Karen Marie Moning - Gölge AteşiBir haftalık Ateş serisi maratonumun sonuna geldim
İyi ki bu okuma etkinliğini yapmışız yoksa ben seriyi okumayı
sürekli ertelerdim
Öncelikle son kitabı çok beğendim, hem duygusal hem de aksiyon açısından son derece tatmin ediciydi. Şimdiye kadar çok aşk romanı
okumuşumdur ama o kitaplardaki çiftlerle Mac-Barrons çifti tamamen farklıydı. Bu kitaba kadar çiftin arasındaki duygular
kendi içlerinde yaşandı ama bu kitapta duygular bir patladı ki sormayın
Özellikle kitabın ilk kısımlarında Barrons'un
durumu karşısında Mac'in hissettikleri çok iyi aktarılmıştı. Mac, Alina için yapmadığı şeyleri Barrons için yapacaktı ve
bu bile Barrons'u ne kadar sevdiğini bana gösterdi
Bu kitaba kadar Mac hep Barrons'un ne olduğunu sorguladı ama asıl soru Mac neydi? Ben de merak ettim ki olacak derken ortaya
farklı birşey çıktı. Kitapta bir sürü sürpriz vardı. Yazar bütün karakterler hakkında birer bomba patlattı, birçok şey ortaya çıktı.
En çok şaşırdığım ise Dani konusu oldu.
Kitaplarda benim için son çok önemlidir, sonunu beğenmezsem benim için kitabın da bir değeri kalmıyor ama şansımıza
bu seride en azından benim için tatmin edici bir son vardı. Ben o kadar olay yaşandıktan sonra her şeyin güllük gülistanlık
olmasını istemiyordum ve tam da istediğim gibi oldu. Bazı kötülükler düzeldi, bazı kötülüklerle de mücadeleye devam edecekler.
Çeviri konusuna da değinirsem önceki yorumumda da söylediğim gibi bu kitapta da şimdiki zaman ekiyle anlatılan yerler vardı,
ben yine sinir oldum. Daha çok sinir olduğum şeyse "ulan, karı, yahu" gibi kelimelerin çokça kullanılmasıydı.
Barrons gibi bir adamın ağzından "yahu" gibi bir kelimeyi duyduktan sonra adama nasıl aynı gözle bakabilirim ki?
Resmen karizma katili bir kelime bu. Kitabın tek olumsuz yanı bu çeviri ve kelimelerdi.
Daha önceki yorumlara katılıyorum Barrons hakkında her şey açıklanmamıştı ama böylesi daha iyi oldu bence. Mac de sonunda
her şeyi bilmesine gerek olmadığını kabullendi, ben de aynı şekilde düşünüyorum biraz gizem iyidir
Aslında daha çok şey yazmak istiyorum ama fazla uzun olmasın diye bitiriyorum. Son olarak bir kitap tavsiyesi vereceğim.
Erin Quinn'in Hayalimdeki aşk serisi. Sıralama şu şekilde; Hayalimdeki aşk, Hayalimdeki yürek ve rüyalarım,
Hayalimdeki arzular ve ihtiraslar, Hayalimdeki ten. Bu seride ateş serisi tarzında, ateş serisi kadar güzel değil ama benzer
noktaları vardı. Ateş serisini sevenler bu seriyi de sevebilir bence
Puanlamaya gelirsem bir tek çeviri sorundu ama kitabın güzelliğine gölge düşüremedi. Puanım 10/10
"Kırılganlık", "ölümlülük" ve "Barrons" kelimelerini aynı cümle içinde kullanmak da öyle bir hakaret ki,
Vatikan sokaklarında duvarlara ters haçlar çizerek yürümekten hiçbir farkı yok.Bazı insanlar içinizdeki en kötü şeyleri, bazıları ise en iyi şeyleri ortaya çıkartır. Ama çok nadir bulunan ve
bağımlılık yapan bazıları vardır ki, içinizdeki her şeyin en çoğunu bulup çıkartır. Size kendinizi öyle canlı
hissettirirler ki, size iyi gelsinler diye peşlerinden cehenneme bile gidersiniz."İçeri girince merdivenlerin oraya git, bir kişi de yukarı kadar sana eşlik etsin. Doğrudan merdivenlere git,"
dedi özellikle vurgulayarak. "Sakın başını belaya sokma ve olay çıkartma."
"Bu söylediğin hiç adil değil. Hayatım her zaman bu kadar kaotik değildir."
"Ne zaman değildir mesela?"
"Mesela..." Biraz düşündüm. "Yalnızken," dedim önce, sonra sinir olarak tamamladım. "Bir de uyurken." Jericho Barrons' a bir isim koymayı ve açıklama getirmeyi kafama takmıyordum artık. O neyse oydu. Hiçbir isim,
hiçbir açıklama onunla ilgili bir şeyi değiştirmeyecekti. Ya da hislerimi "Yarın plajda baş başa bir gün geçirelim mi?"
Barrons da yanımda yürüyordu. "Mac'in yarın işi var."
"Yarın işin mi var MacKayla?"
"Benimle eski metinler üzerine çalışacak."
V'lane acıyarak bana baktı. "Ha. Eski metinler. Kitap dükkanında mükemmel bir gün yani."
"Kama Sutra'yı tercüme ediyoruz," dedi Barrons. "Uygulamalı biçimde."