0 Üye ve 1 Ziyaretçi Konuyu İncelemekte. Aşağı İn :)
Sayfa 1
Konu: Son Istiklal Gazisi'nin Anıları  (Okunma Sayısı: 932 Kere Okundu.)
« : Temmuz 09, 2009, 08:48:34 ÖÖ »
Avatar Yok

By.TuRuT
*
Üye No : 773
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bay
Konu Sayısı : 19239
Mesaj Sayısı : 48 228
Karizma = 65220



Mayın denizinde 22 gün
Bağdat’ta esaretinin ardından mayınlarla doldurulmuş denizde, 22 gün süren gemi yolculuğu sonucu işgal altındaki İstanbul’a gelen Yakup Satar, yorgunluğunu atmadan Mustafa Kemal’in çağrısıyla Anadolu’ya geçti
MUSTAFA Kemal önderliğindeki Türk Milli Direnişi’nin hayatta kalan tek tanığı Gazi Yakup Satar, anılarını Tercüman’a anlatmaya devam ediyor.
Gizli gaz görevi için gittiği Bağdat’ta, görevin iptal edilmesinin ardından oradaki Türk birliğine katılan Yakup Satar, Araplar’ın da ihaneti yüzünden gelen mağlubiyetin ardından diğer Osmanlı askerleri gibi İngilizlere esir düşer. Osmanlı askerleri, elindeki silahların ve topun düşman askerine geçmesini istemez. Bütün silahları birbirine çatıp yakar, topları da kullanılamaz duruma getirir. Esir düşen Yakup Satar çatışmalar sırasında kolundan yaralanmıştır. Teslim olduğunda. İngilizler onu hastaneye sevk eder. Kolunun kesilmesi söz konusudur; ancak İngiliz doktor yarayı bir merhemle tedavi eder. 65 gün sonra taburcu edilir. Kolundaki yaradan dolayı çalıştırılmazken diğer esirler para karşılığında işe götürülür.
Ne German’ı, Müslüman’ım ben
İki seneye yakın esir kaldığı kampta bir Arap kendisine “German, German (Alman Alman)” diye seslenir. “Ne Almanı! Müslümanım ben” der. Koynundaki Mushafı çıkarıp Yasin-i Şerif’i okur. Arap şaşırır. Yakup Dede, “İngilizler kurnazdı. Araplara bizi Müslüman değil, Alman olarak tanıtmışlar. Esirlerin etrafında Arap olmasını da istemezlermiş. Savaşta Alman vuruyoruz sanıyorlarmış” diye anlatıyor. Yakup Dede’nin Müslüman olduğunu öğrenmesinin ardından Arap, kaçması için yardım teklif eder.”Nereye gideceğim” düşüncesiyle bu teklifi reddeder. Bir süre sonra Osmanlı Devleti ile İngilizler arasında esir değişimi yapılırken, Yakup Satar da böylece esaretten kurtulur. Şimdi mesele memlekete nasıl döneceğidir. İstanbul’a giden bir gemiye atar kendisini Yakup Dede.
Çocuklar asker olmuştu
Gazi Yakup Dede’nin gemi yolculuğu son derece tehlikedilir. Çünkü İngilizler, Osmanlı Donanması’na karşı denizleri mayınla doldurmuştur. Yakup Dede’nin normal koşullarda 2 gün bile sürmeyecek yolculuğu mayınlar yüzünden 22 günde ancak tamamlanır. Yakup Dede esas şaşkınlığı ise İstanbul’a vardığında yaşar. İskelede İngilizler’e ait savaş gemileri demirlemiştir. Bir an, “Yanlış yere mi geldim” diye düşünen Yakup Dede, dünyaya nam salmış bir imparatorluğun başkentinin yabancı postalları altında kaldığını fark eder. Başkentte hiç kalmayan Yakup Dede, doğrudan Eskişehir’e geçer, ailesiyle kısa bir süre görüşüp iyi olduğunu gösterdikten sonra soluğu Mustafa Kemal’in ordusunda alır. Yakup Dede o günleri şöyle anlatıyor: “Kütahya’da onun ordusuna katıldım. Onun askeri yoktu. Birtakım çoluk çocuğu asker yapmış, ne silah kullanan var ne başka bir şey. Eline silah verilen asker olmuş.”
Ziyaretçi akını
Yakup Dede, savaşın sonunda Eskişehir’in yolunu tutar. Ancak ne annesi ne de babası hayattadır. Eskişehir’de enişteleriyle kalıp uzun süre çiftçilik yapar Yakup Dede. Bir süre de arabacılıkla uğraşır, kızı ise manavlık yıllarını hatırlıyor. Son yıllarda ziyaretçi sayısında belirgin bir artış var. Bunlardan biri de Kâzım Karabekir Paşa’nın kızı Timsal Hanım. “Seni görünce babamı görmüş oldum” diyen Timsal Hanım önce Yakup Dede’yi kucaklamış ardından da babasına ait bir rozeti ona hediye etmiş.

‘Atatürk öldü’ yalanı
YAKUP Dede cepheye katıldığı zaman savaş olanca şiddeti ile devam etmektedir. Yunan ordusu, Türkleri geldikleri yere, yani Orta Asya’ya göndermek için giriştikleri savaşa olanca güçleri ile asılmaktadır. Kütahya’da orduya katılan Yakup Dede, yürüyerek Polatyı’ya kadar gelir. Gazi Dede savaş sırasında iki ateş arasında kalışını ve düşman askerinin, morallerini yıkmak için, “Atatürk öldü” yalanını yaymalarını şöyle anlatıyor:
“Polatlı tarafında sabaha karşı düşman gelip bizim istihkâmlara yerleşmiş. Nöbetçiler de sabah görünce ‘Düşman geldi, düşman geldi’ diye uyardı. Bizim asker geri kaçtı. Ben kaçamadım. Bizim askerle benim aramda bir kurşunluk mesafe var. Arkamda Yunan askeri var. Düşman ateş etmeye başladı. Teslim olsam eziyet edip öldürürler. Bizim askere doğru koşuyorum. Bir kulağımda düşmanın, bir kulağımda bizim askerin kurşunu. Kafama çarpsa ölürüm. Ama Allah tarafından korundum. Kurşun yemeden bölüğüme katıldım. Yunan, Mustafa Kemal’in öldüğü yalanını yaymıştı. Bir savaşa başladık. Mustafa Kemal’i götüreceklerdi, hâlbuki onları mağlup edip Ege Denizi’ne kadar kovaladık

O anı hiç unutmadı
Yakup Satar, Kocatepe’de nöbetteydi. Bir komutan yaklaştı ve ne yaptığını sordu. “Düşmanı gözlüyorum” cevabı üzerine dürbünü istedi, “Biz de bakalım” dedi. O komutan, Ulu Önder Atatürk’tü
TÜRK’ÜN yüzlerce yıllık yurdu Anadolu’da, kıyamet gelmediği sürece, daha binlerce yıl kalacağının kanla yazılan belgesi İstiklal Savaşı’nın hayatta kalan son gazisi Eskişehirli Yakup Satar için Milli Mücadele’ye katılmak kadar önemli bir olay daha var. Genç yaşında vatan savunması için silahı eline alan, Bağdat’ta aylarca savaştıktan sonra Anadolu’ya gelerek düşmanla savaşa devam eden 109 yaşındaki Yakup Dede, iki kere karşılaştığı Mustafa Kemal Atatürk’ü unutamıyor. Ulu Önder’e sevgisi o kadar büyük ki, kulaklarında duyma kaybı yüzde yüze yaklaşsa da, “Atatürk” denildiği zaman anında anlıyor ve hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.
Efsane karşımdaydı
Gazi Dede, Kurtuluş Savaşı sırasında kullandığı silahı bile dün gibi hatırlıyor; “322 model, küçük çaplı, mükerrer atışlı, mavzer tüfek.” Makineliyi almasından sonra doğruca Kocatepe’deki cepheye dâhil olur. Görevi elindeki dürbünle, Ankara’ya 6 saat mesafedeki Yunan askerini izlemektir. Bu esnada arkadan iki kişi yaklaşır: İçlerinden birisi, “Ne yapıyorsun asker” der. Yakup Dede, asla gözünü düşmandan ayırmaması emredildiği için arkasını dönmeden, “Düşmanı gözlüyorum” diye cevap verir. Komutan yanına gelir, “Ver bakayım o dürbünü ben de düşmanı görebilecek miyim” der. Yakup Satar, dürbünü uzattığında karşısında masmavi gözleri görür. Komutan dürbünden bakar ve, “Düşman ayağımıza kadar gelmiş” diyerek ordulara hareket emri verir. O komutan, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Yakup Dede sonraki yıllarda hep bu anı hatırlar ve çevresine anlatır. Bize o anki duygularını şöyle tarif ediyor:
“Adı aramızda daha o zaman efsane haline gelen komutan, o anda tam karşımdaydı. Rüya gibiydi. Mustafa Kemal’in zaman zaman asker ve halk arasına karışarak insanları şaşırttığını hikâye gibi anlatırlardı. Ben de, “Koca komutanın ne işi var bizim gibi insanlarla” derdim. Şimdi düşünüyorum da onu Türkler’in Ata’sı yapan işte buydu. 109 yaşıma geldim. Cumhuriyet’in bütün yöneticilerini gördüm. Bunca yıl sonra Atatürk’ün niye Atatürk olduğunu ancak bu kelimelerle anlatabiliyorum. Atatürk kâh çocuk olurdu kâh kendinden yaşça büyük bir dede.”
Düşman gözüküyor mu?
Yakup Dede, Atatürk ile sonraları bir kere daha karşılaşmış. Afyonkarahisar’ın Şuhut İlçesi’ndeki bir eğitim sırasında Atatürk askerleri ziyaret eder. Yakup Dede o anı da şöyle anlatıyor:
“Beni görür görmez tanıdı ve gülümseyerek, ‘Bak bakalım asker. Dürbünden düşman gözüküyor mu’ dedi. Sonra, ‘Askerlerim. Silahınıza, merminize sahip çıkın, boşa harcamayın’ dedi ve gitti. Bütün bölük hayranlıkla bakıyorduk ardından. Atatürk’ün savaş sonrasi devrimlerinin Türkleri kendi tarihi ile barıştırdığını belirten Yakup Dede’yi en çok, Atatürk’ün iyi bir Müslüman olmadığı yalanı sinirlendiriyor. Yakup Dede, “Atatürk başka dinden olaydı bunca insan peşine takılır mıydı? O dönemin en ünlü imamları, hocaları onun peşinden gider miydi? Binlerce insan aynı hatayı yapıp onun yanında savaşır mıydı? Ona bu yalanı atanlar bizzat İslam’ın içimizdeki düşmanları, Atatürk’ten sonra herşey bozuldu” diyor.


