0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Tez (iletişim)  (Okunma Sayısı: 1624 Kere Okundu.)
« : Ocak 25, 2010, 08:57:41 ÖS »

Hephaestus
*
Üye No : 26057
Yaş : 31
Nerden : Tekirdağ
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 4834
Mesaj Sayısı : 13 567
Karizma = 60064


1.BÖLÜM: İLETİŞİMİN TANIMI
•   İletişim gerçeklerin, hislerin, düşüncelerin, karşılıklı bir alışverişidir.
•   İletişim; kişileri birbirine bağlayan bir süreçtir .
•   İletişim; çeşitli amaçlara yönelen bilgi alışverişi ve inandırma eylemlerinin bütünüdür.
•   İletişim; çeşitli bilgi ve iletilerin aktarılmasıdır.
•   İletişim; anlama, duyma ve duyurma, düşünme ve düşündürme, bilgi alma ve bilgi vermedir
Bu tanımlamalar ışığında iletişime dair şu tanımı yapabiliriz ;
“İletişim, toplumun temellerini oluşturan bir sistem, örgütsel ve yönetsel yapının düzenli işleyişini sağlayan bir araç ve bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir teknik olarak görülmektedir.”
Bireylerarası iletişim bilgi, fikir ve duyguların bir kimseden diğerine geçme sürecidir. Ancak bu sürecin oluşabilmesi için mutlaka bireylerarası bir ilişkinin kurulmasına ihtiyaç vardır. Şu halde, iletişim insanları birbirine bağlayan ve onların sosyal bir grup halinde ve ahenkli bir şekilde çalışmalarını temin eden bir bağdır. Bu bağın iki insanı birbirine bazen yakınlaştırıcı, bazen de uzaklaştırıcı rol oynadığını ifade etmek yanlış olmayacaktır. Eğer etkin bir grup çalışması arzu ediliyorsa bu grubu oluşturan bireyler arasında bilgi, fikir ve duyguların karşılıklı olarak aksamadan iletilmesi gereklidir.
Konuşmacı (verici) olarak göreviniz, dinleyicilerin (alıcı) mesajı aldıklarından emin oluncaya kadar bitmez. Dinleyicilerden bir mesaj aldığınızda, bu mesajı anladığınızı dinleyicilere ikna edici bir biçimde ifade edinceye kadar göreviniz tamamlanmaz.
Kişiler ne kadar türdeş ise, karşılıklı etkileşim de o kadar verimli olacaktır. İletişim süreci boyunca verici ve alıcı mesajı eş zamanlı olarak süzgeçten geçirir. Süzgeçten geçirme işleminin sonucunda, alıcı mesajı vericinin kastettiği biçimde algılamaya bilir. Yanlış algılama potansiyeli, hem bir dinleyici topluluğuna hitap eden konuşmacı, hem de konuşmacı ile iletişime giren tek tek dinleyiciler için de geçerlidir.
Çoğu kez farklı bir mesaj alınır, mesajın sadece bir bölümü alınır ya da hiç bir mesaj alınmaz. Konuşmacıların bir mesajı aktarması kişisel algılamalarına dayanır. Bir dinleyici topluluğunun üyeleri mesajı kendi değerleri, ihtiyaçları, duyguları ve geçmiş deneyimlerini kullanarak yorumlar.

İletişim süreci, sürece katılan bireylerin algılamaları tarafından etkilenir. Bireysel algılar; geçmiş deneyler, ihtiyaçlar, değerler ve duygulardan çıkar. Sonuç olarak, bazı mesajlar tamamıyla süzülür ve yok olup gider. İletişim sürecinin ustalık ile idare edilmesi, mesajın süzgeçten geçirilme derecesini en aza indirmekte kişilere yardımcı olur. Örneğin konuşmacı böyle durumlara mesajı yeniden ifade edebilir, anlaşılabilir örneklere başvurabilir, şemalar çizebilir, dinleyicilerin duygularını yansıtabilir ve özetleme yapabilir.

İşletme ve kuruluşlarda da etkin bir yönetim iyi bir iletişim sürecine dayanmaktadır. Yönetim fonksiyonları ile ilgili kararları oluşturan fikirler çeşitli biçimlerde gönderici ve alıcının karşılıklı duygu ve jestlerini de içererek iletilmektedir. Kısaca denilebilir ki iletişim, örgütsel faaliyetin temelini oluşturmaktadır. Katılmalı yönetim biçimlerinde kararların oluşturulmasında, bireyler arasında fikir, bilgi ve duyguların alınıp verilmesi de iletişim sürecine güzel bir örnek teşkil etmektedir.

İşletme örgütlerinde ast üst ilişkileri, yatay ve çapraz ilişkiler aslında biçimsel veya biçimsel olmayan iletişim türlerini oluştururlar. Şu halde, iletişimden bahsedebilmemiz için bireyler arasında karşılıklı olarak fıkir, bilgi ve duygu alışverişini zorunlu kılan bir ilişkinin kurulması gerekmektedir. Bu ilişki bir üst organ tarafından önceden belirlenmiş ve zorunlu kılınmış ise, buna biçimsel iletişim diyoruz. Eğer, bu ilişki herhangi bir zorunluluk olmadan haber ileten (gönderici) ile haber alan (alıcı) arasında herhangi bir ihtiyaçtan dolayı (iş, arkadaşlık v.s.) ortaya çıkan bir ilişki ise, buna biçimsel olmayan iletişim adını veriyoruz. Örneğin örgütlerde biçimsel iletişim kadar biçimsel olmayan ve kendiliğinden oluşan iletişim de çok yaygın ve gerek kişisel gerekse grup ve örgüt yaşamı bakımından etkindir.






















2.BÖLÜM: İLETİŞİMİN TEMEL ÖĞELERİ
2.1 GÖNDERİCİ

Şekil 1: İletişim süreci (Kaynak: Suna TEVRÜZ; İnci ARTAN ve ,Tülay BOZKURT, Davranışlarımızdan Seçmeler(Örgütsel Yaklaşım),s159)

Gönderici olarak da adlandırılan kaynak birim kendisine ulaşan veya kendisinde oluşan bilgi, duygu, düşünce ve fikirleri hedef birime gönderen kişi veya gruptur. İletişimin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve başarıya ulaşması büyük ölçüde kaynak birime bağlıdır.

İletişim her şeyden önce kaynak birimin zihninde tasarladıklarıyla başlar. Kaynak birim kendisine ulaşan bilgi ve verilere göre ki bu da başka bir iletişim sürecinin sonucu olabilir bir fikir oluşturur. Bunları hedef birimin anlayacağı şekilde kendi algılamasına bağlı olarak düzenleyerek kelimeler, şekiller, rakamlar ve semboller şeklinde kodlar ve bir mesaj olarak iletişim kanalından geçirerek hedef birime ulaştırır. İletişimin ne şekilde olacağı büyük ölçüde kaynak birime bağlıdır. Başka bir deyişle iletişim süreci büyük ölçüde kaynak birimin kontrolü altındadır. İletişimin yönünü, gücünü ve etkisini kaynak birim elinde tutmaktadır. Hedef birime aktardığı mesaj ve mesajı aktarış biçimi iletişimi etkilemekte bunun tam tersine hedef birime iletilemeyen, kaynak birimde kalan mesajlar da iletişimin başlamamasına neden olabilmektedir. Bir mesaj nakledildikten sonra bundan geriye dönüş söz konusu değildir. İnsanlar kim bilir kaç defa keşke bunlan söylemeseydim, böyle davranmasaydım veya keşke söyleyebilseydim, onunla iletişim kurabilmek için herhangi bir davranışta bulunabilseydim diye düşünmüştür.

2.2 ALICI
İletinin, iletilmek istendiği kişi ya da gruptur. Alıcının iletişim sürecinde önemi büyüktür. İletişim kuramının üzerinde önemle durduğu konulardan biri iletişim zincirinin öbür ucunda olan kişidir. Bir yazı ya da makale yazdığımızda okuyucu, konuştuğumuzda dinleyici önemlidir. Bu nedenle başarılı bir iletişim ancak, alıcı durumunda bulunan kişinin iletiyi çözmesi ve ona kaynak tarafından aktarılmak istenen bilgiye yakın bir anlam vermesi ile rnümkün olabilir. İşletme yönetiminde ise alıcının gönderilen raporları, bilgileri, yazıları, planları ve programları algılayabilmesi, bu bilgileri anlayıp analiz edebilmesi ve anlam vermesi ile iletinin sağlanması mümkün olur.

2.3 MESAJ
Kaynaktan alıcıya gönderilen uyarı ya da bir düşüncedir. İletinin iyi anlaşılabilmesi, kaynağın özelliğine bağlıdır. Kaynağın, iletinin alıcılar tarafından iyi ve doğru anlaşılması için kullanacağı dile veya diğer simgelere özen göstermesi gerekir. Aksi taktirde ileti algılansa bile, asıl amaç anlaşılmamışsa normal bir iletişimden söz edilemez. Bu bilgi ve düşüncelerin hiçbir yanlış yoruma yol açmayacak sistematik bir şekilde aktarılması gerekir.

Kaynak birim, mesajı kendi anlayacağı ya da anladığı şekilde kodlar. Mesajın kodlanmasında algılamanın önemi çok büyüktür. Bunun yanısıra kaynak birimin kelime bilgisi ve bunlarla oynayabilme yeteneği de, mesajın kodlanmasında son derece önemli bir rol oynar. Örnek olarak bazı profesyonellerin halkla iletişim kurarken zorlanmaları gösterilebilir. Bunun nedeni iletecekleri mesajları, yalnızca kendi alanlannda çalışanlann anlayacağı şekilde kodlamalandır. Avukatların müşterileriyle yaptıkları anlaşmalarda, veya doktorların reçete ve raporlannda kullandıklan dil, genelde kendi mesleklerine mensup kişilerin anlayacağı şekildedir. Oysa anlaşılabilmek için, mesajın karşısındaki kişinin düzeyine uygun ve onun anlayabileceği şekilde hazırlanması gerekmektedir. Mesaj kodunun hedef birim tarafından açılması, kendi algılamasına bağlı olarak, tercüme edilip anlamlandırılmasıdır.
Söylediklerimizin başarısı sadeliğine ve kısalığına bağlıdır. İngilizce ‘de çok kullanılan ve dilimizde de özellikle iş dünyasında kullanımı yaygın olan bir kısaltma vardır:
KISS ( Keep It Short and Simple)
Türkçesi ; kısa ve basit tut olarak açıklanabilir.
Kısa Zira insanlar daha ziyade kısa konuşmalara konsantre olabilir.
Basit Çünkü dinleyicinin söylediklerinizi anlayabilmesi, hazmedebilmesi ve
hatırlayabilmesi daha kolaydır.

2.4 ALGI
Algılama ve değerleme olarak nitelenen ve hem gönderici, hem de alıcı için söz konusu olan bu unsur, kişilerin kendilerine çevrelerinden ulaşan bilgi, fikir, duygu ve mesajları algılama ve değerleme biçimleri ile ilgilidir.
Algılama süreci, kişilerin sahip oldukları değer yargıları, amaç ve hedefleri, ihtiyaçları, içinde yetiştikleri kültürel ortam, bilgileri, hisleri, geçmişteki tecrübeleri ve hatta biyolojik ve fıziksel özellikleri gibi birçok etmen tarafından etkilenmektedir.
Algılamayı etkileyen bu faktörleri dışsal ve içsel faktörler olarak sınıflama mümkündür.
a.   Dışsal faktörler olarak:

o   uyarıcılar arasındaki nisbi farklılıklar
o   uyancının yoğunluğu
o   uyarıcının hareketliliği
o   tekrarlama
o   bulunulan ortama göre cismin / uyarıcının farklı olması
o   yenilik ve benzerlik
o   statü ve genel görünüş belirtilebilir.
a.   İçsel faktörler olarakta şunlar sayılabilir:
o   Algılayanın kişiliği (içe /dışa dönüklük, diğer kişilik özellikleri)
o   İhtiyaçlar ve bireysel motivasyon
o   Amaçlar




Şekil2: Bu yazıda kaç tane F harfi vardır? (kaynak:Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticilği,s382)

Şekil3–Algı yanılmasına örnek (kaynak: Erol EREN, Yönetim Ve Organizasyon,s328)

2.5 İLETİŞİM KANALI
Kanal iletinin gönderilmesinde kullanılan araçtır. Kaynak ile ileti alma durumunda bulunan kişiyi birleştiren bir bağdır. İletinin gönderilmesinde kullanılan iletim araçları aynı zamanda kanal işlemi üstenir. Bunlar kitle iletişimi ya da kişilerarası iletişim kanallarıdır. Kişilerarası iletişim kanalları kaynak ile alıcının (veya alıcıların) yüzyüze gelmesi durumuda söz konusudur. Kitle iletişim kanalları ise bir iletinin televizyon, radyo, gazete vb. bir kitle iletişim aracıyla iletiminin yapılmasıdır. İşletmecilikte ise iletim, yazılar, planlar, programlar aracılığı ile yapılır. Bu kanalların hangisinin seçilmesi gerektiği iletişimin etkinliğinde önemli rol oynar.
İletişim kanalı, mesajın göndericiden alıcıya doğru aktığı yolu ifade eder. Örneğin sözlü ve yüzyüze görüşmede mesaj hava içinden alıcıya ulaşır.Telefon görüşmesinde ise iletişim kanalı telefon kanalıdır. Kurye de bir kanal olarak düşünebilir. İletişim sürecinin bu unsurunun önemi mesajı ifade eden sembolleri bozma ihtimalinin varolmasıdır. Telefon hatlarındaki bir bozukluk bu kanaldan gönderilen sembolleri bozabilecektir.
İletişim kanalları formal veya informal olabilir. Formal iletişim kanallarından kasıt, şekli, zamanı, yeri, kapsamı mekanizması belli ve tarif edilmiş yollardan mesajların alınıp verilmesidir. Bunlara örnek olarak şunlar sayılabilir:

•   işletme içi yazışma ve memo sistemi
•   prosedürler
•   ilan tahtası
•   öneri / şikayet sistemi
•   koordinasyon toplantıları
•   raporlama sistemi
•   şirket gazetesi / dergisi
•   emir talimat verme istemi
•   bilgisayara dayalı iletişim (e-mail gibi)
•   performans değerleme toplantıları

İnformal iletişim kanalları ise, özellikleri tarif edilmemiş, kendiliğinden oluşan ve iletişimi sağlayan yollar olarak tanımlanabilir. Bu tür kanallara örnek olarak da şunlar sayılabilir:

•   işletme içindeki informal gruplaşmalar
•   işletme dışındaki sosyal birliktelikler
•   işin özelliği nedeniyle değişik departman ve kişilerle kurulan ilişkiler
•   informal birebir görüşmeler
•   dedikodu, rivayet, söylenti, yakıştırma ve uydurma haberlerin yayılmasını sağlayan her türlü bir araya gelmeler.




2.6 GERİYE BİLGİ AKIŞI
Feedback alıp vermenin insanlar arasındaki ilişkileri etkileyen önemli bir faktör olduğunu belirtmek gerekir. Çünkü iletişim bir anlamda paylaşmayı ifade eder. En basit örnekle sözlü iletişimde alıcının güleryüzle ve dinlemeye arzulu olduğunu gösterir tarzda size bakması, veya siz konuşurken söylediklerinizi onaylar anlamda başını sallaması, gönderici olarak sizi daha fazla mesaj göndermeye ve olumlu bir tutum içine girmeye sevkedecektir. Bu anlamda feedback almak ve vermek bir sanattır.
İletişimde geribesleme yanında "ileriyebesleme" feedforward kavramından da bahsedilebilir. İleriye besleme, göndericinin gönderdiği mesaj ile, alıcının bekleyişlerini etkilemesi, konunun nereye varacağını hissettirmesi, iletişimin nasıl gelişeceğinin (konuşma mı, pazarlık mı, tartışma mı) ima edilmesini ifade eder. İleriyebesleme, geriyebeslemenin tersi değildir. İleriyebesleme, "dinleme" davranışının ayrılmaz bir parçasıdır. Örneğin bir amirin astına "... şu geçen haftaki başarısız satış durumunu bir görüşelim..." demesi veya bir kişinin diğerine "... eğer bu akşam için bir planımz yoksa..." demesi, dinleyicinin belirli bir tutum alması, konuşmanın amacı ve kapsamı hakkında bir anlayış kazanmasına yol açacaktır.

2.7 ÇEVRE KOŞULLARI

Gürültü, iletişim sürecinde oluşan ve iletişimin bozulmasına yol açan, iletişimin doğruluğu ve güvenirliliğini zedeleyen negatif bir öğedir. Fiziki ve psikolojik olmak üzere iki ana kategoride incelenebilir. Her iki türde iletişim kanaldan başlayarak sürecin bütün aşamalarında yer alır. Kaynak birim ve hedef birim, birtakım eksiklikleri nedeniyle gürültü yaratabilirler. Örnek olarak kaynak birim, anlatmak istediklerini iyi bir şekilde ifade edemiyor, kodlama yapamıyorsa, aynı şekilde hedef birim de kodlamayı açamıyorsa, mesaj yanlış çözülebilir ya da mesaja yanlış bir anlam yüklenebilir .

Kodlama sisteminde meydana gelen gürültü ise iletilmek istenen anlamın yeterli sembollerle açıklanamaması olarak ifade edilebilir.
Mesajın taşıdığı gereksiz tekrarlar, yanlış semboller ve anlamı bozan hatalar, imla yanlışları gibi unsurlar gürültü olarak sayılabilir ki bunlar psikolojik gürültülere verilen örneklerdir. Ancak, tüm bunların yanısıra iletişim kanalında meydana gelen ve iletişimin aksamasına neden olan fiziki gürültüler de bulunmaktadır. Gürültülü bir ortamda iletilen mesajlar iyi duyulmayacak, iletişim araçlarında oluşan bozukluklar mesajın iletilmesini engelleyecek ve böylece iletişim aksayabilecektir.





















3.BÖLÜM: ETKİN İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER
3.1 KİŞİSEL FAKTÖRLER
İletişim sürecinin iki temel unsuru olan gönderici ve alıcı, aynı zamanda etkin bir iletişimi önleyici rol de oynayabilirler. Kişisel amaçlar, hisler, duygular, değer yargılan ve alışkanlıklar bir yandan mesajı oluşturan sembolleri formüle etmeyi etkilerken bir yandan da belirli kişilerden gelen mesajlara karşı olumsuz ve kayıtsız bir tutum takınmaya sebep olabilir. Başka bir deyişle, alıcının göndericiye olan tutumu, güveni ve inancı, göndericiden gelecek mesajları farklı şekillerde değerlemesi ile sonuçlanacaktır veya, eğer gelen mesaj alıcının bildiği veya inançları ile ters ise, bu tür bir mesaj muhtemelen tam olarak algılanmayacaktır.
Hale Etkisi: Kalıplaştırma ve kaynağına göre mesajı değerlendirme eğilimi, belli bir noktaya takılıp kalmayı, çok çeşitlilik gösteren uyarıcılann yalnızca belli bir noktasından olaylara bakmayı ifade eder. Hale etkisi ise bunların tersine yalnızca tek bir özelliğe bakarak bütün diğer özelliklerin de aynen onun gibi olduğunun düşünülerek algılanmasıdır.Başka bir deyişle güven duyulan bir kişi konuşurken, ya da hiç tanınmayan ancak inançlara ve değerlere uygun tarzda konuşan kişinin, bütün söylediklerinin iyi ve doğru şeyler olarak algılanması, bunun tam tersi bir durumla karşı karşıya kalındığında ise, ya konuşmaları duymamazlıktan gelme, ya da önemli bir şey söylemediğini düşünme eğilimi, hale etkisini açıklamaktadır. Böylece kişilerde var olduğu bilinen tek bir nitelik, diğerlerine ve özellikle iletilen mesajın anl..... yansımış, onun gerçek anlamını bilmeden olumlu veya olumsuz nitelenmesine ve iletişimin aksamasına yol açacaktır.

3.2 DİL GÜÇLÜKLERİ
Dil, iletişim araçları içinde en önemli olanıdır. Ancak, bir dilin içerdiği kelimelerin bazen birden çok anlam taşıdıklannı ve bu anlamlann birbirleriyle hiç ilgisi olmayan hususlar olduğunu ifade edebiliriz. Buradan göndericinin bir kelimeye ya da kavrama verdiği anlam ile alıcının bu sembol veya kavrama verdiği anlam farklı olabilir. Hatta bazen alıcı göndericinin kullandığı kelime veya kavramı hiç bilmiyor olabilir. Bu takdirde de bilmediği bir şeyi başka bir anlama çeker yani yorumlar, yakıştırır. Bütün bu açıklamalar bize dil güçlüklerinin şematik faktörler olarak iletişimi büyük ölçüde engellediğini göstermektedir. Bu güçlükleri ortadan kaldırmak için yapılacak şey, belli kavramları başka kelime ve kavramlarla tanımlama yoluna gitmektir. Özellikle yanlış anlaşılmasından kuşku duyulan hususları basit şekilde ve herkesçe bilinen kelimelerle tanımlama yoluna gitmek önemli bir faktör olduğu gibi, kelimeler yanında hazırlanan şemalar, grafikler ve resimlerin sözlü ve yazılı mesaj iletimine büyük ölçüde yardımcı olduklarını ve yanlış anlamaları önlediklerini söyleyebiliriz.

3.3 ZAMAN BASKISI
Bazen iletişim sürecinin aldığı süre de bir bariyer olarak görülebilir. Örneğin, özellikle zaman baskısı varsa mesaj asıl alıcıya ulaştırılmak üzere başka birisine aktarılır. Veya organizasyonlarda, alıcıya belirli kademelerden ve formal yollardan ulaşmak yerine informal ve kısa yollar seçilebilir. Bu ise normal olarak iletişim süreci içine girecek bazı kimseleri dışarıda bıraktığı için uygulamada karışıklıklara yol açacaktır. Yöneticilerin zamanlarının kıt olması, bazı konuları çok özet olarak söylemelerine yol açmaktadır. Bu da bazen bir iletişim engeli olmaktadır.


3.4. ALGILAMADA SEÇİÇİLİK

Algılamadaki seçicilik (selective perception) olarak adlandırılabilecek bu faktör bazı mesajların veya mesajın bir kısmının bilerek veya bilmeyerek algılanmaması ile ilgilidir. Örneğin kişiler belirli öntiplere (stereotype) ve önyargılara sahip iseler, belirli kaynaklardan (göndericilerden) gelecek olan mesajları ya hiç algılamayacaklar veya göndericinin kastettiğinden farklı bir şekilde algılayacaklardır. Bu durum aynı zamanda kişilerin duymak istedikleri şeyleri duyacakları ile de ilgilidir.

3.5 GERİ İLETİMDEN KAYNAKLANAN İLETİŞİM ENGELLERİ

Geri iletim, mesajın hedef birime ulaşıp ulaşmadığı, hedef birimce anlaşılıp anlaşılmadığını ortaya çıkarması bakımından önemli bir iletişim aracıdır. İletişimde geri iletim yapılırken bir takım yanlışlar yapılmakta, bunlar da iletişimin engellenmesine neden olmaktadır.

Geri iletim bir yansıtma aracı olduğu için mesaja ilişkin tepkileri, kuşkuları ve mesajın içeriğinin anlaşılır olup olmadığını kapsaması gerekmektedir. Bu yapılmaz, ya da eksik geri iletim verilirse, kaynak birim gönderdiği mesajın ne derece anlaşıldığını bilemeyecektir.

Anlaşılması güç, geçerliliği olmayan geri iletim iletişimi engelleyebilir. Bunun yanı sıra geri iletim zamanında yapılmalıdır. Başka bir deyişle kaynak birimin mesajını verdikten kısa bir süre sonra yapılırsa bir anlam ifade eder, yoksa anlamı kaybolacağından iletişimi engelleyebilir.

Kaynak birimi küçük düşürmeyi hedefleyen, genellemelere yer veren geri iletim de iletişimi engelleyen başlıca özelliklerden biridir.
İletişim süreci içinde bulunan elemanların özelliklerinden ve konumlarından kaynaklanan ve kaynaklanabilecek iletişim engelleri açıklandıktan sonra kısaca diyebiliriz ki; iletişimin başarısı iletişimde bulunan kişilerin iletişim sürecine duyarlılıklarına ve bu konudaki bilgilerine yakından bağlıdır.
4.BÖLÜM: İLETİŞİM ÇEŞİTLERİ
4.1 BİREYSEL İLETİŞİM
Bireysel iletişim, örgüt psikolojisi ve yönetim davranışı bakımından büyük önem taşımasına karşın, uzun süre toplum bilimcilerin ilgisini çekmemiş ancak son zamanlarda davranışsal bilimlerde elde edilen gelişmelerin ışığında bilimsel incelemeye konu olmaya başlamıştır. Örgüt ve yönetim davranışının açıklığa kavuşturulması, gelecekte bireysel iletişim üzerinde önemle durulmasını gerektirmektedir.
Gerçekten insan karmaşık bir yapıdır. İnsan belirli genetik, biyolojik özellikler ve uyarıcılarla doğar. Tecrübe ile öğrenim, bu temel Tanrı vergisi özellikle birleşerek insanın kişiliğini meydana getirir ve bunların tümü bireyi oluşturur.Bireyin gelecekteki kişiliği yaşam süresince kararların etkisi altında kalır. Bireyler taklit, başkası hesabına edilen tecrübeler, alışkanlıklar kazanmak ve bir işi yapmak yoluyla öğrenirler. İnsanın alışkanlıkları bilgisi, değerleri ve diğer kişilik özellikleri uyarıcı-tepki şekillerini kapsayan öğrenim süreci yoluyla elde edilir. İnsan ilişkileri ve kişiler arası etkileşim incelendiğinde üzerinde durulması en doğal konu iletişim olmaktadır.

4.2 TOPLUMSAL İLETİŞİM
İnsanların düşünebilme, düşündüğünü karşısındakine anlatabilme yeteneği ile insan, ancak ilişkileri içinde varolunabilen bir yaratık olduğundan, toplumsal yaşamın temelini oluşturur. İnsanoğlunun düşünce ve duygu alışverişini kısıtlamak ya da genişletmek onun yaşam biçimini değiştirir. Çağımız bu tür bir değişimin en güzel örneğidir. Bu değişim, simgelerin ve iletilerin yoğun bir biçimde üretilmesinden ve çok geniş bir alana yayılabilmesinden kaynaklanmaktadır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler kadar hiç bir teknolojik buluş yaşam biçimini, bireylerin bilinçlenmesini ve toplumsal davranışlarını etkilememiştir.
Özetle toplumsal iletişim, daha öncede değindiğimiz gibi, kişi, grup ve örgüt gibi çeşitli toplumsal birimler arasındaki iletişimi anlatmaktadır. Toplumsal iletişim kaps.....; kişilerarası, kişi-grup, kişi-örgüt, gruplararası, grup-örgüt ve örgütlerarası iletişim girmektedir.

4.3 ÖRGÜTSEL-YÖNETSEL İLETİŞİM
Örgütsel iletişim, gerek işleyişini sağlamak ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için örgütü oluşturan çeşitli bölüm ve öğeler ile, gerekse örgüt ile çevresi arasındaki girişilen sürekli bir bilgi ve düşünce alış-verişi ya da bölümler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına, olanak sağlayan toplumsal bir süreçtir.
Örgütsel iletişim sistemi, yaklaşımı açısından ele alınarak birbirine bağlı iki grupta (işletme içi ve işletme dışı iletişim) incelenebilir. İşletme içi iletişimde; biçimsel ve biçimsel olmayan iletişim yapısına bağlı olarak (yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, yatay iletişim vb.), işletme dışı iletişimde ise (halkla ilişkiler, satış, reklam, vb.) incelenebilir. Örgütsel iletişimin içerisinde iletişim araçlarının da yerini ve önemini unutmamak gerekir. Gelişen yıllar içersinde örgütsel iletişim yaklaşımına, esas konumuz olan işgören konusu girmiştir ki bu konu, örgütte çalışanların büyük ölçüde duygularını düşüncelerini ve bilgilerini iletişim kanalları ve aracıları ile üstlerine ya da arkadaşlarına iletmeleri anl..... gelmektedir.

4.3.1 ÖRGÜTLERDE (İŞLETMELERDE) İLETİ AKIMININ YÖNÜ
4.3.1.1 DİKEY İLETİŞİM

Her işletme kendine özgü biçimsel bir yapıya sahiptir ve bu yapı sürekli olarak örgüt gereksinmeleri doğrultusunda gelişme gösterir. Örgüt, amaçlarına en etkin biçimde ve en kısa sürede ulaşmak için üst basamaklarla alt basamaklar arasında emir ve bilgi akışını sağlayan iletişim kanallarının sağlıklı işlemesi gerekir. Bu kanallar yukarıdan aşağıya ve asağıdan yukarıya olmak üzere iki yönde işler. Bu iki iletişim kanalını kısaca şu şekilde açıklayabiliriz.

a.   Yukarıdan Aşağıya İletişim

Yönetimin en üst basamağından başlayarak en aşağıya doğru inen iletişim kanalıdır. Bu kanallar yalnızca buyrukların, yönergelerin iletilmesi için kullanılmamakta, aynı zamanda alt basamakta yer alan işgörenlere gereksinim duydukları konularda bilgi vermek için de kullanılmaktadır.

b.   Aşağıdan Yukarıya İletişim.

Yönetimin en alt basamağından en üst, basamağına doğru bir bilgi akımı sağlar. Astların verdiği raporlar, öneriler ve tepkilerden oluşur. Yukarıdan gelen iletilerin tekrar yukarıya doğru çıkışıyla yukarıdan aşağıya iletinin doğru olarak inip inmediği, başka deyişle iletinin doğru olarak anlaşılıp anlaşılmadığının korıtrolünü de mümkün kılar.

c.   Yukarıdan Aşağıya ve Aşağıdan Yukarıya İletişimin Karşılıklı İşleyişi

İşyerlerinin gittikçe genişlemesi gittikçe karmaşık bir durum almalarına neden olmaktadır. Bugün büyük kuruluşların başındaki yöneticilerin karşılaşmakta oldukları en büyük sorunlardan birisi kendileri ile alt kademelerde çalışanlar arasındaki ilişkinin kesilmiş olmasıdır. Hatta küçük çaptaki işyerlerinde bile iletilerin iki taraflı akışını (aşağıdan yukarı, yukarıdan aşağı) sağlayabilmek son derece güçtür.

Bir örğütün iç politikasının saptanması ve uygulamadan iyi sonuçların elde edilebilmesi, işgörenlerin gereksinim, arzu ve özleyişlerine karşı duyarlı davranmak ve onlara karşı anlayış göstermekle mümkün olabilir. Bu nedenle üst düzey yöneticilerinin her düzeydeki işgörenin gerçek tutum ve davranışlarını eksiksiz olarak anlayabilmeleri gereklidir. Aynı şekilde, çalışanların da işletme politikası ile bu politikanın belirlenmesinde neden ve amaçlardan bilgili kılınması son derece önemlidir. Çalışanların işletme politikasını anlayabilmeleri, bu iki kanal aracılığıyla bilgilerin yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya serbestçe akabilmesine bağlıdır.

İşletmeler mümkün olabilse de yılda en az bir defa bütün çalışanlarını bir hafta veya onbeş gün süre ile bir araya getirebilseler. Bu toplantılarda işgörenlerin dilek ve şikayetleri, kırgınlıkları serbestçe konuşabilse ve herkesi ilgilendiren konular görüşülebilse, herhalde o işletmedeki iletişim sorunlan bir parça çözümlenmiş olur. Konferanslar, intibak kursları, işletme politikası üzerine görüşmeler düzenlemek, işletme içi iletişimi kolaylaştırmaya yönelik işgörenler ve gruplarla ilişkiler gibi faaliyetler ile bu gereksinim ve aksaklıklar geniş çapta karşılanabilir.


4.3.1.2 YATAY İLETİŞİM
Aynı düzeydeki yöneticilerin ortaklaşa bağlı bulundukları üst kademeye başvurmadan, başka bir deyişle üst düzey emrine gerek kalmadan karşılıklı olarak kendilerini ilgilendiren konularda işbirliği yapmaları halinde yöneticiler arasında meydana gelen ilişkilerdir. Aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya iletişim kanalları kadar önemli olan bu iletişim kanalı da işletmelerde oldukça işlerliğe sahiptir.

4.3.1.3 ÇAPRAZ İLETİŞİM
Çapraz iletişim kumanda zincirleri arasındaki iletişimdir. Örneğin, bir yönetici grubunda yapılan bir incelemede iletişimlerinin üçte ikisinin yatay ya da diyagonal yönde çapraz iletişim olduğu bulunmuştu.. İletişimlerinin yalnız üçte biri kendi kumanda zincirleri üzerinde dikeydir.
Şirketlerde iletişim ağları üzerine yapılan bir araştırma, genel konulardaki bilginin; üretim, satış, yönetim ve beşeri ilişkiler bölümlerinin herbirinin kendi içinde olduğu kadar aralarında çapraz olarak da iletilebileceğini göstermiştir. Kumanda zinciri iletişimi ancak gerektiği zaman egemen olma eğilimi göstermiştir; ve bazen bu durumda bile ikinci planda kalmaktadır.

Şekil 4: İlişkiler şeması (Kaynak: Tamer KOÇEL, İşletme Yöneticilği,s397)


Şekil 5: Henri Fayol’un çapraz iletişim köprüsü (Kynak: Keith DAVİS, İşletmede İnsan Davranışı,s551)

















5.BÖLÜM: İŞLETME VE İLETİŞİM
5.1 İŞLETMELERDE İLETİŞİMİN ÖNEMİ
İletişim, işletmelerde yöneticilerin doğru kararlar almalarına yardım eden temel bir öğedir. Özellikle yöneticilerin yetki boyutlarının diğer işgörenlere oranla geniş olması ve alacağı kararların işletmenin geleceğini doğrudan etkileyecek olması, yöneticilere verilen bilgilerin doğru olmasını gerekli kılmaktadır. Aksi takdirde, yöneticilere verilecek yanlış ve eksik bilgiler işletmelerde çalışan tüm işgörenlerin çalışmalarını bozacağı gibi işletmeyi olumsuz yönde de etkileyecektir.
Bir an için işletmelerde iletişim öğesinin olmadığını varsayarsak işletme yönetiminin bir karmaşıklığa dönüşebileceği kuşkusuzdur. Böyle bir varsayımı kabullendiğimizde astlar üstlerin kendilerinden ne yapmalarının istendiğini açıkca bilmeyecekler, aynı düzeydeki işgörenler, aralarında belirli bir eşgüdümü sağlayamayacaklar, sonuçta işletme yönetimi tam bir karmaşıklığa dönüşecektir. İşletmedeki işgörenlerin çabaları, işletmenin amaçlarına yöneltilmeyecek, verimlilik düşecektir. Bu nedenle işletmelerin yönetiminde iletişimin, işletmelerin başarıya ulaşmalarında rol oynayan en önemli etkenlerden biri olduğu söylenebilir.

5.2 İŞLETME FONKSİYONLARI VE İLETİŞİM

1. Pazarlama ve iletişim
2. Üretim ve iletişim
3. İşgören ve iletişim
4. Muhasebe ve iletişim
5. Halkla ilişkiler ve iletişim



5.2.1.PAZARLAMA VE İLETİŞİM

Pazarlama, malların ve hizmetlerin, üreticilerden tüketicilere doğru akışını yönelten işletme faaliyetlerinin yerine getirilmesidir .
Kitle halinde üretim yapan işletmelerin, bu üretimlerinin kitle halinde dağıtımı ve kitle halinde tüketimi zorunludur. Bunu sağlamak da pazarlama faaliyetlerinin en verimli şekilde yürütülmesi iyi bir iletişim bağının kurulması ile olur.
İletişim, pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında uygulayıcıların en çok yararlanacakları bir tekniktir. Özellikle reklam, kişisel satış, tanıtma ve satış geliştirme gibi satış arttırıcı tekniklerin uygulanmasında, her şeyden önce iletişim tekniğinin iyi bilinmesi gereklidir. Başka deyişle satış arttırma çalışmalarının başarısı etkin bir pazarlama iletişim sisteminin kurulmasına bağlıdır.

şekil 6: Pazarlama fonksiyonun iletişim ortamı (Kaynak: Meral AŞIKOĞLU, İşgören Yönetiminde İletişim Ve Şişe Cam Endüstrisinde Bir Uygulama Örneği,s47)


5.2.2. ÜRETİM VE İLETİŞİM

Üretim işletmede, belli yöntemlerle işgücü, araç, gereç, vb. etmenleri bir araya gelirip, ortaya mal veya hizmet koyma eylem ve işlevlerinin tümüdür.

Üretimde ileti işlevi ile üretim etmenleri arasında bağlayıcı ilişkiler kurulup ortaya mal veya hizrnet konarken, mal ya da hizmet konusunda, pazarlama işleyişiyse tüketici çevresinde yaratılan iletişim ortamından sağlanan yansıma tüketicinin üretilen mal veya hizmete karşı tepkisini üretim etmenlerine ve onların bileşim biçimlerine ulaştıran temel iletişim öğesini oluşturmaktadır.

Şekil 6: Üretim fonksiyonun iletişim şeması( Kaynak: Meral AŞIKOĞLU, İşgören Yönetiminde İletişim Ve Şişe Cam Endüstrisinde Bir Uygulama Örneği, s.52)
Ön planlama grubunda yer alan işlevler şöyle tanımlanabilir:
Tüketicinin istediği mamülün tipi, özellikleri, fiatı, miktarı ve gereksinim zamanına ait bilgiler toplanıp analiz edilmelidir. Gerçi bu işlevlerin büyük işletmelerde pazarlama veya satış bölümlerine ait olduğu bilinmektedir. Tüketicinin isteklerine ilişkin bilgiler iletişim kanalları aracılığıyla üreticilere gelmekte, üreticiler ise bu bilgileri değerlendirip, tüketici isteklerine eldeki teknik bilgi, makina ve insangücü olanakları ile ne ölçüde karşılayabileceklerini araştırmaktadırlar.
Tüketicinin mamulden ne istediği araştırılıp ona göre, kalite ve model özelliklerine dönüştürülerek imalatın, gereksinme duyacağı bilgiler hazırlanır. Bu arada sürekli açık tutulan iletişim kanalları ile eldeki mamul üzerinde, tüketici zevkinin değişmesi, yeni buluşlar, rekabet ve benzeri nedenlerle yapılması zorunlu duruma gelen değişiklikler saptanır.
Kısacası üretim yöneticisi iletişim kanallarını açık tutarak tüketici gereksinmelerine uygun mal veya hizmeti üretebilmek için eldeki araç ve gereçleri, işgöreni bu yönde donatır. Yansıma yardırnı ile de mal veya hizmetten yararlanma oranını ölçerek buna göre üretime geçer.
5.2.3 İŞGÖREN VE İLETİŞİM

Bir işletmede mal ve hizmet üretiminde görev almış kişilerin (işgörenlerin) kendi çabalarını başkalarının çabaları ile birleştirerek ve etkili bir biçimde çalışarak en yüksek sonuca ulaşmalarını sağlamak için alınması gerekli bütün kararların, önlemlerin, uygulanacak yöntemlerin, izlenecek politikaların tümü işgören işlevi olarak tanımlanabilir. İşgören işlevinin yönetimi ise; bir işletmede görev almış kişilerin, örgüt içinde nasıl bir yer alacaklarını, bunlara nasıl davranılacağını, kendileriyle ilgili sorunların nasıl ele alınacağını belirten birtakım ilkelerle, bu ilkelerden çıkarılmış ve uzun denemelerden geçerek elde edilmiş, tekniğe dayanır.
Yönetici yapılacak işle ilgili iletilerini açık ve belirgin şekilde gönderdikten sonra çalışanlardan o işin istenilen şekilde yapılmasını bekliyebilir. Yönetici emrinde çalışan kişilerden (işgörenlerden) gelecek iletileride okuyup anlayabilmeli ve emrinde çalışanların kendilerine ne söylediklerini dinleyebilmelidir. Belirli durumlarda da yönetici işe ilişkin bilgileri kendi düzeyindeki arkadaşlarına aktarmak ve onlardan da çalışmasına ilişkin bilgileri almak zorundadır.

5.2.4 MUHASEBE RAPORLARI VE İLETİŞİM
Muhasebe, işletmede alınan kararlar sonucu, çeşitli işletme işlevlerinin yerine getirilmesiyle, işletme varlıklarında ve bu varIıkların kaynaklarında ortaya çıkan değer değişmelerinin (parasal değişmelerin) belirlenmesi ve bunların yeni kararlar almada kullanılabilir veriler haline getirilmesi olarak tanımlanabilmektedir.
Muhasebe raporunun amacını; işletme yöneticilerinin büyük bir çoğunluğunu bilgili kılarak, işletme amaçlarının mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmesine olanak sağlaması ve aynı zamanda, işletme yöneticilerini, eldeki mevcut bilgileri, yapılacak kontrolün ve alınacak düzeltici eylemlerin temelini oluşturması amacıyla, doğru ve süratli bir biçimde ileterek, aydınlatılması ya da bilgili kılınması oluşturur.
Başka deyişle muhasebe raporunun amacını; bu raporun alıcısını, bilgili kılması ya da eğitilmesi ve öğretilmesi ve aynı zamanda alıcıların bazı eylemlerini gerçekleştirmede gereksinim duydukları bilgileri sağlaması oluşturur.
5.2.5 HALKLA İLİŞKİLER VE İLETİŞİM
Halka ilişkiler uygulamasının temelinde iletişim yatar. Her halkla ilişkiler olayı bu yönüyle aynı zamanda bir iletişim olayıdır. Halkla ilişkişlerin temelinde iletişim yer alır demiştik. Başka deyişle halkla ilişkiler kamusal iletişim olarakta tanımlanabilir.

şekil 7: Halkla ilişkiler fonksiyonun iletişim ortamı(Meral AŞIKOĞLU, İşgören Yönetiminde İletişim Ve Şişe Cam Endüstrisinde Bir Uygulama Örneği, s.62)

İşletme ve halk arasında birleştirici işler gören halkla ilişkiler, bunu yaparken dikkati çekmek inanç ve güven vermek, anlayışı sağlamak aşamalarıdan geçer. İletişim, ileti öğesiyle işletmenin halka ulaştıracaklarına taşır. Bunların halkta yarattığı olumlu ve olumsuz tepkiler, izlenimler yansıma öğesiyle işletmeye yansıtılır. Burada durum halkla ilişkiler işlevi yardımı ile yeniden değerlendirilerek işletmenin halk karşısında takınacağı tavırlar, izleyeceği politikalar ya eskisi gibi korunur ya da gerekli değişmelere gidilir.



6.BÖLÜM: ÇOKULUSLU ŞİRKET KAVRAMI VE ÖZELLİKLERİ

Çokuluslu şirketlerlerin birinci ortak özelliği bunların birden fazla ülkede faaliyet göstermesidir. Bu teşebbüs tipinin özelliği, sınırları aşan faaliyetler göstermeleridir. Bu faaliyetler malların, yatırım sermayesinin ve personelin uluslararası transferini içine almaktadır. Bunlara üretim ve yönetim teknikleri de ilave edilmelidir. Tedarik ve satış fonksiyonlarının çok sayıdaki ülkelere yayılması yanında, bıı işletmeler herşeyden önce birçok ülkede üretimde bulunmaya yönelmiştir.

Çokuluslu şirketlerin ikinci ortak özelliği "merkezi denetim" dir. ÇOKULUSLU ŞIRKETLER kavramının sınırlarını belirleme denemeleri, söz konusu teşebbüslerin yabancı ülkelerdeki doğrudan yatırımlarımın şirket ana merkezinin denetimi altında tutulduğu konusunda hemen hemen oy birliği içindedir. Esasen bu özellik "doğrudan yatırımları", "portföy yatırımları" ndan ayıran bir kıstas olmaktadır.
Çokuluslu şiıketlerin üçüncü ortak özelliği bütün şirket kısımları için birbirine uygun bir politika izlenmesidir. Birbirine uygun yönetim, genel olarak mali politika, yatırım politikası, hesaplama-denetim politikası ve personel politikası gibi önemli kararların alınmasında öngörülmektedir. Böylece ana şirketin merkezi denetimi ile bütün şirket için ortak bir strateji tespit edilmektedir.
Nihayet çokuluslu şirketlerlerin dördüncü ortak özelliği bunların çeşitli ülkelerdeki yavru şirketlerinin faaliyetlerini koordine eden teşebbüsler olmasıdır. Ana şirketi ülkelere dağılmış olan yavru şirketleri, bir operasyon birliği halinde bütünleştirmek ve bunların dünya piyasasındaki faaliyetlerini birbiri ile uyumlu hale getirmek, çokuluslu şirketlerin en önemli araçlarındandır.
Çokuluslu şirketler, genel merkezi belirli bir ülkede olduğu halde, etkinliklerini bir veya birden fazla başka ülkede kendisi tarafından koordine edilen şubeler, yavru şirketler veya bağlı şirketler aracılığıyla ve genel merkez tarafından kararlaştırılan bir işletme politikasına uygun olarak yürütülen büyük şirketlerdir. Yönetecek projelere sahip olması hem firma genel kültürü, hem de firma imajı açısından önem arz etmeye başlamıştır.



















7.BÖLÜM: KÜLTÜRLERARASI İŞ İLETİŞİMİNİN TEMELLERİ

Kültürlerarası iş iletişiminin temellerini belirleyebilmenin ilk adımı, kültürün ne olduğunu anlamış olmamızı gerektirir. En genel anlamda kültür, bir ülkede yaşayan insanların ortak paylaşımlarıdır. Ancak aynı ülkede de olsa insanlar kendilerine has dil ve alışkanlıkları olan farklı etnik, dini ve arkadaş guplarının içinde yeralır. Kültürün yüzlerce tanımı yapılsa da kavramı tespit etmek, sınırlarını çizmek mümkün değildir. Ancak kültürü davranışlardaki belirli normlar, beklentiler, değerler, tutumlar, inançlar ve semboller sistemi olarak tanımlamak yararlı olacaktır. Böylece bir kültürün tüm üyelerinin aynı değerlere, düşünceleri paylaştıkları, aynı davranışlarda bulundukları varsayımı ortaya çıkacaktır.

Kültür tanımı içinde yeralan kültürel grupları altkültür olarak tanımlayabiliriz. Kültürler ve altkültürlerin, kültürlerarası iletişime etkileri çeşitli şekillerdedir.

Kültürlerdeki koşullar istikrarlı olabileceği gibi hızlı ya da yavaş değişimlerle karşı karşıya kalabilir. Kültürler arasında bilgiye erişim çeşitlidir. Örneğin Kuzey Amerika gibi bazı kültürlerde bilgi açık kod ve kelimeleri içerirken, Japonya gibi devletlerde vücut diline ve bunun gibi fiziksel hareketlere dayanan gizli bir bilgi ve kültür sunumu mevcuttur .Bazı kültürler içlerinde ayrılmış ve sınıflandırılmış bir altkültür yapısına sahipken, bazıları homojen bir yapıya sahiptir. Ayrıca bazı kültürlerin yabancı yatırımcılara karşı tutumları düşmanca ya da soğuk olabilirken, bazılarının ki ise dostça ve işbirlikçi bir yapıya sahiptir.

7.1 KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM YETENEKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Yabancı ülkelerin kültürlerini öğrenme gereği doğduğunda ya da böyle bir arzu hissedildiğinde karşımıza iki temel yaklaşım çıkmaktadır. Bunlardan ilki mümkün olduğunca dil, kültürel geçmiş ve tarih, sosyal kuralları içeren ortak payda da buluşmayı umduğumuz beklentiler; diğeri ise herhangi bir yabancı kültüre adaptasyonu sağlayacak iletişim yeteneklerinin geliştirilmesidir.

Bu bağlamda ilk yaklaşım belirli bir kültüre derinlemesine inilmesini içeren açık çalışmalardır. Yanlız burada iki dezavantaj vardır. Bunlardan ilki yabancı kültürü hiçbir zaman tam anlamıyla anlayamacak oluşumuzdur. Almanya örneğini alacak olursak, Alman kültürünü yaşamamış ve paylaşmamış olan bizler asla bir Alman gibi düşünemeyecek oluşumuzdur. Diğer dezavantajda kavramı genelleştirmekten kaynaklanır. Kültürleri Alman, Amerikan gibi sınıflandırmaya yol açacaktır. Bireysel farklılıklar ya da sadece kendilerine has kişisel özellikler gözardı edilecektir. Genelleştirmenin ardındaki kişisellik asla gözardı edilmemelidir.

İkinci yaklaşım ise, eğer yabancı bir kültürle iletişim kurulacaksa, kültürler ve altkültürlerin gözönüne alınması gerekmektedir. Öncelikle iletişim sorumluluğu yükünü biz üzerimize almalıyız. Bu konu üzerinde yoğunlaşmak diğer kültüre mensup bireyleri işi değildir. Onların farklılığını kabul etmek ve yargıda bulunmadan dinlemek gereklidir. İletişimde kullandıkları göz kontağı, elkol hareketleri gibi farklılık gösteren eylemleri öğrenmek ve bunlara saygı göstermek gereklidir. Karşımızda farklı kültürlerden olan bireyleri, onların gözüyle değerlendirmek yani empati yapamak gereklidir. Farklı anlamlar taşıyan söz ya da hareketlere karşı hoşgörülü olunmalıdır. Giyim, görünüş ya da çevresel faktörlere yadırgasak bile uyum göstermeli yani yüzeysel olunmalı derinlemesine inmeyen bir bakış açısı oluşturmalıyız.

Eğer bir görevi başarmak istiyorsak sabırlı ve inatçı olmalıyız. Ayrıca farklı kültürdeki bireylerin kendi kültürlerine uymayan hareketleri yargılamaması gerekir. Değişen koşullara, davranışlara, tutumlara ve alışkanlıklara hazırlıklı olmalıyız. Yabancı biriyle ortak bir görüşü paylaştığımız hissini karşı tarafa belli etmeliyiz. Gerek sözlü gerekse el kol hareketlerini gerektiren mesajlarımız anlaşılır olmalıdır.

Diğer kültürleri daha iyi anlamak için çeşitli kültürlerin alışkanlık ve uygulamalarını paylaşarak, yanlış iletişim kurmaya ya da anlaşılmaya neden olabilecek hareketlere karşı hazırlıklı olabiliriz. Kişisel anlaşmaya ve uyuma önem vermeli, basma kalıp ve genelleşmiş bir yapıdan kaçınmalıyız.


7.2 KÜLTÜRLERARASI İŞ İLETİŞİMİNİN ZORLUKLARI

Özellikle çokuluslu işletmelerde farklı kültürel özelliklerden dolayı bazı iletişim bozukluklarını meydana gelebilir. Bunların sebeplerini özetleyecek olursak:

•   Kullanılan anadilin yapısına bağlı olarak değişiklik gösteren düşünce tarzları,
•   Farklı çalışma zihniyeti ve farklı yaşama alışkanlıkları,
•   Yönetici davranışlarına hakkında farklı anlayışlar,
•   Teknik özellikler ve ya kişisel çabadan bağımsız olarak yönetici posizyonlarının milliyete göre dağılımıdır.

Şimdi kültürlerarası iletişimi zorlaştıran faktörleri daha detaylı olarak inceleyelim.


7.2.1 DİL

Çeşitli kelimelerin farklı ülkelerde farklı anlama geldiği görünmektedir. Bu bağlamda vereceğimiz iki örnekle konumuzu zenginleştirmek istiyoruz.

Bir Amerikalı iş adamının, İngiltere’ ye gittiğinde bu tarz engellerle karşılaşması mümkündür. Amerikalı iş adamı, İngiltere’de benzin istasyonuna girip yakıt almak istediğinde Amerikan İngilizcesinde yakıt anl..... gelen “petrol” isteyecek, bu durumda İngilizler için işlenmemiş yakıt “gas” anl..... gelen petrol gülünç bir durum yaratacaktır. Yine aynı benzin istasyonundaki bir tamirci kaputun altına bakayım mı anlamında “shall I look under the bonnet? ” diye sorduğunda “bonnet” kelimesi Amerikan İngilizcesinde bone anl..... geldiği için Amerikalı şaşıracaktır.

Bu yüzden çokuluslu bir şirket, başka bir çokuluslu şirketle iş ilişkisine girdiğinde sadece yüzeysel dil öğrenimlerinden ziyade iş yapacağı konu ile ilgili ayrıntılı teknik terimleri de bilmek mecburiyetindedir.

Bu manada pratik bir yol olarak hukuksal ve politik vs. sözcükleri içeren çevirmenlerin kullanıldığı da görülmektedir.

Yine bu bağlamda birçok çokuluslu şirkette özellikle yurtdışı seyahati öncesi, yoğun, genelde de yabancı ülke örf ve adetlerini öğretmeyi amaçlayan eğitim programları verilmektedir. Şirket bu programları bünyesinde çalışan yabancı menşeiili işgörenleri için de uygulamaktadır. Bu manada Tennecco adlı bir şirket İspanyolca ana dili olan işgörenlerine New Jersey’ deki fabrikasında ingilizce dil eğitimi vermektedir. Çünkü dil engelleri en çok yazılı ve sözlü iletişimde karşımıza çıkmaktadır.


7.2.1.1 YAZILI İLETİŞİM ENGELLERİ

Çokuluslu şirketlerin yazılı iletişimde genellikle İngiliz ingilizcesi kullandıkları görülür. Bunu sırasıyla Almanca, Fransızca ve İspanyolca yazılan metinler izler.
Kuzey Amerikalı firmaların genellikle Amerikan ingilizcesi kullandıkları, ve İngiliz ingilizcesi ile arasında kullanılan dil bakımından yorum farklı olduğu görülür.

Daha önemli sorun çokuluslu şirketlerin ürettikleri ürünlerin prospektüsünü yanlış yazdıkları, garanti sözleşmelerini kendi hukuk kuralları çerçevesinde hazırladıkları görülmektedir. Üretilen bir ürünün marka adının sırf yabancı ülkede yanlış bir mana taşınmaması adına değiştirildiği görülmektedir. Buna yakın örnek olarak Ülker firmasını verebiliriz. Arabistan’ da geniş bir pazara sahip olan Ülker firmasının kendine ait “Albeni” çikolatalarını Arabistan gibi bir pazarda aynı isimle kullanmanın yaratacağı etki firma adına olumsuz sonuçlar doğurur.

7.2.1.2 SÖZLÜ İLETİŞİM ENGELLERİ

Sözel iletişim engelleri yazılı engellere göre daha yaygındır. Eğer kişisel bir tecrübe yoksa ya da yatırım yapılacak ülkenin dili bilinmiyorsa yazılı iletişimden daha kolay olan sözlü iletişim sekteye uğrayacaktır.

Kimi şive farklılıkları ya da ses tonları ülkeler arasında değişmektedir. Kendilerine has bir ses tonu olan Rusların doğal tonda ingilizce konuşmaları sıkkın, kaba bir anlam içerebilir. Orta Asya ülkeleri batıya nazaran daha sert ve hızlı bir konuşma tonuna sahipken, daha yumuşak bir dile sahip olan Fransızlarla iletişim zor olacaktır.






7.2.2 KÜLTÜREL FARKLILIKLAR
7.2.2.1 DİN VE DEĞERLER

Genellikle gözardı edilen değerler çokuluslaşma düzeyindeki bir şirket için önemle üzerinde durulması gereken konulardan biridir. Çoğu Kuzey Amerikalı iş adamları üretilen malın niteliğinden çok adaletli bir fiyatlandırma tekniğine dayandırılmasına gerektiğini irdelerler. Yine Kuzey Amerikalı çokuluslu şirketler rekabetin iyi üretimi getireceği inancında iken, Japon iş adamlarına göre rekabet uyumsuzluk yaratacaktır. Aynı uyumsuzluk Rus şirketlerinde de görülmektedir. Amerikan şirketlerinde elde edilen başarılar kişisel olarak nitelendirilip değerlendirilirken, İngiltere ve Fransa’ da bu başarı üretimin tüm hattındaki personele mal edilmektedir. Yine Amerika’ daki bir problemin çözümü, bireylerin tek tek çabaları ile elde edilirken, Japonya’ da grup çalışmaları bu konuda etkili olarak görülür.

Çinli bir işadamı dostunuzla gerçekleştirdiğiniz başarılı bir ihracat anlaşması sonucu bir saat hediye etmeye kalmanız soğuk duş etkisi yaratacaktır; çünkü Çin’de saat uğursuzluğun sembolüdür.

Dini yapı ve inançlar çokuluslu şirketler tarafından gözardı edilmemesi gereken bir konudur. Bu özellikle yiyecek konusunda açığa çıkmaktadır. Hindular biftek, müslümanlar ise domuz etini asla yemezler. Aynı şekilde ülkelerin dini günleri ve özel günleri gözardı edilmemelidir.

Buna benzer şekilde Avrupalılar soyadlarını kullanırken, Asyalılar adlarını kullanırlar. Kuzey Amerikalı ve Avrupalılar soldan sağa okuyup yazarken, Araplarınki bunun tam tersidir. Japonlar ise soldan sağa ya da yukarıdan aşağıya okur ve yazarlar.

Gidilen ülkelerin değer yargılarını bilmek ve dini inançları doğrultusunda yönlenmek hem iş yapılan ülke bazında “saygı” yaratacak, hem de iş yapan ülkelerin iş yapın koşullarının uyumlaştırılmasına yardımcı olacaktır.


7.2.2.2 ROL VE STATÜ

İletişimin kiminle kurulacağı, hangi yolla, nasıl yapılacağı ülkeler arasında farklı rol ve statüleri içeren çeşitlilikler taşır. Örneğin bazı ülkelerde bayanların iş yaşamında paylaşacakları rol ve edinecekleri konum kısıtlı olabilir. Bir arap kültürü ile kurulacak böyle bir iş ilişkisinde, bayanların statüye ve role sahip oldukları inancı ile, arap kültürüne sahip işletmenin çalışanları aynı masada bayanların yemek yemesini yadırgayabilir.

Statü açısından ise, sahip olunan konum ön plana çıkmaktadır. Örneğin Kuzey Amerikan kültüründe patron şirket binasının en üst katında ve köşede pahalı bir dekorasyon ile döşenmiş odaya sahiptir. En başarılı şirketlerin şehrin en prestijli semtinde yeraldıklarıda görülmektedir.

Fransa’ da en yüksek mevkideki patronun masası geniş ve açık bir alanda ortada yeralırken, daha düşük mevkideki personel, mevki hiyerarşisine göre patronun çevresinde daire şeklinde oturmaktadır.


7.2.2.3 KARAR VERME ALIŞKANLIKLARI

Kararların olabildiğince hızlı verilmesi ve verimli şekilde uygulanması gerekmektedir. Kuzey Amerika’ da işletme ile ilgili kararlar yönetim kurulu tarafından şekillendirilir ve temel noktalar belirlenir, sonraki detaylar diğer çalışanlarca irdelenir. Lakin Yunanistan’ da bu uygulama geri tepecektir (backfire). Çalışan personele detayların yüklenimi sonucu ortaya çıkan son taslağın dürüst olmayan, kaçamak bir yapı ile oluşturulmuş olacağı inancı ile en ince ayrıntılar bile yöneticilerce tasarlanmaktadır.

Latin Amerika’ da karar aşamasının önemli bir nokta olduğu ve olabildiğince sağlam bir nitelik taşıması gerekliliği ile konu masaya yatırılır ve uzun dönemde tartışıldıktan sonra karar verilir.

Katı bir hüyerarşik yapı gereği Pakistan’ da ise kararların en üst makamca alındığı, Çin ve Japonya gibi ülkelerde ise karar alma sorumluluğunun paylaştırıldığı görülmektedir.

Biz de karar alma aşamasının bir takım ruhu gerektirdiği düşüncesiyle hem kararalma hem de uygulama sürecinin çalışan personel ile paylaştırılmasında yanayız.


7.2.2.4. ZAMAN KAVRAMI

Zaman konusunda farklı görüşler ve tutumlar, farklı kültür anlayışına sahip kişilerce, değişik şekillerde yorumlanabilir.

Amerika’ da iş, okul ve hükümet gibi örgütlerde zaman süreci içindeki planlar ince ayrıntılarla saat hesabına göre yapılırken, bazı kültürler sezonluk, yıllık olarak oluşturulan planların daha doğru olacağı inancını taşırlar.

Bazen kişisel iş ilişkilerinden ortak kararlara varan şirket bütününü bağlayan kararlar alındığı görülmektedir. Ancak Kuzey Amerikan kültür anlayışı buna zıt düşer. Onlara göre “zaman paradır”. Bu anlayışla tek tek görüşmelerin zaman kaybına yol açacağı, dahası bireysel uyumsallaştırmanın bütünleştirmesinin zor olacağı inancıyla toplu görüşmeleri esas aldıkları görülür.
Beklemek ya da bekletilmek kavramının ulusların kültürleri arasında çeşitli teamüller gereği farklılaştığı görülür. Kuzey Amerika anlayışında beş dakikalık bir gecikme o ana kadar oluşmuş olan olumlu havayı bir anda değiştirebilcektir. Örneğin Arap ülkelerinde randevulerin 3-4 gün önceden alınması yeterliyken, Japonya gibi Uzakdoğu ülkeleri bu tarz iş görüşmelerini kapsamlı olarak algıladıklarından en azından bir iki hafta öncesinden haberdar edilmesi gerekliliğine inanırlar. Eğer Amerikalı bir müşteri 30 dakika bekletilirse, bu ona yapılmış bir hakarettir ve o kişiye değer verilmediğini gösterir. Buna karşılık Latin Amerika’ da 30 dakika bekletilmek doğal karşılanır.


7.2.2.5 PERSONEL ARALIĞI KAVRAMI

Personel aralığı kavramı, iş ilişkisi kurmak isteyen iki farklı kültüre mensup şirket elemanları arasındaki yakınlık derecesini verir.

Gerek tecrübeler gerekse gözlemlemelere göre; Kuzey Amerika, Kuzey Avrupa, Asya ve Arap menşeiili çokuluslu şirketlerin Latin Amerika, Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerine nazaran daha fazla personel aralığı istedikleri görülür.

Samimiyetin cinsiyet kavr..... da dayandırıldığı görülmektedir. Birçok kültürde aynı cins, yaş ve mevkide olanların daha iyi anlaşabileceği düşünülürken, diğerlerinde karışık yaş ve cinsiyet gruplarınn ortak paydalarının daha çok olacağı görüşündedirler .Bu bağlamda ilk grubu Latin Amerika ve hararetle Arap kültürleri desteklerken, Kuzey Amerikan kültürü ikinci görüşü desteklemektedir


7.2.2.6 VÜCUT DİLİ
Sözsüz mesaj yani beden dili, yüz ifadelerini göz temasını, duruşu, jestleri, fiziksel mekan ve zamanı kapsar. Konuşmacının vücut hareketleri dinleyiciye gönderilen ikinci dereceden mesaja katkıda bulunur. Yüz ifadeleri ve göz hareketleri, dinleyenlere konuşmacının onlar ile iletişim kurmak isteyip istemediğini ve mesajı anlayıp anlamamalarına ilgi duyup duymadığını anlatır.

7.2.2.6.1 GÖZ KONTAĞI

Bazı kültürler göz kontağının daha uygun olacağını ve saygının belirtisi olarak algılanması gerektigini söylerler. Kuzey Amerikalı beyazlar gözleri ,doğruluğun simgesi olarak görmektedirler. Bunun tam tersi bir anlayışla Kore’de göz kontağı, saygısızlık olarak ve kabalık olarak adledilir. Araplar siyah gözlükle konuşulmasından ya da yanyana yürürken göz kontağı kurulmamasından hoşlanmazlar. Bu, birine karşı kabalık olarak görülür. Araplarda bir bayan ile erkeğin göz kontağına girmesi ise doğru karşılanmaz.

Latin Amerika kültüründe ise çok uzun olmayan kısa süreli göz kontakları başarının arttırılıcağına olan inancın paylaşıldığını gösterir.


7.2.2.6.2 GÜLÜMSEME

Belli durumlara ve koşullara göre değişen yüz ifadesi, kimi kültürlerde direkt olarak yansatılmakta iken, kimi kültürlerde ise kapalı bir ifadeye sahiptir.

Bir Japon örneğini alacak olursak; Japonlar duygularına hakim bir yapıya sahip olmalarına istinaden, üzüntülerini sevinçlerini saklayabilmekte ve genelde sözlü ifadeleri ile duygularını belli etme yoluna girmektedirler.

Kuzey Avrupa, Doğu Blok’u ve özellikle Rus kültürü açısından bakıldığında bunların Japon örneği ile aynı paralelliği taşıdığı görülmektedir.

Akdeniz’ e kıyısı olan ülkeler açısında konuyu ele aldığımızda; sıcak bir tebessümün işbirliği ve samimiyeti ön planda tutan bir anlayışı irdelediği görülür.


7.2.2.6.3 EL-KOL HAREKETLERİ

Vücut dili bakımından belkide üzerinde durulması gereken en önemli konudur. Alışılmış kültür gereği refleksif olarak yapılan davranışların bile farklı yorumlandığı görülmektedir. Jestler, el ve kol ile yapılan vücut hareketleridir. Jestler, insanın istediği zaman giydiği bir elbise değildir. Jestler genellikle konuşmacını kendisini konuya kaptırması ile kendiliğinden ortaya çıkar.

Bunu bir örnekle açıklayalım; İngiltere’ de bir kafede oturuyorsunuz. Garson size birşey alıp almayacağınızı soruyor. Siz başınızı sağa sola sallayıp “hayır” demeye çalışırken, garson nerdeyse tüm yemek çeşitlerini kabarık bir fatura ile birlikte önünüze getiriyor. Bu gayet doğaldır, çünkü İngiltere’de sağa sola kafa sallamak “evet” anlamındadır.

Baş parmağımızı yukarı doğru kaldırmak, Amerika ve çoğu Avrupa ülkesinde “çok iyi”, “ bravo” gibi anlamlara gelirken, Yunanistan’ da çok kaba bir anlam taşımaktadır.

7.2.2.6 SOSYAL DAVRANIŞ VE YÖNTEMLER

Bazı ülkelerde sergilenen davranışlar incelik yapılmış olarak düşünülürken, bazı ülkelerde bu durum kabalık olarak algılanabilir.

Örneğin Arap ülkelerinde iş ilişkisinde bulunduğunuz işadamının eşine hediye almak kabalık olarak görülürken, çocuklarına alınan hediye kabul edilir bir nitelik taşımaktadır.

Almanya ya da Türkiye’de iş ilişkisi kurmak istediğiniz bir bayan kırmız gül vermeniz farklı yorumlara neden olabilir. Hindistan’da ise davet edildiğiniz eve gitmeniz ve size verilen yemeği kesinlikle geri çevirmemeniz gerekir. Sizin rahatsızlık vermiyeyim düşünceniz, Hindular tarafından isteksizlik olarak algılanacaktır.

Görgü kuralları, formal ve informal olmak üzere ikiye ayrılır. Formal kurallar bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini doğru yanlış gibi tablolar halinde verir. İnformal kuralları ise anlamak ve yorumlamak daha zordur. Bu tarz kurallara uyum; taklit ve izleme yoluyla kazanılır. İnformal kurallar farklı kültürlerden olan insanlar arasında personel aralığını belirler. Bu manada samimiyet derecesi kişinin ilk adıyla hitabedilip edilemeyeceğini içerir. Görgü kuralları yazılı bir nitelik taşımadığından uygulanması ve öğrenilmesi daha zordur.





8.BÖLÜM: DİĞER KÜLTÜRLERDEKİ İNSANLARLA İLETİŞİM İPUÇLARI

Farklı kültürlerden insanlar, diğer bir kültürün dil ve kültürel engellerini asla tamamiyle öğrenemezler. Farklı kültür ile iş ilişikisi olan insanların kısmen de olsa o kültüre adapte olması gerekir. Biz burada kültürler arası iş iletişimini daha verimli hale getirecek birkaç ipucundan bahsedeceğiz. Bunları birkaç maddede özetlemek gerekirse:

o Farklı ülkelerden gelen yöneticilerin ve teknik personelin bulundukları çalışma grubu içnde davranış türlerinin homojenleştirilmelidir.
o   Sözlü iletişimin engellenmesini önlemek için net, tanımlanmış terimlerden oluşan bir iş dili oluşturulmalıdır.
o Farklı ülkelerden ve farklı kültürlerden gelen çalışanlar arasında uyumu sağlamak için yazılı kaideler ve yazılı olmayan ama işletme kültürü doğrultusunda gruplara bağlı davranış normları geliştirilmelidir.

8.1 FARKLI BİR KÜLTÜRÜ ÖĞRENMEK

Farklı bir kültüre mensup ülke ile iş ilişkisine girildikçe öncelikle o kültür üzerinde ileri bir dercede çalışılmalıdır. Bu bağlamda yapılması gerekenleri aşağıda sıralayalım;

o   O kültürün dili öğrenilmelidir. Bu öğrenme süreci alt-kültürleri de kapsamalıdır.
o   Yabancı kültürle ilgili bazı gelenek ve görenekler bilinmelidir.
o   İş ilişkisi kurulacak kültür ile ilgili kitaplar okunmalı, o kültürü tecrübe etmiş kişilerle konuşulmalıdır.
o Yabancı kültürün tarih, din, politika, görgü ve diğer detaylı ortak paylaşımları bilinmeli ve hatta o ülkenin hava koşulları, sağlık-bakım koşulları, para, ulaşım, iletişim imkanları araştırılmalıdır.
o Yabancı ülkenin iş yaş..... bakışı, iş uygulamalarındaki protokol ve kuralları, kararları kimin hangi yolla aldığı, başarılı bir anlaşma sonucu karşı tarafa alınabilecek hediyeler, kredi koşulları, vs. bunların çok iyi bilinmesi gereklidir.

Bu noktada bazı ülkelerin uygulamaları hakkında bilgi vermek istiyoruz:

o   İspanya’da en az beş en fazla yedi defa el sıkışılmaktadır.
o   Araplara asla likör hediye edilmez.
o   İngiltere’de gömlek cebinde kalem, vs. taşımak münasebetsizlik olarak görülür.
o   İran gibi müslüman bir ülkede dini ibadet gereği (namaz) belirli aralıklarla iş toplantısı kesilebilir.
o Afrikalılar hızlı konuşma hareketlerden hoşlanmazlar ve bu tarz hareketleri yapanlara şüpheyle bakarlar. Güvenlerini kaybederler.
o Hindistan’ da verilen bir yiyecek asla geri çevrilmemelidir. Ve yemek yerken ve ya bir şey ikram ederken sadece sağ el kullanılır, çünkü sol elin kullanılması ahlaki açıdan pek uygun değildir.
o Hindistan’ da bir soruya “hayır” diye cevap vermek saygısızlık olarak görülür. Bunun yerine “henüz bakamadım, henüz yapamadım” gibi cümleler kurulmalıdır.
o   Ayrıca Hindistan’ da ünvanlar çok önemlidir. Doktor, Profesör gibi ünvanlar sıkça telaffuz edilir.
o   Fransa’ da bir yemek esnasında iş konuşulabilir, fakat personel sorunları ve para asla konuşulmaz.
o   Almanya’ da ise kurulacak iş ilişkisinde herşeyden önce şirketin uzun ömürlü olması gerekliliği esastır.

Bunun dışında genel olarak islami çevrelerdeki işletmeler için geçerli olan şu hususları da bilmekte yarar vardır:

o   Güç tepe yönetimde toplanmıştır.
o   Çalışanlar organizasyona değil, yöneticilerine bağlıdırlar.
o   Kişiye yaptığı işten bağımsız olarak, sahip olduğu ünvanından ve bulunduğu pozisyondan dolayı saygı duyulur.
o   Kişisel ilişkiler iş ilişkilerinden önce gelir.
o   Akrabalara öncelik tanınır.
o   Kariyer için çaba değil ilişkiler gereklidir.
o   Yenilikler sadece “yukarıdan” gelir.
o   Kadınlar organizasyonların idari pozisyonlarında görevlendirilemez.

Şu sıralar Çin ile batının ticari ilişkileri ve Amerika’ nın en önemli ticari müttefiklerinden biri haline gelmektedir. Bütün bu gelişmelere rağmen çoğu Avrupa ve Amerika asıllı çokuluslu firma bu gelişmeleri yetersiz görmekte ve Çin’ de yatırım ve ticari ilişki düşüncesine sıcak bakmamaktadır. Çokuluslu firmaların bu düşüncesi henüz Çin kültürünü anlayamadıklarından kaynaklanmaktadır.

Çin’ de yapılan işlerin kültürel açıdan etkisini ana noktaları itibariyle belirtmek gerekirse:
o   Çinlilerin en çok önem verdiği konular güven, kollektivizm ve doğruluktur.
o İş toplantıları genellikle espriler ile başlar, çay içilir ve ziyaretçinin ülke içinde yaptığı şeyler, nerede kaldığı ve ailesi gibi konular konuşulur. Aslında ev sahibi gelecek kişi hakkında önbilgi edinmiştir.
o   Çinliler iş toplantılarında toplantının başladığını ve bittiğini mutlaka sözlü olarak belirtirler.
o Çinliler neyin ve kimin en iyi olduğuna karar verdiklerinde bu kararlarına takılıp kalma eğilimi gösterirler. Bu yüzden planlarını gerçekleştirirken yavaş kalabilirler, ama işe başladıklarında oldukça çabuk ilerleme gösterirler.
o Görüşmelerde karşılıklı olmak önemlidir. Eğer bir Çinli karşısındakine bir konuda ödün verirse bunun bir şekilde geri dönmesini bekler. Görüşmelerin yavaşlaması batılıların avantajını azaltabilir. Bu takdiğin amacı daha fazla ayrıcalık sahibi olmaktır. Daha sonraki görüşmelerde Çinliler daha da fazla ayrıcalık almayı deneyeceklerdir.
o Çinliler müzereke süreçlerinde genellikle aracı kişileri devreye sokarlar. Bu onlara düşüncelerini utanma korkusu olmadan ifade etmelerini sağlar.
o   








9.BÖLÜM: YAZILI İLETİŞİMİN AYRINTILI OLARAK İRDELENMESİ
9.1 MEKTUPLAR

Mektup, kültürler ve anlayışlar farklılık göstersede ülkeler arasında hemfikir olunabilen ender konularda biridir.

Bir iş mektubunda bulunması gereken kriterlerin çokuluslu şirketler bakımından önem taşıması itibariyle belli noktaları vermek yararlı olacaktır.

•   Mektup kısa ve anlamını tam yansıtır nitelikte olmalıdır.
• Tanımı yapılabilecek somut kavramlar kullanılmalıdır. Argo, halk dili ve farklı yorumlu kelimeleri kullanılmasından kaçınılmalıdır.
•   Paragraflar dokuz-on satırı geçmeyecek şekilde, belirli bir konuya ilişkin olmalıdır.
•   Bağlaçlardan yararlanılmalı, bu yolla okuyucunun mektubu takibi kolaylaştırılmalıdır.
•   Atılacak tarih Amerikan formatına göre ( ay,gün,yıl) ya da İngiliz formatına göre (gün,ay,yıl) olmalıdır.
• Kurulan personel aralığına istinaden, iletişim imkanlarına istinaden tüm veriler (şirket, ev, cep telefonları,fax, e-mail adresi) verilmelidir.


9.1.2. KISA MEKTUP (MEMO) VE RAPORLAR

Kısa mektup ve raporlar şirketin ana merkezi ile şubeleri, şubelerarası ya da sözleşmeli joint ventureleri arasında gerçekleştirilir.

Kısa mektup ve raporlar özellikle farklı uyruklardan personeli içinde bulunduran çokuluslu şirketler arasında farklı anlaşım ve yorumlara sebep olabilmektedir.

Eğer memo ya da raporlar şirket dışı bir ilişki dolayısıyla yurtdışına yollanıyorsa formal olmalıdır. Hatta mümkünse bu tip yapılar belli bir kalıba oturtulmalıdır. Bu bağlamda rapor ve memolarda bulunması gereken özellikleri belirtmekte fayda vardır.

o   Verilen bilgi okuyucu tarafından anlaşılmalıdır.
o Amaçlar sınıflandırılıp, sıralanmalıdır. İş yazıları 3 amaç içerir : bilgi vermek, ikna etmek ve belirli bir konuya ilişkin hareket yaratmak.
o   Kısa ve özlü olmalıdır. Bu tarz memo ve raporlar bilgiyi açık bir şekilde verebileceği gibi zaman kaybını da önler.
o   Açık olmalıdır. Komplex, anlaşılmaz anlamlar taşımamalıdır.
o   Konu ile ilgili yer, zaman ve neden belirtilmeli, bu bağlamda tamamlanmış olmalıdır.























SONUÇ

Son yıllarda dünya düzeyinde gelişen global aktiviteler ve global rekabet çokuluslu şirketlerin iletişim fonksiyonunun rolünü önemli ölçüde artırırken, bu şirketlerin iletişim anlayışlarına yeni global perspektifler kazandırdıkları görülmüştür. Ulusal işletmelere kıyasla uluslararası işletmelerin yönetim kalitesine önem verdikleri ve iletişim etkisini, rekabet gücünü belirleyen önemli faktörlerden biri olarak kabul etmektedirler.
Globalleşme öncesiyle karşılaştırıldığında iletişim kanallarının gittikçe arttığı görülmekte; gerek kitlesel iletişimde gerekse kişilerarası iletişim anlayışlarındaki farklılaşmalarda, yönetsel anlamdaki iletişimi farklı yönelmelere itmiştir.

Globalleşme sürecinde yeni pazarların açılmasıyla, örneğin Çin, farklı kültürle girilen ilişki sonucunda iletişimin önemi gittikçe artmaktadır.
Yeni dünya şartlarında şirketlerin uluslarası pazarlarda girdikleri ticari ilişkilerde, iletişim tüm yönetim ve işletme fonksiyonları için önemli hale gelmiştir
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Tez (iletişim)
« Posted on: Mart 28, 2024, 03:24:28 ÖS »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Tez (iletişim) e-book, Tez (iletişim) programı, Tez (iletişim) oyunları, Tez (iletişim) e-kitap, Tez (iletişim) download, Tez (iletişim) hikayeleri, Tez (iletişim) resimleri, Tez (iletişim) haberleri, Tez (iletişim) yükle, Tez (iletişim) videosu, Tez (iletişim) şarkı sözleri, Tez (iletişim) msn, Tez (iletişim) hileleri, Tez (iletişim) scripti, Tez (iletişim) filmi, Tez (iletişim) ödevleri, Tez (iletişim) yemek tarifleri, Tez (iletişim) driverları, Tez (iletişim) smf, Tez (iletişim) gsm
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  



Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular