0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Tiyatro Dersleri 8 Ilkler  (Okunma Sayısı: 925 Kere Okundu.)
« : Şubat 21, 2012, 03:51:04 ÖS »
Avatar Yok

-o_o-GökhaNur-o_o-
*
Üye No : 17147
Nerden : İzmir
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 2158
Mesaj Sayısı : 4 756
Karizma = 12093


Ben sana birşey söyleyeyim mi? Neden içim rahat ve huzurlu? İşimi baştan sağlam tutarım da ondan... Mesleğe başladığım günden bu yana şundan eminim ve biliyorum ki, kimse, dost ya da düşman kimse ama hiçkimse, seyircim olsun, oyuncu olsun, yıllar boyunca hiç kimse mesleğime olan inancıma, saygıma, çalışmalarımdaki titizliğe, kulis terbiyeme, seyirci - oyuncu ilişkilerime, teknik arkadaşlarımla saygılı işbirliğime, ayrıca tanınmış bir oyuncu olmamın getirdiği sorumluluklarım hakkında kötü konuşamaz, eleştiri getiremez ve hakkımı teslim eder. Birlikte oynadığım arkadaşlarla sahneyi oyunun gerektirdiği ölçüde, hatta çoğu kez ondan yana, cömertçe paylaşırım. İki sıraya da oynasam, dolu bir salona oynuyormuş gibi eksiksiz ve candan oynarım. Zaten bu marifet değil, görevimizdir. Hele soğuk ve karlı havalarda sıcacık evini terkedip gelen ve çoğu kez ısıtılmamış buz gibi salonda oyunu paltosuyla izleyen o sevgili seyircimi buldum mu içim titrer, daha bir coşkulu oynarım. Oyunun sonunda, o iki sıra seyircinin coşkulu alkışı, altın değerindedir. Hiç unutmam bir keresinde -çok soğuk ve karlı bir kış günüydü- Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nun üst katındaki Oda Tiyatrosu'nun salonunda 15 kişi vardı. Aşk Mektupları'nı oynuyorduk. Toron Karacaoğlu ve ben, seyircimizin azlığına hiç aldırmadan, öylesine candan ve güzel bir oyun çıkardık ki... O gün unutulamaz. Salondaki seyirci - oyuncu beraberliği şahaneydi. Oyunun sonunda deli gibi alkışladılar ve gitmediler. Beklediler bizi; elimizi sıkıp teşekkür ettiler. Salon boş diye oyunu kısa kesmek, en güzel sahneleri oynamadan özetleyip adeta kuşa çevirmek, tam bir tiyatro ihtikârıdır. Eksik gramajlı ekmek satmak ya da hileli mal sokuşturmak gibi bir suçtur.

Bazen de bunun tam tersi olur. Salon tıklım tıklım doludur; halk coşkulu ve neşelidir. Ölçüsüz bir oyuncu daha fazla alkış alabilmek uğruna oyuna olmadık ilaveler, sululuklar ve yersiz gevezelikler katarak, sorumsuz ve çirkin oyunculuğun en kötü örneğini verir. Bence bütün tiyatrolarda bunun devamlı kontrolü yapılmalı... Belediye zabıta ekipleri esnafı naslık kontrol ediyorsa, bozuk veya eksik mal satanı cezalandırıyorsa, seyirciye eksik ya da bozuk oyun oynayan oyuncu da elenmeli, cezalandırılmalı...

Şimdi beni iyi dinle ve sakın unutma: Bir tiyatro oyuncusu ağır işçidir. Onun işi lüks değildir. Ve dünyanın her yerinde bu böyledir. Sahne kapısı, sınav kapısı... Girerken azimli ama korkulu, çıkarken huzurlu, rahat ama yine de eleştiriye açık olunmalıdır. Başarılı bir oyunun üstüne yatıp uyumak, gaflettir. Kuşkusuz, oyun sonrası tiyatrodan çıkınca ohh..! ..temiz hava, gökyüzü, yıldızlar, belki sevdiğin bir lokal, bir kadeh içki, iyi bir yemek, oyun konuşmak, iyi kötü tartışmak, içini döküp boşalmak senin hakkın. O yorgunluktan sonra, fazlasıyla hakettin bunu. Ama gece başını yastığa koyduğun zaman, oynadığın oyunun gerçeğini, en doğrusunu sen bilirsin. Bu konuda en kolay şey, kendini aldatmaktır. Bundan kaçın; kusurlarını ara; aksayan yerlerini düşün, bul ve 'her oyun bir öncekinden daha kusursuz olmalı' ilkesini devamlı kolla. Şimdi dinle: Sabahtan geceyarısına kadar yaklaşık 18 saat tiyatroya kapanan oyuncu, oyundu, provaydı, giysi, aksesuvar, müzik, dans... Yorgunluk, yorgunluk, heyecan, kalp çarpıntısı ve sonsuz bir telaş içinde çırpınır durur. Kendisi, rolü, arkadaşları, o ne dedi..? Bu ne düşünüyor..? Çay, ıhlamur, aspirin... Gırtlağım kurudu... O laf neydi..? O repliği hep unutuyorsun..! Ya ayağım kayarsa..? Tanrım eyvah! Ya bu fermuar açılıverirse... Derken, son zil. Dua et... Sahneyi son kez gözden geçir... Çekil oradan, perde açılıyor... Oh, neyse oyun başlayabildi... Seyirci nasıl? Çok güzel... Sus, yavaş konuş... Ah, bu sahne alkış aldı. Demedim mi sana, bak... Çok iyiydin. Allah kahretsin, sürçtüm! Dilim kopsun! Yarın o cümleyi 150 kez tekrarlayacağım. Ah Murathan, nereden bulursun bu çetrefilli kelimeleri, cümleleri... "Vakta ki Fasla kadının gönlündeki sevdası, yüreğindeki efsununu çözemedi..." Yüreğindeki efsununu... Efsununu çözemedi...Aman aman şimdi düşünme bunu. Sonra, oyundan sonra...

İşte böyle. Sana daha bin çeşit zorluk sayabilirim. Yani, ağır işçidir tiyatrocu dedim ya, gerçekten öyledir. Sinema oyunculuğuna, gazino şarkıcılığına falan pek benzemez. Bir sebepten daha benzemez... Gerçi her iş kutsaldır ve hakkı verilmelidir ama benim için sahne, her açıdan kutsaldır; yani bir din ve inanış kadar kutsaldır. Tiyatroya giderken, tıpkı camiye gider gibi için dışın temiz olmalı. Tertemiz. Bunu bilen, bilir... Ama gene de yıllar yılı sahneye giriş kapısının yanındaki çöp tenekelerini kaldırtamadım (Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu). Kime söyledimse, aldırmadı. Bilmiyorum, şimdilerde o çöp tenekeleri hâlâ orada mı?

Tam da sahneye çıkan yolun üstünde çöp tenekesi, olacak şey değil... Camiye girerken pabuçlarımızı çıkarıyoruz da, insanlık adına tüm güzelliklerin sergilendiği, tüm kötülüklerin, iyi kötü bütün gerçeklerin irdelendiği o mihrabın, sahnenin üzerinde, aynı titizliği neden savunmayalım? Yanılmıyorsam, sene 1954... Dram Tiyatrosu'nda Yavru Kartal'ı oynuyoruz. Oyunun bir yerinde Cahide Sonku'ya gıcık geldi. Perde açıldı, açılacak... Cahide hemen koştu, sahnenin iyice arka taraflarında bir köşeye mecburen tükürdü; gırtlağını temizledi. O sahneyi birlikte oynuyorduk. Yanıma geldi ve "Allah beni affetsin, istemeden sahneye tükürdüm" dedi. İşte bu, sahneye duyulan sonsuz saygının çok güzel bir göstergesidir. Oysa... Sene yanılmıyorsam 1960; gene Dram Tiyatrosu'nda Dövme Gül oynanıyor. Baş rolde Şirin Devrim. Şirin hanım, herhalde oynun perde arasında kulise çıkamıyordu ki, sahneye lazımlık getirtmiş; mecbur kaldığı zaman o lazımlığı sahnenin gerisinde bir yerde kullanırmış... Buna sahne terbiyesi diyemiyorum. Osmanlı terbiyesi desem, asla olmaz. Sosyete terbiyesi mi desem, yoksa Amerikan pratiği mi? Sen ne dersen o olsun.


NEDRET GÜVENÇ'İN KALEMİNDEN OYUNCULUK SANATI

WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Tiyatro Dersleri 8 Ilkler
« Posted on: Nisan 16, 2024, 07:04:12 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Tiyatro Dersleri 8 Ilkler e-book, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler programı, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler oyunları, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler e-kitap, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler download, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler hikayeleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler resimleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler haberleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler yükle, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler videosu, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler şarkı sözleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler msn, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler hileleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler scripti, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler filmi, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler ödevleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler yemek tarifleri, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler driverları, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler smf, Tiyatro Dersleri 8 Ilkler gsm
Yanıtla #1
« : Mayıs 06, 2012, 12:04:09 ÖÖ »
Avatar Yok

zanylife
*
Üye No : 90293
Nerden : Bursa
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 0
Mesaj Sayısı : 87
Karizma = 0


emeğinze sağlık
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  




Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular