Prof. Dr. Kandemir, insanlık tarihinin başlangıcından beri diş ve diş etlerini hastalıktan korumanın esasının, dişlerin üzerine biriken mikrobial plağı, diş ve diş etlerine zarar vermeyecek sertlikte bir cisimle her gün düzenli olarak ovup temizlemek olduğunu söyledi.



Diş temizliği için ilk çağlarda hayvan kemiği, kuş tüyü, kıl, dokuma parçaları, ağaç dalları ve kök liflerinin (misvak) kullandığını belirten Prof. Dr. Kandemir, M.S 500. yıllarda ilk kez Çin'de hayvan kıllarından yapılmış diş fırçasının icat edildiğini, 1930'lu yıllarda da naylon diş fırçasının kullanılmaya başlandığını ifade etti.



-DİŞ MACUNU REKLAMLARI-

Diş macunlarının kozmetik maddeler sınıfında yer alması nedeniyle reklamının serbest olduğunu belirten Prof. Dr. Kandemir, firmaların bu maddelerin reklamını ilaçmış gibi yaparak istismar ettiğini savundu.

Reklamlarda diş macununun, diş üzerindeki mikrobial plağı yüzde 98 oranında yok ettiği ve diş eti hastalıklarını yüzde 88 tedavi ettiği iddialarının yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Kandemir, şöyle devam etti:

''Özde aynı olan ama farklı kelimeler kullanılarak 12 ayrı sorun üretilmekte, bunları diş macununun çözdüğü öne sürülmektedir. Oysa ağızda diş çürüğü, diş eti hastalıkları ve ağız kokusu diye 3 sorun vardır. Öncelikle mikrobial plağı yüzde 98 oranında yok edersek ağızda hiçbir sorun kalmaz. Bugüne kadar bu macunları kullananların ağzındaki diş ve diş eti sorunları çözüldü mü? Reklamlarla, diş eti hastalıkları konusunda halka çok yanıltıcı bilgiler verilmektedir. Diş eti hastalığını ancak diş hekimi tedavi edebilir. Bu reklamlara göre diş çürüğü ve diş eti hastalıklarını macunlar önlemektedir. Bu doğruysa, o zaman Türkiye'de diş hekimine gerek yoktur. Herkese macun dağıtılmalıdır.''

Macunların diş temizliği ve beyazlatmaya yardımcı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kandemir, ''Ağız diş sağlığı için öncelik diş fırçası ve diş ipi kullanımındadır. Etkili ve düzenli kullanılırsa, bu iki araç ağız diş sağlığı sorununu yüzde 100 çözmektedir'' dedi.