Konu çok eski ölmüş sayılır ama

yinede kandırma fln söz konusu değildir. Çünkü kimsenin kimseyi kandırma şansı yok. Neyin ne olduğu yüzlerce yıldır bellidir. Kubbetü's-Sahra emeviler döneminde yapılmıştır. müslümanlar için kutsaldır. yahudilerle birlikte yapılmıştır ancak onlar için değieri yoktur. Zira müslümanlarla birlikte yapılmasından ve cami olarak kullanılmasından dolayı hiç sevmezler. Ayrıca Haçlı işgali döneminden kiliseye çevrildiği zamanlardan dolayı hıristiyan alemi içinde önemlidir ama bu durum yahudilerin daha sevmemesine sebep olmuştur. Günümüz ise müslümanların ibadet ettiği yerdir. Yahudilerle ilgisi yok.
Yahudiler için 2 yapınında hiçbir kutsallığı yoktur. Yahudiler için kutsal olan binalar değil sur gibi gördüğünüz batı duvarı yani ağlama duvarı ve bizim için kutsal olan 2 yapının bulundugu o bölgenin tamamıdır. Ve kutsal bölgelerinde bulunan hem altın kubbeli olarak gördüğünüz yani karıştırılan Kubbet-üs Sahra hemde sağ tarafta bulunan Mescid-i Aksa'nın yıkılıp başka yerde inşa edilmesini istiyolar. Kendilerine göre bu yapılar onların kutsal bölgesini işgal eden yapılar çünkü. Yani ikisinide yakıp yeni bir tapınak yapmak istiyolar. Bu sebeplede altında kutsal emanet arama bahanesiyle tüneller açarak yapının kaza ile yıkılmasını istiyolar. yinede
21 Ağustos 1969: Denis Michael Rohan adlı Avustralyalı bir Yahudi Mescid-i Aksa'yı kundaklama girişiminde bulundu.
Nisan 1980'de Meir Kahane, Mescid-i Aksa'nın bir köşesine patlayıcı madde koyarak patlatmaya çalıştı.
8 Nisan 1982'de bir kez daha Mescid-i Aksa'nın ana girişine patlayıcı madde yerleştirildiyse de cami görevlileri tarafından patlamadan ortaya çıkarıldı.
10 Nisan 1982'de Meir Kahane taraftarlarından bir grup militan, zorla Mescid-i Aksa'ya girmek istedi.
21 Mart 1983'te Mescid-i Aksa'ya gizli bir yoldan girmek için tünel açıldığı tespit edildi.
14 Ocak 1986'da Knesset üyesi bazı parlamenterler askerlerin koruması altında Mescid-i Aksa'ya girmek istediler.
8 Ekim 1990 tarihinde Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıda 30 Filistinli hayatını kaybetti, 800'e yakını yaralandı.
28 Eylül 2000 tarihinde Ariel Şaron çok sayıda İsrail askerinin ve polisinin koruması eşliğinde, normalde müslüman olmayanların girişine izin verilmeyen Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmesiyle pek çok çevre tarafından "provokasyon" olarak nitelendirildi ve Filistinlilerde infial yaratıp şiddetli protesto gösterilerine neden olan "İkinci İntifada" (ayaklanma) patlak verdi ve beş yıl sürdü.
Müslümanlar ise en kutsal ibâdet yerlerinden biri kabul edilen tarihî Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa’da ibâdet ediyor ve İslâm’ın kutsal mekânlarını korumak istiyor. Uzun lafın kısası yahudiler kimseyi bu o değil şu gibi kandırmaya çalışmıyo çünkü yıllardır ikisinide yıkmak istiyolar