yorumları Buraya. hileleri, Kitap Yorumları Buraya. scripti, Kitap Yorumları Buraya. filmi, Kitap Yorumları Buraya. ödevleri, Kitap Yorumları Buraya. yemek tarifleri, Kitap Yorumları Buraya. driverları, Kitap Yorumları Buraya. smf, Kitap Yorumları Buraya. gsm
Yanıtla #6071
« : Ekim 31, 2015, 04:44:14 ÖS »

Sanem.
*
Üye No : 170187
Yaş : Yok
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 16
Mesaj Sayısı : 1 081
Karizma = 72




Alaska'nın Peşinde - John Green
Puanım:7/10!


Artık anlıyorum ki ne kadar sevmesem de John Green kitaplarını okuyacağım.Hem de hepsini.İstemsizce.Zira bir baktım elimde Alaska'nın Peşinde ve ben kitabı yarılamışım.Ki bilirsiniz,Kağıttan Kentler faciası diye bir şey geçirmiştim.Bu durumdayken bu kitabı okumaya başlamam oldukça ilginç ve ironik oldu.
Kitabı genel olarak özetlemek istersek;Miles Halter (ki her okuduğumda istemsizce ad benzerliğinden dolayı Miles Archer'ı hatırladığım ve hüzünlendiğim) adında,insanların son sözlerini okumayı seven,asosyal ve "Büyük Belki"sini aramak için Culver Creek adında yatılı bir okula kayıt olan birinin yeni arkadaşlarını,hayata sordukları soruları  ve en sonunda hayattan çıkardıkları sonuçları okuyoruz.Alaska,Takumi ve Chip nam-ı diğer Albay'dan olışan bu grubun hayat ile mücadelesine,yaptıkları eşek şakalarına ve hayat hikayelerine tanık oluyoruz.Onları yakından tanıyoruz.
Sevmedim.Nefret de etmedim.Benim için orta halliydi.Ne Aynı Yıldızın Altında kadar hoşuma gitti ne de Kağıttan Kentler kadar  sevmedim.Orta halli bir John Green kitabıydı.Bazı yerlerde Kağıttan Kentler'i anınsatmadı değil.Ama yine de bir tık daha iyiydi.
Kitaba başlamadan epey bir önce "o gün" üzerine spoiler yemiştim.O malum spoiler'ı.Ve okuma şevkim kırılmıştı açıkçası.Ama bir baktım ki alıp okumaya başlamışım bile.Demekki spoilerlar kitap hakkında insanı heyecanlandırabiliyorlarmış (bayağı uzun geldi şu kelime sanki yanlıl yazmışım gibi...).Tabi bunu itiraf ettim diye de inadına spoiler da yedirmeyin canım.Aman ha!😂
Karakterleri,evet,sevdim diyebiliriz.Albay başta olmak üzere genel olarak sevdim.Yine bir karşılaştırma yapacağım ama Kağıttan Kentler'deki karakterle gibi değildi.O kitaptakileri sevmemiştim.Ama bu kitap,dediğim gibi iyiydi.
Vermeye çalıştığı hayat derslerini gayet sevdim.Örneklemeleri ve konunun gidişatı,bu kitabı John'un kaleminden çıktığını apaçık gösteriyor.Ama ne yazık ki bazı yerlerde çok kasmış gibi hissettim.Her neyse...
Sonuç olarak,normal bir John kitabıydı.John'u sevenler bu kitaba aşık olacaklar gibi hissediyorum. Ama benim gibi kalemini sevip de Kağıttan Kentler gibi çok sevilen bir kitabını sevmeyenler, bu kitabı da sevemeyecekler gibi hissediyorum. Evet,bugün çok hissediyorum 😂

