Valla ben sıkıldıkça sevdiğim sahnelere tekrar göz atıyorum. Hemen en sevdiğim kitaplardan birinden daha alıntı yapacağım



"Sen de geçen haftanı konuk listeleri, düğün kahvaltısı menüleri ve birçok usandırı akrabayla geçirmiş olsaydın" dedi Jessica. " Sen de huysuz olurdun. Londra'daki her tüccar evini ablukaya almış ve oturma odanı kataloglarla ve örneklerle bir ambara benzetmiş olsalardı, sen de benim kadar öfkeli olurdun. Gazetede nişanlanma duyurumuzun yayınlandığı günden beri başıma üşüştüler."

"Hiçte huysuzlanmazdım." dedi Dain. " Çünkü asla canımı sıkmalarına izin vermezdim."

"Ben ? Yardım etmek ?? " dedi inanmaz bir tonda Dain. " Uşaklar ne halt yemeye yarıyor, seni küçük budala? Faturaları bana göndermeni söylemedim mi ben sana?

.............................

Dain Markisi 1928 Mayıs'ının on birine rastlayan güneşli bir pazar sabahında, merhum Baronet Bay Reginald'ın tek kız çocuğu Jessica ile Hanover Meydanı'nda bulunan St. George Kilisesinde papazın karşısına geçti.
Genel beklentilerin aksine Lord Dain o azametli binadan içeri girdikten sonra ne tavan çöktü ne de şimşekler çaktı. Sonunda Dain gelinini kollarının arasına sürüklercesine çekti ve dua kitabını elinden düşürecek kadar sıkı öptüğünde bir kaç yaşlı kadın bayılsa da St. George'un duvarlarını sarsan hiçbir gök gürültüsü duyulmadı.

.................................

Güzel, olanaksız annesine sadece bakmak bile onu mutlu edecekti. Hiçbir şey istemeyecekti... Ya da çok az şey : Sadece bir an için yanağında yumuşacık bir el. Tutkulu bir sarılma. Kendisini iyi hissedecekti. Deneyecekti...


Loretta Chase - Senden Önce Senden Sonra

Canım bu kitabı okumadıysan kesinlikle öneriyorum

Burdaki yorumlar ve alıntılar okuyacaklarımı belirliyor kesinlikle

''Aşk, insanın kendini keşfetmesini sağlıyordu.Ama olan olmuştu.Bir ara yüksek bir yer bulup kendimi aşağı atmalıydım ama şu an, bunu düşünecek an değildi.Ağzımdan çıkan çıkmıştı artık.Aşk aptallıksa,aptaldım.Yapacak bir şey yoktu...''


       Ellerini cebine sokmuş,kaldırımda duruyordu.Onu görmek,uçurum kenarında durmak gibiydi.İçimden bir ses,''Sonunu boş ver, belki de uçabilirsin'' diyordu.''Uçamazsan da düşüşün heyecanını yaşarsın''.Mantıklı yanımsa ''Bu bir cinayet ! '' diye bağırıyordu.
       İnsan delirdiğini hangi noktada anlar?

Kylie Scott - Aşkın Müziği

Fantastik bir kitap mı?

Hayır güncel roman .Kitapta bana çok komik gelen bir bölümü paylaştım .Kate Slade in kendisine yaklaşmaması için sanki evde onu bekleyen

bir erkek arkadaşı varmış gibi köpeği Robertten bahsediyordu -tabi onun bir köpek olduğunu söylemiyor-Eve gitmem lazım Robert ben     

özlemiştir." diyerekten çıldırtıyordu. Ve ilk defa onun evine gittiğinde köpeğini görünce Slade çok şaşırdı. İşte ondan sonra benim paylaştığım

bölüm geliyor.

Çatal dilli,benekli,saydam bir yılan gökyüzünde süzüldü... Küçük şeylerin tanrısı-Arundhati Roy

''Böyle şeyler olurdu ya da Donald Rumsfeld'i yorumlayacak olursak, bilinen bilinirler, bilinen bilinmezler ve bilinmeyen bilinmezler vardı.Medya, eski savunma bakanının bu ifadeleriyle alay etmişti ama bu ifade, Vince gibi sadece bilinmeyen bilinmezlere sürüklenecekleri ve lanet bilinen bilinmezlere bulaşan adamlar için, çok şey ifade ediyordu.Vince, bilinen bilinirlerin iyi yapılmış planlarını severdi.Zorlukları önceden görmeyi severdi.Bilinen bir bilinir, bilinen bir bilinmeze dönüşmeden önce, karşılaşacağı sorunları görmeyi severdi.Ya da daha kötüsü.İşlerin iyice karıştığı ve hareket eden her şeye ateş yağdırıldığı, bilinmeyen bilinmezler.Hepsinin canı cehenneme.''   

Rachel Gibson - Yoksa Hala Bekar Mısın?

"Bu kadar basitti ancak sevişme konusunda, birçok erkeğin o kadar da iyi olmaması gerçekten şaşırtıcıydı. Kafa karıştırıcıydı. Bir numaraları işleri seks değil miydi? Gerçekten bir işe sahip olmaktan bile önce gelmiyor muydu?"

Rachel Gibson - Yoksa Hala Bekar mısın?