Yemeniciden gelen sürpriz
YAKUP Dede ilginç bir anısını anlatıyor:
“Askerin üstünü başını görseniz ağlardınız. Ağustos ayı. Hava kavurucu sıcak. Otlar iyice kavrulmuş, cayır cayır yanıyor. Ayağımız çıplak. Yanan otları ayağımızla söndürüyor, oraya çöküp düşmana ateş ediyoruz. Sivrihisar’a yakın bir yerde mola verdik. Gece gizlice kasabaya gittim, zifiri karanlık. Bir evi fener ışığı aydınlatıyor. Evin kapısını çaldım. Kapıyı açıp açmamakta tereddüt etti. ‘Korkma, ben Mustafa Kemal’in askeriyim. Ayağımda ayakkabı yok. Parasını vereyim, ayağıma giyecek bir şeyler ver’ dedim. Tesadüf, orası yemenici dükkânıymış. Bana bir çift yemeni verdi. Sökülünce dikmem için de balmumu iple iğne de verdi. Hemen yemeniyi ayağıma sardım. O kadar rahat etti ki ayağım. Bana artık karada ölüm yok. Birliğime adeta uçarak gittim. Bu arada Yakup Dede’nin torununun kızının eşi Bekir Ünver ekleme yapıyor: “Yakup Dede’nin bahsettiği insan da benim dedemdi.”
Memleketin kıymetini bilin
Yakup Dede ile konuşurken, ondan emanet aldığımız vatanın değerini yeterince bilemediğimiz duygusuna kapılıyoruz. Türkiyeíde hayatta kalan tek İstiklal Savaşı gazisi Yakup Satar, gençlere nasihatte de bulunarak, “Biz bu vatanı çok zor şartlarda kurtarıp size teslim ettik, kıymetini bilin” diyor.

İstek & Öneri ve Şikayetlerinizi: WeBCaNaVaRi'na Üye Olmadan Link'leri ve Kod'ları Göremezsiniz.
Link'leri Görebilmek İçin. Üye Ol. veya Giriş Yap.
Adresine İletebiliriniz.
WeBCaNaVaRi Botu

Bu Site Mükemmel :)

*****

Çevrimİçi Çevrimİçi

Mesajlar: 222 194


View Profile
Re: Son Istiklal Gazisi'nin Anıları
« Posted on: Nisan 26, 2024, 11:45:04 ÖÖ »

 
      Üye Olunuz.!
Merhaba Ziyaretçi. Öncelikle Sitemize Hoş Geldiniz. Ben WeBCaNaVaRi Botu Olarak, Siteden Daha Fazla Yararlanmanız İçin Üye Olmanızı ŞİDDETLE Öneririm. Unutmayın ki; Üyelik Ücretsizdir. :)

Giriş Yap.  Kayıt Ol.
Anahtar Kelimeler: Son Istiklal Gazisi'nin Anıları e-book, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları programı, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları oyunları, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları e-kitap, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları download, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları hikayeleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları resimleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları haberleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları yükle, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları videosu, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları şarkı sözleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları msn, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları hileleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları scripti, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları filmi, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları ödevleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları yemek tarifleri, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları driverları, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları smf, Son Istiklal Gazisi'nin Anıları gsm
Yanıtla #1
« : Temmuz 09, 2009, 08:53:57 ÖÖ »

x[BLack RoSe]x
*
Üye No : 2816
Yaş : 34
Nerden : Rize
Cinsiyet : Bayan
Konu Sayısı : 901
Mesaj Sayısı : 12 413
Karizma = 13


ne kdr yaslı yaw Ağlıyorum. teşekkürler..
Sayfa 1
Yukarı Çık :)
Gitmek istediğiniz yer:  


Benzer Konular
Konu Başlığı Başlatan Yanıtlar Görüntü Son Mesaj
Iste Bomba!!! Istiklal Marsi Kodu .
Html Dökümanlar
[B]a[R]a[N] 5 2677 Son Mesaj Nisan 03, 2008, 03:46:50 ÖÖ
Gönderen : By.CeZa
Müzik Neden Anıları Canlandırır?
Hayata Dair.
-minel- 2 8372 Son Mesaj Şubat 12, 2015, 10:03:45 ÖS
Gönderen : SaviorAngel


Theme: WeBCaNaVaRi 2011 Copyright 2011 Simple Machines SiteMap | Arsiv | Wap | imode | Konular