|
|
|
Karı koca kavgalarının belkide en şiddetlisiyle karşılaştım, ne olduğunu anlayamadan böyle bir kavganın tam ortasında buldum kendimi, bütün bunlara sebep olanda uyuz bir eşşekti Bundan yıllar önceydi. Babam beni yaz tatilinde köyde bulunan amcam Mehmetin yanına gönderdi Babam, benim köy hayatını öğrenmem orada ki yaşayan insanların yaşam şartlarını kısa bir sürede olsa görmem ve hissetmemi istiyordu
Amcam ve yenğem beni çok iyi karşıladılar, amcamın kızları ve tek oğlu olan Murat benim bütün isteklerimi yerine getirmeye çalışıyorlardı Üzüm bağları vardı ve oraya gidelim dendi. Muratla ve ben yanımıza aldığımğız bir eşekle bağa doğru ilerledik. Ben daha önce eşeğe hiç binmemiştim, amcamın oğlu eşege binmemi teklif etti. Bende olur, dedim. Keşke olur demeseydim, benim başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir Sonradan pişman olacağımı nerden bileyim, üstelikte bir aile kavgasına sebep olacağını.
Amcamım oğlu: Hadi, şu taşa bas ve eşekin üstüne çık, dedi.
Ben : Nasıl bu eşekin üstüne çıkaçağım, çıkamam ya. Dedim
Amcamın oğlu: çıkacan işte, ne var ki bunda, dur sana gösteriyim, dedi.
Bende bir kaç yaş küçük olan amacamın oğlu, bir sıçrayışta eşekin sırtına bindi
Bana dönerek, işte böyle, dedi.
Onun için eşeke binmekten daha kolay bişey yoktu tabi ki, nerdeyse doğduğu günden beri eşeke biniyordu, onun için çocuk oyuncağı olan bu olay, benim için dünyanın en zor işiydi Bir sıçramada aşağıya atladı eşekten.
Amcamın oğlu: Hadi sıra sende, dedi.
Ben: Bu şekilde binemem ki, dedim.
Amcamın oğlu: Taşın üstüne bas çık, diyerek ısrar ediyordu.
Ben: Yok ben binmiyeceğim, dedim.
Amcamın oğlu: Valla olmaz bineceksin, ölümü gör binmezsen, demezmi.
Tabii bu yemin ve ıslarlar, benim eşeğin üstüne binmemde büyük etken oldu
Kendi kendime: Canım ne olacak, bindikten sonra biraz gider, ineceğim derim olur biter.dedim
Amcamın oğlunun yardımı ile nihayet eşegin sırtına binmeyi başardım Ben bu arada, Aaa, hiçte zor değilmiş, diyordum ki Eşek birden hızlanmaya, hatta tabiri cahizse dört nala koşmaya başlamaz mı.
Daha önce uyuzdur bu eşek, doğru dürüst yürümesini bilmez, bir kaplumbağa hızında ilerler dedikleri eşek beni sanki uçuruyordu Ben tabii, feryat fiyan bağırıyorum.: Durdurun şu eşegi, yardım edin Eşek koştukca ben eşeğin üstünde hoplaya hoplaya üzüm bağına doğru gidiyorum Arkama bir baktım bana yardım edecek birileri var mı diye amcamın oğlu Murat, yerlere yatmış arkamdan gülüyor
Ben : komik bir durum mu var, yardım etsene diye bağırıyorum Neyse, koşarak bize yetişmeye uğrasıyordu benim bağırmalarım sonunda Hızla gelip elindeki deyneğiyle eşeğe vurmaya başlamaz mı ? Ben fitdırdım, Ne yapıyorsun, ? diye bağırıyorum Bu arada kıçına değnekle vurulan eşek, yine deliler gibi koşmaya başlamaz mı Bizim uyuz eşek oldumu bir şahin, sanki kanatlandı uçuyor üstünde benimle Eşek halinden memnun, bense korkudan nerdeyse altıma edeceğim, amcamın oğluda gülmekten kırılıyor. Çocuk, sanki beni bu halde görmeyi yıllardır istiyormuş gibiydi
Eşek uyuz olmasına uyuz ama en azından gideceği yolu biliyordu, beni götürdü üzüm bağının tam ortasına, hemde boynunu eğip boynundan aşağıya yere gümdiye attı. Ben yüzümün üstüne pat diye düştüm. Elim yüzüm kan içinde kaldı, burnumla, dudaklarımdan harıl harıl kanlar akıyorken, bende hüngür, hüngür ağlıyorum Amcamın oğlu koşarak yanıma geldi, çocuk hala gülüyor. Elim yüzüm kan içinde salya, sümük ağlıyarak amcamın oğluna melil melil bakıyorum, Amcamın oğlu, korku içinde bana bakarak, iyimisin diye sordu. Iyi değilim, görmüyormusun halimi, dedim. Ben böyle olacağını bilmiyordum, sana şaka yapmak istedim, demezmi Ben ağlamayı bıraktım, amcamın oğluna kızmaya başladım ve bu arada, sen görürsün seni amcama söylemezmiyim ben Murat korktu, babasından azar isiteğini anladı.
Elim yüzüm kan içinde. Eşeği de alıp eve dönmeye karar verdik, eşek bizimle gelmemek için inatlaştı, o kadar uğraşmalarımıza rağmen yerinden bir milim bile kıpırdamadı.Onunla daha fazla inatlaşmanın faydası olmadığını düşünüp, eşeki bağda bırakıp evin yolunu tuttuk, eve geldiğimizde... Amcam benim halimi görünce, ne oldu, ne bu halin diyerek endişelenmeye başladı, birde emanetim ya. Babama ne diyeceğini düşünüyor, elimi yüzümü temizleme me yardım ederken bir yandanda evdeki herkese bağırıp çağırıyor Eşekten düştüğüm kısa zamanda anlaşıldı. Murat tarafından eşeğe binmeye zorlandığımda.
Yenğem ahırdan gelip amcamın bağırmalarına karşılık veriyordu, Aman canım alt tarafı eşekten düşmüş abarmatyın. Şimdi diner kanı, merak edilecek birşey yok, asıl siz eşekten haber verin, o nerede demezmi? Murata git eşeği al getir, zavallı eşek te çok ürkmüştür yabancı biri sırtına bindiği için, diyerek Muratı eşşeği alıp, getirmeye yolluyordu
Amcam: Yahu kız burada eli yüzü kan içinde ağlıyor, sen eşegin halini merak ediyorsun.
Yenğem: Aay, Mehmet efendi ben o eşeki doğduğundan beri bilirim o benim çocuğum gibidir, hem o olmasa beni tarlaya, bağa, bahçeye kim götürecek
Bu köy yerinde insandan çok eşeke değer verdiklerini anlamış oldum
"AVRUPALILAR HAYVANLARA NE KADAR DEGER VERDIGIMIZI ANLASINLAR ARTIK(!)"
Yenğem ahlarla, vahlarla eşegi merak ediyor, vay benim güzel gözlüm seni yabancı birilerinin mi eline bıraktılar, senin sırtınamı çıktılar, sana vurdularmı, güzel eşegim
Yenğemdeki bu hayvan sevgisi gözlerimi yaşartı, neredeyse ağlayacağım (!)
Ulan hanım dedi amcam öfkeli öfkeli, burada benim yeğenim ağzı burnu kan içinde kalmış, ben abime ne cevap vereceğim diye düşünürken, sen kalkmış eşeğe neredeyse ağıt yakacaksın.
Yenğem: Yakarım elbet, o beni bağa, bahçeye götürüyor, sen mi götürüyon?
Amcam: O gittigin yerden gelemez ol emi?
Yenğem: Sen ne diyon herif?
Amcam: Ne diyorsam diyom, diyeceğin bişeymi var ulan avrat
Yenğem: Her işe beni gönderin, kendin kahve köşelerinde pineklersin, birde bana bedduamı ediyon herif.
Amcam: He, ediyom. Ne olcak?
Yenğem :Hu, komşular duyuyormusunuz bu adam bana ne diyor.
Amcam :Komşuları karıştırma avrat
Yenğem: Zaten, sen kendinden başkasını işine karıştırırmısın ?
Amcam: Sana kalsa bütün köyü karıştırırsın.
Yenğem: karıştırırım tabi. Bu arada dışarıya sesleniyor komşunun oğlu Recepe Recep, seyirt, Hüsam emini çagırda gel, hadi seyirt. Recep koşarak Hüsam emmiyi çağırmaya gitti.
Amcam: Ne, şimdi babanımı çağırtıyon ?
Yenğem: He, ne olmuş çağırtırım.
Amcam, bu arada durur mu, oda bana dönerek çabuk git, babaanne ni çağırda gel.
Ben: amca babaannemi karıştırmasak, dedim demesine ama amcam tutturdu çağırda gel diye
Ben koştura, koştura köyün ta öbür tarafında bulunan babaannemin evine doğru gitmeye Babaannem, beni eli yüzü yaralı görünce, aman Allahım ne oldu sana diye feryat etmez mi
Ben: Babaanne ben iyiyim, bende bişey yok, sen amcamla yenğemin halini gör, dedim.
Babaannem: Ne olmuş ki onlara dedi.
Ben: Ne olacak kavga ediyorlar,
Babaannem: Ne diye kavga ediyorlar, dedi.
Ben : Valla heralde eşek için, dedim.
Babaannem: Ne, ne eşeki,? dedi.
Ben : Amcamların eşegi var ya, işte onun için.
Babaannem: Şu uyuz eşşek için mi dedi.
Ben :Evet, o uyuz eşek için, üstüne binmiştim beni üstünden attı, yenğem de eşeğe bişey olmuştur diye merak etti. Amcamda ona kızdı
Babaannem: Başlarım ben onun uyuz eşeğinden, torunumun şu halini merak edeceğine uyuz eşeğini mi düşünüyor
Ben :Aman babaanne sen bişey söyleme. Ben iyiyim, beni merak etmeyin, dedim.
Babaannem: Başlarım ben onun uyuz eşeğine diye, tekrarladı O görür şimdi,yakanın soysuzu, dedim ben zaten amcana, alma şu soysuzu diye, ama beni dinlemedi ki
Babaannemin durumundan korktum, kadın bas bas bağırıyor, Ne olcak çirkef Senihanın çirkef kızı, cazgır Hüsamın huysuz kızı, diye. Yenğemin sülalesinden bir başladı ki ,ne ben söyliyim nede siz sorun Ben sustum tek kelime etmiyorum. Babaannemin yanında amcamlara doğru ilerliyoruz. Maşallah bende daha hızlı, adımlarını öyle bir atıyor ki, sanki havalandı uçuyor babaannem
Neyse, geldik amcamın evine. Bu arada yenğemin babasıda gelmiş.
Hepsi birden başlamasınmı kavgaya, yok efendim şöyle olmuş; yok böyle olmuş. Zaten amcama kız vermezlermişte, ne biliyim kimin hatırı için vermişler.
Yok babaannem, sizin kızınızı almazdım ya oğluma söz geciremedim, gönülmüş bu işte akada konarmış bokada, diyor
Yenğemin babası: Almasaydın hanım zorlamı verdim
Yenğem oradan bağırır amcama, sana saçımı süpürge ettim, gençligimi verdim Amcam yenğeme bağırır, asıl ben sana gençliğimi verdim de bir uyuz eşşek kadar değerim olmadı gözünde.
Bu arada amcamın oğlu Murat eşeği bağdan almış geliyor Eşek bir keyifli bir keyifli ağırıyor, gelişide öyle bir magrur ki sormayın, sanki dünyaları o yaratmış Halinden öyle memnun ki Bütün aileyi kavgaya sokan, eşekin dünya umrunda değil Olan bizim aileye oldu, amcamla yenğem birbirlerini girdi. Bu arada, yan komşu geldi. Hüsam amcayla, babaanneme Siz yaşlı başlı insanlarsınız siz bari uymayın bunlara diyerek, onları biraz olsun sakinleştirdilerde. Onlarda kavgayı fazla uzatmadan,Yenğemle, amcama aman ne haliniz varsa görün.
Birbirlerinede: Boşver, gel dünür biz gidelim, işimiz gücümüz var. Onların uyuz eşeğiyle mi uğraşacağız diye, çekip gittiler Akşama doğru yenğemle, amcam barışmış Ee, eşekte memnun halinden, Yoksa olan sadece bana mı oldu?
|