Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesinin ardından başlayan tartışma artarak sürüyor. AKP cephesinden birbiriyle çelişen açıklamalar gelirken CHP, Balbay ve Haberal’ın tahliyesinin reddedilmesi kararıyla sarsıldı. KCK sanığı vekiller için karar bugün alınacak.



Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı bir kararla Hatip Dicle’nin vekilliğini düşürmesinin ardından siyasette tansiyon yükselmeye devam ediyor. YSK dün, kararın yeniden değerlendirilmesi için yapılan başvuruyu reddetti. Meclis’te bu konuda bir yasal düzenleme yapılıp yapılamayacağı tartışılırken, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi "İkinci Ergenekon davası kapsamında tutuklu olarak yargılandıkları sırada milletvekili seçilen Prof. Dr. Mehmet Haberal ile gazeteci-yazar Mustafa Balbay'ın tahliye taleplerinin” reddedilmesine karar verdi. KCK sanığı milletvekillerinin durumu hakkındaki karar ise bugün alınacak.

“Çözüm bulunabilir”
Hatip Dicle'yle ilgili kararı Milliyet’e değerlendiren Selahattin Demirtaş, “Hatip Bey'le ilgili olarak yasal düzenleme yapılabilir acilen” dedi. Demirtaş, “Geriye yürür lehe olan kanunlar. Başbakan nasıl kurtarılmışsa Dicle de öyle kurtarılabilir. Bu da hükümete bağlı. YSK da şunu yapabilir; bir yasa değişikliği yapılacaksa ‘ben itirazı bekleteyim’ diyebilir” diyerek çözüm önerisini ortaya koydu.

Çözülmez ama Meclis’e gelin
20 Haziran’da alınan karara dair AKP cephesinden ilk değerlendirmeler dün gelmeye başladı. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, bir gazetecinin, "Hatip Dicle'nin milletvekilliği yolunu açabilmek adına, hem Anayasa'da hem de Adli Sicil Kanununda değişiklik öneriliyor. Bu öneriye nasıl bakarsınız?" sorusu üzerine, YSK'nın seçim sonuçları ile ilgili kesin kararını verdiğini ve sonuçların da Resmi Gazete'de yayımlandığını söyleyerek bu konudaki önerileri reddetti. Şahin, “Bu tartışmaları yapmanın, buna tepki göstermenin bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Çünkü, YSK, beğensek de beğenmesek de eleştirsek de eleştirmesek de hatalı görsek de görmesek de bir karar vermiş, bu karar kesindir. Siyaset mutlaka TBMM zemininde yapılmalı ve siyasetin alanıyla ilgili sorunlar varsa, bu mutlaka TBMM zemininde çözülmelidir; çözümü burada aranmalıdır. Birtakım tepkilerle çözümü başka yerlerde aramak aslında konuyu çözümsüzlüğe itmek demektir'' dedi.

“Bu konu farklı, yasal düzenleme olmaz”
AKP cephesinden en sert tepkiyi veren isim AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ oldu. Bozdağ düzenlediği basın toplantısında YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’ye ilişkin kararın hukuki açıdan düzeltilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dicle’nin durumunun birbiriyle kıyaslanamayacağını savunan Bozdağ, hiçbir şey olmamış gibi milletvekillerini Meclis’teki çalışmalara katılmaya davet etti. ÇÖzüme yanaşmayacaklarını gösteren Bozdağ, “Mahkumiyet kararı milletvekili olmaya engel değildir. Aday olma ehliyeti olmayan birisinin aday olması yanlış bir durumdur. Mahkumiyet kararının YSK’dan gizlenmesi doğru değildir” diyerek BDP’yi suçladı.

”Vicdansızlıktır”
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın Hatip Dicle'nin durumunun bilindiği ve gizlendiği yönündeki iddiasına tepki gösteren Avukat Fethi Gümüş, iddianın büyük bir vicdansızlık olduğunu belirterek, "Başbakanın milletvekili olması konusunda Meclis nasıl bir çözüm ürettiyse aynı şekilde Hatip Dicle'nin de milletvekilliğini kabul etmesi lazım" dedi. Bozdağ'ın Hatip Dicle'nin durumunun bilindiği ve bilinmesine rağmen durumunun YSK'dan gizlendiği yönündeki iddiasına tepki gösteren Gümüş, avukatların Yargıtay tarafından verilen kararı anında bilmelerinin mümkün olmadığını belirterek, "Söz konusu karar kesinleşip tarafa bildirildikten sonra ancak kendisinin ve avukatın haberi olabilmektedir. Dolayısıyla Hatip Dicle'nin avukatlarının bu karardan haberdar olduğu ve kararı sakladıkları şeklindeki iddia büyük bir vicdansızlıktır. Dicle ile ilgili söz konusu karardan 9 Haziran 2011 tarihinde, YSK'nın Diyarbakır İl Seçim Kurulu'na savunmasını almak üzere göndermiş olduğu yazıda ancak haberdar olabilmişiz. Ankara'daki avukatı Levent Kanat, az bir müddet önce haberdar olmuş ve hemen kararın düzeltilmesi yönüne gitmiştir. Dolayısıyla bizim söz konusu kararı saklı tutmamız yönündeki iddia belirtildiği üzere doğru değildir. Biz avukatları suçlayan zihniyet bizleri değil Yargıtay'ı suçlasın" dedi.

Bozdağ’ın açıklamalarına tepki gösteren bir diğer isim de Hasip Kaplan’dı. “Gerçekler ortadayken AKP’liler kalkıp YSK'nin verdiği kararı savunmasınlar. Ve vekilliği düşmüş birinin mazbatasını alarak çalıntı vekil almaları da utanç vericidir" diyen Kaplan, açıklamasını şöyle sürdürdü: Muhatabımız Bozdağ gibileri değil başbakandır. Başbakan öyle ıvır zıvır adamları konuşturmasın" şeklinde konuştu.

“Düzenlemeden yanayım”
Bülent Arınç, ''Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından bağımsız milletvekillerinin Meclisi boykot etmesi konuşuluyor. Ortam geriliyor, ne diyorsunuz?'' sorusuna karşılık, ''Beğenmediğimiz, yanlış bulduğumuz, demode olduğuna inandığımız bütün düzenlemeleri Parlamentomuzda değiştirme imkanımız var. Anayasa değişiklikleri de buna dahil'' dedi. Arınç’ın konuyu Anayasa’ya bağlaması da dikkat çekti.

CHP geç uyandı
Dicle hakkında alınan karara karşı anlamlı bir tepki vermeyen ve hatta kararın alınmasında sorumluluğu olduğu ortaya çıkan CHP’den de dün çeşitli açıklamalar yapıldı. CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer, Başbakan Tayyip Erdoğan için 2002'de yapılan değişikliklerin Hatip Dicle için de yapılmasını istedi. Sirkeci'deki İstanbul İl Seçim Kurulundan mazbatasını alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, gazetecilerin, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesiyle ilgili sorularını cevaplandırdı. Kararı siyaseten doğru bulmadığını belirten Tanrıkulu, ''Anayasa değişikliği dahil olmak üzere çözümün Meclis'te aranması lazım. Meclis'te düzeltilebilir. Yargının siyasetin önünü kapatmaması lazım'' dedi.

Bu konuda net bir tutum takınamayan CHP, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, CHP'den milletvekili seçilen ve Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerini reddetmesi üzerine kararı değerlendirmek üzere MYK’yı acil topladı. MYK’dan sonra açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “İki arkadaşımızın mahkumiyetleri yok. Milletvekili seçilmelerine engel yok. Şimdi deniyor ki, efendim belgeler toplanamadı, o yüzden bunları serbest bırakamıyoruz. 3 yıl delilleri toplamak için CHP mi görevliydi? 20 yıl olsa 20 yıl mı içeride kalacaklar” dedi.

Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi konusunda net bir tavır alamayan CHP’den KCK sanığı vekiller için de bir açıklama yapılmadı. BDP cephesinden de henüz Balbay ve Haberal konusunda bir değerlendirme yapılmadı.

KCK kararı bugün
Öte yandan KCK davasında tutuklu bulunan ve 12 Haziran genel seçimlerinde milletvekili olarak seçilen İbrahim Ayhan, Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Kemal Aktaş'ın tahliyelerine ilişkin yapılan başvurunun ardından, savcılık ret talebinde bulunurken, mahkemelerden dün de karar çıkmadı. Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza mahkemelerinin kararı bugün verecekleri belirtildi.

Her yerde eylem vardı
Dicle konusunda alınan karar bölgede eylemlerle protesto edildi. Diyarbakır'da düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı yürüyüşle Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliliğinin YSK tarafından düşürülmesi protesto edildi. Kayapınar Belediyesi çalışanlar da cezaevinde bulunan Belediye Başkanları Zülküf Karatekin ve diğer siyasi tutuklular için her Perşembe yaptıkları oturma eyleminin yetmiş üçüncüsünü gerçekleştirdiler. Eylemde Hatip Dicle hakkında alınan karar protesto edildi.

Dicle'nin YSK tarafından milletvekilliliğinin düşürülmesi nedeniyle Hakkari'nin Yüksekova ilçesiinde ve Şırnak'ın Silopi ilçesinde de protesto gösterileri yapıldı. Bögede birçok yerleşimde protesto gösterileri düzenlenirken, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Ankara Bileşenleri, YSK'nın Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesini YSK önünde protesto etti.

çok yerinde bi karar bence..sevindim