0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Başlangıçta Hidrojen Vardı  (Okunma Sayısı: 2913 Kere Okundu.)
« : Ekim 21, 2008, 02:06:07 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066




BAŞLANGIÇTA HİDROJEN VARDI
Hoimar von Ditfurth

Baskı: 1. baskı
Sayfa: 512
Ditfurth, bilimsel bilgilerin içinden ilerleyerek dünyanın bütünsel bir resmini çıkarıyor karşımıza. Burada bize aktarılan şey "bilimin ne diyor" oluşu değil. Bilimden yararlanarak ve bilimsel bilgiden en küçük bir ödün vermeyerek dünyayı kavrayışımıza ilişkin bir öykü, hatta bir roman yazıyor. Bu nedenle de Ditfuth'un kitaplarına "popüler bilim" sıfatının ne kadar uyduğu sorusunu sormadan edemiyorum. Ya da acaba "asıl popüler bilim bu" mu demek gerekiyor?


İÇİNDEKİLER

* Türkçe Baskıya Önsöz
* Çevirenin Önsözü
* GİRİŞ: Yeni Bir Bakış Açısı
* BİRİNCİ BÖLÜM
o İlk Patlamadan Evrenin Doğuşuna Kadar
o Bir Başlangıç Vardı
o "Güneşte Bir Yer"
o Atmosferin Evrimi
* İKİNCİ BÖLÜM
o Hayatın Oluşumu
o Hayat Gökten mi İndi?
o Hayatın Yapı Taşları
o Doğal mı, Doğaüstü mü?
o Canlı Moleküller
o İlk Hücrenin Yapısı ve İnşa Planı
o Dinozorlardan Haber
o Hayat Rastlantı mı Yoksa Zorunluluk mu?
* ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
o İlk Hücreden Karaların İstilasına Kadar Uzanan Yol
o Küçük Yeşil Köleler
o Hücre Düzleminde İşbirliği
o Rastlantı Sonucu Uyum mu?
o Laboratuarda Evrim
o Beyne Bağlı Olmayan Zekâ
o Çokhücreliye Sıçrayış
o Sudan Çıkış
* DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
o Sıcakkanlılığın Keşfi ve Bilincin Ortaya Çıkışı
o Dinozorların Sessiz Gecesi
o Taş Devrinden Miras Kalmış Programlar
o Bütün Beyinlerden Daha Yaşlı
* BEŞİNCİ BÖLÜM
o Geleceğin Öyküsü
o Galaksiler Arası Bilince Doğru


Türkçe Baskıya Önsöz
Hoimar von Ditfurth'un, 90'lı yıllarda bir dizi halinde (Dinozorların Sessiz Gecesi) dilimize kazandırılan kitapları bir süredir piyasada bulunamıyordu. Veysel Atayman'ın kültürel bir sahiplenmeyle Türkçe'ye aktardığı dizi, şimdi yeni bir düzenlemeyle tekrar okur önüne çıkıyor. 80'li ve 90'lı yıllarda Almanya'da büyük ilgi görmüş ve yazarının uzun soluklu TV programlarıyla içeriklerini doğrudan ya da dolaylı tanıttığı bu kitaplar, bilim alanındaki baş döndürücü gelişmelere karşın güncelliğini koruyor ve kanımca türünün klasikleri arasında yer almaya aday.
İçerdiği kimi somut bilgilerin yer yer yenileriyle yer değiştirmesi, 1989 yılında ölümüne kadar yoğun üretim içinde bulunan Ditfurth'un çalışmalarının eskidiği anlamına gelmiyor. Üstelik "popüler bilim" alanı giderek daha fazla ilgi çekip bu tür metinlerin özellikle son dönemlerde patlama yapmasına karşın. Ditfurth'un kitapları bildik tabirle "bir solukta" okunabilecek türden. Kitabın çevirisinde de, çeviriden kaynaklanabilecek dilsel zorlamalardan kaçınıldığı için, Türkçe metinde de okur aynı keyfi alabilir. Metinler kolay okunuyor, ama ortaya çıkan bilgi düzeyi, daha önemlisi dünyaya bakışta gelişen perspektif, basite indirgenmişlik anlamına gelmiyor. Popüler bilim deyince ilk akla gelen özellik, karmaşık ve soyut bilginin basitleştirilerek, somutlaştırılarak anlaşılır kılınmasıdır. Bunun için de sulandırılmış bir bilimsel bilgi çıkar karşımıza ve devasa bir kütle olan bilimin eşiğinde kalırız genellikle. Ditfurth kitaplarında hayranlık uyandıran taraf, bu kütlenin içine kanallar açması ve serbest bir gezi sağlaması.
Ditfurth, bilimsel bilgilerin içinden ilerleyerek dünyanın bütünsel bir resmini çıkarıyor karşımıza. Burada bize aktarılan şey "bilimin ne diyor" oluşu değil. Bilimden yararlanarak ve bilimsel bilgiden en küçük bir ödün vermeyerek dünyayı kavrayışımıza ilişkin bir öykü, hatta bir roman yazıyor. Bu nedenle de Ditfuth'un kitaplarına "popüler bilim" sıfatının ne kadar uyduğu sorusunu sormadan edemiyorum. Ya da acaba "asıl popüler bilim bu" mu demek gerekiyor?
Ditfurth'un kitapları gerçek anlamıyla neredeyse herkese hitap ediyor. Bu herkes arasında ortaokul çocuğu da bulunabilir, okumaya meraklı bir esnaf da bulunabilir, entelektüeller de bulunabilir, ama belki de en ilginci: Biliminsanları bulunabilir. Bunu söylerken, her biliminsanı kendi alanı dışındaki bilim dallarının "cahili"dir anlamında da düşünmüyorum. Ditfurth'un, sözgelimi astronomiden yararlandığı yerde astronomların da ilgisini çekecek bir bakış olanağı sunduğunu, bir bilim dalının bilgilerinin diğer bilim dallarının bilgileriyle birleşince nasıl canlı bir anlatıya dönüştüğünü ve hayata dair önemli şeyler söyleyebildiğini görmek olanağına kavuşur. Bu arada kitabın verdiği bilginin astronomideki son gelişmelerle aşılmış olmasının ilkece bir önemi yoktur. Ditfurth'un, dizinin bütününde izi sürülebilecek "bilimsel bir felsefe" yaptığını düşünüyorum. Getirdiği felsefi bakış, bilimin insanlık tarihindeki yerini de sarsacak nitelikte. Kopernik'ten sonra uzaya fırlatılmış bir varlığa dönüşen insanın ve yerkürenin, evrenin yitik bir noktası olmadığını, koruyan kollayan bir evrenin çocukları olduğumuzu okumaya, düşünmeye, tartışmaya çağırıyor bizi Ditfurth.
Dinle ilişkisinde kendine özgü bir duruşu olan ve genel bilim geleneğiyle de uyuşmayan Ditfurth'ta özellikle önemsememiz gereken bir şey, bilimi başka kaynaklardan gelen düşünce ve inançlara alet etmemesi, yani inancı kanıtlamak adına "sözde bilim" yapmaması. Özellikle ülkemizde heveslisi çok olan bu yoldan sakınabilmesi onun bilimi basitleştirmemesiyle, bilimi içselleştirmesiyle açıklanabilir, işte kitaplarıyla, bu duruşunu bizlerle paylaşıyor. Ve kanımca bilimi hayatın içinde olması gereken yere oturtuyor. Ne bilimi kullanarak alışkanlıklarımızı ve düşünce kalıplarımızı onaylayıp popülistlik yapıyor, ne de insanın kurtuluşunu "bilime göre", yani kendine yabancılaşarak, yetkiyi uzmana bırakarak yaşamakta gösteriyor.
Bu tarz bir popüler bilim, bilimi halka indirme değil; bilimi toplumsallaştırma, insanileştirme anlamına geliyor. Burada bilimden kasıt da tüm bilimlerdir. Bilimsel disiplinlerin bölünmüşlüğünün aşılmasıdır. Bilimsel dünya tasarımının, evrenle bağımızda soğuk akılcılığından kurtarıldığı bir nokta burası; aklın dünyayı görmemizin, duygularla ve sezgilerle birleşerek bireysel bilgiye, algıya dönüşmesinin parçası haline gelmesi. İnançlarıyla, korkularıyla, amaçlı eylemleriyle ve şartlanmış mantığıyla çelişkili bir varlık olan insanın bu yapısını baskı altına almadan, pür akılcılığa ve kendine yabancılaşmaya davet etmeden güvenilir, sorgulayıcı, dünyayı merak eden aklın ürünü bir bilgi dünyasının kapılarını herkese açıyor Ditfurth. Bilimi, uzmanların krallığından çalıp insan soyunun hizmetine sunuyor. Biliminsanlarının da varlıklarının büyük bölümünde dahil oldukları insanlığın.
Prof. Dr. Turgay Kurultay
İstanbul, Mayıs 2007

Çevirenin Önsözü
Özellikle savaş sonrası yıllarda Frankfurt Okulu olarak "eleştirel teori" ile özdeşleşen Frankfurt Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nün kurucusu Max Horkheimer, S. Freud konulu konferansında, 20. yüzyılın başlarından itibaren ortaya çıkan gelişmelerin insana yönelik mesajlarını değerlendirirken, alabildiğine karamsar bir tablo ve gelecek görünümü sunar. Akıl Tutulması'nın yazarına göre, 20. yüzyılın geleceğe dönük mesajı açıktır: İnsanlığın geleceği, insanın bu yüzyılda meşru kabul edilen varoluşunun, belli alanlardaki faaliyederiyle, (bu faaliyetlerin) işlevselliğiyle belirlenecektir: Çalışma/iş ve cinsellik alanıdır bu alanlar. Varoluşun, hayatın öteki alanları, manevi değerlerin, sevginin, aşkın vb., insanlığın (sosyal) evriminde bundan böyle belirleyici alanlar olma şansı bulunmamaktadır; bunlar "gereksiz lüksler " olarak kabul edilip " rafa kaldırılacaklardır". Konferansın sonunda olağanüstü denebilecek bir olay yaşanır. Öğrenci olduğu her halinden belli genç bir hanım, titreyerek, heyecanla ayağa kalkar; gözyaşlarını tutamamaktadır; Horkheimer'e, genç bir insanın hayata dönük umutları adına söyleyecek başka bir şeyi olup olmadığını sorar. Sevgisiz, aşksız, sevinçlerden yoksun, hiçbir güzellik içermeyen, haz ve zevkin rafa kaldırıldığı; insanın mekanik işlevlere indirgendiği bir dünyada nasıl yaşayabileceğini öğrenmek ister genç hanım. Horkheimer uzun süre susup düşünür. Ardından, insanlığın tarihinde insanın onurunu, hayatın anlamını, sevinçleri oluşturan her şeyin, hâlâ tek tek kişilerce gerçekleştirilebildiğini ve ancak bu tek tek kişilerin kendi paylarına bu olumsuz gelişmenin kendi kişisel hayatlarına etkimesini 1 engelleyebildiklerini, bütün olarak insanlığın ise önü alınmaz bir şekilde anlam içermeyen, maddiyatçı bir varoluşa doğru sürüklendiğini söyler.
Bu anekdotu "Kendi Kendini Organize Eden Evren" (1985) kitabının önsözüne almış olan Avusturyalı fizikçi E. Jantsch, önemli olanın, tek tek kişilerin kendi hayatlarına anlamlı, manevi, duygusal değerleri içeren bir yön vermeleri olmadığını hatırlatıp, "kültürün" baş aşağı gittiğini, zaman zaman Alman üniversitelerinde verdiği konferanslarda göz ardı edilemeyecek bir karamsarlığın dışavurumlarıyla karşılaştığını söylüyor. Özetle öğrenciler, mademki evrimde her şey gelişmeye, yeni düzenler oluşturmaya doğru yol alıyor (ilkelden karmaşığa doğu bir evrim tablosu çiziliyor), nasıl oluyor da hayat bu kadar çok olumsuzluk içerebiliyor? diye sormaktan kendilerini alamıyorlar. Jantsch, ünlü Belçikalı bilim teorisyeni Uya Prigonin ile birlikte, yetmişli yıllarda "kendi kendini organize eden evren", "kendine referanslı sistem", "autopoiesi" anlayışlarını geliştiren düşünürlerden. Prigonin'in de ötesine geçerek, kendine referanslı yapıların/sistemlerin sosyal evrime de uygulanabileceği konusunda ilk hatırlatmaları yapmış. Jantsch, ucu açık bir sistem olarak anlaşılabilecek evrimi, "sistem anlayışı" üzerinden tanımlayarak bu "anlam" sorununa da doyurucu bir cevap getirebileceğini söylüyor. Zaten adı geçen çalışması da, en alt sistem düzlemindeki yapılardan başlayarak, biyolojik evrimi ve daha da öteye duygusal, mental, ruhsal ve sosyal evrimi ucu açık bir gelişme modeli üzerinden tanımlamaya yöneliyor. Sonuçta en baştan itibaren geçerli olan fizik yasaları olduğuna göre, bütün bir evrim "bilimsel yönden" fizik yasalarının temelinde de kavranmak durumunda. Jantsch, öteki "sistem" düşünürlerinin de görüşlerine yer vererek, evrimdeki indirgemeci anlayışlara, canlı-cansız ayrımına da itiraz edebiliyor. "Yeni basımına yöneldiğimiz üç kitabın" tanıtımı ya da okunması sırasında ortaya çıkan "soruları" göz önünde bulundurmak, evrime (Ditfurth'un da hatırlatıp durduğu gibi "kendi kendini organize eden" bir sistem üzerinden bakarak bu cevapları temellendirmek bakımından, Avusturyalı biliminsanı Jantsch'ın çalışması da, işaret edilmesi gereken bir metin.
Jantsch, söz konusu karamsarlığa yol açan, çocukluktan yetişkinliğe, hayata hâkim olan eğitim-yetiştirme modellerinin negatif katkılarından söz ediyor. Bu noktada Horkheimer'e eklemlenen bir çizgi izliyor denebilir. Üretimi/tüketimi, verimliliği, çalışmayı, maddiyatçılığı hayatın bütün öteki anlamlarını rafa kaldıracak şekilde hayatın/kültürün temeline koymuş 20. yüzyıl ve içinde yaşadığımız 21. yüzyılın ilk on yılı, rekabeti, sertliği, duygusuzluğu, direnci, özdisiplini, hayatta tutunmanın yolları olarak imgeleştirirken, kendini bastırmayı, insana düşman bir sosyal (biyolojik?) hatta ekolojik çevrede amansız mücadelelere hazır olmayı, (her an patlak verebilecek bir ekolojik çevre felaketinin kıyamet vizyonlarıydı besleyip) yeniden üretip duruyor. Jantsch'a göre, Batı üniversitelerinde hâlâ hâkim "sosyal-Darwinci kavrayış ve yeni-Darwinci saplantıların da, bu yönelişleri akademik düzlemden beslediklerine hiç kuşku yok. Oysa evrim (hayat) hâlâ her türlü yönlendirilmeye, insan etkisine açık bir sistem, bu anlamda da ucu açık.
« Son Düzenleme: Mart 21, 2009, 04:19:25 ÖS Gönderen : [-By.TuRuT-] »

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Başlangıçta Hidrojen Vardı
« Posted on: Mayıs 03, 2024, 08:26:40 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Başlangıçta Hidrojen Vardı e-book, Başlangıçta Hidrojen Vardı programı, Başlangıçta Hidrojen Vardı oyunları, Başlangıçta Hidrojen Vardı e-kitap, Başlangıçta Hidrojen Vardı download, Başlangıçta Hidrojen Vardı hikayeleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı resimleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı haberleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı yükle, Başlangıçta Hidrojen Vardı videosu, Başlangıçta Hidrojen Vardı şarkı sözleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı msn, Başlangıçta Hidrojen Vardı hileleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı scripti, Başlangıçta Hidrojen Vardı filmi, Başlangıçta Hidrojen Vardı ödevleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı yemek tarifleri, Başlangıçta Hidrojen Vardı driverları, Başlangıçta Hidrojen Vardı smf, Başlangıçta Hidrojen Vardı gsm
Yanıtla #1
« : Kasım 11, 2008, 10:48:03 ÖS »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220


emeğine sağlıkk Zuhahaha

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
Yanıtla #2
« : Kasım 22, 2008, 08:20:28 ÖS »

MaViSh
*
Üye No : 3490
Yaş : 32
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 777
Mesaj Sayısı : 8 087
Karizma = 16200


teşekkürler  Gülmek :)

Ne Ağlayacak Kadar Günahkarım...
Ne Göklere Çıkabilecek Kadar Masum...


Ne Geçmişte Yaşadıklarımdan Huzursuzum...
Ne Şu An Yaptıklarımdan Mutlu...


Sırlar İçinde Bir Dünyam Var Birde
Sen Varsın İçinde...


Ne Seni Kaybedecek Kadar Cesurum...
Ne De Seni Kazanacak Kadar Güçlü...
Yanıtla #3
« : Aralık 11, 2008, 11:17:07 ÖS »
Avatar Yok

By.CeZa
*
Üye No : 293
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 12191
Mesaj Sayısı : 28 687
Karizma = 11179


Sağol.
Yanıtla #4
« : Aralık 15, 2008, 02:18:34 ÖÖ »

blue_hyt
*
Üye No : 12134
Yaş : 34
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1312
Mesaj Sayısı : 4 938
Karizma = 7183


ellerine saglık teşekkürler

webcanavari - rapcanavari - rockcanavari - forum - film - mp3 - video - korku - sohbet - muhabbet - şiir - resim - makale - yazı
Yanıtla #5
« : Aralık 22, 2008, 12:56:18 ÖÖ »
Avatar Yok

natrollus
Üye No : 0
Nerden :
Konu Sayısı : 750
Mesaj Sayısı :
Karizma = 0

bunun kitabi varmi online indirebilecem bi yer?
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Lang To Lang Dilden Dile Sözlük 1.0
J K L M N
Furkan 1 1206 Son Mesaj Aralık 13, 2008, 07:52:17 ÖS
Gönderen : By.TuRuT
Maxthon V2.5.2.7058 Multi Lang Portable
J K L M N
By.CeZa 0 800 Son Mesaj Temmuz 03, 2009, 10:49:44 ÖS
Gönderen : By.CeZa
Hidrojen Peroksit
Kimya
Anqel* 0 1023 Son Mesaj Ocak 13, 2012, 01:15:01 ÖS
Gönderen : Anqel*
Fritz Lang
Kim, Kimdir ?
Liza 0 811 Son Mesaj Nisan 21, 2012, 09:56:59 ÖÖ
Gönderen : Liza
Hidrojen Bombası
Güncel Haberler
derinfener 0 597 Son Mesaj Ocak 08, 2016, 01:43:49 ÖÖ
Gönderen : derinfener


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular