|
|
|
VUSLAT YOLU “Vuslat Yolu” kitabı irfan ve kültür dünyamızın ortaya koyduğu model insan örneği açısından okunulabiliecek güzel bir çalışma. Kitabın yazarı Müeyyedüddîn el Cendî (1230-1291) Müeyyeddüddin el Cendi eserleri: Fususül-Hikem Şerhi, Mevakiu’n-Nücum Şerhi, Hulasatul İrşad ve Kirşadul Hulasa, İksir’ul Kemalat, Ezvakı Hatmeyn, Kitabül Esma, Kaza ve Kader Risalesi, Nefhatür Ruh ve Tuhfetül Fütuh olan bir müelleftir. Cendinin hocası Sadreddin Konevidir. Cendi O’nun gözetiminde yetişmiştir. “Vuslat Yolu” kitabında üç önsöz okuduğumuzda çalışmanın önemi gözümüzün önünde bir daha canlanıyor. Müellifin önsözünü hikmet nazarıyla gözden geçirirken dünün insanlarının çalışma aşk ve şevkini takdirle karşılıyorsunuz. Yalvarmalar, övgüler, kul olma bilinci ile yazılan bu eserlerin zamana direnme sırlarına sizde vakıf olabiliyorsunuz. Cendi’nin şu beyitleriyle dile getirdiği hikmetler ne kadar anlamlı: Harflerin esrarı sende, kelamın nuru sende Zira, sırlar kitabını kendinde bulunduran sensin İsimlerin semâsının merkezi sendedir Çünkü sen zatında nurların zâtlarını kuşatmışsın Susmak durukken konuşmaya anlatmaya ne hacet Baştan ayağa Sen O’nun güzelliğini gösteriyorsun. (Sh.36) “Vuslat Yolu” kitabı iki kısımdan oluşuyor. Birinci kısım, Hak Teâlânın zâtının marifeti, esmaül hüsnadan bazılarının şerhi, insan-ı kâmil ve alem-i halk konularını inceliyor. İkinci kısım ise, ameller, tarikat erbabının ve tahkik sahiplerinin ahvalini inceliyor. Seyr ve sülûk’un incelikleri izah ediliyor. Sufiyane muameleler her tasavvuf yolcusunun yüz yüze geleceği insanın iç ve dış âlamiyle ilgili tehlikeli geçitler açıklanıyor. İkinci kısımda yine, diğer tasavvuf üstadlarının değinmediği tasavvufi incelikleri ele alıyor. Kitapta değişik statüde bulunan sultan, vezir, köylü gibi insanların seyr ve Sülûk usüllerinin bulunması ilginç bir yazıyla bizleri karşılaştırıyor. Kitabın sonundaki özlü nasihat ve tavsiyeler her vakit ihtiyacımız olan hikmeti beyan ediyor. Kitabın metodu için şu bölümü dikkatinize sunuyorum, “demek oluyor ki, seyr ve sülukun ve tecridin asıl gayesi, Hak Teâlâyı bilip tanımak, eşyanın hakikatini Allah’ın ilminde nasılsa öylece bilmektir... İnsan her anında artık bu marifet, ilim ve müşahede içindedir. Her halinde de yine bu marifetle beraberdir. Şu halde her kimin vakitleri, nefesleri bu şühud ve huzura tam anlamıyla ve kemaliyle gark olmuş ise ve bununla mamur kılınmış ise, kemal ve efdaliyet ona aittir” (Sh.179) “Vuslat Yolu” irfanı hayat biçimi haline getirmek için salih amelle çabalayanların ışığı olacaktır. VUSLAT YOLU, Müeyyedüddin el-Cendi, (Trc. Hayreddin Yılmaz) insan yayınları, İstanbul
|