Snoopy'nin Çizeri Melankolikmiş

Snoopy dizisinin yaratıcısı Charles Schulz'u melankolik bir sanatçı olarak gösteren kitap ABD'de tartışmalara sebep oldu.

Dünyanın en ünlü karikatür ve çizgi film serilerinden Peanuts'ın (Snoopy) 2000 yılında hayata gözlerini yuman yaratıcısı Charles M. Schulz'un 77 yıllık hayatını anlatan Schulz and Peanuts isimli kitap, Amerika'da tartışma yarattı. Schulz'u tıpkı ressam Vincent van Gogh, besteci Ludwig van Beethoven ya da şair Arthur Rimbaud gibi 'yaralı bir ruh' olarak resmeden biyografide, ünlü çizer karşımıza mutsuz, yalnız ve acı çeken bir sanatçı olarak çıkıyor. Snoopy, Charlie Brown, Lucy ve Linus gibi unutulmaz çizgi karakterleri yaratan sanatçının eski eşi Jean Schulz, Amerika'da çıkan kitabın Charles Schulz'un melankolik ruh halini çok abarttığı görüşünde. David Michaelis imzalı çalışma, yarattığı dünyalara hep karamsar bir mizah duygusuyla bakan sanatçının hayata karşı takındığı olumsuz tavrına vurgu yapıyor. Schulz'un kendi sözleriyle, dizideki "Aşkların hepsi karşılıksızdır; kahramanlar oynadıkları bütün beyzbol maçlarını kaybederler; sınavlarda hep çuvallarlar; bekledikleri Büyük Balkabağı hiç gelmez ve unutmamak gerekir ki Lucy her seferinde Charlie Brown'un ayağının altından futbol topunu son anda çeker." Schulz'un babası, Amerikan ekonomisinin bunalıma girdiği yıllarda eve para götürmeye çalışan bir berberdi. Annesini henüz 20 yaşındayken yitiren Schulz, hayatı boyunca onu çizgi roman sanatıyla ilk defa tanıştıran annesini hiç unutmadı. Kitaba göre Schulz'un babası, oğlunun saçlarını hep gülünç bir hale sokardı. Schulz sürekli horlayan büyükannesiyle aynı odada uyur, kızlarla konuşmaktan ve okuldaki belalı tiplerden ölesiye korkardı. Hayatları sefalet, sağırlık ve veba gibi korkunç olaylarla mahvolan büyük sanatçılara oranla bunlar çok önemli görünmese de, Schulz and Peanuts kitabına göre bu olaylar Schulz'u hayata hep karamsar bakan bir sanatçıya dönüştürdü.