Tanrı-Jennifer L.Armentrout Öncelikle
Seth'i daha çok seven bir okur olarak burdan Jen'e sevgilerimi(!) sunmak istiyorum. Öhöm öhöm kitabı okuyan ve Seth'i sevenler derneği bence şuan içimde kopan fırtınaları anlıyordur ve Jen'e nasıl nasıl sinir olduğumu da biliyorlardır.
'Yahu kadın, sen alıp benim o çocuksu şımarıklığı olan Seth'imi nasıl bu hale getirdin nasıl hı nasıl' diye isyan etmek istiyorum
Tamam Seth
dünyayı kurtaralım,insanlığı koruyalım,eşitliği sağlayalım havasında biri olmadı hiç bir zaman...Aksine konu Alex olmadığı sürece çok bencildi ama böyle
içten pazarlıklı,güç delisi,plancı bir herife nasıl çevirdin sen onu nasıl kıydın,Allahım isyanlardayııım ! Jen artık bu kitabı yazarken nasıl bir ruh halindeyse benim 2.kitap
Safkan'da gördüğüm Seth'den çok başka bir Seth'i kaleme almış. Gerçi Alex'in Seth'e tam anlamıyla güvenmemesiyle ve Seth'in onun uyanışını dört gözle beklemesiyle içindeki güce karşı olan zaafını belli etmişti ama madem böyle bir karakter tasarladın kafanda,niye 2. kitapta bu kadar tatlı bir şekilde çıkardın karşımıza ? Yahu tamam, ben de demiyordum ki bu çocuğu Alex'le başgöz et mutlu mesut yaşasınlar diye...Ama bu derece yerden yere vurmaya değer miydi ? Benim küçük Seth'im sadece sevgiye ihtiyaç duyan çocukluğunu baba figürü olmadan geçirmiş bir Apollyoncuktu,gel gör ki şimdi güç delisi bir
Tanrı Katili olma yolunda ilerliyor. Neyse Seth'e olanlara karşı tepkim aynen aşağıda bulunan gifteki gibidir canlarım
Ama şunu söylemem lazım,Jen'i Seth'e yaptıkları için asla asla affetmiyciğim !
Neyse Seth konusunda içimdekileri döktükten sonra geçelim kitabımıza,yine bir Jen klasiği olarak her kitapta daha iyi bir hal alıyor seri...bittikten sonra en çok hangi kitabı sevdiğime karar veremiycem sanırım
Kitap Seth ve Alex'in,New York Akitinden döndüğü zaman dilimiyle başlıyor. Alex New York'da ne kadar nefsii müdafa olsa da bir safkan öldürmüştü ve bu işi örtbas etmek için sağolsun Aiden'cığımız gönüllü olmuştu. Bu sebeple Alex'i NY'dan dönmesinin üstünden 5 gün geçmesi ve hala Aiden'dan herhangi bir ses çıkmaması sonucu oldukça endişeli bir ruh halinde buluyoruz. Ama çok meraklanmadan Aiden'dan haber alıyoruz ve kendisi Alex için bomba haber niteliği taşıycak bir mektupla dönüş yapıyor. Alex bu bomba haberle uğraşırken aynı zamanda Seth'le olan antremanları da devam ediyor... Hatta bu
'antremanlar' yeni bir
Apollyon runu kazandırıyor kızımıza hatta runların sayısı yavaş yavaş artıyor. Ama ne
antreman ne
antreman sormayın gitsin yani..
Bunlar haricinde yan karakterler de bizde büyük merak uyandırmaya başlıyor, örneğin;
'Leon nasıl her zaman bu kadar dakik ve kahinin sözlerini aynen tekrar ediyor',
'Peki ya Lucian'ın o güven vermeye çalışan iyi üvey baba tavırlarının altında ne var,aslında neler planlıyor' diye düşünmeden edemiyoruz ve merak etmeyin canlarım bu kitapta ikisiyle de ilgili cevaplarımızı alıyoruz. Hele Leon'la ilgili cevabımızı alınca
'Aman Tanrım !' demekten kendimizi alamıyoruz
Vee tabiki Alex'in başı yine beladan kurtulmuyor Konsey Başbakanı Telly'le uğraştığı yetmiyormuş gibi Thanatos mezhebi de peşinde ve Alex'in hayatını ciddi anlamda tehlikeye sokuyorlar, tabiki Jen bizi şaşırtmayıp yine bütün kötü olayları karakterimizin başından eksik etmiyor sağolsun
Ayrıca bu kitapta
Aiden&Alex ikilisi
'Amaan yemişim kuralları' deyip aşklarını itiraf ediyorlar..daha sonra ise malum öpüşüp barışıyorlar
Aiden'ı da biraz daha iyi tanımaya başlıyoruz ailesi hakkında daha çok bilgi alıyoruz ve Aiden'ın melezlere olan sempatisinin altındaki nedeni de keşfediyoruz
Ayrıca kitabın isminden de anlayacağımız üzere Tanrıları görme şansımız oluyor, bazılarının yalnızca adı geçiyor ama bazıları da hikayemize giriş yapıyor..ne yalan söyleyeyim hepsinin yaptığı girişler ayrı ayrı çok havalı olsa da
Hades en havalısıydı kendisini tebrik ediyorum
Ama şunu belirtmekte yarar var ki Tanrılar çok kızgın çok çok kızgın...çünkü Seth bir Tanrı Katiline dönüşmek üzere ve o iğrenç Lucian sürekli çocuğumun beynini yıkıyor
E hal böyle olunca tanrılar da Alex'in peşine düşüyor hatta önlerine masum insanlar çıksa dahi aldırmadan bir yıkım başlatıyorlar. Kitabın sonunda ise o çok beklenen Uyanış gerçekleşiyor ve bizim Alex'imiz de artık bir Apollyon oluveriyor. Alex gerçekten korktuğu gibi kendini kaybedip Seth'in etkisine girer mi 4. kitapta görücez
''Seth ?''
''Efendim ?''
''Seni rüyamda gördüm.''
Kehribar rengi gözlerinden birini araladı. ''Lütfen rüyanda çıplak olduğumuzu söyle bana.''***
''Beni deli ediyorsun.''
''Biliyorum .'' Gülümsedi. ''Duygularımız karşılıklı.''***
Ölmüştüm.
Hayır. Hayır. Hayır. Ölmüş olamazdım. Tanrılar aşkına daha dişimi bile fırçalamamıştım. İmkanı yoktu. ***
"Düğmelerden birini atladın." Seth ayağa kalktı ve göbeğimin üzerindeki düğmeyi ilikledi. "Hem kızarmayı kes. Herkes antreman yapmadığımızı düşünecek."
"Yapıyor muyduk?"***
"Çok pisim. Şöyle bir duşa girip çıkacağım. Temizlenmem lazım."
"Öyle bir şey yapma sakın." Kapının kulpu döndü. Kilitlememiştim. "Alex!"
"Çıplağım ama," diye uyardım.
Önce sessizlik oldu, sonra Aiden sordu. "Bunu duyunca içeri girmeyi istememem mi gerekiyor?"Bu yorumu da bu alıntılarla bitiriyorum ve gidip Seth için biraz ağlamayı planlıyorum dostlar, hoşçakalın :/