***
"Bazen seni anlamıyorum," dedim.Bana bakmadı bile.Yalnızca televizyona doğru gülümsedi ve "Beni hiç anlamazsın.Olay da bu,"dedi.
***
"Yetişkinler yüzlerinde o alaycı, aptal gülümsemeleriyle "Gençler yenilmez olduklarını sanıyorlar" derken, ne kadar haklı olduklarını bilmiyorlar. Umutsuz olmamıza gerek yok çünkü hiçbir zaman tamir edilemeyecek kadar bozulmayız. Yenilmez olduğumuzu düşünüyoruz çünkü öyleyiz."
***
"İnsanlar yağmur olsaydı, ben serpinti olurdum, o ise kasırga."
***
"Flamingolu kravatı takabileceğimi sanmıyorum," dedi siyah çoraplarını giyerken.
"Durum göz önüne alınırsa,biraz neşeli kaçar," diye yanıtladım.
"Operaya takamıyorum," dedi Albay, neredeyse gülümseyerek. "Cenazeye takamıyorum. Kendimi asmak için kullanamıyorum. Kravatlar göz önüne alınırsa, biraz işlevsiz." Ona bir kravat verdim.

***
"Hepiniz keyif almak için sigara içiyorsunuz. Bense ölmek için içiyorum."
***
"Şöyle düşündüm: Korku bu: Önemli bir şeyimi kaybetmiştim, bulamıyordum ve ona ihtiyacım vardı. Birinin gözlüğünü kaybetmesi, gözlükçüye gitmesi ve ona dünyada hiç gözlük kalmadığının, gözlüksüz idare etmek zorunda olduğunun söylenmesi gibi bir korkuydu."
***
"Ve 'ani' ölüm nedir ki zaten? Bir an ne kadar sürer? Bir saniye mi? On mu? Kalbi patlayıp ciğerleri çökerken, beynine hava ve kan gitmezken, yalnızca saf panik halindeyken o saniyelerin acısı korkunç olmalıydı. Ani nedir ki? Hiçbir şey ani değildir. Anında hazır olan pilav, beş dakikada olur; anında hazır olan puding, bir saatte. Gözleri kör olan ızdırabın bir anının, tam olarak anlık hissedildiğinden emin değilim."
***
"Bütün hayatını labirentte mahsur kalıp bir gün oradan nasıl çıkacağını, bunun ne kadar müthiş olacağını düşünerek geçirirsin ve geleceği hayal etmek devam etmeni ama bunu hiç yapmamanı sağlar. Geleceği yalnızca o andan kaçmak için kullanırsın."




"Just Have a Little Faith." Micheal J. Scofield

Yanıtla #6072
« : Kasım 01, 2015, 01:00:53 ÖÖ »
Avatar Yok

Tourniquet
*
Üye No : 111994
Yaş : Yok
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 498
Mesaj Sayısı : 2 033
Karizma = 2123




Yakut Kırmızı- Kerstin Gier

Puanım; 5/5

Kitap zaman yolculuğu temalı. Kesinlikle ilgi çekici ve sizi sürükleyici bir anlatımı ve kurgusu var.

Gwendolyn kızımız Londra'da annesi, iki kardeşi, teyzesi, kuzeni, büyükannesi, büyük halası, ve uşak mı hizmetkar mı yoksa aile dostumu olduğu bilinmeyen Bay Bernhard ile beraber kocaman antik bir evde yaşıyor. Babası öldükten sonra büyükannesinin yanına taşınmak zorunda kalmışlar. Gerçi şato vari 'ev' 3 katlı ve 3. kat tamamen Gwendoly ve ailesine verilmiş. Göz Kırp.

Zamanda yolculuk bir gen ile ilgili ve bu geni taşıyan on iki kişi bir çember oluşturuyor. Zamanda yolculuk yapabilmek için insanın bu gene sahip olması gerekiyor ve bu gen de kan bağı ile oluyor. Yani bir ailede bu geni taşıyan kişi yüzyıllar öncesinden tahmin edilmiş. Ve bu geni taşıyabilen iki aile var. Montrose'lar ve De Villiers'lar  Herkes bu genin son taşıyıcısının Gwendolyn'nin kuzeni Charlotte'ta olduğunu düşünürken geçmişte saklanmış bir sır ile aslında öyle olmadığı anlaşılıyor ve kitabımız başlıyor.

