Felsefenin temel sorusu düşüncemi maddeyi yarattı maddemi düşünceyi yarattı sorusudur.
Düşünce de madde de bizim fark edebildiğimiz iki “var” oluş biçimidir.
Dolayısıyla bu iki görüşte özleri itibariyle yaratanın insan iradesinden bağımsız olarak “var” olduğuna işaret etmektedir.
İdealizim düşüncenin kaynağını salt insan olarak belirtmemiş insandan bağımsız bir düşüncenin de var olduğunu yaratanında bu olduğunu yani yaratıcının düşünce olduğunu öne sürmüştür.
Materyalizm ise varlığın yokluktan geldiğini yokluk içinde varlık durumuna geçen maddenin başlangıç noktası olduğunu düşüncenin ise insan beyninden bağımsız olamayacağını dolayısıyla düşüncenin insan ürünü olduğunu insanında maddeden geldiği için maddenin düşünceyi yarattığını iddia etmişlerdir.

Her iki felsefi görüşünde ortak noktası varlık durumundan sonra türetilmiş kavramlardan ortaya çıktığı için her iki düşüncede yaratıcının “var” olma sıfatında
İfade olmuş yani çıkış noktaları farklıda olsa yaratıcı “var” olan olarak algılanmıştır.

Bir insan tanrı “yok”tur der ise bu şu anlama gelir; yokluk içinde varlık meydana gelmiştir. Dolayısıyla yaratan yokluktur.
Bir insan tanrı “var”dır derse varlık durumu anlamı yaratmıştır yokluktan varlık doğmuş olsa bile kendini bilme durumunda iken “var” olgusu anlam kazandığından ve kendinin devamını sağlamak için evrenin yasalarını oluşturduğundan yaratan “yok”luktan gelse bile devam ettiren “var”lık durumudur.
Buna bağlı olarak varlığın ve anlamın devamını sağlamak üzere evren yasalarına bağlı kalarak denge unsurunun korunması ve anlamla beraber yürüyen canlı varlığın sürdürülmesi ilkesi esastır.

Ancak tüm bunları bilince çıkaran insanoğlu peki yaratanın hükümleri yasaları nelerdir derse aklını kullanarak evrenin yasalarını keşfettiğinde nelere uyması itaat etmesi kontrollü olması gerektiğini çok açıklıkla görecektir. Evrenin yasalarının dünyayı kapsayan bölümünde insanoğlu bunları keşfetmiş ve bu yasalarla uyum içinde olmanın kendi varlığını koruması açısından şart olduğunu görmüştür. Aksi taktirde kendi türünün evrenden diğer yok olan türler gibi yok olacağı su götürmez bir gerçektir.