|
|
|
yaşlılık sorunları - yaşlılarda depresyon - yaşlılıkta ruhsal sorunlar - yaşlanmaya bağlı ruhsal değişimler Yaşlılık, yaşlılıkta yaşanan ruhsal sorunlar, yaşlılıkta depresyon, yaşlılıkta depresyonun belirtileri, yaşlılıkta depresyona neden olan etkenler ve yaşlılıkta depresyonun tedavisi ile ilgili bilgileri 5 bölüm altında işleyeceğim. Makale dizimin ilk bölümünde yaşlılık ve yaşlanmaya bağlı ruhsal değişimleri bulacaksınız.
Yaşlılık, yaşam karşısında kayıpların ve çöküşün görüldüğü bir dönemdir. Yaşlılık döneminde emeklilik, geniş aile tipinin çekirdek aileye dönüşmesi, sevilen insanların kaybı, fiziksel ve zihinsel işlevlerin azalması ve başkalarının varlığına gereksinimin artması gibi değişiklikler insanları yaşlılık dönemlerinde psikolojik açıdan uyumsuz bir ortama sokmaktadır.
Yaşlanma ile ortaya çıkan fizyolojik ve anatomik değişiklikler hastalıkların gelişmesini ve sonucunu etkilemektedir. Yaşlanmayla birlikte ruhsal yapının temel gücünü oluşturan biyolojik ve toplumsal güdülerde azalma olmakta ve bu nedenle güdülenmeden kaynaklanan duygulanımda azalma ve çöküntü ortaya çıkabilmektedir.
Yaşlanmayla birlikte algılamada ve yaratıcı yeteneklerde azalma, dikkatsizlik, düşünme hızında yavaşlama görülebilir. Sözü edilen değişimler sonucunda, üretkenlik işlevinden uzaklaşan;
İşe yaramazlık duygusu yaşayan, Zihinsel işlevleri gerileyen, Çevreye ilgisi azalan, Yeni durumlara yanıt vermede geciken ya da veremeyen, Yakın bellek zayıflığı olan, Alıngan, benmerkezci, zaman zaman kuşkucu tavırlar sergileyen, Günlük yaşamını sürdürebilmek için başkalarının yardımına gereksinimi olan yaşlı bireyin yalnız kalması ve çevreden soyutlanması depresyon ve anksiyete yaşamasına neden olmaktadır.
Ülkemizde hızlı nüfus artışı, endüstrileşme ve kentleşme, iç ve dış göçler nedeniyle çekirdek aileye dönüşüm, ekonomik sorunların varlığı, kadınların çalışma yaşamına katılması, çekirdek ailenin yaygınlaşması sonucunda konutların küçülmesi nedeniyle yaşlılar için uygun ve yeterli olmaması, gençlerin yaşlılığa bakış açısı, kuşaklar arası iletişim bozuklukları, sağlığın bozulması ve bağımlılık yaşlıların evde bakımını güçleştirmekte ve yaşlılar aile ortamından farklı olan kurumlara (huzurevleri) yerleştirilmektedirler.
Kuruma giden yaşlının, kendini kabul etme ve kendine saygı duymayı belirleyen çevreyi tanıma ve denetleyebilme olanakları kaybolmakta, yaşlı birey soyutlanma, yadsınmışlık, kendini değersiz hissetme gibi duygulara kapılabilmektedir. Ruh sağlığı açısından bir risk grubunu oluşturan yaşlılar, huzurevinde daha yoğun sorunlarla karşı karşıya gelmektedirler. Kurumda yaşayan yaşlı izole olmaya ve toplumdan geri çekilmeye başlamaktadır.
Yalnızlık ve sosyal izolasyon depresyon ve öz kıyım için en önemli risk etkenleridir. Depresyon yaşlılarda görülen en yaygın ruhsal bozukluklardan biridir. Bekaroğlu ve arkadaşları, huzurevinde kalmanın depresyonda etkili olduğunu belirtmişlerdir. Abrams ve arkadaşları depresyonun huzurevinde kalan yaşlı grupta yüksek oranda görüldüğünü, bu oranın tıbbi hastalık sıklığı ile ilişkili olduğunu ve varolan majör depresyonun mortalite riskini artırdığını bildirmiştir. Fessman ve Lester, huzurevlerinde sosyal bir ortam yaratılmasının depresyon ve yalnızlığı olumlu etkilediğini belirtmişlerdir.
Yaşlı bireyler arasında anksiyete sıktır. Yaşlıların %10-15’i nevrotiktir veya kişilik bozuklukları bulunmaktadır. Yaşlı hastaların %10-20’sinde, özellikle kadınlarda önemli ölçüde anksiyete bulunmaktadır.
Yaşa bağlı olarak gelişen birçok sağlık sorununun rehabilitasyon gerektirmesi, kronik hastalıkların tanı ve tedavisinde gelişmelerin kaydedilmesi ve bireylerin yaşlılık dönemlerinin uzaması yaşlı bireylere sunulacak sağlık hizmetlerinin planlanmasında doğru ve güncel verilere olan gereksinimi artırmaktadır. Yaşlı bireylerde depresyon ve anksiyetenin ne sıklıkta görüldüğünü belirlemek ve yaşlıların ruhsal yönden sağlıklı bir yaşam sürmelerine yönelik öneriler getirmek için araştırmalara gereksinim vardır.
|