Çerçeveleri tozlanmış eski resimlerimizi siliyorum.

Hayat ne çabuk uçurdu seni elimden. Birimiz altında diğerimiz üstünde yerin. Bir insan boyu bile değilken sana mesafem neden tutamıyorum ellerinden.

Birbirimizi ne çok severdik.

İnsan kalbi öyle anlaşılmaz bir şey ki; her geçen an daha çok sevgi doluyor. Sevdan gözlerimden akıyor seni ilk gördüğüm tazeliğiyle. Oyuncaklara bakan küçük çocuklar gibi bakıyorum hala resimlerine öpüyorum öpüyorum öpüyorum…

Senden sonra yüreğimin tapusunu kimseye vermediğim için hakkımda konuşulan olur olmaz laflar geliyor kulağıma. Sen bilirsin ama. Ben insanların hakkımda çene çaldıkları ve hatta düşündükleri şeylerin üzerine çoktan tükürmüşüm.

Neyse boş ver. Ne çok severdin sahi küçük çiçekleri. Çocuklarımızdan fırsat bulunca akşamın denizdeki son kızıltılarını seyretmek için sahilde otururduk el ele. Gözlerimizi kapar dalgaların türküsünü dinlerdik. Ben birazda bu seste uzak bir sürünün çıngırak sesleri var dediğimde gülerdin bana.

Hatıralarımı yalnız kendime saklıyorum. Onlar ikimize ait ve daima bir sevinç bir heyecan uyandırıyor yüreğimde.

Senin taklidini yapmak için sesimi inceltip konuşmama kızdığın günü hatırlıyorsun değil mi? Bende kendimi affettirebilmek için deniz kenarından sevdiğin renkli taşlardan bir çuval toplamıştım. Yetmemiş iki kucak küçük çiçek toplamıştım ertesi gün kırlardan.

Sen gittin gideli ömrümün saati durdu. İnsanlardan uzaklaştım. Koyunlarla tavuklarla uğraşıyorum. İnan hayvanlar gördükleri iyiliğe karşı daha iyiliksever oluyor.

Ateş böceklerinin elim sende oynadığı geceler boyu söyleşirdik. Yeni doğan güneşe karşı elimi gözlerime siper ederdim gözlerinden mahrum kalmamak için.

Birbirimizi ne çok severdik.

Uykuya doymadan uyanmış çocuklar gibi kaldım sen uçunca. Eski bir rüyanın izlerini ararcasına seninle yürüdüğümüz yollardan yürüyorum daima. Karşı parkta cılızlığına üzüldüğün akasya ağacına tembihlediğin gibi bakıyorum. Şimdi gürleşti koca adam oldu. Tüm dallarının yapraklarının selamı var sana.

Aşkımızı dudağımızda hapsetmedik biz yüreğimizin içinde besledik. Ama üzülme hissediyorum.

Çok az kaldı sana gelmeme. Okula geç kalan çocuk telaşında yüreğim.

Seçkin güllere benzeyen bir akşamın denizdeki son kızıltıları oynaşırken gülerek öleceğim. Bir elimde küçük çiçekler diğerinde renkli taşlar getireceğim sana.

Uzun bir susuzluktan sonra berrak bir dereden doya doya su içen bir kuş gibi yanında canlanacağım.

Birbirimizi ne çok severdik.

Ah yarabbi ne işkencedir bu!

Hayata paçavra diyen meğer ne doğru söylüyormuş.


Ali AKIN

Teşekkürler Canım Çok Güzeldi. (:

Begenmene Sevindim Canim

çok güzelmiş

Güzelmiş .. (:

paylaştigin için teşekkürler.ler güzel miişşş

TeşşekürLer Zeynep'm (:

Güzelmiş sağol.

paylaştıgın ıcın teşekkürler canım guzelmiş=)

Çok GüzeLmiş Canım Sağol. (: