yarı yıl tatilini nasıl değerlendirilmeli - karnesinde kırık olan çocuklara nasıl davranmalı - yarı yıl tatili hakkında


Yarı yıl tatilin gelmesiyle anne babaları da bir telaş sardı. İki hafta sürecek tatil boyunca 'çocuğum tatili sadece oyun oynayarak mı geçirecek yoksa ders mi çalışacak ya da tatil dönüşü uyum problemi yaşayacak mı" şeklindeki sorular anne babaların da kafasını meşgul ediyor.

Karnesinde düşük not olan öğrencilerin velileri de aynı şeklide huzursuz. Çoğu zaman düşük not nedeniyle çocuklar suçlanır. Ancak işin kolayına kaçıp çocuğu suçlamak yerine, basit birkaç tedbirle çocuğun tatili verimli şekilde geçirmesini sağlamak mümkün.

Zambak Okuma Kitapları Yayın Yönetmeni ve Eğitim Uzmanı Mehmet Azim yarıyıl tatili ile çok önemli uyarılarda bulundu.

Tatilin nasıl ve nerede geçirileceği ile ilgili öğretmenin fikrinin alınması tavsiyesinde bulunan Azim, "Çocuklarınız gösterdikleri performansın karşılığını karnede görecekler. Öğrenciler ve veliler karnede kendi durumlarını öğrenecek. Böylece bir değerlendirme fırsatı elde edecekler. Eğer, sıkıntılı ve istenmeyen bir durum varsa uygun çözüm yolları üretilmelidir. Çocuklar tatile girmeden önce öğretmenle görüşmeli. Birlikte uygun bir çözüm üretmek yararlı olur. Öğrenciyi olumsuz bir şekilde sorgulamak yerine daha yakın bir ilgi göstermek gerekir. Özellikle şehir hayatındaki temel sıkıntı, aile bireylerinin, istenen ölçüde bir araya gelememeleri ve birbirini dinleyecek şartları oluşturamamalarıdır." uyarısında bulundu.
Tatilde öğrencilerin oyuna ayırdıkları zaman kadar okumaya da zaman ayırmaları gerektiğini vurgulayan Azim, "Öğrenme kayıplarına engel olunmalıdır. Böylece hem başarısızlığın önüne geçilmiş olur, hem de öğrenci dinlenme fırsatı bulur. Bu konuda, iyi hazırlanmış tatil kitapları ve yardımcı kitaplar yararlı olur. Kitap, dergi okumaya zaman ayırmak yararlı olur. Özellikle, uygun çocuk oyunlarının, hayatı öğrenmede büyük etkisi vardır. İş birliği, saygı, sevgi, adalet, yardımlaşma, arkadaşlık gibi konuları oyun sayesinde öğrenir ve hoşça vakit geçirmenin tadına varır." ifadelerini kullandı.

Çocukların, anne-babalarından temel beklentisi, iyi birer örnek olmalarını ifade eden Azim sözlerini şöyle sürdürdü: " Sevgiyi, ilgiyi, güler yüzü çocuklardan esirgememek gerekir. Çocuklar, bazı olumsuz davranışları aileden öğrenir. Televizyon ve bilgisayar başından kalkmayan velinin, aynı konuda çocuğundan hassasiyet beklemesi doğru olmaz. Aile içinde birlikte alınan kararlara ve kurallara uymaya özen gösterilmeli. Alınan kararların, aile fertleri için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak yararlı olur. Ailece fertleriyle birlikte yürüyüşler yapmak, oyun alanlarında top oynamak, bisiklete binmek, gibi farklı etkinlikler de tatili eğlenceli hâle getirebilir. Burada, öğretmen, veli ve öğrenci ile birlikte yapılan hem eğlenceli hem de öğretici bir plandan söz edilebilir.
Bilgisayar kullanma ve televizyon seyretme konusunda veliler ve öğrenciler, öğretmenlerin tavsiyelerine uymalılar. Televizyon ve bilgisayar karşısında gereğinden fazla zaman harcamak, çocukların ruh ve beden sağlıklarını olumsuz etkiler. Ebeveynlerin zararlı alışkanlıkları çocukların davranış biçimini etkiliyor. Bu konuda veliler hem örnek hem de uyanık olmalıdırlar. Anlamsız, uygunsuz, şiddet içeren programlar, öğrencilerin davranışlarında olumsuz etkilere sebep olmaktadır."

Çocukların sağlıklı alışkanlıklar edinmesinde, en büyük rolü ailelerin üstlendiğine vurgulayan Azim, elverdiği ölçüde, geziler yapmak çocuklar için çok önemli oluğunu söyledi. Azim: "Çocuklar, eğlenip öğrenirken sağlıklı ortamlar oluşturmak gerekir. Aksi takdirde çocukların sağlıkları olumsuz etkilenebilir. Beslenme, sağlık ve güvenlik tatillerde dikkat edilmesi gereken önemli konulardır. Dikkat edilmediğinde tatiliniz zehir olabilir. Bilinmeyen yerlerden, yiyeceklerden uzak durmak; sağlık ve temizliğe dikkat etmek gerekir.
Her çocuk, ayrı bir dünyadır, ayrı psikolojik ve fiziki gelişime sahiptir. Bu nedenle hiçbir öğrenciyi diğerleriyle kıyaslamak doğru olmaz. Bazı olumsuz durumlar karşısında aşırı tepki vermek, öğrencide geri dönüşü olmayan davranışlara sebep olabilir. Bu nedenle çocuğun başarısını veya başarısızlığını kendi evreninde değerlendirmek gerekir."