Fantastik kitapları seviyorum. Bir de içinde zaman yolculuğu varsa tadından yenmez. Zaten çok merak ettiğim ve beklentimin yüksek olduğu bir kitaptı ve yanılmadım. Kesinlikle çok güzeldi. Özellikle uzun süre kitap okuyamayınca ve okumaya çalıştığım her kitap yarım kalınca kendime biraz sinir olmaya başlamıştım. Ama bu kitap ilaç gibi geldi.

Kitaptaki tüm karakterleri sevdim. Erkek karakter yani, Gideon biraz sinir bozucu ve kibirli olsa da aldığı eğitim ve çocukluğundan beri nasıl bir yaşam tarzı yaşamış olduğu düşünülürse bana çok da absürt gelmedi. Sonuçta bu geni taşıdığı doğuştan belli ve o sürekli eskrim, keman, bilemem kaç dil, binicilik gibi dersler alarak büyümüş. Yazık zavallı çocukluğunu yaşayamamış. Ona da hak vermek lazım Hehehe

Kitabın kapak tasarımını çok sevdim ama bölüm geçişlerinde kapak tasarımını kullanmalarına bayıldım. Kitabın baskı kalitesi iç tasarımı kesinlikle harika.

Okurken çok eğlendim. Kitaptaki diyaloglar çok hoşuma gitti. İlk sayfadan itibaren sizi saran bir kitap. Başladınız mı elinizden bırakamıyorsunuz. Ben çok beğendim ve kesinlikle tavsiye ederim.

Serini ikinci kitabına da ilk kitabı bitirir bitirmez başladım şimdi elimden bırakamıyorum Zuhahaha

Alıntılar

"Hata yapmadılar, meleğim. Bu kişilerin gerçekten iyi becerdikleri bir şey varsa, o da hesaplamaktır."
Ayrıca 'bu kişiler' kimlerdi?
"Herkes hata yapabilir," dedim
Manddy hala güldü. "Korkarım, Isaac Newton değil."
"Charlotte'un doğum tarihini Newton mu hesapladı?"



Bugün gelecekten bir ziyaretçi kabul edildi.
...
Çocuk her ne demekse, Apple'ın hisse senedinisatın almamızı önerdi.
Muhafız Güncelerinden
4 Ağustos 1953


"Evet hepsini not ettim. Eve gider gitmez bilgisayarın başına oturacağım. Saint Germain Kontu... Bu isim bana neden bu kadar tanıdık geliyor? Onu bir filmden biliyor olabilir miyim? Hayır o Monte Kristo Kontu'ydu." Öldüm Gülmekten.

"Önce hanımlar" diye mırıldandım.
"Parola?"
Quark edit bisküvi yada öyle bir şey.
"Qua redit nescitis," dedi Gideon
Eh, en azından yaklaşmıştım.


Bu arada ikinci kata gelmiştik. Sarı fraklı adam önümüze çıkan iki adamla kısaca bir şeyler fısıldaştı.
Şu parola neydi? Qua neskuik moskito muydu? Bunu mutlaka kafamın bir yerine yazmalıydım.


« Son Düzenleme: Kasım 01, 2015, 01:01:39 ÖÖ Gönderen : Tourniquet »

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
"Benim Gizli Dünyama Bakmak İster Misiniz?"

        
Yanıtla #6073
« : Kasım 01, 2015, 12:07:17 ÖS »
Avatar Yok

-Trinity-
*
Üye No : 187663
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2715
Mesaj Sayısı : 3 661
Karizma = 12095




Yakut Kırmızı- Kerstin Gier

Puanım; 5/5

Kitap zaman yolculuğu temalı. Kesinlikle ilgi çekici ve sizi sürükleyici bir anlatımı ve kurgusu var.

Gwendolyn kızımız Londra'da annesi, iki kardeşi, teyzesi, kuzeni, büyükannesi, büyük halası, ve uşak mı hizmetkar mı yoksa aile dostumu olduğu bilinmeyen Bay Bernhard ile beraber kocaman antik bir evde yaşıyor. Babası öldükten sonra büyükannesinin yanına taşınmak zorunda kalmışlar. Gerçi şato vari 'ev' 3 katlı ve 3. kat tamamen Gwendoly ve ailesine verilmiş. Göz Kırp.

Zamanda yolculuk bir gen ile ilgili ve bu geni taşıyan on iki kişi bir çember oluşturuyor. Zamanda yolculuk yapabilmek için insanın bu gene sahip olması gerekiyor ve bu gen de kan bağı ile oluyor. Yani bir ailede bu geni taşıyan kişi yüzyıllar öncesinden tahmin edilmiş. Ve bu geni taşıyabilen iki aile var. Montrose'lar ve De Villiers'lar  Herkes bu genin son taşıyıcısının Gwendolyn'nin kuzeni Charlotte'ta olduğunu düşünürken geçmişte saklanmış bir sır ile aslında öyle olmadığı anlaşılıyor ve kitabımız başlıyor.

Fantastik kitapları seviyorum. Bir de içinde zaman yolculuğu varsa tadından yenmez. Zaten çok merak ettiğim ve beklentimin yüksek olduğu bir kitaptı ve yanılmadım. Kesinlikle çok güzeldi. Özellikle uzun süre kitap okuyamayınca ve okumaya çalıştığım her kitap yarım kalınca kendime biraz sinir olmaya başlamıştım. Ama bu kitap ilaç gibi geldi.

Kitaptaki tüm karakterleri sevdim. Erkek karakter yani, Gideon biraz sinir bozucu ve kibirli olsa da aldığı eğitim ve çocukluğundan beri nasıl bir yaşam tarzı yaşamış olduğu düşünülürse bana çok da absürt gelmedi. Sonuçta bu geni taşıdığı doğuştan belli ve o sürekli eskrim, keman, bilemem kaç dil, binicilik gibi dersler alarak büyümüş. Yazık zavallı çocukluğunu yaşayamamış. Ona da hak vermek lazım Hehehe

Kitabın kapak tasarımını çok sevdim ama bölüm geçişlerinde kapak tasarımını kullanmalarına bayıldım. Kitabın baskı kalitesi iç tasarımı kesinlikle harika.

Okurken çok eğlendim. Kitaptaki diyaloglar çok hoşuma gitti. İlk sayfadan itibaren sizi saran bir kitap. Başladınız mı elinizden bırakamıyorsunuz. Ben çok beğendim ve kesinlikle tavsiye ederim.

Serini ikinci kitabına da ilk kitabı bitirir bitirmez başladım şimdi elimden bırakamıyorum Zuhahaha

Alıntılar

"Hata yapmadılar, meleğim. Bu kişilerin gerçekten iyi becerdikleri bir şey varsa, o da hesaplamaktır."
Ayrıca 'bu kişiler' kimlerdi?
"Herkes hata yapabilir," dedim
Manddy hala güldü. "Korkarım, Isaac Newton değil."
"Charlotte'un doğum tarihini Newton mu hesapladı?"



Bugün gelecekten bir ziyaretçi kabul edildi.
...
Çocuk her ne demekse, Apple'ın hisse senedinisatın almamızı önerdi.
Muhafız Güncelerinden
4 Ağustos 1953


"Evet hepsini not ettim. Eve gider gitmez bilgisayarın başına oturacağım. Saint Germain Kontu... Bu isim bana neden bu kadar tanıdık geliyor? Onu bir filmden biliyor olabilir miyim? Hayır o Monte Kristo Kontu'ydu." Öldüm Gülmekten.

"Önce hanımlar" diye mırıldandım.
"Parola?"
Quark edit bisküvi yada öyle bir şey.
"Qua redit nescitis," dedi Gideon
Eh, en azından yaklaşmıştım.


Bu arada ikinci kata gelmiştik. Sarı fraklı adam önümüze çıkan iki adamla kısaca bir şeyler fısıldaştı.
Şu parola neydi? Qua neskuik moskito muydu? Bunu mutlaka kafamın bir yerine yazmalıydım.


İlk kitap sarmadı diye biraz okuyup bırakmıştım canım senin yorumundan sonra keşke bırakmasaydım dedim.Yorumun için teşekkürler Gülmek :)



Kitap bir limandı benim için.
Kitaplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
Yanıtla #6074
« : Kasım 01, 2015, 08:01:41 ÖS »

BÖRÜLCE
*
Üye No : 182234
Nerden : Adana
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1488
Mesaj Sayısı : 4 330
Karizma = 2457



Ama bu kitap çok duygusal bitti yaaa    Ağlıyorum.  Yazar eğer serinin 3. kitabında kahramanlarımdan birini öldürürse çıldırırım.O kadar eziyet çektiler ki bu seri

mutlaka güzel bitmeli.Serinin 2. kitabı olan bu kitap 1.cisinden çok farklıydı.1. kitabı soluksuz okumuştum.Ama bu kitabın başlarında adapte olmakta çok

zorlandım.Sürekli bir aksiyon,bir sürü karakter.Kim dost,kim düşman çözene kadar baya bocaladım.İlk kitapta her şeye rağmen umut vardı.Bu kitapta ise

sürekli umutsuzluk,sürekli şüphe.Yine de ortalarından sonra su gibi akıp gitti.Distopya türünde okunabilecek en iyi serilerden birisi bence.Mutlaka okuyun.
Yanıtla #6075
« : Kasım 02, 2015, 11:38:55 ÖÖ »
Avatar Yok

Bendis
*
Üye No : 140261
Yaş : 34
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 3308
Mesaj Sayısı : 8 501
Karizma = 14453




Küçük Mutluluklar Pastanesi - Mary Ellen Taylor


Çoğunlukla kitap kapaklarından şikayet nedenim; Kapağı çok beğenip almak ve sonra içindeki kötü kurguyla-anlatımla karşılaşmaktan kaynaklanıyordu. Bu kitapta da yine beni kapak yanılttı, ANCAK bu sefer tam tersi oldu. Kapağına bakarak sevgi pıtırcığı dolu romantik komedi tarzında bir hikaye gibi düşünmüştüm, daha derin mevzular içeren bir kurguyla karşılaştım.

Annesi tarafından 3 yaşında bir pastanede terk edilen Daisy, yatırım sektöründe hızla yükselmiş iş ve aşk hayatı gayet güzel ilerlemekteyken bir anda hem işini hemde sevdiği adamdan ayrılarak aşkını kaybeder. Yaşadığı evi de elden çıkartarak son durağına aslında ilk durağı olan ailesinin yanına pastaneye döner. Yüz yıldır ailenin geçim kaynağı olan pastanede işe başlayıp ailesi ile birlikte yaşamaya başladığında pastanenin finansal durumunun kötüye gittiğini farkeder ve finans konusundaki tecrübesiyle pastaneyi ayakta tutmaya çalışmaya başlar. Geldiği ilk gün gerçek annesini tanıdığını söyleyen kadınla hayatı yeniden alt üst olur ve tekrar 3 yaşında terkedilmiş haline döner..

Kurgusu gayet güzel ama anlatımını çok beğendiğimi söyleyemem. Anne ve babasından bahsederken "Anne bunu yaptı, baba bugün geldi" gibi cümleler kullanıyor. Bunun yerine "Annem bunu yaptı, babam bugün geldi" gibi cümleler kurmamasının nedenini anlayamadım.

Eğer denk gelirseniz okumanızı tavsiye ederim.  Bye Bye


" Cesur hamleler macera isteğinden çok, umutsuzluktan doğarlar."

Yanıtla #6076
« : Kasım 02, 2015, 02:20:08 ÖS »

gokcicisi
*
Üye No : 123898
Yaş : 30
Nerden : Adana
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1
Mesaj Sayısı : 520
Karizma = 1031


WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

Do Opposites Attract - Kathryn Freeman

Sınıf ayrılığı gibisi yoktur – ta ki ayrı taraflarda olana kadar.
Brianna Worthington güzelliğe, ayrıcalığa ve oldukça dolgun bir banka hesabına sahiptir. Şahit olduğu en büyük zorluğu ise televizyonda görmüştür. Yine de annesinin hayır kuruluşu Medic  SOS’un Güney Amerika’daki kasırga sonrası problemlerle nasıl ilgilendiğini görmesi için davet edildiğinde, Brianna’nın kendisi bile kabul edişine şaşırır.
Başhekim Mitch McBride’ın ise ihtiyacı olan son şey, patronun kızının işlere burnunu sokmasıdır. Şehrin diğer tarafından olan ve tüm hayatını uçlarda yaşayan adam güzel bir yüz uğruna işini kaybetme riskini alacak değildir.

Zıt kutuplar birleşir, ateşle barut yan yana gelir, peki Brianna ve Mitch birbirleri arasında bir köprü oluşturabilecek midir?


****




Merhabalar, bu tatlış kitap yorumuyla işte geldim buradayım Gülmek :) Bir minnak not da ekleyeyim, kitap yakında benim çevirimle Agapi Yayınları etiketiyle çıkacak. Çoook heyecanlıyım!

Dün kitabı çevirirken bile, bir sonraki sayfaya hevesle geçmek istediğimi fark ettim. Yani ben bu kitabı çevirmesem de aynı heyecanla okurdum. Kitabımız zengin hanım kızımız Brianna'nın hayatına bir yön vermek amacıyla annesinin patronu olduğu hayır kurumunun yaptıklarını görmek için Güney Amerika'ya gitmesiyle başlıyor. Brianna özünde iyi bir kız, şımarık değil. Ama işte yerleşmiş bir takım halleri var. Güney Amerika'daki sığınmacı kampına götürdüğü hediyeleri okuyunca anlayacaksınız ne demek istediğimi Göz Kırp. Brianna burada başhekim Mitch ile tanışıyor, Mitch sert, ağır bir duruşu olan azıcık da sinirli bir adam. Aman endişelenmeyin saçından tutup sürükleyeyim tipi hödük modellerden değil! Sadece "ben yalnızlığımı seviyorum bana pek bulaşma istersen" tipi bir sinir. Mitch şımarık, zengin kıza bakıcılık yapmak istemiyor ama Brianna diğer kitap karakterleri gibi pısıp oturacak bir kadın değil. Ve ikilimizin macerası böyle başlıyor.

Kitap bence farklı bir yapıda. Her denilene evet diyen düşüncesiz kadın karakter yok. Brianna çok güçlü, ne istediğini bilen ve istediği için savaşabilecek çok içten bir kadın. Ben mesela hayranım ona. Keşke ben de bu kadar olabilsem. Mitch ise başta aksi tavırlarıyla ama o işine aşık haliyle bizleri tavlıyor. Zaman zaman "Eh yettin ama Mitch bu kız daha ne yapsın?" demek istiyorsunuz ama Mitch'in her karşı çıkışımıza bir cevabı var. Durum onun için de zor. Hiçliğin ve yıkıntıların arasındaki kampta hayat kurtarması gerek ama karşısına güzeller güzeli bir kadın çıkıyor! Zavallım neye uğradığını şaşırdı! Sadece kamptaki halleri yok tabii ki. Kamptayken sınıf farkını unutmak kolay, orada her şey eşit. Ya eve, İngiltere'ye geri döndüklerinde? "Siz ayrı dünyaların insanısınız" diyen mi ararsınız, sevip de kavuşamamış kişilerin ara bozma planları mı dersiniz. Peki Mitch ve Brianna ne yapacak bunlar karşısında? Cevabı kitapta! Gülmek :)
Kitabın devamı da ilgi çekici. Anlatım akıcı. Klişelerimiz tersine çevrilmiş durumda. Aşkı hissettiğimiz bir kitap. Ben çevirdiğim bir bölümü defalarca okudum, aynı anda hem gülmek hem ağlamak istedim. Güzel seviyor bebeklerim vesselam Gülmek :)

Neyse şimdilik bu kadar diyeyim, ağzınıza bir parmak bal çalıp kaçayım Gülmek :) Kitabın çıkmasına yakın alıntılarla da burada olmak istiyorum. Bekleyin derim! Gülmek :)

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Yanıtla #6077
« : Kasım 02, 2015, 03:22:47 ÖS »
Avatar Yok

Tourniquet
*
Üye No : 111994
Yaş : Yok
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 498
Mesaj Sayısı : 2 033
Karizma = 2123


WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

Do Opposites Attract - Kathryn Freeman

Sınıf ayrılığı gibisi yoktur – ta ki ayrı taraflarda olana kadar.
Brianna Worthington güzelliğe, ayrıcalığa ve oldukça dolgun bir banka hesabına sahiptir. Şahit olduğu en büyük zorluğu ise televizyonda görmüştür. Yine de annesinin hayır kuruluşu Medic  SOS’un Güney Amerika’daki kasırga sonrası problemlerle nasıl ilgilendiğini görmesi için davet edildiğinde, Brianna’nın kendisi bile kabul edişine şaşırır.
Başhekim Mitch McBride’ın ise ihtiyacı olan son şey, patronun kızının işlere burnunu sokmasıdır. Şehrin diğer tarafından olan ve tüm hayatını uçlarda yaşayan adam güzel bir yüz uğruna işini kaybetme riskini alacak değildir.

Zıt kutuplar birleşir, ateşle barut yan yana gelir, peki Brianna ve Mitch birbirleri arasında bir köprü oluşturabilecek midir?


****




Merhabalar, bu tatlış kitap yorumuyla işte geldim buradayım Gülmek :) Bir minnak not da ekleyeyim, kitap yakında benim çevirimle Agapi Yayınları etiketiyle çıkacak. Çoook heyecanlıyım!

Dün kitabı çevirirken bile, bir sonraki sayfaya hevesle geçmek istediğimi fark ettim. Yani ben bu kitabı çevirmesem de aynı heyecanla okurdum. Kitabımız zengin hanım kızımız Brianna'nın hayatına bir yön vermek amacıyla annesinin patronu olduğu hayır kurumunun yaptıklarını görmek için Güney Amerika'ya gitmesiyle başlıyor. Brianna özünde iyi bir kız, şımarık değil. Ama işte yerleşmiş bir takım halleri var. Güney Amerika'daki sığınmacı kampına götürdüğü hediyeleri okuyunca anlayacaksınız ne demek istediğimi Göz Kırp. Brianna burada başhekim Mitch ile tanışıyor, Mitch sert, ağır bir duruşu olan azıcık da sinirli bir adam. Aman endişelenmeyin saçından tutup sürükleyeyim tipi hödük modellerden değil! Sadece "ben yalnızlığımı seviyorum bana pek bulaşma istersen" tipi bir sinir. Mitch şımarık, zengin kıza bakıcılık yapmak istemiyor ama Brianna diğer kitap karakterleri gibi pısıp oturacak bir kadın değil. Ve ikilimizin macerası böyle başlıyor.

Kitap bence farklı bir yapıda. Her denilene evet diyen düşüncesiz kadın karakter yok. Brianna çok güçlü, ne istediğini bilen ve istediği için savaşabilecek çok içten bir kadın. Ben mesela hayranım ona. Keşke ben de bu kadar olabilsem. Mitch ise başta aksi tavırlarıyla ama o işine aşık haliyle bizleri tavlıyor. Zaman zaman "Eh yettin ama Mitch bu kız daha ne yapsın?" demek istiyorsunuz ama Mitch'in her karşı çıkışımıza bir cevabı var. Durum onun için de zor. Hiçliğin ve yıkıntıların arasındaki kampta hayat kurtarması gerek ama karşısına güzeller güzeli bir kadın çıkıyor! Zavallım neye uğradığını şaşırdı! Sadece kamptaki halleri yok tabii ki. Kamptayken sınıf farkını unutmak kolay, orada her şey eşit. Ya eve, İngiltere'ye geri döndüklerinde? "Siz ayrı dünyaların insanısınız" diyen mi ararsınız, sevip de kavuşamamış kişilerin ara bozma planları mı dersiniz. Peki Mitch ve Brianna ne yapacak bunlar karşısında? Cevabı kitapta! Gülmek :)
Kitabın devamı da ilgi çekici. Anlatım akıcı. Klişelerimiz tersine çevrilmiş durumda. Aşkı hissettiğimiz bir kitap. Ben çevirdiğim bir bölümü defalarca okudum, aynı anda hem gülmek hem ağlamak istedim. Güzel seviyor bebeklerim vesselam Gülmek :)

Neyse şimdilik bu kadar diyeyim, ağzınıza bir parmak bal çalıp kaçayım Gülmek :) Kitabın çıkmasına yakın alıntılarla da burada olmak istiyorum. Bekleyin derim! Gülmek :)


Tebrik ederim canım Gülmek :) merakla bekliyorum kitabı  Öptüm.
« Son Düzenleme: Kasım 02, 2015, 03:23:11 ÖS Gönderen : Tourniquet »
Yanıtla #6078
« : Kasım 02, 2015, 03:33:32 ÖS »
Avatar Yok

Bendis
*
Üye No : 140261
Yaş : 34
Nerden : Yurt Dışı
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 3308
Mesaj Sayısı : 8 501
Karizma = 14453


Tebrikler tekrardan Gökçem  Öptüm.
Yanıtla #6079
« : Kasım 02, 2015, 10:26:15 ÖS »
Avatar Yok

sanane_61
*
Üye No : 99109
Nerden : Trabzon
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 9901
Mesaj Sayısı : 13 434
Karizma = 40607


Tebrik ederim Gökçe HopHopKop. Tekrardan hayırlı olsun canım Utanıyorum.
Sayfa 1 ... 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 ... 678
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
2012 Kasım Ayı Burç Yorumları - Susan Miller Burç Yorumları
Burçlar
abra 4 9646 Son Mesaj Kasım 28, 2012, 05:21:38 ÖS
Gönderen : begpaz
2013 Mart Ayı Burç Yorumları - Rezzan Kiraz Burç Yorumları
Burçlar
abra 1 5645 Son Mesaj Şubat 20, 2014, 12:59:42 ÖÖ
Gönderen : Doğa güngör
2013 Mart Ayı Burç Yorumları - Nuray Sayarı Burç Yorumları
Burçlar
abra 1 4121 Son Mesaj Eylül 04, 2013, 10:44:43 ÖS
Gönderen : ZeyKerFan
2013 Mart Ayı Burç Yorumları - Susan Miller Burç Yorumları
Burçlar
abra 1 20694 Son Mesaj Şubat 27, 2013, 03:10:24 ÖS
Gönderen : uchideshii
Film Yorumları Buraya « 1 2 »
Sinema & Tiyatro ve Festivaller.
Bendis 11 8275 Son Mesaj Ağustos 08, 2016, 12:59:34 ÖS
Gönderen : Tourniquet


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular