0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Depresyonun Sınıfsal Karakteri  (Okunma Sayısı: 639 Kere Okundu.)
« : Ocak 22, 2013, 01:37:27 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


Depresyon, kişinin yaşamını, sosyal ilişkilerini ve ekonomik işlevlerini sarsan ciddi bir sosyal problemdir. Depresyonun oluşmasında, bireyin sosyo-ekonomik imkânlarının, yaşantı tarzının, ve sahip olduğu değerlerin belirleyici bir etkisi vardır. Sosyoloji, yapısal sosyal şartların bireylerin hayat şanslarını etkilemede oldukça önemli olduğunu belirterek bununla ilgili teorik görüşler sunduğundan depresyonun anlaşılmasında sosyolojik bir perspektifin faydalı olacağına inanıyoruz. Durkheim, orta sınıf insanlarının, alt sınıftaki insanlardan daha mutlu olduğunu söylediğinde, bir açıdan orta sınıfın hayat koşullarının, alt sınıftan daha iyi olduğunu kastederek, insanların ruhsal sağlıklarıyla sınıfsal pozisyonları arasındaki ilişkiyi formüle etmiş oluyordu (Durkheim,1992:245-250). Gerçekten de eğitimsizlik, işsizlik, gelir düşüklüğü ve adaletsiz gelir dağılımı gibi, birbirleriyle yakından ilgili sorunlar, hem yaşam koşullarındaki sorunların ve hem de sağlık hizmetlerine ulaşmadaki engellerin başını çeken ve ruhsal anlamda gerilimler yaratan ciddi sorunlar olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda, bireylerin hayat şanslarının oluşmasında, onların ait oldukları sınıfsal konumun ve genel anlamıyla içinde yaşadıkları tabakalaşma tarzının önemli bir etkisi olduğunu düşünerek, analizlerinde sınıfsal çelişkileri temel alan çatışmacı teorinin, depresyonun anlaşılmasında önemli açılımlar sunabileceği söylenebilir.

Depresyon Kavramı

Türkçede ruhsal çöküntü olarak kullanılan depresyon kelimesi, üzüntülü ve umutsuz bir ruh halini ifade eder. Depresyon sözcüğü, aşağı doğru bastırmak, çekmek, bitkin, gamlı, kederli, cesaretini kırmak, donuklaştırmak ve durgunlaştırmak anlamına gelen, lâtince kökenli depressus kelimesinden türetilmiştir (Köknel,1989a:14). Depresyonlu hastalar, depresyonu, kendileri ve diğerleri arasındaki bir duvar olarak nitelemektedirler" (Littauer,1997:10). Bu açıdan, depresyonun, toplumsal hayatı ve insanlar arası ilişkileri olumsuz etkileyerek sosyal çözülme yaratan ciddi bir sosyal problem olduğu söylenebilir. Çünkü, insanları hayata ve diğerlerine bağlayan temelde duygusal yapı olduğundan, depresif duygulanımın anormal etkisi, bilişsel ve duygusal tutarlılığı sarsarak, sosyal yaşamın normal sürekliliğini tehlikeye sokabilir.

Depresyon durumunda, hayattan zevk alamama, yaşama olan ilginin azalması, elemli duygulanım ve düşünceler, umutsuzluk, kötümserlik, suçluluk, ilgi kaybı, enerji kaybıyla gelen aşırı yorgunluk, tükenmişlik, uykusuzluk veya aşırı uyku hali, çok seyrek de olsa, ses duyma, hayal görme, sanrılar, intihar düşünce ve girişimleri, kendine ve başkalarına olan güvensizlik, kendini küçük görme gibi haller görülebilir (Öztürk,1997:237). İnsan yaşamının herhangi bir diliminde, yukarıda sayılan bazı belirtilerin bulunması mümkündür. Herkes, her zaman, bir yakının kaybını yaşayıp, maddi ve manevi olumsuzluklarla, beklenmedik bir anda karşılaşıp düş kırıklıkları içine düşebilir. Ancak, depresyonlu sayılmak için bu özelliklerin hepsinin bulunması gerekmez. Birkaç özelliğin birlikte bulunması, bu konuda yeterli sayılmaktadır. Bu anlamda, depresyonu ayırıcı kılan nitelik, ona ait bir takım belirtilerin, marazi denilebilecek sıklık, süre ve şiddette olmasıdır.

En ağır psikotik hastalıktan nörotik, normal sınırlar içinde ılımlı bir mizaç bozulmasına kadar, geniş bir klinik bozukluklar yelpazesini kapsayan depresyon, normal, geçici, anlık bir emosyondan (duygulanım), bir hastalığın herhangi bir belirtisine ya da tam anlamıyla bir psikiyatrik bozukluğa kadar, bir çok durumu kapsayabilen bir kavram olarak kullanılabilmektedir (Alper, 1997: 10-15). Bilişsel ve duygusal olmak üzere, iki boyutta değerlendirebileceğimiz depresyon, hangi anlamda kullanılmış olursa olsun, elem ve ümitsizlik doğrultusunda artmış olan, duygulanımı ifade eder. Becke göre depresyon, temelde bir duygulanım bozukluğu değil, bilişsel bir bozukluktur. Bu durumdaki biri, geleceğe, kendisine ve dış dünyaya karşı, olumsuz bir tutum geliştirir ve bu olumsuz bilişsel şemalar, giderek, olumsuz yargı ve düşüncelerin temelini oluşturarak onun sosyal yaşamını alt üst eder (Öztürk, 1997: 233).

Çatışma Teorisi ve Depresyon

Sosyal çatışma teorisi birbirinden farklı birçok görüşü bünyesinde barındıran en önemli makro teorilerden biridir. Sosyal yapının iktisadi ilişkilerle şekillendiğini ileri süren bu teori, çatışmanın sosyal değişmenin motoru olarak sınıflar arası ilişkilerce belirlendiğini ileri sürer. Çatışma teorisinin temeli, üretim araçlarının paylaşımına bağlı olarak, sınıfsal yapının, sosyal ilişkilerle birlikte, sınıfsal bilinci ve tarihsel gelişimi belirlediği fikrine dayanır (Arslantürk,2000:487-491). Çatışma teorileri, analizlerinde, tahakküm ve yabancılaşma kavramlarını temel aldıklarından sosyal yapının, bireylerin, üretim ilişkilerindeki sahiplik pozisyonlarına bağlı olarak, içerisinde barındırdığı çatışmanın yoğunluğuyla, insanlar arası ilişkilerin niteliğini ve kalitesini belirlediği varsayımını temel alırlar (Aron,1989:109-110). Sınıf bilinci, çatışma teorisinin ana teması olarak, bireylerin gerçeği algılamalarını ve onların yaşadıkları olaylar karşısındaki davranışlarını ve ruhsal tutumlarını etkiler. Üretim ilişkilerinin, ekonomik ve politik gücü belirlediği varsayımına dayanan bu teori, güç dağılımının kaynakların, sosyal imkânların, kimler arasında, nasıl paylaştırılacağını belirlediği düşüncesinden hareketle, sosyal ilişkilerin kalitesini ve ruhsal hastalıkları, sosyal yapıdaki güç ilişkilerinin bir yansıması, sonucu olarak değerlendirir. Ancak, ruhsal hastalıklarla ilgili bu perspektif, çatışma olgusunu, sadece, büyük gruplar arası ilişkilerde ve makro sorunların analizinde değil aynı zamanda, küçük gruplar arasındaki ilişkilerin ve onlarla ilgili sorunların analizinde kullanır (Alcock,1997:123). Gerçekten de çeşitli büyüklüklerdeki gruplar, aileler kişiler arası çatışmanın bir sonucu olarak ciddi sıkıntılar yaşarlar. Tedavi arayan çeşitli kişilerin de, genelde, güç paylaşımı, eşit olmayan güç paylaşımı nedeniyle yaşanan çatışmalardan dolayı psikiyatra geldikleri ileri sürülmektedir.

Bu teori, kapitalist ekonominin, çalışma koşullarıyla birlikte, belirli bir sınıfın çıkarına hizmet eden sürekli kâr arayışı ve esnek olmayan üretim yapısı nedeniyle, çalışan sınıfların sırtındaki yükü arttırarak, onlarda stres ve ruhsal hastalıklara yol açtığını ileri sürmektedir. Bunun yanı sıra çatışma teorisyenleri, teknolojik gelişmelere rağmen toplumun yoksulluğu azalmak yerine, sınıflar arasında artan bir farklılığın, yabancılaşmanın, ruhsal yapıyı sarsan bir çözülmeye yol açabileceğini dile getirmişlerdir (Cockerham,1992:101). Çünkü, sosyal çözülmenin en önemli faktörlerinden biri, sınıfsal farklılıkların, yarılan kolektif bilincin sosyal dokuyu bozabilecek boyutlarıdır. Kapitalist ekonomideki çeşitli kurumların işleyiş tarzının, para politikaları ve krizleriyle sınıfsal uçurumları arttırarak ruhsal sorunlara neden olacağı tahmin edilebilir. Bununla birlikte, gecekondu, düşük gelir, işsizlik gibi kötü yaşam koşullarını hazırlayan birtakım sosyo-ekonomik sorunların zihinsel bir rahatsızlığa yönelik etkilerini, teorik bir bağlamdan kopuk bir şekilde açıklamanın yeterli olamayacağı ifade edilebilir. Çünkü, toplumsal beklentileri içeren birtakım sosyal ve ekonomik ihtiyaçların elde edilememesini ifade eden yoksunluk, ancak, kapitalizm bağlamında ve bu sistemin kültürel, sosyal ve ekonomik bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilebilir. Nitekim, ruhsal rahatsızlıkları çatışmacı teori bağlamında yorumlayan Fransız sosyolog Roger Bastide, bütün olguların ve bu arada, zihinsel rahatsızlıkların, çatışmacı teorinin temelini oluşturan marksist diyalektiğin, toplumsal çelişkileri ve sınıfsal farklılıkları formüle ettiği kendi bütünsel ve çevresel bağlamı içerisinde değerlendirilerek anlaşılabileceğini ifade etmiştir (Bastide,1972:18-20). Çünkü, toplum hayatındaki büyük çaplı olaylardan, fiyat dalgalanmaları ve devalüasyon gibi, daha küçük çaptaki olaylara kadar yaşanan birtakım maddi-teknolojik, kültürel değişimler, rastlantısal değildir. Bunlar, belirli bir sosyal yapının, bu yapıya yönelik tepkilerin ve belirli bir toplumsal sürecin yarattığı sonuçlar olup bireylerin duygusal, düşünsel ve davranışsal yapılarında belirleyici etkiler bırakır.

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Depresyonun Sınıfsal Karakteri
« Posted on: Mart 29, 2024, 06:10:05 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Depresyonun Sınıfsal Karakteri e-book, Depresyonun Sınıfsal Karakteri programı, Depresyonun Sınıfsal Karakteri oyunları, Depresyonun Sınıfsal Karakteri e-kitap, Depresyonun Sınıfsal Karakteri download, Depresyonun Sınıfsal Karakteri hikayeleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri resimleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri haberleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri yükle, Depresyonun Sınıfsal Karakteri videosu, Depresyonun Sınıfsal Karakteri şarkı sözleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri msn, Depresyonun Sınıfsal Karakteri hileleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri scripti, Depresyonun Sınıfsal Karakteri filmi, Depresyonun Sınıfsal Karakteri ödevleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri yemek tarifleri, Depresyonun Sınıfsal Karakteri driverları, Depresyonun Sınıfsal Karakteri smf, Depresyonun Sınıfsal Karakteri gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Depresyonun Ilacı ışık!
Sağlık
YalnızHayat53 1 1278 Son Mesaj Kasım 02, 2008, 03:06:36 ÖS
Gönderen : xxRuzqaRxx
Depresyonun Klinik Görünümü
Psikoloji ve Sosyoloji
Asortik Hatun 4 1351 Son Mesaj Temmuz 11, 2009, 09:24:12 ÖS
Gönderen : dreamily
Depresyonun Sebebi Kocalar
Kadınca
*Dantes* 0 746 Son Mesaj Ocak 07, 2012, 12:22:57 ÖÖ
Gönderen : *Dantes*
Depresyonun Belirtileri Sende Var Mı?
Ruh Sağlığı
Asortik Hatun 1 929 Son Mesaj Ekim 13, 2012, 02:18:40 ÖS
Gönderen : sasukgaara
Ayçekirdeği Depresyonun Düşmanı!
Alternatif Tıp
imge34 0 843 Son Mesaj Aralık 22, 2012, 01:19:10 ÖS
Gönderen : imge34


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular