0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1 2
Konu: Zülfü Livaneli  (Okunma Sayısı: 4174 Kere Okundu.)
« : Haziran 04, 2008, 04:29:27 ÖS »

xxRuzqaRxx
*
Üye No : 2
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1921
Mesaj Sayısı : 13 559
Karizma = 57




Zülfü Livaneli ( 1946)

Ömer Zülfü Livaneli 1946 yılında Konya Ilgın’da doğdu. Sinemaya ilgisi özgün film müzikleri yapmakla başladı. Hikaye kitapları yazdı. Çeşitli ülkelerde konserler verdi. Yorumuyla uluslararası üne sahip oldu. Yer Demir Gök Bakır'la yönetmenliğe başladı (1987).

Önemli filmleri (besteci):Otobüs (Tunç Okan), Sürü (Zeki Ökten), Hazal (Ali Özgentürk), Yılanı Öldürseler (Türkan Şoray), Yol (Şerif Gören)-Yönetmen: Sis (1988).

HAKKINDA YAZILANLAR

Zülfü Livaneli:‘Hayatımı kültüre adadım
Ünal Bolat
Türkiye 2 Aralık 2000

Dünya Değişirken
Gazetedeki köşemin adı da Dünya Değişirken... Ben değişime çok açık bir insanım ve dünya değişiminin rotasını çizen insanlarla da arkadaşım. Gorbaçov’la da çok yakın arkadaşlığım var. Bunlar dünyayı değiştirmiş insanlar. Bunlarla yıllardan beri görüş alış verişi içerisindeyim. Benim söylediğim şey şu. Ben gerek gençliğimde gerek politik yaşamla ilgilendiğimden beri hiçbir zaman Sovyetler Birliği hayranı olmadım. Oradaki sistemi tasvip etmedim. Komünist partililerin dikta rejimiyle yönettiği ülkelere hiçbir yakınlık duymadım. Ben ilk başta düşündüğümü şimdi yine savunuyorum. Neydi bu: “Bu dünyada sömürü alçakça bir şeydir. İnsanların sömürülmemesi lazımdır. Çalışan insan emeğini alması lazımdır. Ülkelerin birtakım zenginler tarafından soyulmaması lazımdır. Bir de kültürün insan yaşamında çok seviyeli bir şekilde yer tutması gerekir.” Ben hayatını buna adamış bir insanım. Ben kültür adına mücadele verdim. Kültürün insanlar tarafından gündelik hayatlarında yudumlanması gerekir. Benim görüşlerim buydu yine aynı görüşleri savunuyorum.

21. yüzyılı da ıskalayacağız
1920’lerde çok umutlu başlamıştı Türkiye Cumhuriyeti. Bugün geldiğiniz noktaya bakın. Yunanistan’ın yaşam kalitesi bakımından 65 basamak altındayız. Ama bütün zihinler hâlâ devleti ele geçirip kamu kaynaklarını soymak, yandaşlarına paylaştırmakla meşgul. Bundan başka bir şey yok. İşte bunlar, bizi geleceğe umutlu bakamayacak hale getiriyor. Biz 20. yüzyılı ıskaladığımız gibi, 21. yüzyılı da daha fazla ıskalamaya aday haldeyiz. Çünkü aradaki farklar açılıyor. Bugün İngiltere önümüzdeki 20 yıl içinde Hindistan’dan 75 bin bilgisayar mühendisi alacak. Bunun anlaşmasını yapıyor. Hindistan bütün okullarında eğitimini bu bilgisayara göre yönlendirdi. Büyük bir insan gücü oluşturuyor. Bu bakımdan, Toffler benim çok yakın arkadaşımdır. Bütün dünya bu beyinden, bu fikirden yararlanır. Onu zamanın Başbakanı Demirel’le de görüştürmüştüm. On yıl önce bize çok güzel bir teklif yapmıştı. “Slikon vadisi kapsamında Türk şirketleri girişimde bulunsun. Belki şirketler belli bir para kaybedebilir ama hiç olmazsa bu teknolojiyi ülkenize transfer edebilirsiniz” demişti. Bunu o zaman Demirel’e iletmiştik. Ama ne yazık ki aile fotoğraflarından bu gibi işlere vakit yoktu. Olmadı da...

Sanatçı mı afyon mu?
Sanatçı denilen, bilmem bir gecede kırk milyar alan, toplumu eğlendiren oyalayan kimselere sanatçı deniliyorsa ben öyle sanatçı değilim. Türkiye’de son yıllarda göze çarpan bir gelişme var. Bu toplumun sorunları çok ağır, giderek de ağırlaşıyor. Devlet kaynakları soyuluyor.Yurttaşların bu devlette hiçbir söz hakkı yok. Dört yılda bir onlardan oy alıp bırakılıyor. Onların fikirlerine sözlerine hiç önem verilmiyor.Sağlık sistemimiz çöküyor, eğitim sistemimiz çöküyor. Ülkenin geleceğine ait kaygılar yoğunlaşıyor. İnsanlar yaşam güçlüğü içinde. Bu durumda bir ülkede insanların siyasete ağırlıklarını koymaları ve zengini daha zengin fakiri daha fakir yapan bu sisteme katlanamamaları gerekir. Ama bu insanlara afyon gibi bir eğlence sistemi sunuyor özel televizyonlar. Birtakım üç dört tane mankenin aşk ilişkilerine, o gece kiminle yatıp kalktığına, hangi arabayla nereye gittiğine kilitlenmiş bir eğlence şekli var. Bunu da sanat dünyası diye adlandırıyorlar.

Sanat dünyasına girenler
İşte böyle, gece aleminde barlarda dolaşan, çapraşık ilişkiler içinde olan, cinsel kimlikleri de tartışmalı tuhaf tuhaf insanlar giriyor. Ve bunların maceralarını oturup 60 milyon insana gece gündüz seyrettiriyorlar, okutuyorlar. Bundan başka insanların bir şey düşünmesini imkânsız hale getiriyorlar. Çocukları böyle yetiştiriyorlar artık. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de çok hazin bir manzara var gerçekten. İnsanlar kendi sorunlarıyla ilgilenemiyorlar. Onun bedeli olarak da o görevi üstlenenlere, işte ayda kırk milyar falan veriyorlar. Ayda kırk milyar lira kazanan, otellerin kral dairelerinde kalan, ne iş yaptığı hangi kabiliyeti olduğu, topluma ne gibi katkısı olduğu şüpheli birtakım yaratıklar; onun dışında kendi inim inim inlediği halde, kendi derdini unutup bunlara bakıp avunan bir halk; buna da sanat dünyası diyen bir medya. Bu bir tesadüf değildir. Bir model oluşturuluyor. Bu toplum modeli içinde bazıları öne çıkartılıyor ve toplum uyuşturuluyor. Bugün toplumun temelini oluşturan milyonlarca memuru işçiyi köylüyü esnafı emekliyi açlık sınırının altına iteceksin, bir avuç insanı daha zengin hale getireceksin. Bunun bir mekanizması olması lazım. Yoksa süpapları patlar bu ülkenin. Bunun patlamamasının bedelini de biz enayilik vergisi olarak o mankenlere, o tırnak içinde “sanatçı” dediğimiz kişilere ödüyoruz.

Kimseye özentim yok
Eğer Türkiye’de gerçekten sanatla uğraşıyorsanız para kazanamazsınız. Benim eğer sömürülmemiş olsaydım, altınım teriyle kazandığım çok param olması lazımdı. Türkiye’de otuz yıldır benim kasetlerimin girmediği ev yok gibidir. Ya da benim parçalarımı Zeki Müren’den İbrahim Tatlıses’e Sezen Aksu’dan Bülent Ersoy’a kadar okumayan insan kalmamıştır. En azından o bestelerimden kazanmam lazımdı. Ama hayatımız korsan kasetle uğraşmakla geçti. Korsan kasetçiler sattılar. Bir yandan telif hakları yayası çıkmadı. Bu arada benim bir tek para kazanma yolum vardı. O da neydi? Gazinolara çıkmak, içkili yerlerde şarkı söylemek. Ben de hayatım boyunca bunu reddettim. Bir tek kere bile öyle böyle yerlerde bulunmadım. Ücretsiz halk konserleri yaptım. Hiçbirinden para almadım. Sonunda işte geçinmek için çalışmak zorundayım. Ayrıca bir özentim falan da yok. Öyle insanın değerini kullandığı arabanın ya da oturduğu semtin ya da üstündeki giysinin kalitesinin oluşturmadığını düşünüyordum. Kalitesini başka değerler belirler. O bakımdan da benim bir zenginlik merakım zaten yok.

UNESCO’dan büyükelçilik
1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO yani Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu bana bir büyükelçilik verdi. Bir de Genel Direktör danışmanlığı görevi verdi. 1996’dan beri Birleşmiş Milletlerin kırmızı pasaportum var. Bu günlerde bu seyahatlerin çok
olmasının bir nedeni de bu görevim.

Böyle bir affa karşıyım
Af yasası kamuoyunda tasvip görmüyor. Eğer bir ülkede demokrasi varsa yani halkın egemenliği varsa, beğenmediği yasaları tekrar gözden geçirirsiniz. Halk, bu af yasasının bazı bölümlerinden memnun değil. Bir kere şöyle bir yanlışlık var. Devlet kendisine karşı işlenen ve adına düşünce suçu denilen suçları af kapsamına almıyor. Onun dışında trafik kazası suçundan tutun da her türlü şeyi içine koyuyor. Hatta af konusuna banka soygunlarında adı geçenleri de ilave etmek istediler. Oysa kamuoyunun en hassas olduğu konular bunlar. Sonra herkes kendi adamını affettirmeye çalışıyor. Dolayısıyla bence bu af Türkiye’ye huzur getirmeyecek. Tam tersine zaten yitirilmiş olan adalet duygusunu daha da yitirmeye sebep olacak. Zaten kendileri de öyle bir çıkmazın içindeki hükümet ortakları dahi bu konuda ne yapacağını bilmiyor. Bu af adil bir af değil. Ben buna karşıyım.

Livaneli’den bir an
Gorbaçov’un odasındaki resim
Gorbaçov’la biz 1986 yılında tanışmıştık. O zaman Perestroyka ve Glasnost politikasını başlatmış olan kudretli bir devlet başkanıydı. Ve perestroykanın tarihi adlı kitabında bizimle görüşmesi “Perestroykanın ikinci önemli olayı” olarak yer aldı. O zamandan beri tanırım. Fikirlerini bilirim. Çeşitli ülkelerde görüştük, buluştuk. Amerika’da, Sovyetler Birliği’nde, İspanya’da Türkiye’de falan. Fakat en son Gorbaçov’u ben bundan bir ay önce Kırgızistan’da sıcak göl anlamına gelen Isık Göl’ün kıyılarında gördüm. Orada bir toplantımız vardı. Sonra da Isık Göl üzerinde bir gemi gezintimiz vardı. Orada bir sohbetimiz oldu. Dedi ki bana:
-Benim evimde, çalışma masamda bir resim durur. Bu resmin kim olduğunu tahmin edersin?
-Aile resmi mi?
-Yok. Bir devlet adamı.
-Lenin mi?
-Hayır.
-Stalin olmaz zaten, Karl Marks mı?
-Hayır
-Ne resmi peki?
-Atatürk.
Ve onun o “daça”sındaki çalışma odasında, ta gençlik yıllarından beri Atatürk resminin durduğunu kendi ağzından duydum.

GÜNDEM

Bir ülkenin ruhunu yaraladığınız zaman...
Zülfü Livaneli
Sabah 12 Nisan 2001

Bernard Shaw, "Gazetecilik, dünya savaşı başlangıcıyla, ***iklet kazasını birbirinden ayıramayan bir alandır" der.
Sivri dilli Shaw böyle diyerek gazetecileri kızdırabilir ama benim asla böyle bir niyetim yok.
Sadece gazete-televizyon haberlerini art arda izlemenin, günü anlamaya yetmeyeceğini belirtmekle yetineyim.
Birbirinden kopuk gibi görünen birçok olay, aslında yaşadığımız günün ruhunu oluşturuyor ve bu da gazetecilikten çok edebiyatın, yani daha derin bir kavrayışın alanına giriyor.

Bugünlerde sık sık Anton Çehov geliyor aklıma; büyük Çehov! Onun dahice örülmüş oyunlarında da her şey olağan gibidir. Gündelik yaşam, tembel bir nehir gibi ağır ağır akmakta ve insanlar kendilerini bu nehrin akıntılarına bırakmaktadırlar.
Yaz bahçelerindeki beyaz giysili insanlar; piyano konserleri, yemekler, fıkralar ve entellektüel tartışmalarla vakit geçirirler.
Ama oyun biraz ilerleyince anlarız ki, bu insancıkların hepsi derin bir huzursuzluğun pençesindedir.
Durup durup ağlama krizlerine giren kadınlar, ölesiye sarhoş bir doktor, ona umutsuzca sevdalanmış bir genç kız, ölümü bekleyen bir ihtiyar... Hepsi de huzursuz ve her an isteri krizlerine açık bir kırılganlıkta yaşamaktadır ama dış görünüşte bunu farketmeye imkân yoktur.
İç huzursuzluğu anlayabilmek için Çehov çapında dahi bir yazarın, insan ruhlarını, sandıktan çıkarılmış gizli bir çeyiz bohçası gibi kat kat açması gerekmektedir.
İhtilale, yani büyük değişime akan bir toplumdaki derin huzursuzluktur bu.
Taşlar yerinden oynamış ve insan ruhları onulmaz biçimde yaralanmıştır.

Türkiye'de de ekonomik krizden daha yoğun olarak yaşanan kriz bence bu. Amacını yitirmiş, hayallerini tüketmiş ve yarınına umutla bakamayan bir toplum.
Büyük değişimin sancılarıyla kıvranan ve ne olduğunu bir türlü anlayamayan huzursuz insanlar.
Yerleşik değerlerin çöktüğü ama bir türlü yeni değerler sistemine geçemeyen insanların iki cami arasında bînamaz kalmış hali.
Beni en çok bu durum korkutuyor biliyor musunuz!
Bir ülkenin ruhunu yaraladığınız zaman, ekonominin ve siyasetin bu yarayı iyileştirmesi çok zor oluyor.
Her akşam televizyon ekranında dinlediğimiz kur, makas, çapa çıpa, para kurulu formüllerinin ulaşamayacağı derinlikteki bir yara bu.
Ve için için kanıyor.

Zülfü Livaneli, Türk özgün müzik sanatçısı, politikacı, yazar ve yönetmendir. Gerçek adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’dur. 20 Haziran 1946'da Konya-Ilgın’da doğmuştur.

Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farandouri, Maria del Mar Bonet gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300’e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.

Bugüne kadar üç uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis" ve "Şahmaran". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı.

Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.

Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.

1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.

Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir.

Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Şimdilerde müzikle uğraşmamaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejeteryandir.

1994 ve 1999 yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olan ancak seçilemeyen sanatçı, 2002 genel seçimlerinde CHP'den İstanbul milletvekili seçildi. 2004 yılından partisinden istifa eden sanatçı, şu anda bağımsız milletvekilidir.


Albümleri


Chants Revolutionnaires Turcs – 1973
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz – 1975
Merhaba – 1977
Nazım Türküsü – 1978
Otobüs (Film Müziği) – 1978
Alamanya Beyleri – 1979
Atlının Türküsü - 1979
Günlerimiz – 1980
İnce Memet Türküsü – 1980
Maria Farandouri Livaneli Söylüyor – 1982
Yol (Film Müziği) – 1983
Eine Auswahl – 1983
Ada – 1983
İstanbul Konseri – 1984
Güneş Topla Benim İçin – 1985
Livaneli / 10 Yılın Ezgisi – 1986
Zor Yıllar – 1986
Hoşgeldin Bebek – 1986
Gökyüzü Herkesindir – 1987
Film Müzikleri – 1988
Crossroads (New Age) – 1990
Saat 4 Yoksun – 1993
Neylersin – 1995
Yangın Yeri – 1996
Janus (Senfonik Şiirler) – 1996
Livaneli & Theodorakis : Together – 1997
Nefesim Nefesine – 1998
New Age Rhapsody , London Symphony Orchestra Plays Livaneli - 1999
Unutulmayanlar – 1999
İlk Türküler – 2001
Hayata Dair - 2005
Efsane Konserler -2006




ÖDÜLLERİ

En İyi Film Müziği - 1978 Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Sürü

En İyi Film Müziği - 1982 Ankara Sanat Evi Yılanı Öldürseler

Yılın Plağı Ödülü, Yunanistan - 1982 Maria Faranduri Livaneli Söylüyor

Cannes Film Festivali Altın Palmiye Ödülü - 1982 Yol (Film Müziği)

Alman Plak Eleştirmenleri Derneği Yılın Plağı Ödülü - 1983 Maria Faranduri Livaneli Söylüyor

Edison Ödülü, Hollanda - 1983 Maria Faranduri Livaneli Söylüyor

Altın Plak Ödülü - 1986 Livaneli-Theodorakis- Güneş Topla Benim İçin

Yılın Müzisyeni, Türkiye - 1984 NOKTA Dergisi- Doruktakiler

Cannes Film Festivali - 1987 Özgün Bir Bakış Yer Demir Gök Bakır

San Sebastian Film Festivali, İspanya - 1987 En İyi Yabancı Film Ödülü 'Hıristiyan Sinema Örgütü -OCIC' Yer Demir Gök Bakır

Köln Foto Kino Fuarı, B. Almanya - 1987 'Altın Kamera' (Jurgen Jurges) Yer Demir Gök Bakır

En İyi Film Yönetmeni, Türkiye - 1989 NOKTA Dergisi- Doruktakiler

Montpellier Festivali Altın Antigone Birincilik Ödülü - 1989 Sis

Valencia Altın Palmiye Birincilik Ödülü - 1989 En İyi Yönetmen Ödülü Sis

Avrupa Film Akademisi En İyi Film Adaylığı - 1989 Sis

Fransız Eleştirmenlerince Avrupa'nın En İyi On Filminden biri - 1989

En İyi İkinci Film Ödülü - 1989 Antalya Film Festivali

Han odasıcı rolüyle: Menderes Samancılar En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Sis

Abdi İpekçi Ödülü - 1996

Abdi İpekçi Ödülü - 1997

Balkan Edebiyat Ödülü, Türkiye, 1997 Engereğin Gözündeki Kamaşma

Premio Luigi Tenco Uluslararası Besteci Ödülü, San Remo, İtalya - 1999

37. Antalya Altın Portakal Film Festivali Yaşam Boyu Onur Ödülü - 1999

Yunus Nadi Roman Ödülü, Türkiye - 2001 Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm

Soranos Dostluk Ödülü - Ekim 2005 Antik dönemin en önemli hekimlerinden biri olan Efesli Soranos adına iki yılda bir verilen 'Soranos Dostluk ve Bilim' ödülleri 2005 yılında Zülfü Livaneli, Mikis Theodorakis ve Kanada'da yaşayan bilim adamı Apostolos Papageorgio'ya verildi.

Barnes and Noble 2006 Yeni Büyük Yazarları Keşif Ödülü Dünyanın en büyük kitapçı zincirine sahip olan Barnes And Noble'ın her yıl verdiği kitap ödüllerinde Zülfü Livaneli'nin Mutluluk kitabı ikincilik ödülü kazandı.
« Son Düzenleme: Nisan 17, 2012, 02:40:30 ÖS Gönderen : SmBRN »

İhtişamlı bi avare
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Zülfü Livaneli
« Posted on: Nisan 26, 2024, 03:04:25 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Zülfü Livaneli e-book, Zülfü Livaneli programı, Zülfü Livaneli oyunları, Zülfü Livaneli e-kitap, Zülfü Livaneli download, Zülfü Livaneli hikayeleri, Zülfü Livaneli resimleri, Zülfü Livaneli haberleri, Zülfü Livaneli yükle, Zülfü Livaneli videosu, Zülfü Livaneli şarkı sözleri, Zülfü Livaneli msn, Zülfü Livaneli hileleri, Zülfü Livaneli scripti, Zülfü Livaneli filmi, Zülfü Livaneli ödevleri, Zülfü Livaneli yemek tarifleri, Zülfü Livaneli driverları, Zülfü Livaneli smf, Zülfü Livaneli gsm
Yanıtla #1
« : Haziran 04, 2008, 05:19:57 ÖS »

BbuSHhHeE
*
Üye No : 1446
Yaş : 33
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 130
Mesaj Sayısı : 4 553
Karizma = 12372


payLaşım için Sağol. =))..
Yanıtla #2
« : Haziran 04, 2008, 05:54:03 ÖS »
Avatar Yok

Asortik Hatun
*
Üye No : 3762
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 13388
Mesaj Sayısı : 22 841
Karizma = 58066


emegıne saglık

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Üyelerimizden Destek Bekliyoruz.
Yanıtla #3
« : Haziran 04, 2008, 05:54:43 ÖS »
Avatar Yok

Musty*
*
Üye No : 2609
Yaş : 32
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 2624
Mesaj Sayısı : 16 848
Karizma = 1552


Sağol.  Göz Kırp.

Y.
Yanıtla #4
« : Haziran 04, 2008, 08:10:02 ÖS »
Avatar Yok

HuNTeR-DeViL
*
Üye No : 3263
Yaş : 31
Nerden : Trabzon
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 1811
Mesaj Sayısı : 7 822
Karizma = 2088


eline saglık

OnLyReLentless
Yanıtla #5
« : Haziran 20, 2008, 04:24:43 ÖS »
Avatar Yok

ManOfSerious
*
Üye No : 6600
Yaş : 34
Nerden : İstanbul
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 137
Mesaj Sayısı : 1 735
Karizma = 386


Cok guzel turkuleri vardır.Saolasın
Yanıtla #6
« : Haziran 20, 2008, 04:31:02 ÖS »
Avatar Yok

*GeLinCiKk
*
Üye No : 2580
Yaş : Yok
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 1966
Mesaj Sayısı : 12 262
Karizma = 28326


çok seferdmde şimdi pek sefmiom
Yanıtla #7
« : Temmuz 04, 2008, 04:11:35 ÖS »
Avatar Yok

[ IdentifieD ]
*
Üye No : 2655
Yaş : 30
Nerden : Sakarya
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 94
Mesaj Sayısı : 2 690
Karizma = 9972


Bilgiler İçin Teşekkürler...

what goes around comes back around Göz Kırp.
Yanıtla #8
« : Temmuz 07, 2008, 12:47:53 ÖS »

ebru_cq
*
Üye No : 719
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 418
Mesaj Sayısı : 3 965
Karizma = 4018


paylaşım için Sağol.
Yanıtla #9
« : Ağustos 05, 2008, 03:25:56 ÖS »
Avatar Yok

FeMoX
*
Üye No : 570
Yaş : 34
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2803
Mesaj Sayısı : 5 853
Karizma = 39


sağol
« Son Düzenleme: Nisan 17, 2012, 02:39:52 ÖS Gönderen : SmBRN »
Sayfa 1 2
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Arafat´ta Bir Çocuk - Zülfü Livaneli
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
*GeLinCiKk 2 1905 Son Mesaj Eylül 13, 2014, 09:52:58 ÖS
Gönderen : asan740
Son Ada - Zülfü Livaneli
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
Musty* 4 2211 Son Mesaj Temmuz 16, 2014, 01:23:56 ÖÖ
Gönderen : burcusah1n
Sezen Aksu & Zülfü Livaneli - Sürgün
Karışık Videolar.
Mavi_Kiyamet 3 1813 Son Mesaj Temmuz 24, 2012, 12:50:33 ÖÖ
Gönderen : yuntewa
Zülfü Livaneli Saldırıya Uğradı
Güncel Haberler
imge34 0 566 Son Mesaj Haziran 22, 2013, 03:32:25 ÖS
Gönderen : imge34
Elia Ile Yolculuk Kitap Özeti – Zülfü Livaneli
Kitaplar Hakkında Bilgi ve Özetler
BaRaNwEb 0 436 Son Mesaj Haziran 06, 2018, 11:24:00 ÖÖ
Gönderen : BaRaNwEb


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular