0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari  (Okunma Sayısı: 1569 Kere Okundu.)
« : Ağustos 20, 2008, 05:24:49 ÖS »

By.MuraT
*
Üye No : 7018
Yaş : 28
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1241
Mesaj Sayısı : 2 075
Karizma = 2788


Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari

--------------------------------------------------------------------------------

sığır vebası

Sığır Vebası, sığır ve mandalarda görülen, çok bulaşıcı ve çok öldürücü bir salgın hastalıktır. Hastalık genel durgunluk, bitkinlik, halsizlik, iştahsızlık, yüksek ateş, gözyaşı, burun akıntısı ve salya akıntısı gibi belirtilerle birden ortaya çıkar. 3 gün içinde bütün sindirim kanalında şiddetli kangrenli ve ülserli yangı şekillenir. 4. günde başlayan çok şiddetli ishal sonucu hayvan birkaç gün içinde ölüme sürüklenir. Ahırdaki hayvanların tümü hastalanır ve hemen hemen hepsi öldüğü için sığırların en öldürücü ve en bulaşıcı hastalığıdır.
Sığır Vebası insan sağlığı ile doğrudan ilgili bir hastalık değildir. İnsan, diğer çiftlik hayvanları ve ev hayvanlarına bulaşmaz.

Sığır Vebasının etkeni bir virüstür. Ateşli devrenin başlangıcından itibaren hasta hayvanın kanında, bütün iç organlarında, gözyaşı, burun akıntısı, salyası, dışkısı ve idrarında bulunur.

Bulaşmadan ortalama 4-7 gün sonra ilk hastalık belirtileri birdenbire ortaya çıkar. İştah ve süt verimi birden kesilir, hayvan çok bitkin ve durgundur, beden ısısı 41oC-42oC’ye kadar yükselir. Merme kurudur, burun göz ve salya akıntısı başlar.

Burun akıntısı başlangıçta seröz-sümüksel görünüşte daha sonraki günlerde irinli, nekrotik parçalı ve çok pis kokuludur. Burnun iç kesiminde kızarıklık, ödem, nekroz odakları, yer yer ülserleşmeler ve yalancı membranlar bulunur. Solunum hırıltılıdır.

İlk günden itibaren, ağız sıcak, ödemli, çok ağrılı ve pis kokuludur. Dudakların iç yüzeyinde, diş etlerinde,dilde, damakta ve yutakta kızarıklıklar şekillenir. Bir iki gün içinde, kepek serpilmişçesine yaygın nekrotik odaklar oluşur ve bunların dökülmesi ile sıyrıklar ve ülserler ortaya çıkar.

Hayvanın genel durumu giderek daha da ağırlaşır. Hastalığın 4.-5. Gününde şiddetli bir ishal başlar, beden ısısı normalin altına düşer. Dışkı çok sulu, pis kokulu ve kanlıdır. Ölüm oranı %95-100’dür.

Hastalığın tedavisi yoktur. Korunma aşılama ile sağlanır.


şap

Şap hastalığı çift tırnaklı hayvanlarda akut seyreden, çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Büyük ekonomik kayıplara neden olması ve ülkeler arası hayvan ticaretini etkilemesi nedeniyle oldukça önemlidir.

Şap hastalığı, ülkemizde sığır, koyun ve keçilerde görülmektedir. Bunun yanında özellikle domuzlar için büyük tehlike oluşturmaktadır.

Şap hastalığına neden olan virüsün 7 serotipi mevcuttur. Ülkemizde A, O ve Asia I tipi şap hastalığı görüldüğünden bu serotiplere karşı mücadele programı yürütülmektedir.

Şap virüsü güneş ışınları karşısında kısa zamanda ölür. Isıya dayanıksız olup, 37oC’de 12 saatte 85oC’de ise derhal ölür. Virüs karanlığı, kuruluğu ve soğuğu sever. Ülkemiz güneşli ve sıcak iklime sahip olması nedeniyle ve domuz yetiştiriciliğinin yok denecek kadar az olmasından dolayı şap hastalığı açısından avantajlıdır.



Hastalık akla gelebilecek her türlü vasıta ile oldukça hızlı bir şekilde yayılır. Hasta hayvanlarla direkt temas eden hayvanlar hastalığa yakalanırlar. Hasta hayvan salyaları ile kontamine olmuş yem, nakil araçları, hayvan bakıcıları ve celepler hastalığın yayılmasında önemli rol oynar. Hasta hayvanın bir yerden başka bir yere nakledilmesi yayılmada en önemli faktördür.



