1986 doğumlu ABD'li şarkıcı Lady GaGa'nın müziğe olan tutkusu ilk olarak 4 yaşındayken kendisini gösterdi. O yaşta kendi kendine piyano çalmayı öğrenen Lady GaGa, asıl ismiyle Joanne Stefani Germanotta, ilk piyano bestesini 13 yaşında yaptı. Özel bir katolik okuluna gittikten sonra öğrenimine New York Üniversitesi’nin Tisch Sanat Okulu’nda devam etti. Müzik öğrenimi sırasında Manhattan’ın müzik ortamına dalan GaGa, şehrin yer altı rock 'n roll dünyasında gördüğü birbirinin aynısı müziklere kendi tavrıyla cevap vermeye karar verdi.

Lady GaGa’yı diğerlerinden ayıran özelliklerin başında şüphesiz kendini pop melodileriyle bezenmiş glam rock ruhuyla pekiştirmesi geliyordu. 2006’da prodüktör Rob Fusari’yle çalışmaya başlayan yıldız o dönemde "Beautiful, Dirty, Rich", "Dirty Ice Cream" ve "Disco Heaven" gibi parçalara imza attı. 19 yaşına geldiğinde Def Jam’le masaya oturdu; fakat orada umduğunu bulamadı ve sadece 3 ay sonra plak şirketiyle yollarını ayırmak zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra Vincent Herbert’la tanıştı ve bu sayede hayatı değişti. Ocak 2008’de Interscope ile anlaşan müzisyen, Akon’un da ilgisini çekti. Yaşamına bir süreliğine şarkı yazarı olarak devam etti; fakat daha sonra Akon’ın plak şirketi Kon Live ile kendi solo kariyeri için masaya oturdu. Akon ve Lady GaGa, vakit kaybetmeden RedOne’ın prodüktörlüğünde solo albüm çalışmalarına başladılar. Retro dans ritimlerini, pop nakaratları ve electro-glam’in renkli dünyasıyla birleştirdiler.

Lady GaGa’nın solo albüm için kaydettiği ilk şarkı Mötley Crüe’nün "Girls, Girls, Girls" parçasından esinlenerek yazılan "Boys, Boys, Boys" oldu. Parçada AC/DC'nin "T.N.T.” şarkısından örnek kullanıldı. Bu arada Lady GaGa, performans sanatçısı Lady Starlight ile birlikte hayata geçirdiği "Lady GaGa and The Starlight Revue" projesinde 1970lerin parlak disko topu ve bol spreyli saçlarını yeniden gündeme getirdi. 2008’e doğru ilk albümünün çalışmalarını hızlandıran Lady Gaga, slbüme “The Fame” adını verdi. 8 Nisan 2008’de albümün ilk single’ı "Just Dance" piyasaya sürüldü. Amerika’da bir numaraya yükselen bu single’ı 29 Eylül 2008’de çıkan “Poker Face” izledi. Ardından konserler ve turnelerle dolu yoğun bir tempo başladı.

Andy Warhol konseptine uygun bir performans sergilemeyi kafasına koyan Lady GaGa, röportajlarında tıpkı Warhol’un meşhur Fabrika'sına benzer bir ekiple çalıştığını belirtti. Performansının pop performans sanatı, multimedya, moda, teknoloji, video ve filmle iç içe geçen, gezici bir sanat etkinliğine benzemesi için gayret sarfettiğini belirten GaGa, 2009 Grammy Ödülleri’ne “En İyi Dans Kaydı” dalında aday oldu.

Lady GaGa, ismini efsanevi Queen grubunun ünlü parçası “Radio GaGa”dan alıyor. Sahnede Freddie Mercury’nin teatral tavırlarına benzer bir yaklaşım sergilediğini düşünen Lady GaGa’nın etkilendiği isimler arasında ilk sırayı Queen ve David Bowie alıyor. Modaya düşkünlüğüyle de dikkat çeken yıldız, şarkı yazma sürecinde dahi kafasında o şarkıya uygun kıyafetler tasarlıyormuş. Modadaki ilham kaynağının Donatella Versace olduğunu da belirten olaylı şarkıcı, magazin gazetecilerini meşgul etmeye ve kış günlerinde pantalonsuz gezerek içimizi dondurmaya devam ediyor.

