0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler  (Okunma Sayısı: 878 Kere Okundu.)
« : Ağustos 12, 2008, 07:23:11 ÖS »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


İnfaza Çağrı’nın siyasi baskı, hapis hayatı ve idamla ilgiliymiş gibi görünen hikâyesinin olmadık yerlerinde şöyle şeylerle karşılaşıyoruz: “Rodion’u, açık kapıyı ve kovaları uzaklaşan bir perspektife emanet eder etmez özgürlüğün dalga dalga kabardığını duyumsadı”, “Cincinnatus bir esneme krizine tutuldu -gözyaşları yanaklarından aşağı süzüldü, ancak yine de damağının gerisinde boğum boğum üstüneydi”, “...işitilen dünyanın yinelenmesinden hoşlandıkları için kulaklarını tıkayıp açan çocuklar gibi.”
Bir şeyleri uzaklaşan perspektife emanet etmek, esnerken damağın gerisinin boğum boğum olması, çocukların dünyanın sesini açıp kapamaları... bunların hepsi edebi birer mücevher. Ama İnfaza Çağrı daha çok, içinde paslı çiviler, eskimiş contalar ve lime lime olmuş dübellerle beraber her nasılsa mücevherlerin de durduğu teneke bir kutuya benziyor.

Nabokov, İnfaza Çağrı’yı yazmaya Berlin’de, 1934’te başladı -daha kesin bir tarih vermek gerekirse, 24 Haziran 1934 gecesi: “Kitabın ilk taslağını o gece, büyük bir heyecan ve arkası kesilmeyen bir ilham yağmuru içinde yazdım.” O sıralarda karısı Véra ve bebekleri Dmitri ile birlikte Berlin’de bir pansiyonda yaşıyor, tenis ve satranç dersleri vererek ailesini geçindiriyor ve 1917 Devrimi’nden kaçıp çeşitli Avrupa ülkelerine iltica etmiş olan Rusların yayın organı Sovremennye Zapiski’ye V. Sirin müstear adıyla hikâyeler ve tefrika edilmek üzere romanlar vererek edebi bir kariyer yapmaya çalışıyordu. İnfaza Çağrı’yı, üzerinde uzun süredir çalıştığı ama bir türlü bitiremediği bir başka romanı, (John Updike’a göre Rusça romanlarının en başarılısı olan) Yetenek’i yarıda bırakarak yazmaya başladı Nabokov. Kısa bir süre içinde bitirdi, yayımlattı ve ömrünün sonuna kadar da fırsat buldukça bu romanın kalbindeki yerinin bir başka olduğunu, en çok değer verdiği ve bağlılık duyduğu kitabı olduğunu söyledi.

O çok nadir ruh hali

Nabokov’un bir kitap olarak İnfaza Çağrı’dan çok, o kitabı yazarkenki -hayatında yalnızca bir defa yaşadığını söylediği- ruh halini sevdiğini ve kaybedilmiş bir cennet gibi özlediğini düşünmek mümkün. 1929 tarihli hikâyesi “Patates Cini”nin bir yerinde bu ‘cennet-gün’lerden söz eder: “Yılın her ayrı günü yalnızca bir tek kişiye sunulmuş bir armağandır -en mutlu olana. Öteki insanlar onun gününü kullanırlar, güneşin keyfini çıkarır ya da yağmurdan yakınırlar, ama günün asıl sahibinin kim olduğunu bilmezler hiçbir zaman. (...) İnsan hangi günün kendisine nasip olacağını tam bilemez, hangi önemsiz ayrıntıyı ömür boyu unutmayacağını da. (...) Zaten çoğu kez, yalnızca geriye baktığında kavrar o günün kendisine ait olduğunu, takvimin yaprağını koparıp, buruşturup masanın altına attıktan, üstündeki rakamı unuttuktan çok çok sonra anlar.” Her yazarın hayatında bu günlerden bir tane vardır: Tolstoy’un, Strindberg’in, Kafka’nın (Ceza Sömürgesi’ni yazdığı gece), Faulkner’ın, hatta muhtemelen o kadar az yazmış Yahya Kemal’in bile. Konu dışına daha da fazla çıkmak pahasına Pessoa’dan bir alıntı yapacağım: “Sonunda pes ettiğim gün -8 Mart 1914- bir konsola yanaştım ve bir parça kağıt alarak yazmaya başladım; ayakta, becerebildiğim her zaman yaptığım gibi. Ve doğasını tanımlayamadığım bir çeşit vecd halinde, birbiri ardına otuz kadar şiir yazdım. Hayatımın zafer günüydü ve bir daha asla benzerini yaşayamayacaktım.”

Önemsiz bir ayrıntı: Nabokov da ayakta yazanlardandı. Bir kısmı ayakta, bir kısmı yemek masasının üzerinde, bir kısmı da bir odasını kiraladıkları Berlin’deki pansiyonda tadilat gürültüsü eksik olmadığı için en sakin yer olan banyoda, küvetin içinde yazılmış olan İnfaza Çağrı’yı, ‘geriye baktığında’ Nabokov’un gözünde bir başyapıt halesiyle çeviren de, bu orta halli göçmen hayatının ortasına sanki cennetten düşüveren 24 Haziran 1934 günüydü. Kitabı daha sonra “Rusya’nın milattan sonra 3000 yılındaki hali” diye de tanımlayacaktı: cennetten düşen bir gün ona sanki cehennemi hakkıyla tasvir etme gücünü bahşetmiş gibi hissediyordu.

Bu cehennem, bilinmeyen bir zaman ve bilinmeyen bir ülkedeki bir hapishane. İdam cezasına çarptırılmış olan Cincinnatus C., çevresinde kalabalık eden palyaço kılıklı memurların -gardiyan Rodion, müdür Rodrig İvanoviç ve avukat Roman Vissarionoviç- arasında, kitap boyunca bunalarak hayallerinden bir gerçeklik inşa etmeye çalışıyor. ‘Gerçeklik’ lafın gelişi değil: Cincinnatus hakikaten, çevresini saran ve yaklaşan idam gününü de içeren kaba ve saçma ‘gerçekliğin’ yerine hayal gücüyle kurup somutluk kazandıracağı daha ‘sahici’ bir gerçekliği koyabilmeyi istiyor. Hücresinin duvarları arasında sıkışıp kalmış olduğu halde istediği yere gidebileceği, idam edildiği halde yaşamaya devam edeceği bir başka hayatı mümkün kılmaya çalışıyor. Sonunda bunu beceriyor da: eğer varolduklarına inanmazsa varoluşlarının sona ereceğine inandığı hapishane, cellatlar ve ölüm, infaz vakti gelip balta ensesine indiğinde, inancını doğrulayarak bir anda yok oluyorlar.

İnfaza Çağrı, ilk sayfasından itibaren, nereye varmak istediğini bilen, iyi hesaplanmış adımlarla okuyucuyu da kolundan sürükleyerek o noktaya vardıran bir kitap, ama etkisiz ve insani içerik açısından kupkuru bir dünyası var. Olan şu: Kitabın hiçbir yer ve hiçbir zamanda geçen hikâyesini, her yerde ve her zaman geçebilecek bir hikâye olarak okuyoruz. Her yerde ve her zaman geçebilecek bir hikâyenin, belli bir zaman ve mekâna sığıştırılmış bir hikâyeye göre daha büyük bir temsiliyet iddiası, ‘her zamanın ve her insanın hikâyesi’ olabilme gücü taşıyacağı düşünülebilir. Ama olmuyor. Cincinnatus C.’nin özdeşleşmeyi imkansız kılacak kadar ‘gevşek’ bir genelliği var. Zindanda bir hikâyenin kahramanı olarak değil, Nabokov’un bir an önce ifade etmek istediği parlak bir fikrin aracı olarak oturuyor. Nabokov’un mutlu bir geçmiş günü hatırlama zevkiyle edebi gücü birbirine karıştırdığı yerde, biz okuyucular ilhama fazla bel bağlamanın zararlarını görüyoruz.

Ama kitapta dikkatli bakılırsa keşfedilebilecek küçük mücevherler de var, ve onları Nabokov’un bu kuvvetle inandığı ve çok parlak bulduğu fikri okuyucunun gözüne sokmuş olmamak için lafı dolandırdığı o kuytu yerlerde buluyoruz: Rodion’un, açık kapının ve kovaların ‘uzaklaşan bir perspektife emanet edilişi’nde, Cincinnatus’un boğum boğum olan damağında ve dünyanın yinelenmesinden hoşlandıkları için kulaklarını tıkayıp açan çocuklarda...


WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler
« Posted on: Nisan 27, 2024, 12:58:25 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler e-book, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler programı, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler oyunları, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler e-kitap, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler download, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler hikayeleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler resimleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler haberleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler yükle, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler videosu, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler şarkı sözleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler msn, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler hileleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler scripti, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler filmi, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler ödevleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler yemek tarifleri, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler driverları, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler smf, Edebî Mücevherler Ve Paslı Çiviler gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Aşınmış, Çürük, Paslı, Kirli, Çatlak Fırça Seti (önizlemeli)
Photoshop
By.TuRuT 1 1063 Son Mesaj Mart 02, 2009, 05:14:17 ÖS
Gönderen : [B]a[R]a[N]
Türk Edebiyatında Edebî Akımlar.
Edebiyat
Honey_Face 0 891 Son Mesaj Kasım 30, 2012, 06:24:19 ÖS
Gönderen : Honey_Face
Paha Biçilmez Mücevherler Ilk Kez Sergide
Güncel Haberler
sanane_61 0 523 Son Mesaj Ekim 30, 2013, 11:15:26 ÖS
Gönderen : sanane_61
Kadayıfın Altından Mücevherler Çıktı
Güncel Haberler
-Trinity- 0 951 Son Mesaj Ekim 26, 2015, 03:34:53 ÖS
Gönderen : -Trinity-


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular