Elbette ki tesadüf diye bi şey yoktur… Ben öyle öğrendim ve hayatımdaki bazı ilgi çeken şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum…

Bugün 13 Ekim… Benim doğum günüm… Ama asıl mesele doğum günümün geldiği tarih… Artık yıllar dışında 13 Ekim, yılın 286. gününe denk geliyor ve ben de Çanakkaleliyim doğma büyüme… Şimdi belki ikisi arasında nasıl bir bağ var diyebilirsiniz ama ne ilginçtir ki Çanakkale’nin telefon kodu 286’dır… Belki yalnızca bana çok ilginç geldiği için dikkatimi çekti ama yine böyle ilginçlikleri seviyorum…

Ayrıca 13 Ekim’in tarihte birçok önemli olaya denk geldiğini ama bunların en yakında olanın ise Ankara’nın başkent ilan edilmesi olduğunu öğrendim… Daha birçok tarihi detay var ama hepsini yazarsam çok uzun bir yazı olacak…

Bir diğer ilgimi çeken bağlantı ise, bizim apartman numaramız 18 ve ne ilginçtir ki Çanakkale Deniz Zaferi’nin günü de 18… Bilmiyorum belki de herkesin ilgilenmeyeceği şeyler bunlar ama yine de böyle ufak detaylar her zaman dikkatimi çekiyor… Belki de “Şeytan ayrıntıda gizlidir.” felsefesine olan inancımdan bu kadar detay inceliyor da olabilirim… Neyse…

Aslında buna şöyle de bakabiliriz. Her işte bir hayır vardır… Hani tesadüfün olmadığını ispatlamak amaçlı sizle ufak bir hikâye paylaşmak isterim. Belki de birçoğunuz biliyorsunuzdur…

Zamanın birinde bir padişah varmış. Bir de onun “Her işte bir hayır vardır.” diyen bir veziri… Bir gün padişahın eline gül dikeni batmış ve padişahın canı çok yanmış. O sırada vezir; “Bunda da bi hayır vardır.” deyince padişah bi delilenmiş “Bre melun, padişahının canı acıdı. Bunun neresi hayır? Gardiyanlar, hemen zindana atın bunu…” demiş… Vezir zindandayken padişah birkaç askerini toplayıp ava çıkmış. Ormandan geçtikleri sırada bir yamyam kabilesinin saldırısına uğrayıp esir düşmüşler… Yamyamlar tüm askerleri kazanlara koyarken salmışlar. Padişah hem yaşadığı şokun hem de şaşkınlığın içinde sarayına dönüp hemen vezirini çağırtmış yanına… Zindandan gelen vezire durumu anlatan padişah “Söyle vezirim ne diyorsun?” diye sormuş ve vezir “Her işte bi hayır vardır.” demiş. Padişah iyiden iyiye afallamış ve sormuş “Yahu ava çıktığım tüm adamlarım telef oldu, hayır bunun neresinde ola ki?” Vezir başlamış anlatmaya “Efendim, sizin karşılaştığınız kabileyi ben tanıyorum. Onlar vücudunda yara bere olmayanları kendilerine yemek yapar, olanları kusurludur diye bırakırlar. Sizin elinizdeki o gül dikeninin yaptığı yarayı görünce sizi bırakmışlar.” Padişah hiç böyle düşünmemiş ve vezire “Vezirim kusura bakma, bir an celallenip seni de zindana attırdım. Ama gördüm ki sen haklıymışsın.” Vezir gülümseyerek “Efendim bunda da bir hayır vardır. Zira siz beni zindana göndermeseydiniz ben de o kabilenin akşam yemeği olacaktım.” diye yanıt vermiş…

Hayattaki en ufak acı, tatlı ne varsa es geçmeyin
çünkü emin olun ki her şey de bir hayır vardır ve dolayısıyla hiçbir şey tesadüf değildir…

Nail Asarkaya

Hikayenin sonu güzelmiş.. paylaşıma teşekkür ettim..