Lady Gaga, MTV Video Music Awards'da muhteşem bir performans sergileyerek geceye damgasını vurdu. Sahneyi kanla bulayan ünlü şarkıcı ayrıca MTV'den ilk ödülünü kaptı. Gaga, sahnede yine eşcinsel hayranlarına teşekkür etmeyi unutmadı.



THE FAME ALBÜMÜNÜ DE SİZLER İÇİN UPLOAD ETTİM.BUyRUN..

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

1986 doğumlu ABD'li şarkıcı Lady GaGa'nın müziğe olan tutkusu ilk olarak 4 yaşındayken kendisini gösterdi. O yaşta kendi kendine piyano çalmayı öğrenen Lady GaGa, asıl ismiyle Joanne Stefani Germanotta, ilk piyano bestesini 13 yaşında yaptı. Özel bir katolik okuluna gittikten sonra öğrenimine New York Üniversitesi’nin Tisch Sanat Okulu’nda devam etti. Müzik öğrenimi sırasında Manhattan’ın müzik ortamına dalan GaGa, şehrin yer altı rock 'n roll dünyasında gördüğü birbirinin aynısı müziklere kendi tavrıyla cevap vermeye karar verdi.

Lady GaGa’yı diğerlerinden ayıran özelliklerin başında şüphesiz kendini pop melodileriyle bezenmiş glam rock ruhuyla pekiştirmesi geliyordu. 2006’da prodüktör Rob Fusari’yle çalışmaya başlayan yıldız o dönemde "Beautiful, Dirty, Rich", "Dirty Ice Cream" ve "Disco Heaven" gibi parçalara imza attı. 19 yaşına geldiğinde Def Jam’le masaya oturdu; fakat orada umduğunu bulamadı ve sadece 3 ay sonra plak şirketiyle yollarını ayırmak zorunda kaldı. Kısa bir süre sonra Vincent Herbert’la tanıştı ve bu sayede hayatı değişti. Ocak 2008’de Interscope ile anlaşan müzisyen, Akon’un da ilgisini çekti. Yaşamına bir süreliğine şarkı yazarı olarak devam etti; fakat daha sonra Akon’ın plak şirketi Kon Live ile kendi solo kariyeri için masaya oturdu. Akon ve Lady GaGa, vakit kaybetmeden RedOne’ın prodüktörlüğünde solo albüm çalışmalarına başladılar. Retro dans ritimlerini, pop nakaratları ve electro-glam’in renkli dünyasıyla birleştirdiler.

Lady GaGa’nın solo albüm için kaydettiği ilk şarkı Mötley Crüe’nün "Girls, Girls, Girls" parçasından esinlenerek yazılan "Boys, Boys, Boys" oldu. Parçada AC/DC'nin "T.N.T.” şarkısından örnek kullanıldı. Bu arada Lady GaGa, performans sanatçısı Lady Starlight ile birlikte hayata geçirdiği "Lady GaGa and The Starlight Revue" projesinde 1970lerin parlak disko topu ve bol spreyli saçlarını yeniden gündeme getirdi. 2008’e doğru ilk albümünün çalışmalarını hızlandıran Lady Gaga, slbüme “The Fame” adını verdi. 8 Nisan 2008’de albümün ilk single’ı "Just Dance" piyasaya sürüldü. Amerika’da bir numaraya yükselen bu single’ı 29 Eylül 2008’de çıkan “Poker Face” izledi. Ardından konserler ve turnelerle dolu yoğun bir tempo başladı.

Andy Warhol konseptine uygun bir performans sergilemeyi kafasına koyan Lady GaGa, röportajlarında tıpkı Warhol’un meşhur Fabrika'sına benzer bir ekiple çalıştığını belirtti. Performansının pop performans sanatı, multimedya, moda, teknoloji, video ve filmle iç içe geçen, gezici bir sanat etkinliğine benzemesi için gayret sarfettiğini belirten GaGa, 2009 Grammy Ödülleri’ne “En İyi Dans Kaydı” dalında aday oldu.

Lady GaGa, ismini efsanevi Queen grubunun ünlü parçası “Radio GaGa”dan alıyor. Sahnede Freddie Mercury’nin teatral tavırlarına benzer bir yaklaşım sergilediğini düşünen Lady GaGa’nın etkilendiği isimler arasında ilk sırayı Queen ve David Bowie alıyor. Modaya düşkünlüğüyle de dikkat çeken yıldız, şarkı yazma sürecinde dahi kafasında o şarkıya uygun kıyafetler tasarlıyormuş. Modadaki ilham kaynağının Donatella Versace olduğunu da belirten olaylı şarkıcı, magazin gazetecilerini meşgul etmeye ve kış günlerinde pantalonsuz gezerek içimizi dondurmaya devam ediyor.

Lady Gaga, MTV Video Music Awards'da muhteşem bir performans sergileyerek geceye damgasını vurdu. Sahneyi kanla bulayan ünlü şarkıcı ayrıca MTV'den ilk ödülünü kaptı. Gaga, sahnede yine eşcinsel hayranlarına teşekkür etmeyi unutmadı.



THE FAME ALBÜMÜNÜ DE SİZLER İÇİN UPLOAD ETTİM.BUyRUN..

WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.

Yapım : 2007, Türkiye / Almanya / Fransa
Tür : Dram
Yönetmen : Semih Kaplanoğlu
Senaryo : Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal
Oyuncular : Başak Köklükaya, Saadet Işıl Aksoy, Tülin Özen, Rıza Akın, Şerif Erol, Tansu Biçer, Melih Selçuk, Orçun Köksal, Alev Uçarer, Semra Kaplanoğlu
Yapımcı : Semih Kaplanoğlu, Emre Yeksan
Görüntü Yönetmeni : Özgür Eken
Süre : 1 saat, 38 dk.
Gösterim Tarihi : 2 Ocak 2009


Filmin Konusu : Genç Yusuf , annesi Fatma ‘nın kasabadaki istasyon şefi ile yaşadığı gizli ilişkiyi keşfedince ne yapacağını şaşırır. İçinde yetiştiği erkek egemen kültürün gelenekleri yönünde mi davranacaktır yoksa son yıllarda Anadolu’da da yaşanan modernleşmenin getirdiği yeni bakış açısıyla mı?

Yusuf ile annesi, Yusuf’un yıllar önce ölen babasından kalan ineklerin sütüyle geçinmeye çalışmaktadırlar. Yaşadıkları İç Anadolu kasabası son yıllarda etrafta kurulan sanayi tesisleri nedeniyle modernleşirken geleneksel üretim yöntemleri ve bazı meslekler hızla yok olmaktadır.

Liseyi bitirdikten sonra üniversite imtahanını kazanamayan Yusuf’un büyük bir tutku ile yazdığı şiirler, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de değeri günden güne düşen sütün Fatma ve Yusuf’a bir katkısı vardır.

Fatma, istasyon şefine duyduğu aşkla kadınlığını hatırlar ve hızla değişir. Annesinin ilgisinin kendisinden başka bir erkeğe yöneldiğini geç de olsa fark eden Yusuf, askerlik yoklaması ve muayene için apar topar büyük şehre gitmek zorunda kalır.

Şehirde şiire meraklı, üniversiteli genç kız Semra ile tanışır ama bu heyecan kısa sürer; çocukken yaşadığı ateşli bir hastalık nedeni ile askerlik yapamayacağı ortaya çıkınca kasabaya geri döner.

Hem görmezden gelmek zorunda kaldığı Fatma’nın ilişkisi hem de çürüğe çıkarılmış olmanın ağırlığı, erkek kültürün egemen olduğu topraklarda Yusuf’u bir seçim yapmaya zorlar.

Genç Yusuf değişimin acısıyla baş etmenin yolunu bulabilecek midir?

Yapım : 2007, Türkiye / Almanya / Fransa
Tür : Dram
Yönetmen : Semih Kaplanoğlu
Senaryo : Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal
Oyuncular : Başak Köklükaya, Saadet Işıl Aksoy, Tülin Özen, Rıza Akın, Şerif Erol, Tansu Biçer, Melih Selçuk, Orçun Köksal, Alev Uçarer, Semra Kaplanoğlu
Yapımcı : Semih Kaplanoğlu, Emre Yeksan
Görüntü Yönetmeni : Özgür Eken
Süre : 1 saat, 38 dk.
Gösterim Tarihi : 2 Ocak 2009


Filmin Konusu : Genç Yusuf , annesi Fatma ‘nın kasabadaki istasyon şefi ile yaşadığı gizli ilişkiyi keşfedince ne yapacağını şaşırır. İçinde yetiştiği erkek egemen kültürün gelenekleri yönünde mi davranacaktır yoksa son yıllarda Anadolu’da da yaşanan modernleşmenin getirdiği yeni bakış açısıyla mı?

Yusuf ile annesi, Yusuf’un yıllar önce ölen babasından kalan ineklerin sütüyle geçinmeye çalışmaktadırlar. Yaşadıkları İç Anadolu kasabası son yıllarda etrafta kurulan sanayi tesisleri nedeniyle modernleşirken geleneksel üretim yöntemleri ve bazı meslekler hızla yok olmaktadır.

Liseyi bitirdikten sonra üniversite imtahanını kazanamayan Yusuf’un büyük bir tutku ile yazdığı şiirler, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de değeri günden güne düşen sütün Fatma ve Yusuf’a bir katkısı vardır.

Fatma, istasyon şefine duyduğu aşkla kadınlığını hatırlar ve hızla değişir. Annesinin ilgisinin kendisinden başka bir erkeğe yöneldiğini geç de olsa fark eden Yusuf, askerlik yoklaması ve muayene için apar topar büyük şehre gitmek zorunda kalır.

Şehirde şiire meraklı, üniversiteli genç kız Semra ile tanışır ama bu heyecan kısa sürer; çocukken yaşadığı ateşli bir hastalık nedeni ile askerlik yapamayacağı ortaya çıkınca kasabaya geri döner.

Hem görmezden gelmek zorunda kaldığı Fatma’nın ilişkisi hem de çürüğe çıkarılmış olmanın ağırlığı, erkek kültürün egemen olduğu topraklarda Yusuf’u bir seçim yapmaya zorlar.

Genç Yusuf değişimin acısıyla baş etmenin yolunu bulabilecek midir?

Yapım : 2007, Türkiye / Almanya / Fransa
Tür : Dram
Yönetmen : Semih Kaplanoğlu
Senaryo : Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal
Oyuncular : Başak Köklükaya, Saadet Işıl Aksoy, Tülin Özen, Rıza Akın, Şerif Erol, Tansu Biçer, Melih Selçuk, Orçun Köksal, Alev Uçarer, Semra Kaplanoğlu
Yapımcı : Semih Kaplanoğlu, Emre Yeksan
Görüntü Yönetmeni : Özgür Eken
Süre : 1 saat, 38 dk.
Gösterim Tarihi : 2 Ocak 2009


Filmin Konusu : Genç Yusuf , annesi Fatma ‘nın kasabadaki istasyon şefi ile yaşadığı gizli ilişkiyi keşfedince ne yapacağını şaşırır. İçinde yetiştiği erkek egemen kültürün gelenekleri yönünde mi davranacaktır yoksa son yıllarda Anadolu’da da yaşanan modernleşmenin getirdiği yeni bakış açısıyla mı?

Yusuf ile annesi, Yusuf’un yıllar önce ölen babasından kalan ineklerin sütüyle geçinmeye çalışmaktadırlar. Yaşadıkları İç Anadolu kasabası son yıllarda etrafta kurulan sanayi tesisleri nedeniyle modernleşirken geleneksel üretim yöntemleri ve bazı meslekler hızla yok olmaktadır.

Liseyi bitirdikten sonra üniversite imtahanını kazanamayan Yusuf’un büyük bir tutku ile yazdığı şiirler, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de değeri günden güne düşen sütün Fatma ve Yusuf’a bir katkısı vardır.

Fatma, istasyon şefine duyduğu aşkla kadınlığını hatırlar ve hızla değişir. Annesinin ilgisinin kendisinden başka bir erkeğe yöneldiğini geç de olsa fark eden Yusuf, askerlik yoklaması ve muayene için apar topar büyük şehre gitmek zorunda kalır.

Şehirde şiire meraklı, üniversiteli genç kız Semra ile tanışır ama bu heyecan kısa sürer; çocukken yaşadığı ateşli bir hastalık nedeni ile askerlik yapamayacağı ortaya çıkınca kasabaya geri döner.

Hem görmezden gelmek zorunda kaldığı Fatma’nın ilişkisi hem de çürüğe çıkarılmış olmanın ağırlığı, erkek kültürün egemen olduğu topraklarda Yusuf’u bir seçim yapmaya zorlar.

Genç Yusuf değişimin acısıyla baş etmenin yolunu bulabilecek midir?

Yapım : 2007, Türkiye / Almanya / Fransa
Tür : Dram
Yönetmen : Semih Kaplanoğlu
Senaryo : Semih Kaplanoğlu, Orçun Köksal
Oyuncular : Başak Köklükaya, Saadet Işıl Aksoy, Tülin Özen, Rıza Akın, Şerif Erol, Tansu Biçer, Melih Selçuk, Orçun Köksal, Alev Uçarer, Semra Kaplanoğlu
Yapımcı : Semih Kaplanoğlu, Emre Yeksan
Görüntü Yönetmeni : Özgür Eken
Süre : 1 saat, 38 dk.
Gösterim Tarihi : 2 Ocak 2009


Filmin Konusu : Genç Yusuf , annesi Fatma ‘nın kasabadaki istasyon şefi ile yaşadığı gizli ilişkiyi keşfedince ne yapacağını şaşırır. İçinde yetiştiği erkek egemen kültürün gelenekleri yönünde mi davranacaktır yoksa son yıllarda Anadolu’da da yaşanan modernleşmenin getirdiği yeni bakış açısıyla mı?

Yusuf ile annesi, Yusuf’un yıllar önce ölen babasından kalan ineklerin sütüyle geçinmeye çalışmaktadırlar. Yaşadıkları İç Anadolu kasabası son yıllarda etrafta kurulan sanayi tesisleri nedeniyle modernleşirken geleneksel üretim yöntemleri ve bazı meslekler hızla yok olmaktadır.

Liseyi bitirdikten sonra üniversite imtahanını kazanamayan Yusuf’un büyük bir tutku ile yazdığı şiirler, adını sanını kimsenin duymadığı bazı edebiyat dergilerinde yayınlanmaktadır. Ama ne şiirin ne de değeri günden güne düşen sütün Fatma ve Yusuf’a bir katkısı vardır.

Fatma, istasyon şefine duyduğu aşkla kadınlığını hatırlar ve hızla değişir. Annesinin ilgisinin kendisinden başka bir erkeğe yöneldiğini geç de olsa fark eden Yusuf, askerlik yoklaması ve muayene için apar topar büyük şehre gitmek zorunda kalır.

Şehirde şiire meraklı, üniversiteli genç kız Semra ile tanışır ama bu heyecan kısa sürer; çocukken yaşadığı ateşli bir hastalık nedeni ile askerlik yapamayacağı ortaya çıkınca kasabaya geri döner.

Hem görmezden gelmek zorunda kaldığı Fatma’nın ilişkisi hem de çürüğe çıkarılmış olmanın ağırlığı, erkek kültürün egemen olduğu topraklarda Yusuf’u bir seçim yapmaya zorlar.

Genç Yusuf değişimin acısıyla baş etmenin yolunu bulabilecek midir?

Bugün Düsündümde Komik Bebek ResimLeriyle Birsey Yapayim Diye Resimlerin Altinada NickLeri Yazdim Umarim Begenirsiniz 

Patatesli Börek
Malzemeler:
- 6 adet yufka
- 2 yumurta
- 5 yemek kaşığı yoğurt
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 2 çay bardağı su
İçinin Malzemeleri:
- 8 orta boy patates
- 4-5 sap taze soğan
- yarım demet dereotu
- yarım demet maydanoz
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 2 kutu hazır krema (400 ml)
- kuru nane, kekik
- tuz, karabiber, pulbiber ,yenibahar
Üzeri İçin:
- çörekotu

Hazırlanışı:

Patatesleri haşlayıp soyarak küp şeklinde dilimleyip bir kaba alın. Üzerine 1 çay bardağı sıvı yağı, 2 kutu hazır kremayı, ince kıyılmış dereotu, taze soğan  ve maydanozu, kuru nane, kekik, pulbiber, tuz, karabiber ve yenibaharı ekleyerek karıştırın. Sonra el blendırı ile püre haline getirin. 2 yumurta, 5 yemek kaşığı yoğurt, 1 çay bardağı sıvı yağ ve 2 çay bardağı suyu karıştırın. Bir yufkayı tezgaha yerleştirin ve her yanına yumurtalı karışımdan sürün. Üzerine bir yufka daha yerleştirerek 8 eşit parçaya bölün ve geniş kısımlarına bir miktar harç koyun. Her bir parçayı sigara böreği şeklinde sararak yağlanmış tepsiye dizin. Böreklerin üzerine kalan yumurtalı harcı yayın ve yumurtalı karışımdan sürüp çörekotu serptikten sonra kızarana kadar pişirin. Hafif ılık haldeyken dilimleyerek servis yapın.

Merhaba!lar Arkadaş'lar Ben'de Yeni Üye'yim Adım Mari Hatay'lıyım 22 Yaşındayım.Herkes'e İyi Forum'lar:)