2-7 günlük inkübasyon süresi sonunda yüksek ateş, durgunluk, iştahsızlık ve süt veriminin düşmesi ile başlayan hastalık; 12-24 saat içinde ağız mukozasında, tırnak aralarında ve meme başlarında veziküller oluşmasına neden olur. Ağızda bol miktarda ip gibi uzayan salya ve hastalığa özgü karakteristik ağız şapırdatması görülür. Ağızda, tırnak aralarında ve memede oluşan veziküller 1-3 gün içinde yırtılır ve yerlerinde lezyonlar kalır, dil epiteli döküler. Hayvanların tırnakları düşebilir.


Alınacak Önlemler



A) Hastalık Görülmeden Önce :



1) Bakanlık programı gereği tüm büyükbaş hayvanlar ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere iki defa koruyucu olarak aşılanmalıdır.

2) Veteriner Sağlık Raporsuz ve kontrolsüz hayvan alınmamalıdır. Yeni alınan hayvanlar 15 gün müşahede altında tutulduktan sonra sürüye katılmalıdır.

3) Hayvan bakıcıları başka ahırlara girmemelidir.



B) Hastalık Çıktıktan Sonra :



1) Hastalık hiç vakit kaybedilmeden İl veya İlçe Müdürlüklerine yada en yakın Veteriner Hekime mutlaka ihbar edilmelidir.

2) Hastalar ve hastalıktan şüpheli hayvanlar derhal sürüden ayrılmalıdır.

3) Ahır dezenfekte edilmelidir.


tüberkiloz

Tüberküloz yada Verem dünyanın her tarafında insan ve bütün evcil hayvanlarda görülen, akciğer, karaciğer, barsak, beyin, meme gibi değişik doku ve organlarda tüberkül dediğimiz beyaz tebeşir görünümlü tipik bozukluklarla karakterize, kronik nitelikli ve bulaşıcı bir hastalıktır.

Hastalığın etkeni olan Mycobacterium tuberculosis; süt, peynir ve tereyağında aylarca canlı kalabilir. 70o C’de 15-20 saniyede ölür.

Hijyenik koşulların sağlanamadığı ahırlar hastalığın çıkışında ve yayılmasında en önemli etkendir.



Hastalığın Bulaşma Yolları :



İnsanlara tüberküloz hasta hayvanlar yoluyla, hasta hayvanlardan elde edilen süt ve süt ürünlerinin yeterince pastörize edilmeden yada kaynatılmadan tüketilmesiyle veya hasta hayvanların etlerinin iyi pişirilmeden yenilmesiyle bulaşmaktadır. Bulaşmalar aşağıdaki yollarla meydana gelir :



1- Solunum yoluyla

2- Sindirim yoluyla

3- Genital yolla ( Hastalıklı boğaların spermaları ile )

4- Ana karnında bulaşma

5- Deri yolu ile bulaşma ( Derideki yaralar yolu ile )

Hastalığın kuluçka süresi 10-50 gün arasındadır. Hastalık belirtileri klinik olarak ortaya çıkıncaya kadar mikrop saçılır. Hastalığın ilk belirtileri durgunluk, iştah azalması, zayıflama, beden ısısında özellikle akşamları yükselme ve lenf yumrularında ağrısız şişkinliktir. Hastalık akciğerlerde kuru kısa öksürük şeklinde kendini gösterir. Solunum hızlı ve hırıltılıdır. Hayvanın tüyleri kabarır ve matlaşır. Gözler donuk, göz kapağı soluk ve kansız bir hal alır. Sancılı ishal, karaciğer ve dalakta büyüme vardır. Böbrek vereminde idrar bulanık, irinli ve bazen de kanlıdır. uterus vereminde sarımsı, kokulu bir akıntı gelir. Gebe hayvanlar yavru atarlar. Meme vereminde ise memede sert şişlikler oluşur, memenin yapısı bozulur, süt verimi düşer. İleri dönemlerde süt iltihaplı ve kanlı bir görünüm alır.



Hastalığın Teşhisi :



Sürekli zayıflama, halsizlik ve lenf bezlerindeki büyüme veremden şüphe ettirir. Kesin tanı Veteriner Hekim tarafından uygulanan alerjik test (tüberkülin testi) ile yapılır. Verem olduğu kesinleşen hayvan tazminatı ödenerek mecburi kesime sevk edilir.



Hastalıktan Korunma :



İnsanlarda Korunma :

Sütlerin iyice kaynatılarak tüketilmesi gerekir. Pastörizasyon ve kaynatma başta verem mikrobu olmak üzere sütle hayvanlardan insanlara geçen birçok hastalıktan korunmak için en önemli yoldur. Kaynağı belli olmayan kontrolsüz yerlerden süt alınmamalıdır.



Hayvanlarda Korunma :

1- Sürüye sokulacak hayvanlar sürüye sokulmadan önce bir veteriner hekime muayene ettirilmeli, gerekirse tüberkülin testi yapılmalıdır.

2- Buzağılar sağlam annelerden alınan sütlerle beklenmelidir

3- Ahırlar kalabalık olmamalı, havadar olmalı ve sık sık temizlenmelidir.

4- Hayvanlara iyi bakım ve beslenme uygulanmalıdır.

5- Sürekli ve iyileşmeyen öksürük, nedensiz ve hızlı zayıflama, meme ve lenf bezlerinde şişlik gözlenen hayvanlar hemen sürüden ayrılmalıdır.

Bruselloz

Bruselloz, hayvanlarda "Brucella" etkenleri tarafından meydana getirilen, çeşitli organlarda kronik yangılar ve gebelerde yavru atmalar yapan, bulaşıcı hastalıklardan birisidir. Dünyanın her yerinde yaygın durumdadır. Hastalık insanlara da bulaşan, ( Zoonoz ) bir enfeksiyondur. Hastalık Brusella etkeninin tiplerine göre başlıca üç şekilde görülür.

1. Sığırlarda Bang

2. Koyun ve keçilerde Malta Humması

3. Domuzlarda Domuz Brucellozu



Sığırlarda Brucelloz :

Brucella abortus bovis tarafından meydana getirilen, akut ve kronik seyirli, enfeksiyöz bir hastalıktır. İneklerde, gebeliğin 5-7. ayında görülen yavru atma ile seyreder. Boğalarda enfeksiyon, sığırlara oranla daha az ortaya çıkar ve orşitis belirtileri ile seyreder .



Semptomlar :

Hastalığın en önemli semptomu, gebeliğin 5-7 inci aylarında ortaya çıkan abortuslardır. Bunun dışında kısırlık ve mastitis de görülür. Hastalıklı boğalarda penis yangılanır, şişer, üzerinde kabarcıklar belirir, orşitis meydana gelir, geçici bir iştahsızlık, düşkünlük ve ateş görülebilir.

Hasta sığırlarla temas eden insanlarda deri ve konjiktival yollarla bulaşma oluşur. Hastalık etkenleri, enfekte süt ve böyle sütlerle yapılmış peynirlerin taze olarak yenilmesi veya kontamine etlerin pişirilmeden kullanılması sonrasında , mide bağırsak kanalı mukozasından vucuda girerler. Hastalığın insandan insana geçmesi söz konusu değildir.



Korunma :

Brusellozdan korunma aşı ile olmaktadır.



Koyun ve keçilerde Brucelloz :

Hastalık başta koyun olmak üzere, keçi, at, eşek, domuz ve köpek gibi hayvanlarda görülmektedir. İnsanlarda Malta Humması olarak bilenen Br.melitensis enfeksiyonu, çok tehlikeli bir zoonozdur. Hastalığa özellikle veteriner hekimler, koyunculuk yapanlar ve kasaplar yakalanırlar.



Semptomlar :

Etken vücuda ; alimenter (bulaşık yem ve sularla), aorogen (Brusella içeren tozların solunmasıyla), sokucu sineklerin ısırması ve çiftleşme yoluyla girer.

Enfeksiyon koyunlarda belirli bir semptom göstermeden seyreder. Bu hastalıkta en çok görülen belirti abort veya erken doğumlardır. Koçlarda orşitis ve testis atropisi görülebilir.



Korunma :

Sağaltımı yasaktır. Korunma aşı ile sağlanır.


BSE

Ülkemizde ‘Deli Dana Hastalığı’ olarak bilinen Sığırları Süngerimsi Beyin Hastalığı (BSE), sığırların Merkezi Sinir Sistemini etkileyen, yavaş ilerleyen ve ölümle sonuçlanan bir hastalıktır.

Hastalık ilk olarak 1986 yılında İngiltere’de tespit edilmiş ve daha sonra diğer ülkelerde de rastlanmıştır. BSE, yetişkin sığırlarda ve genellikle 4-5 yaşındaki hayvanlarda görülmektedir.

Hastalık etkeninin Prion olarak adlandırılan ve nükleik asit içermeyen bir protein partikülü olduğu yönündeki görüşler çok yaygındır. Etken hayvanların beyin dokusunda, omuriliğinde ve retinasında yoğun olarak tespit edildiğinden AB Ülkelerinde bu organların insan tüketiminde kullanımı yasaklanmıştır.

Etken pek çok fiziksel ve kimyasal işleme dayanıklıdır. Tavsiye edilen inaktivasyon derecesi ortalama 134-138oC’de 18 dakikadır. Ancak bu ısı aralığında tamamen inaktivasyonun sağlanamayacağı belirtilmektedir.



Hastalığın Bulaşması :



BSE, enfekte et ve kemik unlarını içeren yemlerin alınması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Normal şartlarda sığırdan sığıra veya diğer hayvan türlerine geçtiğine dair bir bulgu bulunmamaktadır.



Klinik Bulgular :



Sığırların sinir sisteminde şiddeti artan bir dejenerasyon şekillenir ve hastalık ölümle sonuçlanır. İnkübasyon periyodu 2 hafta ile 6 ay arasında değişir. Şüpheli hayvanların büyük bir kısmı dikkatli takip eğildiğinde aşağıdaki semptomların çoğunu gösterir :



- Korku, endişe

- Sinirlilik, asabiyet

- Beton zeminde yürümeye,köşeleri dönmeye, kapalı alanlara girmeye, kapılardan geçmeye ve süt sağdırmaya karşı isteksizlik

- İnsanlara ve diğer sığırlara karşı saldırganlık

- Sağımda tekme atma

- Başı aşağıda tutma, baş ve boyun kısmına dokunmaya aşırı tepki

- Ses ve ışığa aşırı hassasiyet

- Kalkma zorluları

- Deri titremeleri

- Kondüsyon, ağırlık ve süt veriminde düşüşler



Hastalığın Teşhisi :



Canlı hayvanlarda hastalığı saptayabilecek bir test bulunmamaktadır. Hipomagnesemi, Nervous ketosis, Encephalic listeriosis ve diğer encephalitler, Polioencephalomalacia ve intra-cranial tümörler ile karışabilmektedir.

Bu hastalıklara özgü diğer belirtileri göstermeyen, sadece sinir sistemi hastalıklarına ilişkin belirtileri gösteren 20 ayın üzerindeki bir hayvan BSE şüpheli olarak değerlendirilmelidir.

Hastalığı teşhisi histopatolojik olarak beyin ve omuriliğin incelenmesi, immunohistolojik boyamalarda etkenin tespiti, elektron mikroskobik muayenelerde BSE fibrillerinin görülmesi ile olur.

Bakanlığımızca hastalık görülen ülkelerden çift tırnaklı canlı hayvan, havan maddeleri, hayvansal orjinli yem katkı maddeleri ve bu maddeleri ihtiva eden yemlerin ithal edilmesi 25.05.1990 tarihinde yasaklanmıştır.

Ülkemizde Bakanlığımıza bağlı Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri bünyesindeki laboratuarlarda, sığırlarda sinirsel bulgularla seyreden çeşitli hastalıkların teşhisi maksadıyla incelenen merkezi sinir sistemi dokularında BSE’ nin tanıtıcı bulguları tespit edilmemiştir. Mevcut diğer bilimsel kurumlarda da hastalığın tespit edildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır.

şarbon

Koyun, keçi, sığır, manda, at, deve,fil, domuz, köpek, kedi, rat ile kanatlılarda görülen ve bütün dünyaya yayılmış olan tehlikeli bir Zoonozdur. Etkeni Bacillus anthracis dir. Hayvanlarda yüksek ateş, dalakta büyüme, kanın katran gibi koyu renk alması ve pıhtılaşma yeteneğinin kaybolması, deri altı ve subseröz dokuların serohemolojik inflitrasyonu ile karakterizedir.



Enfeksiyonun oluşması :



Hastalık ahırda veya merada anthrax sporlarının bulaştırdığı yem ve suyun alınması ile ortaya çıkmaktadır. Hastalık sığırlara oral yolla, derideki yaralarla ve mikrop içeren tozların solunması ile bulaşmaktadır. Hastalığın insanlara bulaşması derideki yaralardan konjiktivalardan, ender olarak da solunum ve sindirim sisteminden olmaktadır.



Semptomlar :



Kuluçka süresi 1-14 gündür. Hayvanlarda perakut, akut, subakut bir seyri gösterir. Perakut formlarda sendeleme, solunum güçlüğü, halsizlik ve konvülziyonlar görülür, hastalar yere düşerek kısa sürede ölürler. Hayvanlarda ölümden hemen önce veya sonra vücudun doğal deliklerinden kanlı bir akıntı gelir. Akut ve subakut formlarda beden ısısı 41- 42 derecedir. Bir süre yüksek seyreden ateş aniden düşer hayvanlar 3-4 gün içinde ölürler. Olayların çoğunda huzursuzluk, iştahsızlık, önceleri konstipasyon, sonraları kanlı ishal, kanlı idrar görülür.



İnsanlarda anthrax olaylarının % 90-95'inde deri formu görülür. Hastalığın bir kaç saat ile üç gün arasında değişen kuluçka süresinden sonra, deride, etkenin giriş yerinde küçük kırmızı bir vezükül oluşur. Daha sonra kırmızı renkte ağrısız ve soğuk anthrax karbunkeli meydana gelir.



Hastalıktan kuşkulu olan hayvanların kesilmemesi gerekir. Kesilmiş hayvanın etlerin tüketimini yasaklayan yasal hükümlerde bulunmaktadır. Hastalığın bildirimi zorunludur.

Korunma aşıyla sağlanmaktadır.


Kuduz tüm sıcak kanlı hayvanların beyinlerinde yerleşen ve oradan sinirler yoluyla tükrük bezlerine gelerek salyadan yaraya bulaşan bir hastalıktır. Kuduza köpek, kedi, koyun, keçi, sığır, at gibi evcil hayvanların yanı sıra kurt, tilki, çakal, fare, sincap, gelincik gibi yabani hayvanlar ve insanlarda görülür. Yılan, kurbağa, kertenkele gibi soğukkanlı hayvanlar kuduz virüsünü taşımalarına rağmen hastalanmazlar; ancak ısırdıkları herhangi bir hayvana virüsü bulaştırırlar.



Hastalığın Bulaşması :



Hastalık, kuduz virüsü tarafından meydana getirilir. Virüsün vücuda girmesi için hayvanın ısırması, tırmalaması veya salyasının araya bulaşması gerekir. Virüs vücuda girdiği yerde bulunan sinirler yoluyla beyne gider, yerleşir ve orada çoğalır. Beyinde çoğalan virüs tekrar sinirler yoluyla tükrük bezlerine gider ve salyaya geçer. Kuduzlu bir hayvan diğer bir hayvanı veya insanı ısırdığı zaman hastalığı bulaştırmış olur. Isırılan yer beyine ne kadar yakın ise hastalık o kadar kısa zamanda meydana gelir.

Hastalığın kuluçka süresi ısırılma yerinin beyine olan uzaklığına, yaranın durumuna ve tedavi edilip edilmemesine bağlı değişiklik gösterir. Bu süre kesin olmamakla beraber;



İnsanlarda 27-64 gün

Köpeklerde 20-60 gün

Kedilerde 14-30 gün arasındadır.



Klinik Belirtiler :



Genel olarak tüm hayvanlar :



1- Sakin Devre

2- Saldırgan Devre

3- Felç Devresi olmak üzere üç devre gösterirler.



Köpekler :



Sakin devrede köpeklerin ani olarak huyu değişir. Sahiplerini tanımazlar ve evden uzaklaşırlar.. Bu devre 2-3 gün kadar sürer, sonra saldırgan devre başlar. Hayvan huzursuzdur, sağa sola saldırır. Ses ve ışığa duyarlıdır; göz bebekleri genişler. Odun, taş ve ot gibi yabancı cisimleri yer. Sesi kalınlaşır, havlama tipik ulumaya döner. Hayvan salyasını yutamadığı için ağızdan bol salya akar. Bazen hayvan bu devrede ölür. Ölmeyecek olursa felç devresi başlar. Felç arka ayaklardan başlayarak tüm vücuda ayılır. Hayvan felç nedeni ile yemek yiyemez ve su içemez, dolayısı ile suya ve yemeğe karşı bir hırs duyar bu durum halk arsında sudan korkma olarak yorumlanır. Hayvan giderek zayıflar ve 1-2 günde ölür.



Kediler :



Kedilerde görülen tüm bulgular köpeklerdeki ile aynıdır. Hayvanlar üzerlerin gidilince hemen insanın yüzüne doğu sıçrarlar. Bu durum yaraların beyne yakın olması nedeni ile çok tehlikelidir.



Sığırlar :



Sığırlara kuduz, kuduz bir köpeğin veya farenin ısırması ile geçer. Durgunluk, halsizlik, iştahsızlık ve süt veriminde ani düşme vardır. Hayvan yemi ağzına alır fakat yutamaz, ağzının kenarından geri düşürür. Su içemez. Gözleri büyümüştür, sabit bir noktaya bakar, devamlı böğürür. Felç başladıkta 3-6 gün sonra ölüm görülür.



Koyun ve Keçiler :



Koyun ve keçilerde saldırganlık görülmez. Huzursuzdurlar, gözleri kızarır, gözbebeklerinden biri büyük diğeri küçüktür. Koyunlar felç başladıktan 3-5, keçiler ise 8-10 gün içinde ölürler.

Tanı için beyin dokusu mikroskobik olarak incelenerek Negri Cisimcikleri aranır.



Korunma :


Hastalıktan korunma aşı ile olur. Aşılar 1 yıl süre ile hayvanları kuduza karşı korurlar.


koyun - keçi çiçeği

Küçük ruminantların vebası ( Koyun Keçi Vebası, Peste des Petits Ruminants, PPR) koyun ve keçilerde, yüksek ateş, sindirim sistemi mukozasında hemoraji, erozyonlar, gastroenteritis, ishal ve bronko-pneumoni ile karakterize, mortalite ve morbidite oranı yüksek viral bir hastalıktır.
Subklinik ve perakut formların dışında PPR'ın akut formunda klinik bulgular hastalıktan şüphe edilmesi için yeterlidir. Ancak perakut ve subklinik formlarda anemnestik bilgiler değerlendirilerek solunum ve sindirim sistemi semptomlarının birlikte görüldüğü olgularda diğer bakteriyel, viral ve paraziter hastalıklarla birlikte PPR'da göz önünde bulundurulmalıdır, kesin teşhis ancak laboratuar muayeneleri ile mümkündür.
Aşağıda belirtildiği şekilde yapılacak sistemik muayenelerde, muayene sonuçları düzenli olarak kayıt edilip alınacak örneklerle birlikte laboratuara ulaştırılmalıdır.

Genel durum;

Durgunluk, iştahsızlık, susuzluk, yüksek ateş, geviş getirmeme durumu, ishalin varlığı,


Solunum;

Solunum şekli, öksürük,

Lenf yumruları;

Lenf yumrularının büyüklüğü,


Gözler;

Bakışlardaki durgunluk, konjesyon, göz yaşı akıntısı ve özelliği,


Burun;

Burun ucunun kuruluğu, burun akıntısı ve özelliği, burun mukozasının durumu,


Ağız;

Diş etleri, ağız mukozası, damak, papillalar ve dilin duru-mu, ağızda koku mevcudiyeti,


Dehidrasyon;

Derinin dehidrasyon yönünden durumu,


Ayaklar;

Ayak lezyonları, yönünden incelenir.



Postmortem muayene :

Perakut ve subklinik formlarda önemli bir otopsi bulgusuna rastlanmazken tipik otopsi bulguları akut klinik formda görülür. Bu nedenle eğer mevcut ise açık tipik klinik semptom gösteren hasta hayvanlar öldürülerek otopsi yapılmalıdır. Hastalık sonucu ölen hayvanlarda ise postmortem muayeneler mümkün olduğu kadar çabuk yapılmalıdır. Hastalığın çok erken yada son dönemlerinde ölen hayvanların postmortem muayenelerinde önemli bir otopsi bulgusu görülmeyebilir.



Mücadele ve Kontrol :

Koyun keçi vebası hastalığı, istisnai durumların dışında her zaman hastalıktan ari ülke veya bölgelere hasta hayvan girişleri ile nakledilmektedir. Bu nedenle mücadelede hayvan hareketlerinin kontrolü büyük önem arz eder. Küçük ruminantlarda PPR hastalığının çıkmasından sonra hastalığın çevreye yayılması oldukça hızlıdır. PPR görüldüğünde uygulanacak karantina tedbirleri ve hasta hayvanların imhası hastalığın yayılmasına engel olur. Hastalık tespit edilen yerlerde hastalığın görülmediği fakat sirayete maruz hayvanlara çevreden merkeze olmak kaydıyla yapılacak aşı uygulamaları ile hastalığı kısa sürede kontrol altına almak mümkündür.
Koyun keçi vebası hastalığı, 21 Ekim 1997 tarih ve 23147 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 1997/10 No' lu tebliği ile ihbarı mecburi hastalıklar listesine alınmıştır. Şüpheli her vaka mutlaka takip edilmeli, hastalık görülmesi durumunda derhal ihbarı yapılmalıdır. Hayvan hareketlerinin kontrolü, karantina tedbirlerinin uygulanması ve hasta hayvanların imhası için 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanmalıdır.

RUAM

Ruam, başta at, merkep, katır gibi tek tırnaklılar olmak üzere, insan, kedi ve hayvanat bahçelerinde yaşayan yabani hayvanlarda görülen zoonoz bir hastalıktır. Merkep ve katırlarda akut, atlarda ise akut ve kronik olarak seyreder.

Hastalığın etkeni Pseudomonas mallei’dir. Etkenin ; fiziksel (ısı, ışık, kuruma) ve kimyasal ( dezenfektanlar ) maddeler ile kemoterapötiklere ( antibiyotikler, sülfonamid ve çeşitli ilaçlar ) karşı direnci zayıftır. Su yalaklarında, ruam apsesi irininde, rutubetli ve karanlık yerlerde uzun süre canlı kalabilir.

Hastalık hayvanlar arasında direkt ve indirekt yollarla bulaşır. Direkt bulaşma hasta hayvanların solunum havası, bulaşık suların içilmesi, kirli yataklık, tımar ve koşum takımlarının kullanılmasıyla meydana gelir. İnsanlar hastalığı enfekte hayvanlar ile temas sonucunda alırlar.

Etken vücuda girdikten sonra, lokalizasyon yerine göre Burun, Akciğer veya Deri Ruamı ortaya çıkar.

Hastalık Atlarda Başlıca Üç Klinik Form Gösterir :



1- Akciğer Ruamı : Yavaş gelişen kronik akciğer bozuklukları ile karakterizedir. Solunum güçlüğü vardır, hastalar çabuk yorulur, kanlı burun akıntısı ve zayıflama görülür.



2- Burun Ruamı : Çoğunlukla tek taraflı serömüköz bir akıntıyla başlar, bu akıntı gittikçe irinli bir görünüm kazanır, bazen kan pıhtıları içerir. Mukozada önceleri mısır tanesi büyüklüğünde kırmızı lezyonlar meydana gelir. Kısa zamanda bunları rengi sararır, papül şeklini alır. Daha sonra yerlerinde ülserler meydana gelir. Bunlar çabuk yayılır ve birbirleriyle birleşerek kenarları kemirilmiş görüntüsü veren büyük ülserler oluşturarak derinleşirler. Kıkırdak doku nekroze olabilir. Zamanla ülserler oluşturarak derileşirler. Daha sonra ülserler yerlerinde yıldız şeklinde izler bırakarak iyileşirler. Çene altı lenf yumrusu hipertrofiktir.



3- Deri Ruamı : Deri ve derialtı dokularda ruam nodülleri görülür. Zamanla bu nodüllerin üzerindeki deri nekroze olur ve yüzlek ülserler meydana gelir. Deri altındaki dokularda oluşan nodüller apseleşebilir, fakat bu apseler dışa açılmaz etrafları kapsülle çevrili olarak bulunurlar.Ruamdan ölen hayvanların otopsisi yasaktır. Tanı için klinik semptomlara, alerjik, bakteriyolojik ve serolojik muayenelere başvurulur. Ruam tanısında kullanılan test Mallein Testidir.



İntradermal Mallein Testi için boyun derisi traş ve dezenfekte edilir, kompasla deri kalınlığı ölçülerek kaydı yapılır. Deri içine 0.2 cc Mallein enjekte edilir. Reaksiyon 72 saat sonra okunur.



Değerlendirme şu şekilde yapılır; Mallein enjekte edilen yerdeki kalınlaşma 5 mm' den fazla ise pozitif, 3-5 mm ise şüpheli, 0-2.9 mm ise negatif kabul edilir. Mallein testi uygulanan hayvanlara ancak testten iki ay sonra serolojik olarak muayene yapılmalıdır.



Ruam hastalığının tedavisi insan ve hayvan sağlığı için tehlikeli olduğundan yasaklanmıştır. Hasta hayvanlar tazminatlı olarak itlaf edilirler.

ARI HASTALIKLARI
Amerikan Yavru Çürüklüğü :



Arıların yavru hastalıkları içinde en tehlikelilerinden olan oldukça bulaşıcı ve dünyanın her tarafında yaygın olarak görülen önemli bir bakteriyel hastalıktır. Gelişimini kovan sıcaklığında sürdürür ve çabuk çoğalır. Başlangıçta önlem alınmazsa koloni kurtarılamaz.

Bu hastalıkta korunma çok önemlidir ve ihbarı mecburidir.



Arıların Varroası :



İhbarı mecburi olup, büyük ekonomik kayıplara neden olan önemli bir dış parazit hastalığıdır. Bal arılarının larva, pupa ve erginleri üzerinde yaşar. Parazitlerin delici ve emici ağız yapıları vardır. Arıların hemolenfi ile beslenirler.

Hastalıkta korunma önemlidir. Hastalık bulunan kovanlarda sonbahar ve ilkbahar ilaçlamaları yapılmalıdır.

İhbarı mecburi olmayan bazı önemli arı hastalıkları ise şunlardır : Avrupa Yavru Çürüklüğü, Nosema, Kireç Hastalığı ve Taş Hastalığı.



Avrupa Yavru Çürüklüğü :



Dünyanın pek çok yerinde görülebilen bu hastalık, genç arıların larvaları beslemesi sırasında beslenme yoluyla bulaşır. Hastalığın etkeni, Bacillus alvei adlı bakteridir. Bakteriler larvanın bağırsağında gelişerek ölümüne neden olur. Ölü larvalar yapışkan olmayıp petek gözlerinden kolaylıkla çıkabilirler.

Avrupa yavru çürüklüğünde, hastalık antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Ağır enfeksiyon durumlarında hastalıklı petekler yakılarak imha edilmelidir.



Kireç Hastalığı :



Daha çok rutubetli yıllarda ve mevsimlerde görülen önemli bir yavru hastalığıdır. Etkeni Ascosphaera apis isimli bir mantardır. Arı larvaları etkenin sporlarını besinler ile alırlar. Hastalık, zayıf kolonilerde rutubetin çokluğu, kötü ve yetersiz beslenme sonucu daha şiddetli seyreder ve önemli ekonomik kayıplara neden olur. Koruyucu önlemler alınmalıdır.



Nosema :



Dünyanın heryerine yayılmış olan bu hastalık balıklardan insanlara kadar pek çok çeşitli canlılarda hastalık yapabilmekte olup, etkeni Nosema apis olarak adlandırılan bir protozondur.

Arıların kötü bakım ve beslenmesi, yetersiz protein alınması gibi nedenler hastalığın çıkışını kolaylaştırıcı faktör olarak rol oynar. Hastalık görülen kovanlarda arılar halsizdir, susuzluk çekerler, zamansız uçuş yaparlar, koloni git gide zayıflar. Bütün kovan arıların dışkılarıyla kirletilir.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari
« Posted on: Mart 29, 2024, 08:38:07 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari e-book, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari programı, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari oyunları, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari e-kitap, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari download, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari hikayeleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari resimleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari haberleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari yükle, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari videosu, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari şarkı sözleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari msn, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari hileleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari scripti, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari filmi, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari ödevleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari yemek tarifleri, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari driverları, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari smf, Ihbari Mecburi Hayvan Hastaliklari gsm
Yanıtla #1
« : Ağustos 21, 2008, 09:42:33 ÖÖ »
Avatar Yok

NesteR
*
Üye No : 7394
Yaş : 29
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 132
Mesaj Sayısı : 562
Karizma = 380


Bilgi İçin Teşekkürler ..
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Mecburi Bir Veda
Aşk Mektupları
elze 0 959 Son Mesaj Ekim 27, 2011, 02:01:31 ÖS
Gönderen : elze
Üniversite Derslerine Katılım Serbest Mi? Mecburi Mi ? Olmalı...
Münazara
-o_o-GökhaNur-o_o- 9 3845 Son Mesaj Haziran 22, 2012, 02:10:55 ÖÖ
Gönderen : yaseminyilman
Akil Hastaliklari
Ruh Sağlığı
Asortik Hatun 0 705 Son Mesaj Ocak 23, 2013, 09:45:22 ÖS
Gönderen : Asortik Hatun
Coroner Arter Hastaliklari: Kroner Yetmezlik
Kalp ve Damar Hastalıkları
Asortik Hatun 0 791 Son Mesaj Mart 18, 2013, 01:32:00 ÖÖ
Gönderen : Asortik Hatun


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular